+4
akşam yemeği yendi, sofralar toplandı. annem yemekten sonra herkese meyve ikram ediyor,bir yandanda sohbet konusu bulmak için çabalıyordu. fakat evin içinde bi depresyon havası hakimdi. babam bana kararlı ve sert bi tavırla artık odana dedi. bunu fazla yapmazdı. fakat dedemle konuşacakları bi konu olduğunu sezebiliyordum. yatağıma gidiyor,bi yandanda neler konuştuklarını duymak için odamın kapısından ayrılmıyordum. babam dedeme "bir şey yapmazlar değil mi baba " dedi.bu cümle içimi ürpertti. Ardından annemin ağlamaklı sesi "yapmazlar değil mi?" diye babamı tekrarlıyordu.bu sözleri düşünürken uyuyakalmışım. sabah uyandığımda babam "gel buraya seninle bi yere gideceğiz "dedi. arabaya bindik. dedem beni süzüyor,bi yandanda dualar okuyordu. gideceğimiz yere varmıştık. burası büyük ve dini bir mekandı. içeriye girdiğimde sıra bekledik. yaklaşık 15 dakika sonrada içeriye girdik. uzun sakallı, uzun boylu bir hoca bizi karşıladı. hiç kelime etmeden oturacağımız yeri gösterdi. kolumu uzatmamı istedi. iğneyle 2 delik açtı. kolumdan süzülen kanları içinde su ve 4-5 tane taş bulunan bir bardağa boşalttı. ağzı hiç durmuyor, arada sıradada bana bakarak sesli arapça kelimeler söylüyordu. dışarı çıkmamaı istedi hoca. çıktım arabanın yanında bekledim. yarım saat sonrada babamgil geldi. konuşmadan sessizce arabaya bindik. babamı hiç öyle görmemiştim. sanki dokunsam ağlayacaktı. dedem babamı onayladı ve babam söze başladı."bu muskayı ve kitabı al sakın yanından ayırma. okuluda kısa bir süre bırakman gerekecek.ama şunu unutma biz hep yanındayız."ve babam ağladı, bunu ilk defa görüyordum nenemin cenazesinde bileağlamayan babam ağlamıştı. aşırı telaşlanmıştım. fakat babamı sıkmak istemediğim için bir şey sormadım.ama herşeyi anlamıştım herşeyi. uykudan çığlık çığlığa uyanmalar, bazen bi köşeye saatlerce aptal gibi bakmam, vede kolumdaki yaralar... anneme bu yaraların okulda olduğunu söylemiştim fakat neden olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu. bana musallat olmuşlardı evet bana musallat olmuşlardı.bu fikri düşününce ağlamaya başladım, çaresizdim ve korkmaktan başka yapabileceğim hiçbirşey yoktu. babam 2 aylık bi tedavi sürecine başladığımı söyledi.ilk iki hafta boyunca 4 defa hocaya gittim. hoca aynı şekilde devam etmemiz gerektiğini söylüyordu. tedaviyi okunmuş su,değişik muskalar gibi birçok ritüel izliyordu. birçok kez çığlık çığlığa uyanmam, durduk yere çığlık atmam, garip görüntüler beni deli ediyordu fakat dayanmak zorundaydım.bi gece yine uyandığı zaman annem yanıma geldi, başımdan öptü ve" geçecek herşey oğlum "dedi. hıçkıra hıçkıra ağladım.ilk ay birkaç son derece korkunç ve paranormal olaydan sonra geçti. ikinci ay başladı. hocaya göre bu ayı atlatırsam herşey düzelmeye başlayacaktım. fakat bu ay hiçde kolay olmayacaktı. hocanın dediği gibide oldu. annem pazara gitmek zorundaydı. fakat kesinlike beni tek bırakmak istemiyordu. anneme ısrar ettim."gitmelisin buna alışmak zorundayım"dedim. korkudan alim titriyor fakat yapmak zorunda olduğumu bildiğim için ses çıkarmıyordum. eğer bunu atlatabilirsem korkum azda olsa azalacak ve belki özgüvenim geri gelecekti. annem gitti. bilgisayar oynamaya başladım. mutfaktan ses duymuştum.ama bilindiği gibi bir ses değil fısıltı, çağrı gibiydi. gitmek zorundaydım sanki. buna hiçbir mecburiyetim yokken. adımlarım temkinliydi fakat korkudan nefes alışlarım hızlanmıştı. mutfağa girdiğimde hızlı bir karaltı vede yerde duran bıçak gördüğümde bayılmışım. annemin beni ayıltmaya çalıştığını vede ambulans seslerini anımsıyorum. taburcu olmam uzun sürmedi.eve geldiğimde babamgille uzun bi konuşma yaptık.son 13 günüm kalmıştı. herşey azda olsa normal gidiyordu.son 4 gün kala olanlar oldu. mutfağa su içmek için gitmiştim. hiçbir temas olmamasına rağmen bardak yere düşüp kırıldı. artık yüzleşme zamanıydı. bağırdım "göster kendini artık dayanamıyorum" fısıltıların çoğaldığını hissedebiliyordum. içimden bir şey geçer gibi oldu halsizleştim.bi sesin bişeyler mırıldadığnı duyabilmiştim. kendimi kontrol edemiyordum artık. çığlık atmak istiyor "anne yardım et"diye bağırmak istiyor bağıramıyordum. elime bıçağı almamla parmağıma çizik atmam biroldu. kendimi kaybettim. bıçağı sağa sola sallıyor ne yaptığımı farketmiyordum. annemin çığlıkları evde yükseliyordu. sonunda yere düştüm yorgunca. doktora gittik hemen 4 dikiş atıldı. ardından babam işten izin aldı doğru hocaya.iş çok ciddiydi.az kalsın ruhumu kaybediyordum.son 2 gün kalmıştı kalan günleri dedemgilde geçirdim. uyuyamıyordum.rahatsız oluyordum.ama artık rahatsız bile olmayacaktım..son 2 gün kala ben kaybetmiştim...