1. 16.
    0
    ···
  2. 15.
    0
    link bozuk panpa
    ···
  3. 14.
    0
    ···
  4. 13.
    0
    ···
  5. 12.
    0
    ···
  6. 11.
    0
    @10 hasgibome yannan açılıyo bende
    ···
  7. 10.
    0
    @8 not found

    the requested url /_lm5wtj_v84c/tshqdw12zqi/aaaaaaaaaam/efdbotvpn9a/s1600/h%25c3%25bcseyin+%25c3%2596zer1.gif was not found on this server.
    ···
  8. 9.
    0
    verdiğin vereceğin linki gibeyim cerahat
    ···
  9. 8.
    0
    @7 videosunu koydum adamın ay yannanı izle
    ···
  10. 7.
    0
    lan yarram ingiltereye öle her önüne geleni alıyolarmıu gibtir git şimdi akşam akşam kafamı bozma bin.
    ···
  11. 6.
    0
    upupupupupupupup
    ···
  12. 5.
    0
    http://inciswf.com/lbzuxiuh.swf
    ···
  13. 4.
    0
    ···
  14. 3.
    0
    ···
  15. 2.
    0
    koduklarım ilham alın sıcacık odanda diz üstü bilgisayarının ısıttığı taşşaklarla nete girmeye benzemez
    ···
  16. 1.
    0
    inanmayanlar için röportajı: http://www.huseyinozer.co...press_details.asp?pid=236 (not video geç açılıyo bekleyin aq)
    video yu açamayanlar için: http://inci.ca/umh2bkgl4s

    evsizdi.. ankara’da sokaklarda yaşıyordu.. varoş bir yaşamı ve onu hiç ama hiç desteklemeyen hatta ona dayak atan bir ailesi vardı. ayrıca okula da gönderilmemişti. bunun yerine ayak işleri yaptırılması için akrabalarına gönderilmişti. fakat burada da istenmiyordu. yaptığı en ufak hatada akrabaları tarafından dayak yiyor ve ceza olarak aç bırakılıyordu. fakat onu dayaklar ya da açlık üzmüyordu. onu üzen şey okula gidememekti…

    11 yaşında ankara’nın merkezine kaçtı. burada kalacak bir yeri olmadığı için tuvaletlerde kalıyordu. bazen kahvelerde yatıyordu. çoğu zamanda uyanık kalmaya çalışıyordu… kalacak bir yeri yoktu. ayrıca ankara’nın o sert soğuğundan korunmak için üstüne giyebileceği giysileri de yoktu. ama o bunların hiçbirini sorun etmedi. elinde olmayanlara değil olan şeylere şükretti. onun için nerde olduğu önemli değildi,, nereye gittiği önemliydi. açlık, soğuklar ya da kalacak bir yerin olmamasından dolayı şikayet etmiyordu çünkü artık kendisi için yepyeni bir başlangıç yapmıştı ve varoş bir yaşamı bırakıp ankara’ya gelmişti… kendi deyimiyle gelecek onundu..

    aradan zaman geçince kendisine kalacak bir barınak buldu. okuma-yazma’ yı bilmediği için okuma-yazma öğrenmesi gerekiyordu. okula gidemediği için de kendi çabasıyla öğrenmeliydi. kalem alacak parası yoktu. bu nedenle harfleri duvarlara kömürle yazıyordu. ufak işlerden kazandığı parasını da eğitimine harcıyordu. bu arada günde 1 lira kazanıyordu. hatta bazen onu da kazanamıyordu…

    i̇ngilizce öğrenmeye çok meraklıydı. arkadaşlarının arasında hep –bilmediği halde- i̇ngilizce konuşmaya çalışıyordu. arkadaşları da onunla dalga geçiyordu…

    onun i̇ngilizce merakı, hayatını kökten değiştirecek bir kararı vermesine neden oldu. 1975 yılında bir otobüs bileti buldu ve i̇ngiltere’nin başkentine, londra’ya gitti. ve artık hayatını değiştirme yolundaki en büyük adımı atmıştı…

    londra’ya gidince bir kebap lokantasında iş buldu. burada 7 yıl çalıştı. burada yemek yapmasını öğrendi. restoran işletmeciliğini de iyice kavradı. sonra bir bankaya gitti ve 10.000 dolarlık bir kredi aldı. böylece sofra restoranları kurulmuş oldu.

    sofra, i̇ngiltere’de en fazla kazanan işletmelerden biri. yılda 4 milyon dolar ciro yapıyor…

    bütün bunları yapan ve 60 milyon dolarlık servete sahip olan kişi

    Hüseyin Özer
    resmi http://1.bp.blogspot.com/...cseyin+%25c3%2596zer1.gif
    Tümünü Göster
    ···