-
1.
+5 -1Uzun süre sonra geri geldim, başımdan bazı olaylar geçti, bunları anlatmaya karar verdim, artık geçmişte olan olayları anlatmıyorum, şu an gerçekleşen olayları anlatıyorum.
--o--
@203 den başlıyor
--o--
Edit2: Benim entarilerim için
http://ccc.incisozluk.cc/...s%C3%BC/@druidin%20ciragi
http://inci.sozlukspot.co...s%C3%BC/@druidin%20ciragi
http://ccc.sozluk.cc/w/bi...s%C3%BC/@druidin%20ciragi
edit3: dünya aslında bildiğiniz haritalardan ibaret değil
kuzey batı avrupanın haritası: http://sketchtoy.com/59920030
doğu avrupa haritası: http://sketchtoy.com/59921369
Türkiyenin batısı: http://sketchtoy.com/59921537
- 2.
-
3.
+3 -1lone druidmi
-
4.
+2anlat hepsini panpa
allah rahmet eylesin bu arada -
5.
+1panpa acayip merakliyim bu konuya anlat ne varsa up up up
-
6.
-1bence metamfetamini azaltmalısın
-
7.
+3Mart 2013, istanbul - Kadıköy
istanbul Kadıköyde IDO nun yanında soğuk havada tek başıma oturuyorum. Güneş daha yeni doğmaya başlamış, ilk deniz otobüsü daha seferini bile yapmamıştı. Bir kaç hafta kadar önce buradan iletişime geçtiğim kişi bana benimle tanışmak istediğini ve beni öğrencisi olarak eğitmek istediğini söyledi. Gerçekten heyecanlıydım açıkcası ve ne yapacağımı bilemiyordum. Aslında düşündüğüm ilk şey bunun bir sazan.avi olduğuydu çünkü adamın söylediklerine ilk başta inanmamıştım. "Ffon ne be" demiştim okumaya başladığım ilk günlerde.
Fakat daha sonra bu kişi yalan söylese bile bu konu hakkında bilgisi olan bir insan olduğunu anlamaya başlamıştım. En azından bir hikaye anlatıyorsa bile büyük ölçüde mitolojik bilgiye sahipti ve ben zaten bu bilgiye gerçekten açtım.
IDOnun yanındaki hava balonunun olduğu kıyıda yavaş yavaş ileri geriye yürümeye başladım... -
8.
+1 -2esas öykü burada baslıyor tabi
açıklayıcı swf : http://inciswf.com/hacii.swf -
9.
+2Birden bire arkamda bir kişinin olduğunu fark ettim, tam olarak ben "o" yum diye bağırıyordu. Saçları çok uzun siyaha yakın kahverengi idi, saçı neredeyse beline kadardı. Gözleri ise aynı saçları gibi neredeyse siyahtı. Adam uzaktan gözlerini bana dikmiş rahatsız edici bir şekilde beni izliyordu, üzerindeki siyah deri ceketi eski gibi duruyordu, onunla beraber bazı şeyler yaşadığı belliydi...
Ama onda farklı birşey vardı, beni izliyordu, sadece orada duruyordu ama içimden neler olacağına dair bazı hisler oluşmaya başlamıştı. "Acaba?" diye düşündüm kendi kendime "O yaşadığını yazdığı şeylerimi yaşıyorum şu an?" diye devam etti düşüncelerim. Fakat komik gelmişti bu bana, çünkü bu bahsettiği -hissiyat- sadece dolunay gecelerinde oluyordu ve tenin ten'e deymesi zorunluydu. Hatta o gün sırf neden benimle bugün buluşuyor diye takvime bakmış dolunay olup olmadığını görmek istemiştim.
Dolunay yoktu, yeni ay vardı.
Adam olduğum kıyı bölümüne doğru yavaş yavaş ilerlemeye başladı, tam ucuna geldi, deniz ile zemin arasında ayakkabılarının parmak ucu vardı. Kollarını arkasında kavuşturdu ve öteyi tren garını seyretmeye başladı. -
10.
+1bir paganın öyküsü`nü okumak istiyorum amk
-
11.
+1 -1Adamı durmuş merak ile izliyordum çünkü gerçekten dikkatimi çekmişti, gerçekten genç gözüküyordu. Anlattıklarına bakılırsa en azın 30-35 yaşındadır diye düşünüyordum fakat nereden baksa 26 yaşında değildi. üzerinde anlatıığı şeyler varmı diye ona dikkatlice bakıyor gözlerim ile birşeyler arıyordum, bir imge, bir işaret, bir kolye yada ffonun ta kendisi... Fakat hiçbirşey göremiyordum, eğer birşeyler taşıyorduysa bile çok güzel giyinmişti ve saklama işini gerçekten becermiş gibiydi.
Adam onu süzdüğümü fark etmiş olsaki hala öteye bakarken yavaşça tebessüm etti ve o derin ses tonu ile bana dönmeden konuştu "Gelmiş olman beni şaşırttı... " dedi sadece, benim o kişi olduğumu nereden bildiğini bile anlayamamıştım, şaşırmıştım ve aslında baya korkmuştum "ne??" dedim aptal rolü anlayarak. Hemen sola dönerek yüzünü bana döndü, sağ elini bana uzattı, sadece "Ben Warlow." dedi gerçekten kendine güvenen bir şekilde. -
12.
+2Tırsarak elimi uzattım ve daha adımı söyleyemeden elimi kavradığında aşırı derece garip bir his hissettim, aynı anlattığı gibi, birşey bana buradan kaçıp gitmemi söylüyordu ama aynı sırada kendimi güvende hissediyordum ve sanki önümde daha iyi şeyler olduğuna dair farklı bir hissiyata kapılmaya başlamıştım. Yaşadığım şeyin farkında olduğu çok belliydi, sadece gülüyordu, aklımdan sadece "acaba ben onun için bir deneymiyim?" diye geçirdim.
"Daha... Daha dolunay değil" diyebildim sadece.
"Okuduğun şeyler benim ilk zamanlarımdı" diye cevap verdi ve elini yavaşça geri çekti, "Karşılaşacağın şeyler benim karşılaştıklarımdan daha karmaşık ve daha güçlü." diye lafa devam etti "Kolay olmayacak, ama benim gibi yalnızda olmayacaksın... " dedi tatminkar bir ton ile.
"Çember?!" diye çıkıştım hemen tahmin etmeye çalışıyordum fakat yanılmıştım, seslice güldü, "Çember mi?" sağ'a dönüp tren garına doğru bakıyor ve dalga geçercesine hala gülüyordu. "Çemberler sadece güçleri az olan kişiler içindir. Benim çember'e ihtiyacım yok." dedi ve gülümsedi.
"Seninde olmayacak." -
13.
+1"Nasıl yani??" dedim şaşırmış bir şekilde, "Bir dakik bir dakika." diye hemen çıkıştım tekrar "Daha beni eğitmeni kabul etmedim yada sa-" lafımı biraz sert bir ton ile kesti "Buraya geldin, beni gördün" dedi basitçe.
Orada mıhlanmış bir şekilde ona baka kaldım, gözlerim fal taşı gibi açıldı "Ne?!" dedim sinirli bir şekilde, sadece kafasını salladı ve bir süre beni dikkatlice izledikten sonra devam etti "Yüzümü artık gördün ve beni tanıyorsun." dedi, "E ne olmuş yani?!" diye karşılık verdim aynı ton ile. Elini yavşça havaya kaldırarak bana dur işareti yaptı "Buraya çay içmeye geldiğimizi düşünmedin herhalde?" dedi alaycı bir tonla, "yazdıklarından seni adam sanmıştım bin!" diye bağırdım herife, sadece güldü. -
14.
+1devM amk up up up
-
15.
+1hadi olm
-
16.
+1Sazan avi aq fon Force of Nature
-
17.
+1"Adam olmam ile burada bu konuşmayı yapmamız arasında hiç bir bağlantı yok... " dedi gayet sakin birşekilde "Seninle konuştuk, anlaştık, buraya geldin ve anlaşmayı kabul etmiş oldun." dedi, olayı bende yavaş yavaş kavramaya başladım, ona da aynısı olmuştu, adam'ın yanına gittiğinde isveçte bu kitap ile karşılaşmıştı, adam ona kötü davranmıştı sonra Miranda olayı hiza ettiği an onu çembere almışlardı.
"iyi... " dedim aradan saniyeler gibi geçen uzun dakikalar ardından. "Çember yok, sadece biz varız, Cem nerde?" diye sordum. "Cem daha sonra gelecek.", "peki cem'in çemberi varmı?" pis pis bana sırıttı sadece ve birşey söylemeden arkasını dönüp otobüs duraklarının istikametinde yürümeye başladı. Ondan cevap bekliyordum ve yaptığı bu hareket hiç de beklediğim bir hareket değildi
Arkasından koşup ona yetiştim yanında olduğumu fark ettiğinde hızlı adımlarla yürümeye başladı, hiç birşey söylemiyordu ve bu beni çok rahatsız ediyordu "Nereye gidiyoruz?" dedim büfelerin yanından geçerken nefes nefese bir şekilde, sakince "Diğerleriyle buluşmaya." -
18.
+1@11 Yazmaya kaldığı yeri anlatırsanız bildiğim kadarı ile size anlatabilirim.
Otobüs duraklarından geçip tren istasyonuna doğru yürüdük, tren raylarının olduğu yere gittik. ileride, köprünün altında bir kaç kişi duruyordu aralarında kızlarda vardı. Hepsi Warlow gibiydi, deri ceket, tamamen siyah renkler. Fakat bir tanesinde birşey dikkatimi çekti, benim gibi bir kişi daha vardı, bir kız ve o onlardan farklı giyiniyordu. "Çember olmayacağını söylemiştin?" diye sordum Warlowa durup onları görmeme izin verdiği sırada. Gruba bakarak benimle aynı o sakin tonu ile konuştu "Çember olmayacak, ama hepiniz aynı anda eğitileceksiniz." dedi biraz etrafa baktıktan sonra "Ama yine bazı geleneksel şeyleri yapmamız gerekiyor.", "Nasıl yani?" diye sordum tekrar.
"Bak" diye lafa başladı, "Normalde bizler çemberler şeklinde dolaşırız. Sayı güvenlik ve güç demektir. Bu hayatta kalmamızı sağlayan tek şey, onlarda senin gibi, belki biraz daha iyiler." durdu gülümsedi "Ve emin ol o kız senden daha çok şey biliyor." birden bire sanki hiç gülmemiş gibi konuşmaya kaldığı yerden devam etti "Fakat gelenkler her zaman yeni doğanları bir arada tutmamız gerektiğini nasıl hayatta kalmanız gerektiğini kendinizin öğrenmesini öğütlüyor... Ki bu pek yanlış birşey değil... " Tekrar gruba döndü ve elini yavaşça havaya kaldırdı, grup onu zaten biz konuşurken görmüştü ve hepsi bu tarafa dönmüş bize bakıyordu. "Onların benim öğrencilerim değil." dedi, "Her birimizin sadece bir tane öğrencisi olabilir... " bana dönüp gözlerimin içerisinde çok sert bir şekilde baktı "Sadece bir." sözcükler bittene kadar içimde büyük bir korku oluştu ama söylediğini bitirdiği anda o korku yok oldu.
"Hadi gel." dedi hiç birşey yokmuş gibi aşağıya doğru taş basamaklarda yürürken. "Seni şu kızla tanıştırayım." dedi gülerek. -
19.
+1Sabırsız bir şekilde Warlow'u takip ettim, gerçekten çok heyecanlıydım, ona olan gibi hayattım değişecekti ve bunu anladığım an durudum. Bir kaç adım attıktan sonra oda durdu ve arkasını döndü "Ne oldu?" dedi ters birşey olduğunu sezmiş gibi, "Ailem" dedim sadece, "Ailem'e ne olacak?", bu sefer ne tebessüm etti ne de güldü, ciddi bir şekilde yanıma geldi ve elini omuzuma koydu. Hiçbir hissiyat olmamıştı ama daha az gergindim "Ailen ile berabermi yaşıyorsun?" diye sordu, "Hayır" diye cevap verdim, "Peki kiminle kalıyorsun?" diye tekrar sordu "Arkadaşlarla." güldü. "O zaman sorun *arkadaşlarıma ne olacak* olmalıydı." dedi ve devam etti "Ailene bunlardan bahsetmediğin sürece bir problem yok, fakat arkadaşların senin için problem olacak. Bu yüzden Beyoğlundaki evde kalıcaksınız."
Hiç birşey söylemedim ve kafamı salladım. Yavaşça omuzuma vurdu, yüzünde tatmin olmuş bir ifade vardı. "Kızlarla aynı yerde kalacaksınız" dedi sesli birşekilde gülerek. -
20.
-1yok başlığı siler misin