+4
-15
Ağzı içki, sigara ve benim ıslaklığım kokuyor. Bu kokuyu içime çekiyorum. Ne kadar tanıdık diye geçiriyorum aklımdan. Hafızama kaç kez yazılmış kim bilir bu veriler ve ben her defasında “bu kokuyu soluyunca hanginiz geliyorsunuz acaba aklıma?” diye düşünüyorum. Bacaklarımı beline doluyorum ve geriye doğru yatıyorum. Kafam sanki ağır geliyor o anda ve keşke sadece biraz böyle durabilsen diye düşünüyorum.
“Ama böyle kalırsak iner” diyor. Sanki o gibi bir daha kaldırması çok mucizeymiş gibi bunu söylemesine kızıyorum. Hiç bilmiyor onu ne kadar uzun zamandır tanıdığımı.
Gözümün içine bakarak “Seni gibmek istiyorum işte” diyor. Sanki yaptığı şey zaten o değilmiş gibi bunu söylemesine umursamaz bir gülümsemeyle karşılık veriyorum ve bu halini saklamak üzere son bir kez yüzüne bakıyorum. O kareyi de hafızama bir fotoğraf gibi çekip koyuyorum ve sonra ağzı içki, sigara ve am kokan adamlar klasörüne kaydediyorum. O ana kadar içimde olan biten her şey birden sanki bıçak gibi kesiliyor. Biliyorum o saatten sonra geriye sayım başlamış oluyor. infazın affı yoktur bilirsin.
Bahsi yükseltiyorum. Daha önce yatakta kimseye fısıldayarak bile olsa “gibtir git” dememiştim. Kalçalarımla, hareket etmeye başlıyorum. Böyle anlarda direksiyona geçmişim gibi oluyor. Gaza basıyorum, hızlanıyoruz. içimden sanki yabancı bir hayvan canhıraş çıkmak istiyor.
Bir şey söylemek ister gibi bana bakıyorsun ama konuşmana fırsat vermeden gözlerimi kapatıyorum çabucak ve sımsıkı içimdeki hayvan kaburgalarıma pençelerini atıyor canım yanıyor nefesimi tutuyorum sıcak bir şey akmaya başlıyor sırtımın arasından içime doğru ağzımı kocaman açıyorum seni tamamen içime bir defada hüüüüppp diye çekip alabilir miyim diye hayal ederken o pençeleri olan hayvanıma seni yem etmek istemiyorum gözlerimden yaşlar mı geliyor yoksa her yer çok mu ıslak boynumdan dışarıya tırnakları fırlayıveriyor biliyorum artık vakit çok yaklaştı derken inlemelerin çınlıyor kulağımda ve dünyanın bütün çalar saatleri aynı anda çalıyormuş gibi bir yankılanma oluyor kafamın içinde ama kanım çekiliyor azar azar azar azar azar bağırsam duvarlar yıkılabilir diye korkuyorum başımı yastığa gömerken beni çok yüksek bir yerden aşağıya itiyorsun rüzgarda savrulan bir naylon poşet gibi süzülüyorum her yer beyaz bembeyaz oluyor rimellerim akıp gözlerimi yakarken güçlü bir nefesi çekip birden yüksek sesle aaaaaaahhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh diye bırakıyorum ama sesim sanki pencerelerin dışından geliyor bir çığlık gibi biz devrilip yatağın içine bir kör kuyuya düşmüş gibi atıveriyoruz kendimizi her yer dağılıyor ve bir şelale dökülüyor senden benim üstüme sıcak lavlar gibi akıyor boynumdan aşağıya ve içimdeki hayvan çöl susuzluğunu gideriyor onu kana kana içerken ben boynumda kalan yara izlerine iyi gelsin diye sürerken yarı aralanmış gözlerine bakıyorum senin ve sanki aynı karşılığı buluyorum bu defa
Sen söyledin, böyle kalamazdık…
EDiT:iMLA
