0
ne yapardınız? hele ki o kişi bin beşyüz kilometre ötede, sizi çoktan unutmuş, gitmiş olsa, ne beklerdiniz hayattan? her bir dakikanızı, her anınızı onu düşünerek, sadece onu, sadece o çehreyi,
sadece onun gözlerini.
unutmamak için yapsanız sadece bunu, güvenmiyorsunuzdur kendinize, güvenmiyorsunuzdur zihninize, unutup gitmekten korkmuşsunuzdur onu, ve o andan itibaren kafanızı duvarlara vura vura, hatırlamaya çalışmaktan, hatırlayamamaktan, içinizden, özünüzden bir parçanın, hayata dair umut, sevinç, neden,amacınızın kopacağından, tüm gerçekliğinizin üstünüze doğru yıkılıp yerle bir olacağından ve tüm bu yıkıntı ve enkazın altında nefes almaya çalışıp, alamayıp toz ve toprağın ciğerlerinizin en derinlerine kadar dolacağından, bu sırada yüzlerce kilo enkazın altında ezilirken bu acı ile can çekişirken bu savaşı kaybedip gerçeklikten sonsuza dek ayrılıp yokolacağınızdan, hiçliğe karışacağınızdan korkmuşsunuzdur.
ben öyle korktum işte, öyle bir korktum ki. korkuyorum da hala, hala göz göze gelmeye çalışıyorum karşımda hayal ettiğim o en güzel gözler ile.
ve de ağlıyorum şu an. ağlamak iyi geldi bana son zamanlarda, pek ağlayan bir insan değildim nasılsa, dedim ve bir türlü susmadı gözyaşlarım.
çok özledim ben, tahmin edebileceğinizi sanmıyorum, benzer hisleri başka kişilere paylaşmadıkça.
siz ne yapardınız?