internet bizi birleştirip doğal kanunlar çerçevesinde hata ve kusurlarımızı kendimiz fark edip değiştirmemize, üzerinde düşünülmüş mutlak değerler üzerinde birleşmemize, ve insan olabilmemize yarayabilecek, insanlığın kaderini değiştirebilecek bir icat olabilirdi,

lakin her kusurlu ve pgibolojik sorunlu rahatsız kendi gibi olanlar ile topluluk haline geldi ve bu artık ayıplanmadığı toplumda yanlışlarının meşruluğunu savunmaya başladı, hepimizi kurtarabilecek bir icat olabilecekken sonumuzu getirecek bir icada dönüştü,

bugün lgbt yarın içest ve zoofili öbür gün pid0fili hatta nekrofili meşrulaşacak, önce onlara olan nefretimiz demogoji ile sindirilecek, daha sonra ise sevmediğini ifade etmek dahi kötü olacak, sadece august amesin ölümünü araştırın, eşcinsel ilişkiyi reddettiği için linç edilen pgibolojisi bozuk bir, kibar olamayacağım, fahişenin intiharına yol açtılar.. ne malum yakında doğal olan ilişkinin de ayıplanmayacağı, bu kadın bu yüzden öldü..

lgbt haklarının dedelerimiz zamanında ne kadar konuşulabildiğini ve şu anki halini hesaba katarak pid0filinin şu an ne kadar savunulduğuna ve bundan hareketle tarihin tekerrürü ile bizim dedelik zamanlarımızda ne duruma geleceğine kafa yorun, içiniz kararacak,

insanlık bu raddeye gelmeden umarım yok olup gider, savaş bomba ekoloji her ne ise, siz ve türevlerinize tüm inanışların tüm kutsal değerleri adına lanet olsun..

ÖZET

derseniz ki ne alaka..
farkında değilsiniz ama am için vatanını satacak bir erkek nesli ile kendi varlığını maddeleştirip amın etrafındaki gereksiz et parçası konumuna getirmiş bir kadın nesli yetişiyor..

burası iyice paralel sözlük olmaya başladı..
sözlük içinde sözlük gibi..
artık biji bijimi haykırıp özerklik mi istesem?

bende mi kursam bir tane "bir deüşük sözlük" acaba? tek başıma yazarım..

Denişik ^~^

Alexmercerfrey nasıl kalın ve italik yazıyorsun?

205 tane başlık açmışım, ne yazdım o kadar acaba.. derlemek lazım onları..
Buraya yazarım kronolojik olarak buldukça..

edit: burası yeşillenecek..

Şahan Gökbakarın, evinin terasında Berrak Tüzünataç bacımızı yerken çekilen görüntülerinin televizyonda yayınlanması üzerine anayasa mahkemesine yaptığı bireysel başvuru reddedildi..
Karar şu yönde..
 “Kişinin mahrem alanında kalması gereken aktivitelerini terasa taşıması durumunda bunların başkaları tarafından görülebileceğinden şikayet etme hakkı olamaz”
Uykulu kafayla eleştirecek şey bulamadım, hoşuma gitti şu an, yarın bir daha bakacağım..

edit: olayı yanlış anlamışım, Berrak bacımız yapmış AYM başvurusunu..

126 gün sonra bu başlığa geldim ve başlık sayım 4k oldu... sanırsam işsizliğin nirvanasını yaşıyorum ))::

Şafak 28.. sanırım..

gözümüzü açmalı ve dikkatli olmalıyız, siz de karşılaşmıyor musunuz sosyal medyada ya da çevrenizde "Suriyelileri bulduğumuz yerde dövelim, alışveriş yapmayalım, hatta ayaklanıp sürelim" diyen tipleri, bunu vatanseverlik adı altında yaparlar ve en tehlikelisi de budur zaten, "O daha çocuk lan" dersen seni hümanik vatan haini komünist diye itham ederler, (bu arada ne hümanizmin ne komünizmin anldıbını bilir bu tipler) medyayı göz ardı edin, medya çok güçlü bir silah, ve şu an vatansever bir medyamız ne yazık ki yok, hükümet seven medyamız bolca mevcut, kalanları da hükümet düşmanlığı ile devlet düşmanlığı ayrımını yapamayan (ya da kasten yapmayan) kişilerce yönetiliyor,

Suriyelileri ülkeye alan AKP iktidarı, sadece bu bile yeterli belli kesimin nefret etmesi için, bunun üstüne de medyanın Irkçı tutumu eklenip bir hata yapan Suriyeli üzerinden halk galeyana getirilirken Beyaz Suriyelilerden bahis bile açılmaz,
Nefret yayılıyor, ülkücülerimiz sokağa dökülmekten bahis açmaya başladı bile..

he hiç mi suçları yok? olmaz olur mu..Ama bireyler üzerinden genelleme yapmak bir insanın yapabileceği en büyük hatadır, Amaç milleti sokağa dökmek yine, ki Adana ve istanbul'da yapıldı da bu..

BTK'nın twitter'da "Sizin için hangi sözlük daha doğru bir bilgi kaynağıdır?" diye sorması..
ve gelen "neden? Şimdi de oraları mı kapatacaksınız?" cevabı..
oyşşh
https://twitter.com/BTKba...status/882615005040054273

Şu başlığa ne yazılsa okuduktan sonra bi "vay anasını.." oluyorum. Bakalım, belki bir gün ben de "vay anasını.."lık bir şeyler yazarım. Belli mi olur..

Lisede olduğum zaman misafir bi hoca anlatmıştı bunu bana vivaldi for seasons dinlerken geldi aklıma.

Doğu'da bir şehrimize gidiyorlar. yetenekli öğrencileri bir sınıfa toplayıp resim cizdirecekler. Bir eser çalıyor 42 dakikalık. O eseri anlayacak, yorumlayacak, kagida dokecekler. Amac yetenekli Bireyleri tespit etmek. Bir kız elleri çenesinde dinliyor 45dk boyunca. Sonra başlıyor çizmeye. Kağıdı 4 parçaya ayiriyor. Birine ilkbahar birine yaz birine sonbahar birine de kış ile alakalı resim çiziyor.

Kıza ve sınıfa dinletilen eser vivaldi for seasons. hani öyle bir seviye ki sana müzik notalarından oluşmuş bir şey dinlettiriliyor. Sen onu öyle bir anlıyor kavrıyor kaniksiyorsun ki 4 mevsimi ciziyorsun. Daha önce hiç dinlemisligin duymuslugun yok. Velhasıl kelam kız çok yetenekli. Belki de sanat alanına damga vuracak kadar.

Aradan 1 yıl geçiyor. Jeton geç düşüyor tabi günü gününe reaksiyon verilmesi gerekirken 1 sene sonra gelişiyor olaylar.
Gidiyorlar okula adresi alıyorlar mudurden. Evine varınca ogreniyorlar ki kız evlenmiş. Kızım diyorlar etme eyleme sen diyorlar bambaşka bir yeteneksin eşim izin vermez diyor kız.

Geleceğe yön verecek bir yıldız daha kayıyor sonsuzluğa doğru.

Gece gece nereden estiyse vivaldi dinleyeyim dedim. Bu da böyle bir hatiraydi işte.

içimden gelmiyor son yazdığımdan sonra bu başlığa tekrar uğramak,
Gerçi pgibolojik mazoşizm midir, her neyse tanımı, resmi hem dolabımda hem duvarımda duruyor öyle, ne bileyim, kaldırmak gelmiyor içimden,

Peki neden buradayım, fark ettim de muhtacım sanırım buraya, hak verilme ya da karşı çıkılma ihtiyacı diye bir şey var mı acaba cidden, bunu yaşıyorum..

"Seyda", ne demek acaba kelime olarak, bakınca yazarım.. belki..

Dişi var mı burada hiç..? Sordum öylesine, her neyse..

Bir seyda düşünün,
Bir seyda ki, tansu çiller'in başbakanlığı zamanında Suriye'ye gitmiş ve müritlerine şunu demiş bir seyda;
"ben bir kadın tarafından yönetilen yerde durmam, kadınla eşit bile değiliz, benden üst makamda olması uygun değildir"

Bir müridine karşı sövdüm..
"A be huur çocuğu" dedim.. kendini toplumdan soyutlamış, yalnız biriyken sövmezdim pek, şimdi epey gidiyor, tutulmuyor..
"a be huur çocuğu" dedim, "cennet de anaların ayakları altında, ordan da gibtir ol git, oraya da girme"
Yine dinsiz ilan edildim.. haddim değilmiş seydaya laf etmek..
Seyda büyük adam be..

islam'a zerre sözüm yok, okuyorum elhamdülillah..
Ama bunların inandığı, yaymaya çalıştığı, reklam ettiği dinin ve bunlara biat edenlerin, Allah'ım (benim inandığım, Kur'an'da geçen yaratıcı) belasını verecek inşallah, kahhar sıfatı kahr-ı perişan eyleyecek..

Bazı adamlar vardır, çıkarlar ve öyle değişiklikler yaparlar ki akıl sır ermez zekalarına.. sözleri öyle oturur ki, sanki günümüz 3D yazıcıları ile formülize edilip basılmış.. sadece okuyup da şükredin, böyle seydalara yönetim hakkı verilmemesini borçlu olduğumuz adama tekrar minnet edin.. gerçi kim kaldı ki burda.. neyse..

"Efendiler ve ey ulus biliniz ki,Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler,müritler ülkesi olamaz.En doğru, en gerçek tarikat uygarlık tarikatıdır"

Türkçe, ingilizce ve Translate Almancası, 3 farklı dilde takip ettim ve her anı azap gibiydi, ne kadar da güzel bir kız, yüreğinin güzelliği yüzüne nasıl da vurmuş..

Maria Ladenburger, yüksek rütbeli bir EU offical'ın kızı, 19 yaşında, tıp öğrencisi, akranları gibi boş boş gezip eğlenmek var iken, üstelik babasının konumunu düşününce maddi olarak da her türlü imkanı olduğu açıkken o kız, mülteci kamplarında gönüllü olarak çalıştı, yara sardı, pansuman yaptı, yardım etti..

Bir parti çıkışı, evine giderken, bigiblet yolunda saldırıya uğruyor bu dünya güzeli..
Cesedi sabah nehirde bulunuyor..
DNA testleri ile bulunuyor bu dünyadan bir melek eksilten o huur çocuğu..

Bu dünyadan melek eksiltip diğerinde huri düşleyenlere lanet eden bir kaç şey okudum, sırtında Celtic Cross, kolunda Swastika dövmesi bulunan birine müslüman damgası vurulması bence avrupanın bu olayda bile islamofobi ve ırkçılık yayma çabasından başka bir şey değildir..
bir detay daha..
kızın cenazesinde ailesi "çiçek yerine Bangladeş'te bir eğitim aktivitesi için" yardım topladı..

Hussein Khavari adında, daha önce de 2014'te, Yunan bir kızı tepeden iterek öldürmeye teşebbüs ederek 10 yıl ceza alan bu huur ÇOCUĞU'nun 2016'da bunu yapabilecek kadar özgür olması nasıl açıklanır.. 17 yaşında olması bir bahane midir o yaratığın..

En fazla 10 yıl ceza alabiliyor yine, çünkü 18 altında..

Oysa ötenazisi istense dahi acılı olmadıkça tatmin etmeyecek olan bu yaratığın en fazla 10 yıl sonra, en geç 27 yaşında, tekrar aramızda olacağını bilmek nasıl bir acı..
Şu gözlerdeki ışığın söndüğünü bilmek mi daha kötü yoksa bu mu.. bilmiyorum..

Neler yazmak istiyorum, ama duygularını ifade etmek konusundaki acziyetimden korkuyorum, benim lügatimde yok içimden geçenleri tasvir edebilecek kelimeler..

aklıma geldin ugrayım dedim
s1las

500. Başlığım nedeniyle buraya bir entry bırakıyorum ((:

neden gerçekten sorun olan hiç bir şey sorundan sayılmıyor,
https://youtu.be/gRJ_QfP2mhU
nasıl bu kadar uyuşturuluyoruz biz..
https://youtu.be/wSF82AwSDiU
neden görmüyoruz, duymuyoruz, anlamamakta diretiyoruz, yada bilsek bile göz ardı ediyoruz..
https://youtu.be/Bk23mL15qpA