+2
bugün istanbulda tramvaydayım elemanın biri telefonla uğraşıyor. tramvay ani kalkış yaptı eleman bana doğru sendeledi düşmesin diye kolundan tuttum. neyse güldük geçtik falan baktım elinde tesbih kolunda 3 4 tane taş bileklik falan. ben de doğal taş tesbih almıştım bi hafta kadar önce stresimi alsın elimi meşkul etsin diye. benim tesbihin taşları ipi kesti kopmak üzere falan sağlam ip arayışındayım. kardeş sen anlıyon bu işlerden heralde bana önersene bişiler dedim. söyledi falan. sonra durup dururken ben nereliyim sence dedi. ne alaka kardeş nerden bileyim dedim. ısrar etti. ankara dedim. yok diyarbakırlıyım kardeş dedi. tahmin etmiştim kırsaldan olduğunu ama ankara deyip geçmiştim işte. hani karadenizden akdenizden marmaradan egeden falan bi yer söylemedim de ankara dedim işte. o diyarbakırlıyım diyince ben de kırsalı bilmiş olmanın vermiş olduğu hafif bir şaşkınlıkla kaş göz mimiği yaptım. sonra bana sordu söyledim.(marmaradan bi yer) bizimki de kalkıp bu vatanda bu bayrak altında hepimiz biriz bunun aksini düşünen huur çocuğudur gibisinden konuşmaya başladı. neyse sirkeciye geldik inicem baktım o da iniyor. girdim koluna sen ne alaka konuyu buraya taşıdın yanlış bişey demedim ama belliki sen bişeye alındın bozuldun dedim. bizim aslan kaş göz mimiğime bozulmuş. diyarbakırlı diye kendisini hor gördüğümü sanmış. gönlünü aldım yolladım. benim yakışıklı/güzel incici kardeşlerim siz siz olun böyle triplere girmeyin. bu da böyle bir anımdır.