-
1.
+44 -51Ben üniversitenin ilk 3 yılını sorunsuz bir şekilde okuyan başarılı sayılabilecek bir öğrenciydim. Fen-Edebiyat fakültesinde okuyordum ve 3. sınıfın yaz tatilinde memlekete döndüm. Hikayede burdan sonra başlıyor. Onlarla ilk temasım daha doğrusu onların bana ilk teması tamda o günlerde meydana geldi. Suat abi bizim sınavı kazanmamızda çok büyük emeği olan biriydi dershanede hocaydı ve evinde fırsat buldukça bize özel ders verirdi ve 1 kuruş para bile talep etmezdi. Memlekete döndükten 2-3 gün sonra Suat abilere uğradım haydar die bi arkadaşım var bu manyak ingilizce işletmeyi kazanmıştı ama bırakıp gelip tekrar hazırlanacağını söylemiş Suat abiyle 2 haftadırda çalışıyorlarmış. Akşam bunlara gittim bunlar ders çalıştı biraz ardından yemeğe oturduk. Yerde yemeği yiyorduk tavuk kanat yapmıştı Suat abi. Suat abi her odaya 5 litrelik şişelerin kafasını kesip çöp kutusu yapmıştı bende yemek yerken gayri ihtiyari yediklerimi buraya atıyordum. Neyse evde biz üçümüzden başka 2 kişi daha vardı. Suat abi Nihat sen salonda yat tv izlersin benle haydar 1-2 etüt daha yapacağız dedi. Diğer 2 liseli gençte odalarına geçip yattılar. Ben tv izlerken dalmışım hep öyle olur zaten ama bir ara irkilerek uyandım ve uyandığıdmda tv açıktı. Fakat ben otomatik kapatmaya ayarlamıştım yarım saat sonra kapanacaktı. Hiç dönmedim yüzümü üşengeçlikten yada kesin haydar açmıştır kapatır birazdan dedim. Nitekim tam o anda banyodan musluk sesi geldi. Benim yattığım salonun tam karşısındaki duvarın arkasında Haydarla Suat abi yatıyordu. Yani salonun sağ tarafındaki kapıdan çıkınca dış kapı ve onların odasının girişi ve mutfak mevcuttu. Salonun sol tarafındaki kapıdan geçince banyo, tuvalet ve 1 oda daha vardı. Musluk sesini alınca haydar büyük ihtimal dedim ve uyumaya koyuldum. Tam o sırada tv kapandı. Lan noluyo dedim yarım saat mi uyuduk topu topu otomatik kapandı bu. Ardından lanet olsun o anlara herşeyin başlangıcı o zaman dilimiydi işte ardından musluk kapandı her tarafıma bi titreme geldi silkindim resmen. Biri o salondan geçti. Suat abinin evi bodrum kattı ve salonun bi bölümünde parke kaplı zeminde bi yere basınca gorçç die ses çıkardı. Lan bi döndüm kimse yok direk çarşafı üstüme çektim. Duvara doğru dönüktüm. Fısıltılar geliyordu ama sanki salonda 20 kişi vardıda birbirleriyle fısıldaşıyorlardı. Allahım dedim bu ne. Böyle bi şeyle karşılaşmakta mı varmış dedim. Ardından biri yükses sesle yüzünü dön, kalk dedi. Yutkunamıorum bile 30 saniye nefes almadım belki bu süre zarfında bi kere daha yüzünü dön dedi. Yüzleşecektim ama prizde takılı telefondan başka fırlatacak bi şeyde yokdu yakınımda. Tam telefonu avuçladım fırlatacağım bi ses daha geldi ama daha farklı bi tonla korkma dedi ardından ezan sesi geldi. Hiç bu kadar sevinmemiştim ezanı duyduğuma ne yalan söyleyeyim .O cesaretle döndüm salon bomboş kimse yok. Sonra 2-3 dakika oturdum öyle o sırada suat abilerin odasının ışığı yandı. içerden suat abi seslendi nihat gel namaz kılalım hadi diye. Ulan ne ballıyım dedim tam zamanında korkmuşuz dedim. Neyse kalktım sağ kapıya doğru yürüdüm bunların odasının kapısına elimi attım ışıkları söndü. Neyse kapıyı açtım ki o ne. Afedersiniz bi çay bardağının çeyreği kadar altıma kaçırdım suat abide haydarda mışıl mışıl uyuyor. Lan korkudan gözlerim dolmaya başladı. Hemen Suat abiyi kaldırdım. dedim abi hal mesele böyle böyle ezan okudu namaza çağırdın beni diye diye yaşadıklarımı anlattım. Haydar gülmeye başladı sen sabahları çizgi film izle etkileniorsun gece tv izleme diye falan die basit basit konuşmaya başladı. Suat abi 1-2 dakika düşündü oğlum namaza daha yarım saat var ne diyorsun dedi. Abi nasıl olur dedim ezan okundu sen beni çağırdın içerden diye. Hemen salona fırladı ışığı açtı bende arkasındayım tabi. Hemen çöpe yöneldi kendi katılmamasına rağmen rağmen hayatımda tanıdığım en zeki insandı ki ben insanları eğitim alanlarına göre değerlendirmem neyse. Dedi nihat sen attın değil mi bu kemikleri. Evet abi herhalde ben attım emin değilim ama. Dedi ben haydar ve çocuklar atmayız ben kaç kere uyardım tembihledim onları. Buna gelmişler demek dedi. Ne buna gelmiş dedim.Üç harfliler yani cinler dedi. Lan benim betim benzim attı hele haydar, esmerim adamı ben hiç bu kadar beyaz görmemiştim bi dahada görmem herhalde. Suat abi çöpleri döktü korkma dedi problem yok kemiktir pis yerlerdir bu gibi yerlere gelirler.Tümünü Göster
Edit ; Part Part Atıyorum Rezz Alın Okuyanlar Belli Olsun.
2.Edit ; Beyler 2 Gün Boyunca Bu Başlık altındayız benim ve bu olaylar esanasında arkadaşımın başından geçen yine bu tarz bi olayı sizlere videolarla ve capslerle atıcam bu arada videoyu etkilenebilecek panpalarım izlemesin lütfen..
3.Edit ; Panpazilla adlı Gerizekalı arkadaşımız çalıyor demiş wattpadde Yazanda Benim Çalıntı Falan Yok Hikaye Benim Hikayem. -
2.
+29 -1Devam Beyler..Tümünü Göster
(Beyler Rez veya şuku size kalmış emegimizin karşılıgını almaya çalışınca kötü oluyoruz zorlama falan yapmıyorum keyfinize kalmış "vicdanınız" el veriyomu ?) Bu arada iftara kadar olan son parttı bu gerisi iftardan sonra beyler *
---
Sonra nenem oğlum deden ölmeden önce bana anlattı. Eğer böyle olaylar olursa yada ölüme yaklaşırsan Nihatı köye getir dedi. Ona bi emanetim var. O emanet ki ondayken ona kimse karışamaz dedi. Ardından elindeki cevşeni içimdeki atlete filketeyle taktı. Bunu deden yaptı oraya gitmeden önce bunu mutlaka taksın diye tembihledi. Ahmet hocada köyünüz burdan nekadar uzaklıkta kaç saat dedi hocam 2.5 saate yakın dedim. Git gelle çok zaman kaybederiz peki orda kalacak bi eviniz var mı diye sordu. Evet hocam küçük damlı bi evimiz var sizin evin biraz daha küçüğü dedim. Tamam dedi hemen çıkalım. Ardından babama gitmemiz gerektiğini söyledik. Babam abimi aradı köye gideceklerini, halamın evde yalnız olduğunu ve acilen eve gelmesi gerektiğini söyledi. Babam abimin geleceğini söyledi. Halam içeriden yiyilecek baya bi şey hazırladı ve benle babama verdi. Babamla nenem bizim arabaya bindiler. Ben ve hocada suat abinin arabasına bindik bizim köye doğru yola çıktık. Hoca kitabın yerini öğrendikten sonra neneme ve babama dönmeleri gerektiğini söylediği için iki arabayla yola çıkmıştık. Yolda bizimkiler önden biz arkadan yola çıktık. Biraz muhabbet ettik hoca olayları çözdükten sonra yazları yanıma gelin diye istekte bulundu. içimden hocam sen bu olayı çöz bizi kurtar ayağının dibinden ayrılmam bundan sonra dedim. Tabi hocam inşallah yazları yanınızda kalır bi şeyler öğreniriz dedik Suat abiyle. Biraz konuşmadan sonra abi Haydar naptı acaba baya korkmuştu oda dedim. Suat abi sorma ya aramadık çocuğu oda aramadı bizi arasana bi dedi. Ahmet hoca Haydar kim dedi. O an dank etti kafamdan aşağı kaynar sular döküldü resmen. Haydardan hiç bahsetmemiştim hocaya olayları anlatırken atlamıştım nasıl yapardım böyle bi şeyi. Hocaya ilk defa bu olayların başladığı gün haydar ve başka iki öğrencinin daha olduğunu ardından buraya gelmeden önce Suat abinin onu üniversite okuduğu şehre yolladığını söyledik. Ahmet hoca evladım nasıl yaparsınız böyle iş mi olur dedi bildiğin kızdı bize çabuk arayın arkadaşınızı dedi. Harbi harbi endişelendik. Hemen aradım haydarı biraz çaldıktan sonra açtı. Napıyon Haydar dedim. iyidir Nihat sen napıyon dedi. Bende iyiyim ya kardeşim kusura bakma telaştan senide arayamadık nerdesin şimdi dedim. Memlekete geldim tekrar dedi. Ne zaman diye sorunca bugün döndüğünü okuduğu şehirdeki evinde yalnız olunca çok korktuğunu bizide Suat abi döndüğüme kızar diye aramadığını söyledi. Hoca oda köye gelsin dedi. Haydara hemen bizim köye gelmesini söyledim. Haydar tamam dedi. Telefonu kapattım. Ardından bi süre sonra köye vardık. Bizim ev köyün en sonundaki evdi ve tepeye doğru olduğu için tüm köy net bir şekilde görünüyordu. Eve vardık. Arabalardan indik. Hocam işte burası bizim köy dedi babam. Suat abi ben bi kere daha gelmiştim hocam bu ileriki çeşmeden buz gibi su akıyor dedi. Hoca çok güzel bi yer Allahın yarattığı güzelliklerden dedi. Neyse eve geçtik oturduk Ahmet hoca evi incelemeye koyuldu ardından Neneme emanetin nerede olduğunu sordu. Nenem bilmiyorum hocam rahmetli değirmenin oraya Nihatı zütür o emanetin yerini bulacaktır dedi. Hayda anlamış değildim bu nasıl olur ben nerden hatırlayacağım dedem nasıl böyle bir şey yapar diye telaşlandım. Hoca o halde gidelim dedi. Babam tamam hocam değirmen zaten tepenin hemen ardında dedi. Neyse hepimiz kalktık tepenin ardına doğru tepeyi aştık ki o da ne. Betim benzim attı. Yer yer ağaçlık bir alandı orası ama her yer evet neredeyse her yer kazılmıştı. Belliki o arazi karış karış aranmıştı. Birden telaşla hocam ya buldularsa diye sordum. Hoca sanmam oğlum dedi. Neyse değirmene doğru ilerledik kazılan yerler dikkatimi çekmişti yakın zamanada kazılmıştı sanki ama emin değildim. Hoca evet oğlum şimdi nerde olduğunu hatırlaman lazım dedi. Yahu nasıl hatırlayacağım nerden hatırlayacağım dedim içimden. La arkadaş nerde olabilir diyorum. Hocam hiç bi şey hatırlamıyorum ki dedim. Gerçekten dedim bana bi şey söylemedi hem söylese bile 3 yaşındaki çocuk nerden hatırlasın dedim. Deden belli ki büyük bir alimdi oğlum emin ol hatırlaman için sana bi anı bırakmıştır. Neyse kendini zorlama şimdi yaşadıklarından dolayı sağlıklı düşünemiyorsun biraz dinlenip istirahat et ardından bakarız dedi. Eve geri döndük ama aklımda kalan oranın karış karış arandığıydı besbelli emaneti arıyorlardı ama nerden ve nasıl öğrendiler nedenini hala bilmiyorum. -
3.
+22Suat abiye döndüm abi şimdi nolacak resmen kendi içlerinde bi savaşa katılmışız nasıl çıkacaz bu işin içinden dedim. Suat abi korktuğu belli olmasına rağmen bana bakarak gülümsedi. Korkma Nihat korkarsak kaybederiz hoca yanımızda dedene bulaşamadıkları gibi onada bulaşamazlar. Bi nebze olsun rahatlamıştım. Resmen cinlerle anlaşma yapmıştık ama. Bu büyük hemde çok büyük bi sorundu. Ama yapacak tek şey vardı oda kitabı bulmak içeriden tekrar sesler gelmeye başlamıştı. Aynı dualar aynı sesler. Karar için davet ve konuşmaya başlangıçta aynı şekilde başladı. Ahmet hoca yine kısık bi sesle konuşmaya devam etti. Bir süre konuşma sürdü. Allahım birden bi ses geldiki öyle ince bi çığlık patladı ki içerden, kalbim küt küt atmaya başladı gözlerim karardı hemen geriye doğru yaslandım. Suat abi bu neydi diye bağırdı. Gürültüyle birlikte evde sallanmaya başlıyor, kerbin evin tavanından tozlar geliyordu. Suat abi Nihat iyimisin dedi. iyiyim abi bi şeyim yok merak etme dedim. Ses kesilmişti. Sarsıntıda geçmişti. Tam o anda içerden defol burdan iblisin uşağı yoksa ateşini dumana boğar yok ederim helak olursun defol diye öyle bi bağırdı ki Ahmet hoca herhalde memleketten bile duyuldu dedim. Lan arkadaş altıma yapacaktım az kalmıştı. Ahmet hoca biraz daha durduktan sonra çıktı odadan. Oturdu ardından evlatlarım huteyn kabilesine yardım edeceğimiz hususunda söz verdim. Sözü tutmak gerek. Cinde olsa verilen söz tutulmamalı hiç bi mahluk yüz üstü bırakılmamalı dedi. Suat abi iyi yapmışsın hocam ben ve Nihat ne gerekiyorsa yapmaya hazırız dedi. Bende evet hocam yeter ki kimseye bi şey olmadan çıkarın bizi bu işin içinden dedim. Ahmet hoca gülümsedi Allah yazmışsa olur inşallah. Ama oturupta hiç bi şey yapmazsak takdir-tedbiri görmezden gelmiş oluruz dedi. Suat abi hocam babam öldüğünde köyde elimden tutan bi siz vardınız. Okumama vesile oldunuz beni hep desteklediniz. Bugüne kadar arkamda hep siz vardınız Allah razı olsun o yüzden siz ne diyorsanız boynumuz kıldan incedir. Bende heyecanla aynen hocam dedim. Ahmet hoca tamam dedi biraz dinlenin teyzenizle size güzel bi yemek hazırlayalım. Ardından yarın sabah ezanından sonra yola çıkarız dedi. Hocam hemen gitsek olmaz mı ya Nihatın ailesine bi şey yaparlarsa dedi. Ahmet hoca yorgunsun Suat günde 5 saat uyusan sana yeter biliyorum dedi gülümseyerek. Ama sabah ezanı daya uygun olur. Nihatın aileside korunuyor anlaşmaya göre unutma. Abi korktum ailem için ama korunuyor oldukları ihtimali daha ağır bastı ve Hocam haklı abi dinlenelim yarın sabah ezanında çıkarız yola dedim. Hem şimdi gidersek neden hemen döndünüz diye şüphelenebilirler dedim . Suat abi tamam hocam daha iyi bilir dedi. Ahmet hoca tamam o halde evlatlarım burda bekleyin çıkmayın dışarı dedi. Ben kardeşime haber vereyim gelsin diyerek evden çıktık. Direk birbirimize döndük Suat abiyle. Lan hoca gitti ya bi şey olsa dedim sessizce Suat abi ev korunuyor işte merak etme diye bi gülüşü vardı artık korkusunu bastırmak için mi yoksa yüzümdeki projektör yemiş tavşan ifadesinden midir bilmem ama ben böyle gülerken görmemiştim onu. Neyse biraz oturduk sohbet ettik ardından hocayla kardeşi içeri girdiler. Ayağa kalktık Suat abi Amine teyze nasılsın deyip elini öptü gerginlikten ilk anda soramamıştık kadını. iyiyim oğlum dedi ardından bende sordum sonra içeri geçti. Ahmet hocayla sohbet ettik biraz Suat abinin işini benim okulumu sordu falan. Neyse oturduk yemek yedik. O gün hiç olağandışı bi şey yaşanmadı. Ahmet hocayla birlikte yatsı ve akşam ezanına gittik ardından yataklar serildi. Ahmet hocayla kardeşi içerdeki odada benle Suat abide salondaki karşılıklı iki kanepede yattık. Uzandım kafayı koyduğumuz gibi yattık. Mışıl mışıl uyudum öyle rahat uyudum ki anlatamam ne kabus ne başka bir şey uyandığım gibi, oh arkadaş kebap bunlar bizi korusun rahat rahat sürdürelim hayatımızı dedim biraz daha uzanacaktım çok rahattım. Birden karşı yataktan Suat abi fırladı ooofff Allahım diye bağırarak yere düştü. Hemen ışığı açtım Suat abinin yanına fırladım içerden Ahmet hocada geldi. Ne oldu abi dedim su su dedi. Ahmet hoca su getirdi. Suat abi içmeye başladı. Noldu Suat dedi Ahmet hoca. Gördüm hocam onları gördüm. Neyi gördün abi dedim. Karartıyı dedi. Uşaklarıyla beraberdiler. Ahmet hoca anlat hele dedi merakla. Suat abi belli ki çok etkilenmişti baya kötüydü dili dönmüyordu nasıl dönsün ki ben o rüyayı gördükten sonra yerlere atmıştım kendimi. Suat abi yine sağlam duruyordu en azından benden sağlamdı.Tümünü Göster
Rezz alın Beyler Okuyan Panpalarıma teşekkür ederim okuma kolaylıgı olması açısından üsten başlık sahibi kısmına tıklayın sadece benim yazdıklarım gözüküyo kesintisiz okursunuz.. -
4.
+22Elini tuttum ve kalktım biraz durdum ve Suat abiye sıkıca sarıldım tamam abi sen ne diyorsan o, söz veriyorum öl desen ölürüm dedim. Hadi hadi sen bana sağ lazımsın bu iş bittikten sonra ben sana yapacağımı bilirim dedi. Arabaya bindik 500 metre kadar ilerden sola saptık. Köyün girişine gelmiştik etrafı izliyordum çok güzel bir yerdi zaten ……. Bölgesi yemyeşil bir yerdi cennet gibiydi. Arabadan indik köy kahvesine doğru ilerledik. Suat abi selamun aleykum diyip içeri girdi herkes seldıbını aldı bende arkasından merhaba dedim lan kimseden çıtt yok hayda sanki küfür ettim diye düşünürken selamun aleykum dedim vayy aleykum selam dediler. Lan bunlarda on numaraymış dedim tebessüm ettim içeri geçtim. Sanki kurtulacakmışım gibi bi his geldi hemde çok yakın bi zamanda. Keşke düşündüğümden kolay olsaydı…Suat abi kahvedekilerle sohbet etmeye başladı benide tanıştırdı herkesle. Biraz hal hatır faslından sonra Ahmet hocayı sordu. Kahvedekilerden bi amca, namazdaydık yarım saat önce biz çıktık o kaldı her zaman ki gibi, neredeyse geçer eve dedi. Suat abi evine gidelim mi dedim yok dedi zaten kahve yolunun üstü biraz sonra gelir dedi. Tamam abi dedim. Hemen gelmesi için dua ediyordum içimden, ben birini böyle heyecanla beklediğimi hatırlamıyorum biraz daha oturduktan sonra kahvenin kapısı açıldı bi adam girdi abi bu kim dedim Suat abi gülerek beklediğimiz adam dedi yapma abi işimiz bu manyağa kaldıysa ayvayı yedik dedim adam anlamsız anlamsız bağırmaya başladı. O da ne aman Yarabbim efsaneler doğruymuş lan bu köyün delisiydi adamın altında sadece beline kadar çekilmiş bi keten pantolon vardı hemde o sıcakta. Üstündede hiç bi şey yok. Lan arkadaş Suat abide az değil böyle şakamı olur. Bu deli benim eşşeğim nerde ulan dedi bağırarak. Tüm kahve gülmekten yerlerde resmen, kahveci git üstüne bi şey giy lan diye bağırdı buna neyse bu çıktı Suat abinin gözü dışarıdaydı bi yere kilitlenmişti geldi dedi hemen kapıya yöneldi dışarı çıktı hocanın elini öptü biraz konuştular ardından içeri geldiler tüm kahve ayağa kalktı Ahmet hoca estağfurullah oturun dedi. Herkes oturdu hocayla suat abide oturdu hoca herkesi sorduktan sonra birer çay içtik, o sırada Suat abi hocam bi sorunumuz var size geçelim mi dedi hoca tabi geçelim dedi. Neyse selamımızı verdik çıktık hocanın evine doğru geçtik yolda hoca bana nasılsın iyimisin oğlum dedi iyiyim hocam sağolun dedim bana bakarken sanki bi şeyler sezmişti hoca neyse. Evine geçtik kapıyı çaldı hoca, kapıyı bi kadın açtı hoca kadar olmasada yaşlı bi teyzeydi ben eşi sandım ama kardeşiymiş hocanın. Hocayla kardeşi yıllardır beraber kalıyorlarmış. Hoca hiç evlenmemiş zaten evdede ikisinden başka kimse yoktu . Neyse içeri geçtik ev tek katlı müstakil bi evdi. Küçük bide bahçesi vardı bahçede bi kümes vardı. Ev kerbinten yapılmıştı evin sadece bi odası vardı mutfak, salon ve banyo içerdeydi. Tuvalet dışardaydı. Herkes yerleştikten sonra hoca ee derdiniz nedir oğlum dedi. Suat abi hocam Nihat benim dershaneden öğrencimdi geçenlerde bi olay yaşadı ben işin içinden çıkamadım dedim hoca bize yardım eder size getirdim. Hoca çözeriz inşallah ne yaşadın oğlum dedi. Ben sessizliğe bürünmüştüm tedirgin bi şekilde hocaya bakıyordum. Hoca korkma hadi anlat derdini dermanı belki bendedir dedi. içimden hocam sendede yoksa öleyim artık dedim. Neyse anlatmaya başladım en başından beri tüm yaşadıklarımı anlattım Suat abilerdeki olayı, birinin bana kalk birinin korkma dediğini, ezanı, ardından evde çarpıldığımı son anda kurtulduğumu, yolda olanları, gördüğüm rüyayı hatta köpeğe kadar en ince ayrıntısına kadar anlattım. Suat abi hocam ben çıkamadım işin içinden Nihat çarpıldığında ölmesi gerekirdi ama korkmasın diye bünyen sağlammış dedim bunlar ne istiyorlar? Rüyada Nihattan istedikleri şey nedir dedi. Tüylerim diken diken oldu Suat abi durumun ne kadar ciddi olduğundan haberdarmış, meğer ben korkmayayım diye anlatmamış. Hoca biraz durdu halla halla dedi iki kere durup bunu tekrarladı ve anlatmaya başladı. Oğlum dedi rüyana göre sende bunlara ait bi şey var yada bunlara çok lazım olup sana ait olan bi şeyi almak istiyorlar. Seni bu yüzden öldürmemişler korkutmuşlar. Zaten yoldada takip ediliyordunuz dedi. Evet hocam yolda araba arızlanırkende ordaydılar galiba dedim. Hoca onu kastetmedim kahveden gelirken gördüm bu bölgeden olmayan bi cin ve bi cin niye bizi izliyordu. Allahım çıldıracaktım demek gece gündüz izleniyordum.Tümünü Göster
Edit ; Beyler ilgi Olursa Devdıbını Yarım Saate Kadar Yazarım -
-
1.
0bravo lan
-
1.
-
5.
+20Sonra Suat abi önce bana ardından hocaya bakarak anlatmaya başladı. Hocam bi nehrin ortasındaydım nehir hızlıca akıyordu ama bulunduğum sandal hareket dahi etmiyordu sabit bi yerde duruyordum. Sağ tarafımdan da sol tarafımdan da sesler geliyordu. Sesler o kadar karışıktı ki hiç bi şey anlayamıyordum. Ardından nehrin ilerisinde tam karşımda bi şey dikkati mi çekti hava kapalıydı ve kararmak üzereydi sanki yağmur yağacakmış gibi bulutlar vardı griydi gökyüzü. Dikkatimi çeken o karartı büyüdü büyüdü büyüdü ve devasa bi hale geldi hava karardı birden. Birden bi ses gelmeye başladı. Sol tarafımdan geldi tam hatırlamıyorum ama. Sen bizimle ol diye. Diğer taraftan biri sinirli bi şekilde bağırdı anlaşmaya uy ey ademoğlu dedi. Ben ağlamaya başladım beni rahat bırakın dedim. Sonra sol taraftan biri seslendi ya gel ya öl diye. Sağ taraftan biri ise ona cevap verdi siz öleceksiniz hemde hepiniz dedi. Tam o anda o karartı öyle büyüdü öyle büyüdü ki her taraf zifiri karanlık oldu sonrada bağırarak Allahım dediğimi hatırlıyorum. Baktım ikiniz başımdasınız. Ahmet hoca çömeldiği yerden ayağa kalktı bu iş çok büyüdü böyle devam ederse bi kaç alim arkadaşıma haber vermek zorundayım dedi. Hocam zaten işler çok büyük kitabı ele geçirirlerse tüm insanları ve cinleri etkisine alacak demiştiniz. Oğlum dedi tüm insanlara bulaşmayı göze alamazlar kaç tane alim var insanlarda tahmin ediyorlardır. Hatta bizim kadar olmasada cinlerinde alimleri var hepsini karşılarına alırlarsa kaybederler. Hem emaneti kullanabilmek içinde belliki çok büyük bi ilim gerekiyor ve emin ol bunlar emellerine ulaşamayacak. Sen tüm insanlar için korkuyu bi kenara bırakta bizim için tasalan çünkü en büyük risk bizde. Kitap bulunsa napacaz bulunmasa napacaz diye şimdiden düşünmeliyiz dedi. Suat abi biraz daha kendine gelir gibi oldu. Hocam dedi bu nasıl bi iş düşündüğüm şey mi rüyanın anlamı dedi. Hoca düşündüğünden şüphem yok Suat berzah kabilesi sana davette bulunmuş bizim tarafımıza geç diye. Ben artık aklımı yitiriyordum ya her şey besbelli ortadaydı yada işin içinde çok büyük bir oyun vardı. Neyse herkes toparlandı gitme vakti gelmişti. Hoca kardeşine ben gelene kadar evden çıkma diye sıkı sıkı tembihledi. Camiye geçtik namazı kıldık ardından arabaya bindik yola çıkmıştık. Bu işi çözme vakti gelmişti artık. Ama bu şekilde olacağını tahmin edemezdim. Benle Suat abi önde Ahmet hoca arkada oturuyordu. Yolda havadan sudan konuştuk pek fazla önemli değildi konuştuklarımız. Sonra Suat abi Hocam ben Ali abiyi görünce çok üzülüyorum ama bugün gördüm ki alışmışım bu haline zaman nasılda hızlı geçiyor dedi. Hoca, ya sorma oğlum işte insanın değeri kendi elindedir dedi. Bak çıldırdı gitti dedi. Bende direk olarak Ali kim abi dedim. Köyde gördüğümüz deli var ya o dedi. Neden çıldırmış dedim ki arkadaki hocaya dönerek. Sorma evladım sorma tutturmuştu burda gömü var ha gömü var bu köyde çok altın var her yerinde defineler kaynıyor diye. Gece gündüz arıyordu. Sonra yapmaması gereken şeyler yaptı. Yukarı ki köydeki kendine hoca diyen bi büyücünün yanına gitti onunla defineyi bulma konusunda anlaştı. Ben yapma etme bu adamdan uzak dur dedim ama dinletemedim. Sonra büyücü bunla yeri buldu bu kazarken altın bulacağını ümit ediyordu ama büyücü besbelli ki orada ihtiyacı olan bir şeyi arıyordu.O gece onlar gömüdeyken Alinin evinde karısı ve çocuğu paramparça bi halde bulundular .Bu büyücüde kayıplara karıştı. Bu garibimde aklını yitirdi. Sorma hocam kaç kere göbek atarak karımıda oğlumuda altına sattım derken gördüm onu dedi suat abi. Yahu millet kaşınır bulaşır bunlara, ben hiç bi şey yapmadım bela geldi beni buldu diye düşünüyordum. Ah oğlum dedi aslında ben büyücüden çok önceden şüphelenmiştim ama Aliye olan oldu o büyücüde artık buraları terk etti. Yıllar önce sen küçükken bi genç vardı evlenmek isterdi. Bana geldi hayırlı bi kısmet arıyorum hocam dedi. Bende ona dua etmesini her zaman Allahtan istemesini ve sabretmesini tembihledim. Bu darıldı gücendi kalktı gitti. Benden sonra bu, büyücü hocaya gitmiş meseleyi anlatmış. Hocada akşam ezanından sonra dağın tepesindeki ormana gel demiş tamam demiş buda. Eve gidip annesine sana gelin getireceğim demiş. Annesi yapma etme diye yalvarmış bakmış gidecek, caminin genç bi hocası var ona gitmiş. Bu genç hocada sezmiş bu büyücüyle alakalı şeyleri ama oda bi şey yapamamış. Bunlar bizim köye geldi meseleyi anlattı.Tümünü Göster
Beyler devdıbını iftardan Sonra paylaşıcam Parmaklarımda Hal Kalmadı valla * -
-
1.
+1Bi Yarım saate kalmaz bi part daha atarım Beyler ilginiz için Sagolun *
-
2.
+1Eyw hacım sem yaz biz okuruz
-
1.
-
6.
+17 -2Devam Panpalar..(Daha arkadaşınki ve videolarda var Rezz almanız Yeter Beyler .. Bu arada Okuyanlarda varda Şukuyu Esirgiyonuz O kadar Yazıyorum amk Elim gibiliyor Burda..)Tümünü Göster
Anlat hele dedi Ahmet hoca. Hocam bu köydeydim telaşla ordan oraya koşturuyordum taşların altına ağaçların arasına bakıyordum sonra üzülerek bu eve geliyordum, evin önünde duruyordum. Yaşlı bi adam geldi halimi hatrımı sordu. Bende onu sordum. Oğlum dedi sanki bi sıkıntın var dedi. Evet amca bi şeyi arıyoruz ama bulamıyoruz, hayatımız söz konusu ama öğrencim hatırlayamıyor yerini dedim. Torunuma bıraktığım şeyi mi oğlum dedi. Amca sen Nihatın dedesi misin dedim. Evet oğlum dedi korkmayın kurtulacaksınız gel sana emanetin yerini göstereceğim dedi. Dedem imdadımıza yetişti demek dedim içimden. Hoca eeeee Suat nerde bu emanet dedi. Amca beni aldı ve bu eve girdi ve yerini gösterdi. Nerde abi dedim. Odanın altına gömmüş hocam yeri eliyle gösterdi. Ahmet hoca hemen odaya girin çabuk hemen hemen diye öyle bi bağırdı ki korkudan nasıl girdiğimizi hatırlamıyorum Ahmet hoca halıyı kaldırdı. Benle Haydar ağlamaya başlamıştık ama belli etmemeye çalışıyorduk. Çünkü ne olacağı belli değildi yeri öğrenmişlerdi ve geleceklerdi. Halıyı kaldırınca odanın köşe tarafında çizilmiş bi çember ve yer yer serpiştilmiş çıralar vardı tam pencerenin dibindede baya toplu bi çıra yumağı vardı herhalde topladıklarımızın çoğu ordaydı . Ahmet hoca hemen bu çemberin içine girin ve gözünüzün önünde parçalansam dahi çıkmayın burdan dedi. Tamam hocam dedi Suat abi. Bekledi bekledi içimden sayıyordum bi süre sonra 2-3 dakika geçmiştiki odada simsiyah lekeler oluşmaya başladı. Duvarlarda nokta şeklinde siyahlıklar oluşuyor büyüyorda büyüyordu. Allahım korkudan ölecektim az kalsın. Suat abi, ben ve Haydar sıkı sıkıya sarılmıştık. Dairenin içindeydik ve bende cevşende vardı ama yinede korkuyordum. Birden odanın küçük penceresi kırıldı. Sesler geldi Ahmet hoca arapça konuşuyordu. Bi fısıltılar bi Ahmet hocanın sesi geliyordu. Belli ki burdan ayrılmamızı istiyordular son bi teklif yapıyordu berzah kabilesi. Ama kabul etmemiz demek ölüm antlaşmamızı kabul etmek demekti… Ardından salondan sesler gelmeye başladı dış kapı büyük bi gürültüyle kırılmıştı. Sonra sessizlik oldu ardından odanın ağaçtan yapılma kapısı zorlanmaya başladı. Kapıya büyük bi güçle vuruluyordu öyle bi güç ki normalde kapının tuzla buz olması lazımdı ama kapı 10-15 cm yerinden ayrılıyor tekrar yerine geçiyordu. Gaz lambasınında ışığı bir hayli azalmıştı. Kapıya vuran güç ordan ayrılmıştı dış kapıdan tekrar sesler gelmeye başladı. Sonra Suat abi o ne yahu dedi bağırarak. Kırılan küçük pencereden odaya simsiyah incecik dumanlar giriyordu. Ahmet hoca yüksek sesle bağırmaya başladı. Ey berzah kabilesi buradan ayrılmanız için sizi uyardım. Ama siz inkarcı Allaha şirk koşan mahluklarsınız kitap için geldiniz ama büyük bir tuzağa çekildiniz. itibar hırsı gözlerinizi kör etti. iki ateş arasındasınız hemen arkanızda huteyn kabilesi var odadanda çıkamazsınız. Bunu siz istediniz. Ey on bir kafir şimdi adelet zamanı dedi. Hepimiz şok olmuştuk ve olanları izliyorduk. Birden tanımlayamayacağım iğrençlikte ve frekansta gelen seslerle birlikte ev sallanmaya başladı. Ahmet hoca çıraları tutuşturdu.Tam camın altındaydı en büyük alev. Ev beşik gibi sallanıyordu. Biz yere çömeldik ve birbirimize sarılmaya devam ettik. Ahmet hoca bi ara yere düştü kalkamıyordu yaşlı bedeni dayanamamıştı bu yüke. Çünkü yükleri pek ağırdır herkes kaldıramaz. Tam o sırada Haydar kalktı hocam yardıma geliyorumdedi. Olmaz Haydar dedim çıkma dedim Ama yardım etmeliyiz dedi. O sırada oda simsiyah olmuştu hemen yakınımızdaki Ahmet hocayı dahi zor görüyorduk. Sen dur ben çıkacam dedim. Olmaz dedi ben daha güçlüyüm ben gideyim dedi. Haklıydı da resmen benim iki katımdı yarma herif. Ama bendede cevşen var sen sakın çıkma dedim. Cesaret miydi çaresizlik miydi bilmiyorum. Suat abi hocam iyimisiniz dedi. Demesiyle ben çemberden çıktım hemen yanına fırladım yaşlı adamcağızı ayağa kaldırdım hemen. Zor bela ayakta duruyordu hemen yerine geç diye bağırdı az kaldı iblisler dedi. Tamam dedim tam yerime geçiyordum çembere girecektim ki aman Allahım bi kulak çınlaması ki anlatamam biri sanki var gücüyle vurmuştu abna. Resmen havalanmıştım havalanıp duvara çarpmamla yere kapaklanmam bir oldu. Yerde boylu boyunca uzanıyorum. Suat abi ve Haydar bana bakıp bağırıyorlardı ama hiç bi şey anlamıyordum. Ahmet hocaya bakıyordum güç bela görüyordum. Ama dua etmeye devam ediyordu. -
7.
+18Anlaşma gereği deden kitabı saklayacak bunun karşılığında huteyn kabilesi dedenin soyunu mutlak şekilde koruyacak. Berzah kabilesinden gelen elçide doğruladı bunları. Ben ve Suat abi pür dikkat tüylerimiz diken diken hocanın anlattıklarını dinliyorduk. Suat abi hocam anlamadığım nokta şu yani anlaşma bozulduktan sonra kitabı yazan cin Nihatın dedesine kitabı veriyor ve dedeside kitabı Nihata emanet ediyor. Evet aynen öyle dedi hoca. Peki hocam neden şimdi düştüler kitabın peşine Nihat yirmi üç yaşında dedesi ölünce emanet etse yirmi yıl olur. Yirmi yıldır neyi bekliyordu. Varisi tespit etmeyi, emin olmayı ve olgunlaşmasını beklemeyi. Nihat küçükken böyle şeyler yaşasaydı aklını yitirebilirdi buda onların planını suya düşürürdü yani uygun zamanı beklediler ayrıca dedesindeyken böyle bi şeye cüret edemediler belkide, çünkü Nihatın dedesi besbelli büyük bi alimdi ama Nihat öyle değil.. Olanları anlamaya çalışıyordum lan dede nasıl bi şeyin içine soktun beni diye düşünürken silkinip odaklanmaya çalıştım ardından hocam peki dedem kitabı neden yok etmemiş yada neden hiç bulunamayacak bi yere saklamamış ve arkasında kitabın yerini bilecek bi insan bırakmış ki. Hoca gayet basit oğlum huteyn kabilesi güç olarak hatırı sayılır bir kabiledir. Ama gel gör ki berzah kabilesinin arkasında ….. denizlerin şahı var. Amansız acımasız ve Allaha inanmayan bir cindir o. Hatta Hz. Süleyman a.s’ın lanet okuduğu bir cinin soyundandır. işte tüm dengeleri bu cin bozuyor. Onu görmüştün oğlum rüyandaki büyük karartı oydu korkudan ölmemen için göstermemiş kendini. Off yarabbim duvarlar üstüme üstüme geliyordu patlayacaktım nerdeyse, bembeyaz olmuştum. Ardından hoca devam etti oğlum dedi deden, kitabı yazan cin ve huteyn kabilesi dostmuş. Dedene kitap gelince kitabı saklamış sorduğun sorunun cevabıysa bu kitabın huteyn kabilesinin bir nevi hayat sigortası olması. Eğer ki berzah kabilesi huteyn kabilesini yok etmeye başlarsa varis bu kitabı huteyn kabilesinin ileri gelenlerinden birine teslim etmek zorundadır. Suat abi baya heyecanlı hocam bu iyi bi şey değil mi o zaman hiçbir şey yapamazlar elleri kolları bağlı dedi ama hocanın o sözleri ikimizinde resmen altımıza s.çmamıza sebep oldu. Hoca yere baktı ve bir iç çekti olum denizlerin şahı kendisinden daha büyük bir güç istemiyor. Allahı unutmuş ama kitabı biliyor ve onu ele geçirmek, en kötü ihtimal kimsenin eline geçmeden yok etmek istiyor. Huteyn kabilesinden ölenler var. Yani kıyıma başlamışlar. Kitabı vermek zorundasın oğlum dedi. Hocam ne kitabı Allah aşkına aradıkları şey bende değil bu nasıl olur dedim hem kitabı alırlarsa bile beni suat abiyi o kabileyi herkesi öldürecekler bu apaçık belli nerede saklıysa bırakalım orda kalsın. Olmaz oğlum huteyn kabilesini yok ederlerse onlara dur diyecek bi güçte kalmayacak yani kitaba ihtiyaçları kalmayabilecek o yüzden seni öldürüp kitabın sonsuza dek saklı kalmasını sağlayabilecekler. Hoca her ihtimali düşünmüştü mükemmel bi zekası vardı hayran kaldım arkadaş Allahtan böyle zeki bi insan yanımızdaydı. Suat abiye döndüm napacaz abi dedim. Napacaz Nihat kitabı bulup getirecez dedi. iyide nasıl getireceğiz abi nerdedir nasıl bi şeydir bilmiyoruz diye bağırdım, farkına sonradan vardım ama. ilk defa Suat abiye sesimi yükseltmiştim pgibolojim alt üst olmuştu resmen. Suat abi sakin ol Nihat zor durumdasın hatta artık hepimiz karıştık bu işe birlikte çözeceğiz dedi. Ama nasıl dedim hocaya yalvarır vaziyette bakıyordm. Hoca nenenin yanına gideceğiz bizi anlıyacaktır. Nenen olmadan bulamayız eminim buna dedi Ahmet hoca ama önce taraf seçme vakti. Ne tarafı dedik aynı anda Suat abiyle . Huteyn mi berzah mı cevap bekliyorlar dedi ikiside teklifte bulundular cevap bekliyorlar ikiside kitabı istedi hemen hemen aynı teklifte bulundu ama huteyn kabilesinin dednle dost olduğunu anladım çünkü dedenden ilk onlar bahsetti ve tüm bu ayrıntılara onlar girdi. Berzah kabilesinin elçisi ise tehditler savurmaktan, kırıp dökmekten başka bi şey yapmadı size sormak zorundayım dedi. Suat abi konuştuklarımızı duymuşlardır zaten dedi. Ahmet hoca hayır olum iki kabilede karar alana kadar eve yaklaşmamaya dair söz verdiler dedi. Hocam az çok belli değil mi dedim. Suat abi evet hocam siz olmasanız mesele nedir ne dildir anlamayacaktık bile dedi. Hoca tamam dedi. Ahmet hoca derin bi nefes aldı ayağa kalktı bekleyin deyip odaya geçti.Tümünü Göster
Beyler Olabildigince Hızlı Yazıyorum Daha Ötesi Nirvana artık Amı Sizde Kendinizi Belli edin Beyler o kadar ugraşıyorum boşa gitmesin.. Ayrıca Diger Sallamasyon Hikayeler Gibi Degil Gerçek Bir Hikayedir Beyler Yeterli ilgiyi Göremiyoruz ama Olsun devam Okuyan panpalarım yeter.. -
8.
+16 -1Beyler Kurgu Falan Degil Yanlış Anlaşılma Olmasın Hikayenin Sonunda video ve Capsleri Paylaşıcam *
Edit ; Şukularınızı Esirgemeyin Beyler Okuyan panpalarım var sagolsunlar ama o kadar ugraşıyorum sizler için bi şukuyu bi rezz i çok görmeyin ben panpalarım. -
9.
+17Devam Beyler..Tümünü Göster
Hoca devam etti zavallı köpeği bile kullanmışlar eziyet etmişler seni korkutmak için yada o esnada işleri vardı bekçilik etmiş evinin önünde. Ayrıca karmaşık olan bi kabile sendekini alıp seni öldürmek isterken başka bir kabile seni koruyor dedi. Yahu kim neyi almaya çalışıyor kim beni koruyor. Arkadaş görünmez korumada ilk defa duydum dedim içimden. Ama acayip olan bu kadar istedikleri şey ne dedi hoca. Oğlum dedi bi şey mi saklıyorsun. Suat abiye döndüm yok hocam gerçekten bende hiç bi şey yok dedim. Suat abi Nihat iyi düşün kardeşim esrarengiz bi şeyin var mı dedi. Abi valla yok olsa söylemem mi dedim. Hoca peki oğlum ailende dini bütün namazında niyazında biri varmı peki dedi hoca. Valla hocam ben namaz kılmıyorum çoğu zaman cumalara dahi gitmiyorum ne yalan söyleyeyim. Abim babam ve halamda kılmazlar. Sadece nenem kılar dedim. Annen peki dedi. Ben küçükken ölmüş dedim. Nasıl öldüğünü sordu bende trafik kazasında dedim. Hoca peki başka yaşayan yada ölen akraban varmıydı dedi. Dedem vardı hocam ha hatta ilmi baya kuvvetliymiş ben 3 yaşındayken vefat etmiş. Tam anlamıyla nenem ve babam hatırlar dedemi. Babam baya ilginç şeyler anlatırdı dedemle alakalı ama nenemde hep sustururdu korkutma çocukları derdi. Ne gibi dedi hoca. Valla hocam ne bileyim, mesela bi keresinde babam, deden ölürken odadaki herkesten tek tek helallik istedi ardından odanın boş bi tarafına bakıp sizde helal edin dostlarım dedi ardından tebessüm edip salavatını getirdikten sonra vefat etti dedi diye anlattım. Hoca biraz durduktan sonra kuvvetli ihtimal deden ama nenende olabilir demesiyle Suat abi benden önce davrandı ne olabilir dedi. Hoca aradıkları şeyi sana miras bırakan nenen olsaydı onu sıkıştırırlardı ama dedende öldüğünde sana bi şey bırakamayacak kadar çok küçüktün. Her ne verdiyse nenene vermiştir ve saklaması yada kullanması için seni uygun görmüştür dedi. Off ya dede doğru düzgün namaz kılmayan bi adama ne bıraktın sen dedim bide kemiğe gelmişlerdir diye kendimi avutuyordum geldikleri şey belli aslında yok kemiğe, ekmeğe, vişne suyuna gelirler yok ayakları ters yok gözlerinden lazer çıkarıyorlar bunlar şehir efsanesiymiş meğer. Keşke bu şekilde bilmeye devam etseydim lan. Hoca korkmayın halledecez inşallah dedi. Sonra odadaki kardeşine seslendi kardeşi gelince onu komşulara yolladı. Bize burdan ayrılmayın odaya geçiyorum dedi. Suat abi hocam odada napacan dedi. Hoca bu meselenin aslı nedir bi öğrenelim diyip içeri geçti. Suat abiyle birbirimize bakakaldık. Lan bu ne iş dedim neyi nasıl öğrenecek . Benle Suat abi oturduk bekliyoruz. içerden hoca arapça dua etmeye başladı ben anlamıyordum Suat abide biraz anlar gibiydi. Sonra sesler kesildi hoca bi susuyor bi konuşuyordu ama kısık bi ses tonuyla konuştuğu için anlaşılmıyordu. Sanki duysam anlayacamda. O sırada gergin bir şekilde bekliyorduk. Dakikalarca sustuk. Susup yere bakmaktan başka bir şey yapmadık. Hoca konuşmaya devam ediyordu hatta bi ara içerden bi gürültü koptu yere bi şeyler düştü. Ben tam kalkıp hocam iyimisin diye bakacaktım ki Suat abi Nihat otur yerine hoca bi yere ayrılmayın dedi. Bende çaresiz oturdum. Ben böyle bi işkence yaşamamıştım. Beklemek mahvediyordu insanı. Aradan bir saat civarı bi zaman geçti hoca çıktı. Yüzünden düşen bin parça. Oturdu gözleri dolmuş bana bakıyordu. Ben konuşamadım bile. Suat abi hocam ne oldu dedi ardından öyle bi yutkundu ki hocayı öyle gördükten sonra büsbütün korkmuştu Suat abide. Hoca olayın aslını anlatmaya başladı. Evlatlarım biraz önce meseleyi anlamak için davette bulundum ve iki kabileden birer elçi geldi (kabile isimlerini değiştirmek zorundayım nedeni lütfen bende kalsın) Berzah kabilesi illet bir kabiledir arkalarındada denizlerin şahı dedikleri ….. cini vardır. Bu kabile bi kitabın peşinde bu kitabı bi cin alim yazmış ve cinler aleminden kim bu kitabı ele geçirirse mutlak bir güce kavuşacak istediği tüm cinleri ve insanları etkisine alacak kudrette bi bigiye sahip kitap. Başka bir kabile olan huteyn kabileside bu kitabın bulunmasını istemiyor çünkü berzah kabilesiyle düşmanlar hatta aralarında bi anlaşma yapmışlar anlaşma şartlarından biride bu kitabın peşine kimsenin düşmemesi yönünde zaten önceden bu iki kabile arasında kan davası varmış. Fakat sonra ne olduysa anlaşma bozuluyor. Kitabı yazan cin yaptığı hatanın farkına varıyor ve kitabı çok büyük bir alime ve kitabı saklayabilecek tek dostuna veriyor. Yani senin dedene. Deden kitabı alıyor ve saklıyor ayrıca huteyn kabilesiyle anlaşma yapıyor. -
10.
+16Abi noldu dedim arıza var dedi indi. Bende indim lan zifiri karanlık her yer, yanımızdan geçen nehrin gürültüsü ortamı bayağı geriyordu. Suat abi arabayı tamir ediyordu bende arabaya yaslanmıştım birden nehrin oradan bir ses gelmeye başladı boğuk bir sesle ‘ teâle ‘ diyordu lan Suat abiye bakıyorum kesinlikle duymamış arabaya odaklanmış adam. Dondum kadım. Birden tekrar bi ses geldi yine aynı şeyi söylüyordu ama bu ses tonunu duymuştum tamda o sesti Suat abilerde bana yüzünü dön diyen sesti bu ama teale neydi derken bi ses daha geldi ‘le tuğfir bu ‘ baya korktum Suat abi o esnada tamamdır Nihat arabaya binde marşa bas bi dedi hızlıca geçtim arabayı çalıştırdım olmuştu çok şükür. Arabaya bindik Suat abi fazla zaman kaybetmedik hızlı yaptık dedi bende abi dereden sesler geliyodu duydun mu dedim. Yo duymadım ne sesi dedi abi biri bana öfkeyle teale dedi ardından başka biri le tuğfirbu dedi Suat abi eminmisin Nihat nasıl olur araba bile geçmedi dedi bende abi valla duydum hatta o gece sizde duyduğum 2 farklı sesti aynı sesleri biraz önce duydum dedim. Nihat bu işte bi iş var dedi nasıl abi dedim. Biri sana gel diğeri gitme demiş demesiyle benim betim benzim attı gerçektende içinde bulunduğum durumun pgibolojimi yerle bir edeceği ve geri kalan hayatımın bambaşka bir yaşantı haline dönüşeceği bir durumdaydım. Cehennemin dibi bu olsa gerek diye düşündüm. Hiç konuşamadım Suat abi bi yola bi bana bakıyordu ardından sen biraz daha uyu az kaldı zaten merak etme herkesin başına gelebilir dedi. Evet herkesin başına gelebilir belkide bu tür olaylar Allahın bize kendini hatırlattığı olaylardır diye düşünürken uyuya kaldım. Artık kabuslar başlıyordu. Kötü bir kabus gördüm bi sandaldayım çok tedirgin bir durumdayım. Avazım çıktığı kadar bağırıyorum yardım edin boğulacam kimse yok mu baba, Suat abi, abi diye diye tek tek herkese seslendim ama kimse yok arkamı döndüm kıyı görünüyordu ama çok çok uzaktaydı sonra diğer tarafa döndüm aman Allahım bir karartı hemde o karanlıkta öyle büyük bir karartı ki çok uzakta olmasına rağmen tüm görüş alanımı kaplıyordu sonra gözüm daha yakınlara takıldı korkuyla tek tek saydım 12 tane sandal bana doğru yaklaşıyor hızlıca 10-15 metre uzağıma kadar gelip durdular tam o sırada arkamdan, kıyıdan bi ses geldi hemen buraya dön bakma onlara dedi bu sesi hatırlıyordum o gece bana korkma ve derenin orda gitme diyen sesti hızlıca oraya doğru döndüm ama baktım kimse yok nerdesin Allah hakkı için yardım et diye ağlaya ağlaya haykırdım kıyıdayım denize gelemem dediklerimi yap kurtulacaksın dedi başka çarem mi var sanki dediklerini yapacaktım dediklerinin hiçbirini kabul etme dedi. Birden arkamdakilerden biri yüzünü dön dedi ben o an bu tarafın düşman olduğunu anlamıştım elbet hayır dedim. Ya dön yada ömründen ömür gitsin dedi. Sizin gitsin ey lanetlenmişler dedim. Biraz sessizlik oldu ardından Onu vereceksin yoksa tüm konuşmuşluğun olanlar parçalanacak dedi. Susuyordum ne istiyordu bunlar bu nasıl bi rüya, rüya mı gerçek mi beynim artık yavaş yavaş idrak etme ve sorgulama yetisini kaybediyordu. Hiç bi şey düşünemiyordum kabul edecektim evet diyecektim. Tam dönecek ve tamam istediğiniz nedir diyecekken kıyıdaki ses geldi. Onu mu istiyorsunuz kıyıya gelin. Gelin ve alın o zaman…O sırada bu neee diye uyandım deli gibi bağırıyorum 2-3 dakika sadece bağırıp zaptedildiğimi hatırlıyorum. Hiçbir şey duymuyorum Suat abinin Nihat dur sakin ol kardeşim dediğini duydum. O an kendime geldim. Adama bir sürü tekme atmışım her yeri ayakkabı izi yüzünüde çizmişim. Bi an gözgöze geldik. Direk attım kendimi yere ama nasıl ağlıyorum. Hayatımda öyle ağlamadım. Tüm bu yaşadıklarımın hatta önceden yaşadığım kötü zamanların patlamasıydı belki . Hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. Suat abi özür dilerim dedim. Saçmalama olum ne özrü belliki kabus gördün dedi. O an kendimi yolun karşı tarafındaki uçurumdan atmak istedim bu adamın ne suçu var neden bu yaşadıklarımı o temizlemek zorundaki belkide çıldırdım ben en iyisi bi hastaneye yatmak diye düşünüyorum. O an Suat abi elini uzattı ve güçlü ol dedi korkma hadi kalk ayağa köye geldik hocamızın yanına gidelim. O ki tek işi gücü düşündüğü Allahtır. Allahın sevdiği adamın yanından daha hayırlı bi yer mi var bitecek korkma hadi kalk dedi.Tümünü Göster
-
11.
+16Beyler Okuyanlar Bi Rez alsın Bişey Yapsın Belli edin Kendinizi O Kadar Yazıyorum Burda.
-
12.
+15Geldim Panpalar Geldim * Devam..Tümünü Göster
Hiçteaz değildi çünkü normal musallat vakaları bir cinleolurdu ama şu an karşımızda 12 tanesi birden vardı. Peki hocam deniz cini yani onu nasıl alt edeceğiz ki dedim. O lanetlenmiştir. Karaya çıkmaz ama uşaklarını yollar. Ha şunuda söyleyeyim denize yada denize dökülen derelere, nehirlere yakınlaşınca dikkat edin en iyisi uzak durun hiç gitmeyin yoksa affetmez dedi. Suat abi hamama bile gitmem bundan sonra deyince bilhassa oralardan uzak durun kendisi gelmese bile birini yollar dedi Ahmet hoca. Ardından eve geçtik bi dahada evden uzaklaşmadık tabi. Ahmet hoca evi manen kuvvetlendiriyordu bilhassa odada çok vakit harcıyordu bol bol dua ediyordu odada belliki emaneti bulduktan sonrasına hazırlık yapıyordu. Artık sadece emanetin yerini hatırlamaya çalışıyordum. Ahmet hoca acele etmememi zamanı gelince Allahın izniyle hatırlayacağımı ve kendimi hatırlamak için zorlamamamı tembihliyordu. Aradan 10 güne yakın bi zaman geçti. Köydeki bu on günlük zaman dilimi içerisinde ölen 2 köpek ve 1 kediden ve evde durup dururken çatlayan aynadan aynadan başka bi anormallik olmadı. Ta ki o güne kadar. Benle Haydar köydeki bi komşumuzdan süt almaya gitmiştik. Neyse aldık eve döndük eve bi girdim haydarda hemen evin önüne oturdu. Birden gözlerim Ahmet hocayla Suat abiyi aradı ama yoktular salonda. Sonra içerden sesler geldi kapıya yaklaştım ve beni tam bi düşünce karmaşasına iten o sözleri duydum. Ahmet hoca, Suat bu işi buralara kadar getirdik sakın bir şey belli etme yoksa çok kötü şeyler bizi bekliyor olacaktır dedi. Suat abide tamam hocam dedi. Hemen kapının yanındaki Haydar’ın yanına gittim. Hemen benimle gel dedim. Birlikte sütü aldığımız yere doğru yürüdük. Lan oğlum hal mesele böyle böyle hoca bi şey mi saklıyor acaba dedi. Yok olum ne saklayacaklar manyakmısın sen. Adam onca yolu senin için keyfine gelmedi herhalde. Suat abiyide mi tanımıyorsun dedi. Ama içime bi kurt düştü Suat abiye sormalıyım dedi. Lan saçmalama ne soracan ne saklıyosunuz mu diyecen hem bi şey saklasalar söylerler mi yada söyleseler çokta anlayacağız dedi. Doğru diyosun dedim. Lan hacı bunlarda kitabın peşine düşmüş olmasınlar dedim. B.kunu çıkardın ama dedi sinirli bi şekilde yuh yani adamların günahını alıyorsun hadi eve dönelim dedi. Tamam merak etmesinler dönelim hemen dedim. Eve döndük yine hiçbir şey duymamışım gibi davrandım ama kafamda deli sorular. Bunların şeytanın aklına bile gelmeyecek planı neydi. Aradan birkaç gün daha geçmişti. Bizimkiler evden sıksık arıyordu. Bende az kaldı telaşlanmayın deyip zaman kazanmaya çalışıyordum. Hala hatırlayamamıştım emanetin yerini. Dedemle olan anılarımı hatırlamaya çalışıyordum ama aklıma bunla alakalı hiçbir şey gelmiyordu. Canımızda sıkılmaya başlamıştı. Günler geçtikçe canımızda sıkılmaya başlamıştı. Ahmet hocadan yaylaya çıkmak için izin istesekte burdan ayrılmamamız gerektiğini söyledi. Zaten bütün gününü odaya ayırıyordu. O odada bişeyler karıştırıyordu ama neydi uğraştığı şey. Bi gün komşudan süt adıktan sonra Haydara gel beraber etrafı gezelim dedim. Lan oğlum sen iyice saçmalamaya başladın ben burdan ayrılmam dedi. Öyle bi tersledi ki sanki küfür tümsülalesini küfretmiştim. Suat abiyle Ahmet hoca kapının önünde çay içiyolardı o sırada. Tamam madem al bu sütü bize zütür bende aşağıdaki komşudan peynir, yağ alayım dedim. Tamam dedi çabuk gel ama. Tamam gelirim hemen dedim. Neyse bu gitti bende canımın baya sıkılmasından dolayı etrafı biraz gezeyim dedim. Hem ne olacaktı ki zaten son zamanlarda çokta bi sıkıntı yaşanmamıştı. Etrafı gezmeye başladım gezdim gezdim. Yaylaya doğru geçeyim dedim. ilerledim yaylaya çıktım. Köy görünüyor nasıl olsa fazla uzaklaşmadıktan sonra problem yoktu. Yine yaylada gezerken birden gözüm ilerdeki kayaya ilişti. Bir şey olabildiğince parlıyordu hemde o ışıkta çok meraak ettim büyülenmiştim resmen. ilerledim tam kayanın yanına geldim parıl parıl parlıyordu. Bu ne yahu dedim içindem ne kadarda güzel bir şeydi bu derken kayanın arkasından bi keçi çıktı aklım gitti resmen. Durmuş bana bakıyordu aynı anda kayanın üzerindede bi keçi belirdi. Pür dikkat beni izliyorladı orda tek farkettiğim gözlerinin çok büyük ve siyah olduğuydu. Geri geri gitmeye başladım gittikçe bunlarda yavaş yavaş üzerime geliyordu. Bu böyle olmayacak dedim içimden. Arkamı döndüğüm gibi koşmaya başlayacaktım ki tam 10 tane köpek yanyana dizilmiş üzerime doğru koşuyordu. Çok yakınlaşmışlardı en öndeki birden üzerime atladı.
Edit ; Rez alıp Bekleyin Yeni Partlar Yolda Bu arada Dedigim Gibi Bu Olaylar Esnasında Tanıştıgım Arkadaşımında başına bu tarz olaylar geldi onlarada ait videolar var fakat videolar sakat beyler harbi +18 i geçtim Dini olarak riteller sırasında kayda geçen görüntüler falan var o yüzden ya sansürleyerek atıcam yada hiç atmıcam arkadaşlar karar sizin.. bu arada caps ve resimleri diger arkadaşımınkini paylaştıktan sonra atarım.. inşallah youtube kabul eder a.q -
13.
+14 -1Beyler Devam etmeden Önce Her Hikayaye Çalıntı demekten Vazgeçin Madem iftira Atıyorsunuz Kanıtınız Olsun... !Tümünü Göster
Genç hoca bana hocam bu işte bi iş var dağın tepesinden nerden getirecek kızı dedi. Bende rahatsız oldum. Hemen bunların köye yola çıktık. Annesi çok ağlıyordu hoca nasıl bunu dağa yollar diyordu. Bende dualar etmeye başlamıştım aklıma gelen olmaz inşaallah diyordum. Köye vardık hızlıca köyün arka tarafına ilerliyorduk köydeki gençler bi taşın üzerinde oturuyordu. Bizi gördüler selam verdiler annesi oğlunu sordu. Görmedik teyze dediler. Sonra içlerinden biri dağın tepesini gösterdi. Hocam sesler geliyor herhalde ışıkların geldiği yerden dedi. Bende o sıra farketmiştim davul sesi geliyordu o yönde çok az olmasına rağmen ışıklar vardı. Dağın başından kimsenin olmadığının emin olduğumuz dağın başından davul sesi geliyordu. Neyse çocuğun annesine sen burda kal dedim. Genç hocayı aldım dağa doğru çıkmaya başladık. Köy dağın yamacında olmasına rağmen çok uzun sürdü tepeye çıkmamız. Ardından tepeye vardık ışıkları gördük tam girecez ormana birden sesler kesildi ışıklar söndü. Biz ilerlemeye devam ettik elimizde bi tek gaz lambası var ilerledik ilerledik bi baktık ki bu çocuk bi kürsüde öyle sessizce oturuyor neyse çocuğu aldık konuşmaya çalıştık ama yok çocuk tek kelime etmiyor. Oğlum burda ne işin var, kim getirdi seni buraya diyorumses çıkarmıyor. Oğlum hadi gel bak annen bekliyor dedim benle genç hoca koluna girdik. Birden bağırmaya başladı anneme söyleyin beklemesin. Karımda bekliyor ona gidecem dedi beni ve hocayı iteledi ve ormana dalarak kayboldu. Hocam peki sen orda anlamadın mı hocanın aslında büyücü olduğunu dedim. Sezdim oğlum bi şeyler. Hemen genç hocayla köye indik. Ben, annesi, genç hoca ve köylülerden bi kaç erkek bu sözde hocaya gittik. Nasıl yaparsın böyle bi şey dedik bu inkar etti. Yeminler etti hocam kandırmışlar bunu bana geldi. Önce sana gelmiş sen demişsin dağa git diye bende hoca böyle şeyler demez çabuk git evine dedim bol bol tembihledim dedi. Hepimizin kafasını bulandırdı. Orda ispatlayamadık işte. Anneside harap oldu mahvoldu oğlunun, bu hoca bana dağda seni bekliyorum dediğini söyledi. Tek oğlunu kaybettikten sonra her gün dağlara gidip oğlunu arıyormuş. En son gidişindede bi daha gelmemiş işte. O büyücünün katli vacibmiş hocam dedi Suat abi bende kafamı salladım içtenlikle katıldığımı belli etmek istercesine. Evlatlarım aslında o kendine hoca diyen büyücü cindi dedi. insanları kullanarak ya ona lazım olacağını düşündüğü şeyleri yada kütlesiz bir enerjiyi yani dumanı hapsedilmiş bir cini serbest bırakmaya çalışırdı yada insanları cinlere peş keş çekerdi dedi. Suat abi hocam kanım dondu resmen Alinin olayıda ne olduğunu ortaya çıkardı demek dedi. Hocada maalesef dedi ama geç oldu oda farkedip kaçtı zaten dedi. Lan nasıl şeyler oluyormuşta haberimiz yokmuş dedim. Yolu yarıladıktan sonra hava aydınlanmıştı. Babamı aradım 3-4 saate geleceğimizi ve birde misafirimiz olduğunu söyledim. Artık eve gitmek istiyordum.Ben uyuyakalmıştım evi aradıktan sonra uyandığımda 1 saatten az yolumuz kalmıştı. Öğle vakti varmıştık eve. Arabadan indik yukarı çıktık. Kapıyı çaldım babam kapıyı açtı. Hoşgeldiniz dedi. Salona girdik halam ve nenem oturuyorlardı. Ahmet hoca selamun aleykum deyip selam verdi. Ardından babam aleykum selam hocam hoş geldiniz sefa getirdiniz dedi. Herkes oturdu bizimkiler besbelli anlam vermeye çalışıyordu ama besbelli hiç bi şey yaşamamışlardı. Herhalde burada olaylar olmamıştı. Neyse yemek yedikten sonra namaz kıldık. Ardından konunun açılma vakti gelmişti. Suat abi beni kaldığım odaya çağırdı. Nihat şimdi sizinkilerle konuşacak hoca, neneni ve babana anlatacak olanları sen salonda bekle Ahmet hoca anlattıktan sonra gidersin dedi. Abi merak etme ben iyiyim yanımdada anlatabilir dedim oda dur oğlum sizinkiler telaş yapar gerek yok sen rahat ol dedi. Tamam dedim işime gelmişti çünkü. Yoksa bizimkiler kafayı yediğimi düşünebilirlerdi. Sonra salona geçtik. Ahmet hoca babam ve nenemle konuşacakları olduğunu ve uygun bi oda olup olmadığını sordu. Benle abimin kaldığı odaya geçtiler. Yarım saate yakın konuştular bi ara nenem büyük odaya geçti 3-4 dakika sonra tekrar bizim odaya döndü. Halam baya sıkıştırdı ne oldu falan diye ama yok bi şey deyip geçiştirdik. Sonra Ahmet hoca babamı yolladı. Babam hoca çağrıyor oğlum bi bak dedi. Ama öyle bi dedi ki içim parçalandı onu öyle görünce. Salondan çıktım odaya girdim. Ahmet hoca her şeyi anlattım oğlum korkma nenen bize yardım edecek emanetin köyünüzdeki bi yerde olduğunu söyledi. -
14.
+14Rezz Alın Beyler istege Göre Finali Yolluyorum Diger partlardan daha uzun olucak.. başlıga ilgi gelirse diger arkdaşınkinide seri bir şekilde paylaşıp videolara geçmek istiyorum..
Edit ; Panpalar Finali 2 Parta ayırıyorum ilk Partı Birazdan atıcam istege Göre Son Kısmıda Atıyorum.. Rezz alın kaç kişi burda okuyucak belli olsun panpalarım.. Daha arkadaşınki ve videolarda var.. -
15.
+12 -1Tuvalete girdim bi otuz saniye dizlerimin üstüne çöktüm. Arkadaş o anda sol burun deliğimden bildiğin musluktan akar gibi kan gelmeye başladı bu ne dememle kapattım sol deliği. Elimle bastırdım ki bu sefer sağdan gelmeye başladı. Onuda kapattım lan noluyor dedim bu nasıl bi kanama bu. Normalde yazları hava çok sıcak olduğunda yada çok ders çalıştığımda hafif kanardı ama 1-2dakikaya dururdu. Ama bu öyle böyle değil. Lan bu sefer boğazımdan gelmeye başladı nefes alamıyorum öğürmeye başladım ama öküz gibi napayım ne deyim derken o sırada ezan sesi geldi dedim tamam bu benim selam sayılsın bıraktım ellerimi açtım kan akıyorda akıyor ben havluyla siliyorum o akıyor hocada ezanı karıştırdı o sırada dedim lan bari sela varsaydığım ezanım ciddi olaydı. Neyse sonra havluyla bastırdım. Allahtan kanama durmaya başladı. Ortalığı temizledim hemen geçtim yattım. Sabah kalktım telefonda suat abi 5 kez aramış beni hemen hazırlandım abiye ayıp olmasın diye aradım. Abi hayırdır dememle hemen bize gel dedi. Noldu abi dedim. Kimseye bir şey belli etme dedi ve hemen gel dedi. Halam kahvaltı hazırlamıştı abimle babamda işteydi. Halam yinemi oynadın burnunla o nasıl kandı öyle olum dedi. Hala valla durmadı bu sefer dedim. Neyse bi şeyler atıştırdım . Nenemi öptüm halamı öptüm direk Suat abilere. Suat abilere vardım evde o ve Haydar vardı. Selam verdim içeri geçtik. Abi noldu dememle. Tuttu kolumdan oğlum sen ne yaptın ha ne haltlar karıştırdın dedi. Abi noldu Allah aşkına yahu dememle dün gece burayı başımıza yıktılar dedi. Demesiyle haydar o 1.87 lik 90 kiloluk adam ağlamaya başladı. Abi noldu dedim Allahını seversen kim ne yaptı dedim. Biraz durdu gözlerime baktı yok dedi sen değilsin sen bi şey yapmadın değil mi. Abi valla mesele ne anlamadım bile dedim. Oturdu haydarda oturdu ben ayaktayım biraz sessizlik oldu sonra bana döndü tek soru soracam direk cevap ver dedi. Tamam abi başım üstüne dedim. Dün gece bi anormallik yaşadın mı demesiyle benim başımdan kaynar sular döküldü hemen anladım. Gözlerim yaşardı sonra topladım kendimi olayı anlattım işte elektrik çarptı burnumdan kan aktı falan. Suat abi yaklaştı bana ellerime baktı gözlerime baktı yok dedi sen çarpılmışsın indirmeye çalışmışlar ama bünyen kaldırmış dedi ben ağlayamıyorum bile korkudan. Başka bi şey oldumu dedi yok abi dedim ha bide imam dün gece ezanı karıştırdı nasıl dedi önce hayyalel salah diyeceğine hayyalel felah dedi . Söylemez olaydım artık savaş başlamıştı Suat abi ezan tersten okunmuş dedi nasıl tersten abi dedim abi imamı Şiblinin cinlerin esrarı kitabında yazıyor onların aleminde ezan tersten okunur eğer bir kapı açılırsa ezanlarının sesi gelir dedi. Yıkılmıştım kesin bize musallat oldular dedim. Hayır dedi bize değil sana dediler. Korkudan dilimi ısırıyordum abi dedim bak elini öptüm bana yardım et mahvolurum dedim. Haydara döndü Haydar sen direk üniversitede yaşadığın eve gidiyorsun sen kaçıp kendini kurtar ailenede okulu bırakmadığını bütünlemelere çalışacağını söyle. Haydar tamam abi dedi yutkundu ardından ee abi siz napacaksınız halledebilecekmisin dedi. Suat abi bu iş beni aşar Nihatla ben gidiyoruz Suat abiyle bizim eve gittik salona geçtik babamla arası çok iyidi Suat abinin. Bizim aile her zaman onunla takılmamı tembihlerdi iyi insandı çünkü. Çayımızı içtik Suat abi babama abi nihatla bizim köye gidelim diyoruz orada bi hocam var ne zamandır ziyaretine gitmemiştim hem Nihat içinde değişiklik olur hocamızı görür hayır duasını alır dedi. Babam hemen verdi izni direk ne zaman gidiyorsunuz dedi valla abi bu akşam çıkalım yola diyoruz babam biraz şaşırdı ama Nenemde gidin dedi Allahın dostudur gidin biraz ders alın dedi babamda fazla uzatmadı tamam dedi yolunuz açık olsun abim ve halam evde yoktu dışarı çıkmışlardı. Neyse bizimkilerin elini öptük evden çıktık. Ben bi şey belli etmemek için baya gayret ettim ama sesim ister istemez çıkmıyordu. Suat abinin eski model bi arabası vardı ama baya sıcak bir arabaydı çok şirindi bindik yola çıktık gideceğimiz yer 8 saat uzaklıktaki bi şehrin ….. ilçesine bağlı bi köydü. Yola çıkmıştık Suat abi beni rahatlatmaya çalışıyordu Allah ondan razı olsun böyle bi insanı tanımak bile yeter ve artardı. Nihat halledecez merak etme olabilir korkma hocamın ilmi Allahtandır o istedi Allah verdi oda bize Allahın ona öğrettikleriyle yardım edecek inşallah dedi. Yola devam ediyorduk ben uyuyakalmışım bi ara sallantıdan uyandım gözümü açtım Suat abi o an of ya kesin su kaynattı dedi.Tümünü Göster
-
16.
+13Eve geçtik Ahmet hoca, neneme ve babama onların şehre geri dönmeleri gerektiğini burda olmalarının doğru olmadığını söyledi. Babam biraz itiraz eder gibi olsada nenem ve Suat abi yatıştırdılar ve gitmeleri için ikna ettiler. Ardından ikisiyle vedalaştıktan sonra arabaya bindiler. Arabadan öyle bi bakışları vardı ki aile kavrdıbını o gün anladım. Allah kimsenin ailesini başından ekgib etmesin. Sahipsizlik zor çünkü. Neyse eve geçtik oturduk bizim köy evide aynen Ahmet hocanın evi gibiydi tek farkı daha küçüktü ve banyo yoktu. Gerekte yoktu aslında çünkü en fazla 3-4 gün kalıyorduk. Biraz oturduk ardından Suat abiyle etrafı temizledik salondan sonra odaya geçtik ama odada fazla iş yoktu. Aradan baya zaman geçmişti Suat abi Nihat şu Haydarı ara nerde kaldı dedi. Tamam abi arayayım dedim. Aradım telefonu kapalıydı yahu beş dakika sonra tekrar aradım yine kapalıydı. Abi başına bi iş gelmiş olmasın. Çıkıp arasak mı dedim. Ahmet hoca nerden arayacaksınız oğlum havada karardı zaten hem yol yorgunusunuz bugün dinlenin yarın bakarız çaresine. Suat abi çocuğa sebep olmam inşallah sen onu koru Allahım dedi. Oturduk biraz sohbet ettik. Köyü sordu Ahmet hoca bende en ince ayrıntısına kadar anlattım zaten küçük bi köydü 15 hane vardı. Yine köyle alakalı sohbet ediyorduk farklı konularda konuşuyorduk. Zaman geçmişti yatsıyıda kılmıştık. Ardından yataklar serildi Ahmet hocayı içerdeki odaya aldık. Bizde yine aynı şekilde salonda serdik yatakları. Suat abi hadi Allah rahatlık versin hocam dedi. Hocada sizede evladım dedi. Tam o anda kapı çaldı lan saate baktım gecenin onbiri kim lan bu saatte dedim içimden. Kapıya doğru yöneldim. Kapı yine çalındı. Kalbim küt küt atıyordu. Kim o dedim. Benim Nihat aç dedi dışardaki ses. Gelen Haydardı. içerdekilere bakıp açayım mı dedim sessizce. Ahmet hoca kafasını salladı aç dedi. O sırada aç lan hadi ya dedi. Kapıyı açtım gelen Haydardı derin bir oh çektim. içeri girdi oturduk. Hocayla tanıştı. Ardından okulundaki evde çok korktuğunu geri döndüğünü söyledi. Suat abiyede abi sözünü dinlemedim affet dedi. Suat abi yok bende pişman oldum seni yolladığıma iyi ki geldin dedi. Sonra neden bu kadar geç kaldığını sorduk. Köy minibüsünü kaçırdığını ve saat 7:30 arabasını beklediğini söyledi. Yoldada minibüsün lastiği patlamış anca gelebilmiş. Neyse Haydarada aramızda bi yer yatağı yaptık çok severdi yer yatağını çocuk gibi girdi yatağa sonra Ahmet hoca yanında getirdiği eşyelarıyla birlikte içeri geçti herkes yattı. Uyurken son zamanlarda pek fazla rahatsız edilmediğimi hissettim belliki iki tarafta bana bi şey olmasını istemiyordu. Emanetin yerini hatırlamıyordum. Hatırlamam iyi mi olur kötü mü olur onu dahi bilmiyordum. Hiçbir fikrimde yoktu. Bu düşüncelerle uyuya kaldım. Sabah uyandık herkes kalkmıştı kuşların cıvıltısıyla birlikte çok güzel bi kahvaltı yaptık. Damda çok hoş olurdu kahvaltılar. Herkesin yüzü gülüyordu. Sanki her şey normalleşiyordu. Neyse kahvaltı bitti sofrayı topladık aşağıya indik. Ahmet hoca oğlum siz köyde dolaşın isterseniz ama fazla uzaklaşmayın bende evi manen kuvvetlendireyim dedi. Bide çıra toplamamızı istedi. Tamam dedik dışarda gezmeye başladık. Konuşa konuşa geziyoruz. Birden Suat abi arkadaşlar çok uzaklaştık dönelim hadi dedi. Gerçekten lan hiç farketmemiştik çayıra kadar gelmiştik. Birden Haydar abi şunlara bak dedi. işaret ettiği yere baktık. ilerde tepelik biyerin üstünde bi eşşek birde köpek yanyana durmuş hareketsiz bir şekilde bize bakıyordular. Üçümüzde kaskatı kesildik. Haydar abi bu yoksa demesiyle Suat abi kaçın çabuk koşun dedi. Arkadaş öyle bir koşuyoruz ki yani şunu söyleyeyim belki abartıyor diyeceksiniz ama topuklarım k.çımı acıtıyordu böyle bi korku yok. Eve nasıl vardık nasıl yetiştik hatırlamıyorum ciddi anlamda korkmuştuk yine. Haydar abi neydi öyle onlar bi gariptiler ilk defa bi eşşekle köpeğin böyle yanyana durduğunu görüyorum dedi. Suat abi ne olacak onlardı işte bizi takip ediyorlar anlaşılan dedi. Kapıyı çaldık Ahmet hoca biraz beklemeden sonra kapıyı açtı. Ne oldu diye sordu bizi öyle görünce. Olayı anlattık sakın bi daha uzaklaşmayın dedi. Bizi koruyanlarıda tehlikeye atıyorsunuz. Zaten sayıları az dedi. Orda aklıma geldi hocam peki berzah kabilesi kaç kişi dedim. Ahmet hoca deniz cini dışında 12 uşağı var bunlar ileri gelenleri rahatsız edenlerde onlar dedi. Bu 12 kişi güçlü sayılır. Tedbirsiz yakalanmadıkları sürece yok etmekte zordur dedi.Tümünü Göster
-
17.
+9 -3CiNiNiZiDE gibEYiM ŞEYTANINIZIDA gibEYiM YETER AMK
-
18.
+11Devam Panpalar..
Diğerleri olduğu yerde kaldı. Paramparça edecek beni şimdi derken köpeğin bana çarpmasıyla yere kapaklanması bir oldu. Allahım bildiğin ikiye ayrıldı köpek. Baktım köpekler hücum etmiyor hepsi birden bana doğru bakıyor hepsi aynı yere bakıyordu o an anladım dedemin yaptığı ve taktığım cevşenin olduğu yere bakıyorlardı. Nasıl bi deli cesareti geldiyse üzerlerine doğru yürüdüm. Ben yürüdükçe onlar geri geri kaçıyordu. Hızlanmaya başladım üzerlerine doğru koşuyorum o anda hepsi dağıldı. Bende hızlı bir şekilde yayladan aşağı indim. Yokuş aşağı yuvarlana yuvarlana koştum eve yetiştim. Olanları anlattım. Suat abi baya kızdı bana nasıl yaparsın Nihat böyle bir şeyi diye. Ahmet hocada bensize uzaklaşmayın demedim mi evladım dedi. O günün akşamı hala olayların etkisindeydim. Yatma vakti yaklaşmıştı. Ahmet hoca emanetin yerini hatırlayıp hatırlamadığı mı sordu. Hayır hocam hala bi şey hatırlamadım dedim. Acele etmeliyiz vakit daralmaya başladı onlarında sabrı kalmamış dedi. Suat abi neden hocam bi şey mi oldu dedi. Evet bugün on iki uşaktan biri öldü kaldı on bir harekete geçtiler bugün Nihatın karşısına çıkan ve onu kaçırmaya gelen hayvan kılığındakiler onlardı ve Nihatın dedesinin yaptığı cevşen onu korudu ve birininde hayvanın bedeninden çıkmadan önce canını aldı dedi. Herkes birbirine bakıyordu. Korkudan kimse konuşamamıştı. Suat abi kendini toparlayarak hocam cinler hayvan kılığında mı geziniyolar dedi. Evet oğlum Allaha inanmayan cinler sıkça başıboş hayvanların vücudunu kullanırlar yada onun kılığındadılar dedi. - 19.
-
-
1.
+1Gönder fena sardı
-
1.
-
20.
+10Devam Panpalar..Tümünü Göster
Panpalar Bunun Haricinde Son 1 Part Kaldı.. Unutmadan Soliyim Başlıga Şuku Atmayı Unutmayın daha arkadaşınki var 10 partta onunki sürcek sonrada videoları sansürlü bi şekilde atıcam sizlere..Şüphelerim var Atıyımmı atmıyımmı kararsız kaldım videoları.. Etkilenseniz yine iyi başka takluklara çıkabilir :D Rezz Alıp Bekleyin
Bakın oğlum ben daha gençtim sizin yaşlarınızdaydım. Bir gün koyunları otlatırken uyuyakalmışım uyandığımda hava kararıyordu. Sürüye baktım yerinde yok ,bekçi köpeğimde yerde yatıyordu. Köpeğe baktım ön iki bacağı parçalanmıştı üstüde yara bere içindeydi. Çok üzüldüm ama köpeği orda bıraktım yarın gelir gömerim diye düşündüm. Sürüyü aramaya koyuldum. Baktım ilerden sesler geliyor o yöne doğru ilerledim iki tane çarşaflı kadın ve bi erkek , yanlarında bi iri köpekle birlikte sürüyü önüne katmış gidiyordu. Hızlıca koştum yetiştim bunlara. Napıyorsunuz bu benim koyunlarım dedim. Kim napıyor kardeşim sürü başıboştu bende köye zütürüyordum dedi. Halla halla dedim yanındaki kadınlarla köpek nerde dedim. Ben yalnızım yanlış görmüşsündür dedi. Koyunlar seninse kaç tane olduklarını söyle al dedi. 151 tane dedim. Doğrudur sen güvenilir bi adamsın alabilirsin hadi Allah yanında olsun dedi karanlıkta kaybolup gitti. E hocam kimmiş neyin nesiymiş bu adam koyunlarını neden çalmaya çalışmış ki dedi Haydar. Bu adam zamanında bizim köydeymiş yıllar önce ben daha çocukken bir gün ortalıktan kaybolmuş. Ardından öğrendik ki bi cinniyeyle evlenmiş. Kuvvetli ihtimal yanındaki çarşaflı kadınlardan biri zevcesiydi. Köpeğim öldükten sonra sürü dağılmış buda sağolsun hayrına sürüyü toplamış ama hala daha yanındaki köpekle diğer çarşaflı kimdi bilmiyorum dedi. Ben yine tırstım dedi Haydar. Hocada artık yatma vakti evladım yatmadan duanızı okuyun sabah ola hayrola dedi. Ardından Suat evladım benle odaya gel dedi. Hayda baya zoruma gitmişti niye gizli konuşuyorlardı ki. Direk kafama yorganı çektim. Neyse Suat abi beş dakika sonra geldi. Haydar abi ne oldu dedi. Suat abi sakın bi daha uzaklaşmayın oğlum bak hoca bu işin şakası yok dedi falan diye tembihledi dedi. Tamam abi dedik uyumaya koyulduk. Ama o gece evet işte o gece neler oldu hayal bile edemezsiniz. Gece herkes uyumaya koyulmuştu. Artık belli ki pgibolojim alt üst olmuştu. Sıkılıyordum, korkuyordum acayip acayip şeyler düşünüyordum Yatağın içinde bi oyana bi bu yana dönüyordum. Uykuyla uyanıklık arasında bir haldeydim her şey bittikten sonra sıhhatli zamanlarımın değerini çok daha iyi bileceğime dair söz verdim kendime düşündükten sonra. Yavaş yavaş uyumaya başladım uykuya tam dalmıştım birden bir feryat koptu ki Haydar yer yatağından bizim yattığımız kanepelerin seviyesine kadar fırladı korkudan. Bende korkmuştum çünkü Suat abi hocam hocam diye avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Abi noldu dedim ışığı açtım hemen yanına fırladım. Haydar su getir hemen dedim. Haydar mutfaktan su getirirken Ahmet hocada salona geldi. Ne oldu evladım dedi. Haydar suyu getirdi Suat abi içtikten sonra gördüm hocam gördüm dedi. Büyük karatıyı mı abi dedim. Hayır dedi hocam anlatayım hemen.
başlık yok! burası bom boş!