/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 26.
    +1
    Rezervatullah
    ···
  2. 27.
    +1
    Kur-an kursunu bırakıp yine gibtiri taktan kütüphanenin kitaplarıyla başbaşa kalıyorum. Hizbullah denilen gerizekalılar hakkında, televizyon kanallarında her gün yeni olaylar patlak veriyor. Hizbulvahşet diye adlandırılan şeyler yaşanıyor ülkede. Televizyonda her gün kaçırılan birilerinden bahsediliyor ve asit kuyuları, domuz bağları diye bir şey öğreniyoruz. Kim oldukları bilinmeyen ve belkide asla bilinmeyecek olan insanların bedenleri fışkırıyor topraktan. Devlet adına çalışan, batılı, eğitimli, görgülü insanlar bile, yer yer yönlendirmelerde bulunup destek vermişler. O aralar tüm doğu genelinde insanlar dine sarılıyor bi anda. Önceki PKK korkusu yerini, HiZBULLAH korkusuna bırakıyor. Devletler PKK'dan sonra HiZBULLAH terörünü yaratıp, bizi yani bu eğitimsiz geri zekalı topluluğunu kucaktan kucağa veriyor.
    ···
  3. 28.
    +1
    Biliyor musunuz; bizim oralarda babalar, çocuklarını büyüklerinin yanında tutup sevemezler bile. Çünkü bizde sevgi, gösterilebilen, dokunulabilen bir şey değildir. Adlandırılmış bir duygudur o kadar. Din diye saçma sapan şeylere inanıp, ayıplarla büyütüyorlar hepimizi. Ve zaten adetlerini bile iyiden iyiye harman çormanlaştırdıkları din diye sunup körü körüne inanıyorlar. Lan inandığınız dinde bile sevginizi gösterin diyor, ama siz nefretinizden başka ifade edecek bir şey bilmiyorsunuz. Adetlerinizden başka dininiz yok. Neyse işte böyle böyle kendi kendime o kadar söyleniyorum ve öyle bi gaza geliyorumki artık evden ayrılmalıyım diyorum ve kararımı veriyorum; evden ayrılacağım.
    ···
  4. 29.
    +1
    Evet çıplak, zayıf cılız bi beden, elinde kendisinden bile ağır bi silah ve boş boş kendine bakıyor. Sonra gözlerim bedenimde bi daha dolaşmaya başlıyor, her tarafıma, her milimime adeta. Hala bi işaret yok. Silah iyice ağırlaşmaya başladı, kaldırıp başıma tutuyorum. Aynada kendime bakarken aslında, elinde bu silah tutan kişi ben değilim diyorum. Her şey tamamda, sırf seni kabul etmiyorlar, onlardan biri değilsin diye kafana sıkacak değilsin ya" diyorum kendi kendime. işte o anda kocaman bi boşluktan aşşağı yuvarlanıyorum. Her şey anldıbını yitiriyor...
    ···
    1. 1.
      0
      Rez knk garip guzel
      ···
  5. 30.
    +1
    Artık kendime güvenim bi anda yerine geliyor. En fazla zütümü gibeceğini göze almıştım, ama adamın tedirginliğinden, hareketlerinden falan bana karşı hiç bi tak yiyemeyeceğini, kılıma bile dokunamayacağını anlıyorum. Bunu anlamak beni daha çok rahatlatıyor. Saatler ilerleyince "uyumak ister misin?" diyor "evet" diye yanıtlıyorum. Odalardan birini bana ayarlıyor ve girip kapıyı kapatıp uyuyorum. Günlerdir arabalarda, trende sokaklarda yüklendiğim yorgunluk beni öyle bi düşürüyorki ertesi gün öğleden sonra anca uyanıyorum. Daha doğrusu adam "kahvaltı hazır" diyerek kendisi beni uyandırıyor. Çünkü adamı züt korku sarmış. 15 yaşında bi erkek çocuğuyla basılmak korkusunu öyle bir yaşayıp, bana öyle bi hissettiriyorki, kendimi hayatım boyunca hiç bu kdar güvende hissetmemiştim.
    ···
  6. 31.
    +1
    Aradan 1-2 hafta geçtikten sonra, bi gün elinde kuru sıkıdan gerçeğe çevrilmiş bi silahla geliyor. Tam tarihini hatırlamıyorum ama yıl olarak 1999 olsa gerek, bana silahı getiriyor. ilk 25 kurşunu da ücretsiz veriyor. Fiyatta anlaşıyoruz 30tlye alıyorum. Kurşunlar, bildiğiniz kuru sıkı tabanca kurşunu ama uçlarına özel olarak demir bilyeler sıkıştırılıyor ve bunları yapmaya kalkışmak çok güç, o yüzden bizim oralarda bunu meslek edinip yapanlar var o zamanlar. Kurşunları da bana uygun fiyatlara her zaman satabileceğini söylüyor. Gülümsüyorum, senden başkasından almayacağım diyorum. Birbirimize ticari kurlar yapıyoruz, müşteriyiz ikimizde. Sonra alıyorum silahı ve gidiyorum...
    ···
  7. 32.
    +1
    Arkadaşım, kalpleri hedef almamı söyleyerek ateş etmeme yardım ediyor ve ateş ediyorum. O heyecan, o adrenalin, o ne olduğunu bilmediğim gizemli duygu hiç bir şeyde yok. Daha önce hissetmemiştim. Erkek oldum, silahım var ve ateş ediyorum. Kurşunlar tabelalardan geçip yokluğa karışıyorlar ve ben her kurşunda daha bi erkek olmaya başlıyorum.
    Sonra ayrılıyoruz, silahım belimde eve geliyorum. Hiç kimse belimde bi silah olduğunu bilmiyor, bende çaktırmıyorum zaten. O yaşımda da zayıf olduğumdan dolayı, kilolu görünmek için bol elbiseler giyiniyorum. silah arada zütüme girip çıkarken canımı yaksada, dışardan belli olmadığı için kimse çakmıyor. Gece uyurken yatağımın altına saklıyorum, ama pek sık eve zütürmeye cesaret edemiyorum. Dışarda bi yerlere saklıyorum. Ertesi gün büyük bi heyecanla gidip alıyorum ve belimde silahım varken erkekleşip sokakları dolaşmaya devam ediyorum.
    ···
  8. 33.
    +1
    Bi kaç gün güzel vakit geçiriyorum silahımla. 15 yaşımdayım ve belimde, sağ kalçama batıp çıkan ağırlığımca ve üstelik dolu bi silah var. Fazla kurşunları eve yakın bi yerlerde saklamışım ve ortada silahla dolanıp duruyorum. Silah zütüme girip çıkarken kendimi daha erkek hissediyorum. gibim değil ama, silahım beni daha erkek yapmış. Etrafta herkese ters ters bakınıp duruyorum, abime bile gider yapıyorum. Daha önce kendi içimde boş ver diyerek atlattığım fırçaları muallak laflarını, artık silahım olmasından dolayı bazen cevaplayarak def ediyorum ve kendimi gayet iyi hissediyorum. gibim umrumda değil, ama silahıma güveniyorum. Sonra dayanamayıp bi gün şehir dışında boş bi yere gidiyorum o arkadaşımla. Bana silah sıkmayı öğretiyor. Yol kenarındaki tabelalar delik deşik olmuş. Birde üzerlerinde ilanı aşklar edilmiş kalpler var bol bol. Tuhaf olan şuki, insanlar nefretlerini ve sevgilerini aynı tabelalarda dile getirmişler. Nefrette, sevgide çok yoğun yaşanılan duygular olduğu için olsa gerek aynı yerde tabelalarda varolmuşlar. Ama hiç kimse bilinçli olarak yapmamış bunu ve sanırım hiç kimse farkına varamayacakta.
    ···
  9. 34.
    +1
    Kalkıp ona gidiyorum ve evinden yalnız kaldığımız ilk anda korkmaya başlıyorum. Ne yapıyorum, nerdeyim ne işim var burda diyorum. Ama çok geç artık. Madem zütüme güvendim, olacaklara katlanmalıyım. Adamla konuşmaya başlıyoruz. Eski tarihi bir evdeyiz. Bi kaç odası falan var. Salonda oturup çay falan içiyoruz ve ben korkudan tir tir titriyorum. Adam halimi farkediyor ve yaşımı falan tekrar soruyor. 15 yaşında olduğumu ve aslında evden kaçtığımı söylüyorum. .Evden kaçtığımı söyleyince rengi bembeyaz oluyor ve telefonunu çıkarıp "kimse gelmedi, sende kendini yorma buraya kadar" diye bi kısa telefon konuşması yapıyor. Meğer ben eve gelmeden önce bi arkadaşını daha aramış, kafasında grup fikri var. Bunu yapacakmışız. Benim korktuğumu, yaşımı ve evden kaçtığımı öğrenince bi anda adamın zütünü korkusu sarıyor ve bana eğer istersem gidebileceğimi söylüyor. Bende gidecek yerim olmadığını söylüyorum. Bu sefer korkan o, ben değilim. Öyle bi korku ki zütünden akan ter nerdeyse paçalarından akacak.
    ···
  10. 35.
    +1
    Aslında şimdi düşünüyorumda, o adama neden gittiğimi bi türlü anlamıyorum. Sanırım kalacak bi yerim olsun istediğimden gitmiştim. Çünkü uykusuzdum, açtım ve sanırım birileriyle konuşmaya çok ihtiyacım vardı. Yada başka şeyler. Gerçek nedeni belkide sexdi, ne biliyim işte öylesine kendimi bırakmıştım, rüzgar nereye eserse misali gidiyordum. Adamdan ayrılıp tekrar sokaklara dönüyorum. Ankara da bi parka gidiyorum. Parkın orasında, burasında oturup milleti izliyorum. Ne güzel bi dünya var aslında. Şaşkın şaşkın insanları izliyorum. Sürekli nasıl konuştuklarına, nasıl birbirlerine dokunduklarına, hangi kelimeleri daha sık tekrarladıklarına dikkat ediyorum. Dikkatimi çeken şeyler bunlar. Kocaman bi dünya var etrafımda. Ama önemli olan bu dünya mı? Yoksa olmayan kendi dünyam mı? Bi an önce akşam olsun istiyorum, çünkü o zaman daha sakin bi hayat oluyor ve daha az farkediliyorum...
    ···
    1. 1.
      0
      Seri devam et aşırı sardı
      ···
    2. 2.
      0
      Rez amk harbi sardi lan vay amk
      ···
  11. 36.
    +1
    Sonra Ankara'da internet cafelerden birine giriyorum, bi kaç saat nete takılıyorum. Sohbet odalarından birinde adamın biriyle konuşmaya başlıyorum. 45 yaşında olduğunu söylüyor ve yazdığı şeyler o kadar güzelki. Sanki beni benden daha iyi tanıyor, beni gerçekten anlıyor. Adam sanki konuşmuyor sanki benimle yaşıyor gibi yazıyor. Bana gelsene otururuz biraz diyor ve ben tamam diyorum. Adresi veriyor sanırım Kızılcahamam falan olsa gerek. Kalkıp bi otobüsle ona gidiyorum. Gidecek yerim yok zaten, en kötü ihtimallede gibecek beni diye düşünüyorum. Öldürüp pişirecek değilya. Eee tabii o zamanlar organ mafyası falan filan aklımda yok. Öyle bir şey düşünmüyorum. En fazla yapacağı şey gibmek olacak, zütümden de korkmuyorum zaten.
    ···
  12. 37.
    +1
    Parayı slip beyaz kilodumun arasında saklıyorum. Bol elbiseler eşliğinden kamufle edip mal mal dolanıyorum. ilçe ilçe dolanarak gitmek yerine artık bi yerde trenle yolculuk yapmaya başlıyorum ve vardığım yer Ankara. Günlerdir yollardayım ve doğru dürüst uyku uyumadım, yemek zaten atıştırmalık şeyler falan. Korkudan bi yerlere oturamıyorum bile. Parklarda sıradan biri gibi günümü gün edip geceleri bi kuytu köşeye saklanıyorum. Uyku yok zaten, yaz mevsimi olmasına rağmen geceleri bazen soğuk oluyor ve bu yüzden kollu bir sweet short almışım. Otele falan gidemiyorum çünkü yaşım 15 ve gittiğim an enseleneceğim. Sokaklarda dolaşıp akşam olmasını bekliyorum. Ankara'ya neden geldiğim hakkında da en ufak bilgim yok * belki milletvekili adaylığımı koymak istiyorumdur. Zaten gibtiğimin vekilleri çete kurup, ihalelere girmekten başka bi taka yaramıyorlar.
    ···
  13. 38.
    0
    Ayraç olarak kalsın burda
    ···
  14. 39.
    0
    Devammmm
    ···
    1. 1.
      0
      Atacağım akşama doğru
      ···
    2. 2.
      0
      Seri at popi okicak birşeyler arıyorum
      ···
      1. 1.
        0
        Hazırda mı bekliyordun amk :D
        ···
      2. 2.
        0
        Her daim...
        ···
  15. 40.
    0
    Ulan hikayeye bak be
    ···
    1. 1.
      0
      Sende mi okuyorsun lan?
      ···
  16. 41.
    0
    Panpa bunu bitirecen dimi
    ···
    1. 1.
      0
      Bitireceğim panpa
      ···
    2. 2.
      0
      Tmm pnp
      ···
  17. 42.
    0
    Sessizliğimi; canım aşırı derece de yanmasına rağmen hiç bir zaman bozmuyorum. Erkek adamım, ağlamamam lazım. Hem ağlasam "muallak herif"in biri olduğum anlaşılacak. Her neyse işte, ama hak ettiğim bir şey değildi. O gün ikinci yakın temasımızı daha aradan bi kaç saat geçmeden tekrar yaşıyoruz. Yine küfürler, bağrış çağrış arasında ağız dolusu tükürük ve son olarak bi kaç güzel tokat...
    ···
  18. 43.
    0
    Artık iyice dolmuşum, daha önce atılan tokatlar falan filan hiç birine aldırmıyorum, ama bu sonuncu "ehh yeter be" dedirtiyor içimden. Yengemde yanımızda, yanaklarımdaki aleve aldırmadan, kalkıp diğer odaya gidiyorum. Oturup ağlıyorum halime. Yediğim tokatların acısı değil canımı yakan. Canımı yakan şey, sadece kimsesiz olduğumu düşünmem, yalnız olduğumu düşünmem. "nerdesin be baba!!" diyorum o an içimden. Sessizliğin sesi olsa ve o an içimdeki sessizlikte kopan çığlıklar duyulsa, her halde bütün kulaklar sağır olurdu. Gözyaşları yanaklarımdan aşşağı süzülüp, burnumdan akan sümükle birleşince iğrenç olduğumu düşünüyorum o an. muallakyim ya; hala nasıl olduğumu, nasıl göründüğümü aslında merak ediyorum. Ne kadar korkunç oysa değil mi? Ama öyle değil işte, ağlarken bile nasıl göründüğümü ve acaba gerçekten "karı gibi mi zırlıyorum" diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Doğru dürüst odaklanıp ağlayamıyorum bile * muallak olmak böyle bir şey işte. Çünkü ağlayacaksan bile erkek gibi ağlamalısın. (... gibi"leri sevmiyorum o ayrı bi konu ama neyse, şimdi onu karıştırmıyım)
    ···
  19. 44.
    0
    ... Günler kendini PKK korkusundan sonraki en büyük ve en korkutucu, adına HiZBULLAH denilen terörün kucağına bırakıp, baştan yaratılan yaşamlarla şekillenirken, evde gerginlikler bitmiyor. Yüzüme tükürülmeyen günlerde bi terslik olduğunu düşünmeye başlıyorum. Azar işitirken yüzüme tükürülmesine o kadar alışmışımki, eğer yüzüme tükürülmüyorsa bu işde bi takluk var diyorum. Günler bu ağız dolusu küfürler eşiliğinde geçip giderken bi gün abimle yine yakın temas yaşıyoruz. Sebebini şu an hatırlamaya çalışıyorum ama nedense hatırlamıyorum. Her halde gibtiri taktan bi konudur yine. Çünkü dayak artık benim için sıradan bi durum olup çıkmış. Zaten önemli olsa ve gerçekten o kadar yakın temasa geçmesini, gerektirecek bi yanlışımdan olsa, kendimi haksız bulur ve "bunu hakettim" derdim ve zaten o zamanlar hakettiğimi düşünüp sessiz kalıyorum.
    ···
    1. 1.
      0
      Beklemekteyim sakın bırakma yazmaya devam
      ···
      1. 1.
        0
        Duşa girip çıkayım devam atacağım bunları okuyakoy panpa.
        ···
      2. 2.
        0
        Okudum kanki bekliyorum gusülünü al gel
        ···
      3. 3.
        0
        Ne ara okudun amk daha gitmedim.
        ···
      4. diğerleri 1
  20. 45.
    0
    Abimde göz açığın teki tabi. Daha önce hizbullahın farklı bir koluna katılmış tanıdığı bi arkadaşı var ve bu konuyu açıp ne yapabileceğini, nasıl davranması gerektiğini soruyor. Arkadaşı kesinlikle alttan almaması gerektiğini, kesinlikle karşı çıkmasını ve ne şekilde olursa olsun, sadaka niyetine dahi bir kuruş para vermemesini söylüyor. Çünkü eğer 1 kuruş dahi verirse, adamların O'nu zekat verenler listesine alacaklarını ve bunu her zekat döneminde devam ettireceklerini söylüyorlar. Eğer bir defa listeye girerse ve sonrasında vermezse, başının artık belada olduğunu söylüyor. Abim öyle yapıyor, tehditlere falan filan bakmadan para veremeyeceğini, çünkü kendi inancının zekat verme şeklinin bu olmadığını dualar arasında söylüyor. Adamlar "cemaate böylemi davranıyorsun" diye sert bi uslupla çıkışıp "son söyleyeceğin bu mu?" diyorlar. Abim de "evet bu" deyip tekrar dua ederek kapıyı gösteriyor. Hacı, hoca denilen çapulcu takımı gibtir olup gidiyorlar.
    ···