Sıkıcı profesör diliyle değil
lafı dolandırmadan
türkiyenin sayılı ekonomistinden
türkiye ekonomisinin durumu ve nasıl kurtarılabileceğinin formülünü dinleyeceksiniz.

rezerv alın

ilk olarak ülkenin izlediği yanlış vergi politikası ve sonuçlarından girelim konuya...

Beyler, avrupada ve dünyanın gelişmiş refah toplumlarında gelir vergisi oranı%80 tüketim vergisi oranı %20 dolaylarınayken. Bu güzel ülkemiz türkiye'de %80 tüketim %20 gelir vergisi şeklindedir.

Gelelim bunların ne olduğuna ve farklarına. kolayca herkesin anlayacağı şekilde anlatayım.

Gelir vergisi: Vatandaşların gelirine göre ödediği vergidir. yani basitçe gelir arttıkça buna paralel olarak ödediği vergi artar. tam tersi olarakta geliri düştükçe daha az vergi ödersiniz.

Tüketim vergisi: satın aldığınız mal ve hizmetlerin içine dahil edilen vergilerdir örneğin ötv.

Durum:Türkiyede vatandaşlar gelirine göre değil tükettiği mallar üzerinden vergi ödemektedir.

Sonuç: Bu sayede Zenginler büyük gelirlerine rağmen az vergi verirken, fakirler az gelirine rağmen satın aldığı herşey içinçok vergi öder. ondan dolayıda alım gücü düşer.

çözüm: vergi politikası avrupa ve gelismis refah toplumlarındaki gibi %80 gelir %20 tüketim üzerinden olmalıdır.

Bizim hükümetimizin tüketim vergisi aşkı şuradan gelir. Gelir vergisinde direkt maaştan kesinti olurken tüketim vergisinde ise dolaylı yoldan satın aldığınız mal ve hizmetlerle paranız çıkar. buda ödediğiniz verginin anlaşılmaması ve paranın uçuş gitmesinin gizlenmesine neden olur.

Vatandaş ekonomi bilmez bu sebeple sadece maaşından para keserseniz durumu çakacaktır, ve bu size oy kaybettirir. çünkü cebinden direkt parasını aldığınız bir adam size karşı sempatisini yitirir. soyulma hissiyatı yaşar

geçenlerde gelir vergisi yükseldi biliyorsunuz. vu şu anlama gelir. ülke ekonomisi yannanı yedi ve biz oy kaybetmek pahasına mecburen gelir vergisini arttırmak zorunda kaldık.

Bazı mallar inelastikdir. yani ne kadar pahalanırsa pahalansın insanlar bunu satın almaktan vazgeçmez.

örneğin: yakıt, ilaç

ancak bizim hükümetimiz o kadar vergilendirdiki ürünleri artık inelastik ürünlerin bile talebi (satın alıcısı) azaldı...

Buda otomatik olarak şu anlama gelir. yüksek vergili olduğu için hizmet ve malları vatandaş satın almayı bıraktı/azalttı

ve devlet satışlar düştüğü için otomatik olarak vergide toplayamıyor yeterli...

vatandaş ürün satın almayı azalttığı için hatta inelastik ürünlerin bile talebi düştüğü ve vergi toplanamadığı için devlet. maaş kesintisi yani gelir vergisini arttırmak "zorunda" kaldı. böylece satın almayan insanların cebinden alamadığı parayı direkt alma yoluna gitti...

Carı açık nasıl artıyor?

Cevap: Cari açık toplam ihracatın toplam ithalattan çıkarılması ile elde edilir.

eğer ithalat gideri ihracat gelirinden daha yüksek fiyat çıkarsa cari açık oluşur...

yani doların artması direkt olarak ithalat giderini arttırır.

madem sen konuyu dağıttın bende biraz dağıtıp sana ilginç bir ekonomik bilgi vereyim.

insanların sigara içmesi ülke ekonomisine katkılıdır.

ne?

evet öyle...
Sigara içenler erken yaşta ölür böylece devletin sırtından daha az emekli geçinir ve ölenlerden kalan boşluğuda işssiz gençlerimiz doldurur.

Sevisirken oldum, konuyu dağıtıyorum biraz ama bizim ülkemiz "et fiyatları" neden bu kadar yüksek?

Cevap: anlatayım sevgili kürdan üreticisi mühendis kardeşim, et arzı yokta ondan. yani piyasada hayvancılık yapan yatırımcı az eee? ama ete talep fazla

et isteyen çok ama satan yok yani...
hatta devletin hayvancılığa teşvik politikasının sebebide bu.
biliyorsun hayvancılara hibe ve kredi veriliyor...

Durum: Dolar tavan yaptı
Sonuç: Cari açık arttı

Neden: Türkiye şirketlerinin ithalatı (dışardan alınan mallar) dolar üzerindendir. ihracatı (dışarı satılan mallar) ise çoğunlukla eurodur.

yani bi fabrika düşünün tanesi 5$ dan iplik alıp kazak yapıyor, doların artmasıylamipliği 8$dan almaya başlıyor. bunun sonunca şirketin cebinden daha fazla para çıkacak işte buda "üretim maliyeti"dir.

cari açığın oluşma sebeplerinden bir diğeri

ülkemizin üretim yapmaması sonucunda ihracat gelirinin düşük olmasıdır.

Güncel Ülke Ekonomisinde ne oluyor?
Ekonomik büyümemiz %11 arttı haydi sevinelim akpye oy veren mühendis kardeşim...

şimdi bu artışın ne olduğuna biraz göz atıcaz

Konu: Türkiyenin Ekonomik Büyümesi

Ülkenin Geliri: Gayrısafi Yurtiçi Hasıla

bir ülkede belirli bir dönem içinde (3 ay,1 yıl) üretilen bütün nihai malların piyasa fiyatları üzerinden toplanmasıyla oluşan toplam değere denir.

yani en basit tanımıyla bir ülke düşünün bir yıl içinde 10 ekmek 5 şişe su üretilsin, ekmeğin adedi 1tl suyun adedi 50krş olsun

bu ülkenin geliri yani gsyh'sı: (10 x 1) + (5 x 0,50) = 12,5 tl dir.

not: GSYH bu şekilde hesaplanan üretim yöntemi yanında harcamalar ve ülkede elde edilen gelirler üzerinden giderek hesaplanır.. çünkü bir ülkedeki toplam üretim değeri, toplam harcamalar ve toplam gelirler bir eşkrnar üçgenin üç kenarı gibi birbirine eşittir.

Ekonomik Büyüme nedir?
büyüme, bir ülkenin GSYH'sının bir yıldan ötekine artması haline verilen addır.

soru: Ekonomi Nasıl büyür?
cevap: GSYH nın artmasıyla

pekala... Gsyh nasıl artar?
Üretim artınca veya Fiyatlar artınca

Öyleyse Türkiyenin ekonomik büyümesinin aslında Fiyatların artması sonucu oluşan suni bir büyüme olduğunu söyleyebilir miyiz?

Evet, enflasyona bağlı büyüme, bu büyümenin içinde fiyat artışları yer aldığı için buna Nominal Büyüme deniyor, Nominal büyüme bizd ekonominin gerçekte ne kadar büyüdüğünü göstermez.

Bir ekonominin kaynaklarını ideal süzeyde kullanarak ulaştığı denge düzeyinde gerçekleştirdiği büyüme oranına o ekonominin potansiyel büyüme oranı adı verilir. Genellikle bir ülke potansiyel büyüke oranı dolayında bir büyüme sürekliliği yakalarsa sağlıklı bir ekonomik denge içinde büyüyebilir.

Bu oran türkiye için yaklaşık %5 civarıdır.

Durum: Türkiye 2017 yılında %11 oranında büyümüştür.
Sonuç: demek ki türkiye bu yılda potansiyel büyüme oranının çok üstünde bir oranda büyüme gerçekleştirmiştir.

Nedir bunun sakıncası?
Cevap vereyim mühendis kardeşim, bu zorlanmış büyüme Türkiyenin ithalatının hızla artmadına ve cari açığının kabak çiçeği gibi büyümesine yol açmıştır. ç

Ver On Bin Dolarımı Ben Gideyim

Kişi başına gelir hesabına gelelim ülkemizde 10 bin dolardı en son hatırladığım kadarıyla...

paraları sökülün beyler

kişi başına gelir hesabı: GSYH/Nüfus

örneğin türkiyenin 2017 yılı GSYH sı 1 trilyon dolar. nüfusta 80 milyon diyelim

buna göre kişi başına düşen yıllık ortalama gelir 12bin 500 dolar
işte siz bunu aylık zannediyorsunuz
wuuuuuuuuuuu baby

aylık tutar: 12.500/12= 1041 dolar
yani yaklaşık 4 bin türk lirası
wuuhuuu

Soru: Sevgili sevisirken oldum, devlette bu dediklerini bilen ekonomist yok mu danışman yok mu neden hükümetimiz buna çözüm üretemiyor senin gördüğünü onlar göremiyor mu?

cevap: tabikide bu söylediklerimi biliyorlar. ancak buna çözüm üretmek işlerine gelmiyor.

Neden işlerine gelmiyor?
çünkü sen üretim yaparak büyüyebilir ve cari açığını kapatabilirsin. bu da kısa vadede sıkıntı demektir. ülkedeki sıcak para yok olur ve uzun vadede 10-20 yıl sonra ülke kalkınmaya başlar ve isviçreyi yaratabiliriz.

ancak bu 10-20 yıllık süreç sancılı geçer işte bu bir yatırımdır, bu yatırım sana oy kaybettirir. halk cebine giren 3 kuruşa bakar sadece... sende insanları sıcak ve yalan parayla oyalayıp kandırırsın ve hükümette kalırsın.

ancak bu seni uzun vadede uçuruma sürükler. günümüz türkiyesinde ekonominin geldiği durumda tam olarak budur.

şimdi sıkıntıdayız fahiş vergilerde bu yüzden... ve eğer uzun vadeli bir kalkınma planı yaratmazsak o zaman iflasımızı izleyin...

şunu sakın unutmayın, ülkelerde birer şirkettir ve iyi yönetilmezlerse iflas ederler...

Sevisirken oldum iyi güzel diyorsunda amk 4 bin tl yok bende??
evet zaten kişi başına düşen milli gelir hesabı rakamsal bir ölçüt değildir. Kıyasa dayalıdır mesela türkiyede bin dolar olan kişi başı gelir amerikada aylık 5 bin dolar

yani türkiyenin 5 katı

onun için kişi başına düşen milli gelir 10 bin dolar felan diyen siyasiler bununla hava atarken yalan söylüyor.

bir diğer görüşüm tam rekatbetçi vahşi kapitalist piyasa

yani devlet ekonomiden elini çekecek, devletçilik ilkesi bitecek ve tüm sermaye özel olacak.

buna devletin tek dahil olduğu nokta ince rötuşlarla izlediği politik hamlelerle gidişatı belirlemek olmalı

evet bu gördüğünüz rakamlar biz ekonomistler için çok şey anlatır. sadece rakamlara bakarak neredeyse bir şirketin personelinin saat kaçta sıçtığından bir ülkenin vatandaşının günde kaç kalori yemek tükettiğine kadar çok şey kavrarız ve anlarız. sizin için birşey ifade etmeyen rakamlardan biz ülkelerin veya şirketlerin giydiği boxerın rengini söyleriz.

Gelelim "Asgari Ücret" uygulamasına
Vatandaşın anasını ağlatan şey tamda budur.

asgari ücreti arttırmak zannedilenin aksine kötüdür. Herşey çok basit geliyor demi

dinle şimdi, asgari ücreti iki katına çıkardığımızı düşünelim, üretici/yatırımcı ne yapacak?

Eleman alımını durduracak/azaltacak
Personellerini işten çıkaracak

zaten var olan işsizlik sorununa birde bu eklenecek.

bir diğer husus asgari ücretin artması demek yatırımcının zora düşmesi demek

yatırımcı zora düşerse ne olur?
Üretim maliyeti artar
bunun sonucunda karşısına tek seçenek çıkar
ürünlerin fiyatını arttırmak.

işverenler iflas edebilir
buda işsizliğe ve üretimin düşmesine neden olur

yatırımcılar yatırım yapmaktan vazgeçerler.
hangi rasyonel adam sigortasıyla beraber 5 bin tlye mal olacak vasıfsız işçiler varken yatırım yapar ki?