1. 1.
    +1 -1
    Evet beyler her zaman dalga geçip eksilediğimiz liselilerdendim bende bundan kısa süre önce. yaşadığım bir aşkı paylaşmak istiyorum. gibleyen olsun ya da olmasın pek mühim değil benim için. 2-3 adam okusa yeter. onlarda sıkboğaz etmezse daha iyi olur olabildiğince özet geçmeye çalışacağım takip edecek olanlara şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum.
    ···
  2. 2.
    +1
    moruk biraz hızlı anlat be valla sağlam hikayeye benziyor
    ···
  3. 3.
    +1
    Akşam devam beyler. okuyanlara teşekkür ediyorum tekrar.
    ···
  4. 4.
    +1
    Çıktım odadan. gidemedim sınıfa o halde. bahçeye çıktım önce hava almak için temiz hava iyi gelmedi. markete gidip sigara aldım. art arda içtiğim sigaralar biraz sakinleştirmişti beni. kimdi lan bu lavuk. adı ne ? hangi sınıfta ? ne zamandır selin'in peşinde ? bunları düşünürken tenefüs zili çaldı. okul bahçesinde sigara içtiğimi de gördü üstelik kodumun müdürü. ama ses etmedi. az sonra serhat geldi koşarak üzerimdeki kanı gördü.
    - iyi misin kardeşim ? bir şeyin yok ya ?
    - iyiyim iyiyim benim kanım değil.
    - neler oldu ? çıkarmadı amk hocası dersten gelemedim.
    -bişi olmadı daha. saol kardeşim varlığını bilmek yeter.
    biz bunnları konuşurken koşarak merdivenlerden inmekte olan selin'i gördüm. önümde duran serhattan faydalanıp düğmeleri kapattım ama yine de gördü gelince üzerimdeki kanı.
    - ne yaptın sen. neden kavga ediyorsun. suçlar gibiydi. incindim biraz.
    - özür dilerim. dedim. serhat uzaklaştı hemen. anlayışına kurban olduğum kardeşim. Selin'de kırıldığımı anlayıp.
    -bir şey oldu mu ? neren kanıyor, hastaneye gidelim mi ? gibi bir sürü soru sıraladı peş peşe.
    - benim kanım değil. ama acıyor dedim.
    - neresiiii ? dyerek ceketimin düğmeletini açtı.
    sağ elimi sol mememin altına zütürüp.
    - şurası. dedim. anlamadı. şaşırmadım. kızlar gerizekalıdır biliyordum.
    - off ya inanmıyorum sana çok korktum derken sarıldı. akabinde çalan ders zili kopardı bizi birbirimizden. penceresinden izlemekte olduğunu tahmin ettiğim reyhan hanım seslendi. odasına davet etti. diğer tüm öğretmenlerin aksine kibar, emirle değil ricayla istek bildiren bir yapıya sahipti. gittim odasına. gidip üzerimi değişip gelmemi derse değil kendisinin yanına gelmemi söyledi. söylediğini yaptım. geldiğimde çıkış zili çalmasına yakındı. biraz yalnız konuştuk.
    -şansın iyi bu yıl için yapılan disiplin kurulu başkan seçimini ben kazandım. karar benden geçmek zorunda ama herkes ceza görmenizi isteyecek. bende onaylayacağım ama işleme koymayacağım. 3gün uzaklaştırma alacaksın muhtemelen. okula gelme. devamsızlığına etki etmeyecek. cezayı almış olacaksın ama kimse bilmeyecek gerçekte siciline işlenmyeceğini.
    sonra 3-5 hoca ve müdür muavinide geldiler odaya formalite icabı savunma istediler konuştum önceki gibi. 3 gün ceza kitlediler bana. Saolsun hocamın söylediği gibide oldu. sonraki haftanın ilk 3 günü okula gitmedim. cezada resmi işleme konulmadı. Asıl gelişmeler selin cephesindeydi. yolladığı mesajda yazan şeyler bütün olumsuzlukları silip. yeniden bağladı beni hayata...
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +1
    telaştan nasıl koştuğumu bilmiyordum durağa bitmedi amk yolları. 20 dakikalık yürüme mesafesindeki yol otobüsle saatler sürdü sanki kapısına geldiğimde ne olursa olsun diyerek çaldığım kapıyı açan selin oldu. iyi olduğunu teyit eden gözlerim sakin olmam konusunda sinyaller verdi beynime. sigaranın zararını evleriyle arası 5 dakika olan duraktan koşarak gelmem sonucu nefes nefese kalmam kanıtlıyordu. yüzünü gördükten sonra rahatladığımı mı yorulduğumu mu onun anlayamadığı bir ohh çektim. aralıklı kapıdan bana bakıyordu çöktüğüm yerde kalakaldım konuşamadım bile. o girdi lafa.
    - babam çıkmama izin vermedi xxx. özür dilerim.
    - iyisin ya? dedim malca bir tavırla
    - hı? ne olduki.
    - neden haber vermedin.
    - demiştin ya ararsan ya da mesaj atarsan alınırım diye. o yüzden.
    - hastalandın sandım
    - koştun mu sen ? su vereyim mi ?
    cevap beklemeden içeri gitti. bir bardak suyla geldiğinde hayatımda içtiğim en tatlı su olma şerefine nail olan su zemzem tadında geldi bana onun elinden içince.
    -gideyim ben. dedim ayağa kalkarak.
    -tekrar özür dilerim.
    yine yanağından öpüp yüzüne bakmadan hızla indim ikinci katın merdivenlerinden aşağı. binanın sokağa açılan kapısına geldiğimde aldığım mesajda.
    -utanmak yakışıyor. yazıyordu daha bir utandım amk. seviyeli bir şekilde arkadaşlığın ötesine geçmeyen mesajlaşmalarımız devam etti okul açılana kadar. bende duygularımı anladığını ama kendisinin istemediğini düşünüp gereksiz imalarda. aşk sözlerinde bulunmadım normal davranmaya çalıştım. hangi bölümü seçmeyi düşündüğünü sorduğumda kararsız olduğunu benim fikrimin ne olduğunu sordu. türkçe-matematik seçeceğimi söyledim matematik yapamadığını o bölümü tercih etmeyeceğini söyleyince üzüldüm. ama aynı okulda olduğumuz için çok büyütmedim bu sorunu kendime. Bölümler seçildi ve ikinci yılımıza başladık lisede. Tm1 sınıfında olduğumu listenin ilk sırasındaki ismimi görünce öğrendim. sınıfa gidip uygun bir yer ararken pencere tarafı en arka sıradan seslenen serhat bitirdi bu arayışı.
    -Yerin hazır kardeşiiiiim. gidip oturdum. bu iyi haberdi selin yoktu ama candostum gözüyle baktığım belkide tek dostum olan adamla aynı sınıftaydık. serhatla muhabbete daldığımız bir anda kapıdan giren biri onun başını eğmesine neden olunca istem dışı kafamı çevirdiğimde karşımda gördüğüm kişi aylindi. adam sevdiği kızla aynı sınıfta dedim kendi kendime.. sen kendine yan olum. Sözel bölümündeydi selin. karşı sınıfımızdaydı üstelik. dersler dışında rahatça görebilirdim o yüzden bu sorunu kafaya takmamaya çalışarak geçirdim ilk iki haftayı. ikinci haftanın sanırım son gününde sınıfta olduğumuz bir anda koridorda ağlamaklı bağıran sesin selin'e ait olduğunu anlamakta çok zorlanmadım. Defol git lan istemiyorum anlamıyomusun diyordu birine. hışımla fırladım yerimden beni gören serhatta durmadı tabi. koşar adım çıktığım kapı önünde selin'in bana bakan salak ifadesini ve kanın beynime sıçramasına sebeb olan huur çocuğunun ona bakışını gördüm. serhat selin'e ne olduğu konusunda sorular sorarken ben attığım kafa sonrası burnunu tutan muallakyi yumruklamakla meşguldüm...
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +1
    ben düşüncelerle gibişirken o konuşuyordu bir kaç kez buluştuklarını telefonla sürekli konuşup mesajlaştıklarını ilk kez birine bir şeyler hissettiğini falan söyledi. tepkisiz kaldığımı görünce.
    - noldu kardeşim? sıkıldın mı kusura bakma. demesiyle soyutladı beni düşüncelerimden.
    -hayır hayır şaşırdım. diyebildim güçlükle.
    -sence ne yapayım? ilk sana söylüyorum.
    -önce kim olduğunu söyle. dedim korkarak. çok sevdiğim biri olmustu serhat beni kendine çok yakın hissediyor olmasıda ayrı mevzu. selin'e aşıksa bana paşa paşa kabullenip sineye çekmek düşecekti.
    -aylin. dedi kısık ve utangaç bir ses tonuyla. gevşedi tüm vücudumun gerginliği. silinip gitti bir anda.
    - bizim aylin mi ? aylin bazen bizimle takılırdı okulda aynı sınıftan güzel sayılabilecek kıvırcık saçlı hayatını derslere adamış bir tip.
    - evet. yanlış mı yapıyorum sence ? belk o sadece arkadaşı olarak görüyo beni ?
    - öyle düşünme be oğlum.
    - ne bilim lan tuhaf hissediyorum. ya istemezse beni ?
    -konuştun mu kızla ?
    -ilk sana söyledim dedim ya.
    -lan konuşsana olum.. beni mi seviyon kızı mı git kıza söyle amk. kötü düşünme benim kardeşimden iyisini mi bulacak.
    - eyv. kardeşim. dedi rahatlamış bir tavırla. ama bilmiyordu ki asıl rahatlayan bendim. bunların üzerine düşünürken. selin'le önceki akşam olanlar geldi aklıma. acaba ne düşündü ? rahatsız olmuşmudur ? lan hiç mesajda atmadık amk atsamıydım. telefona bakmak geldi o ara aklıma. bir yeni mesaj yazısını görünce açtım sabırsızca. evet oydu mesajı yollayan.
    - Bu çok güzel yaaaaaa teşekkür ederim buralarda bulmak zor bunları.
    Vay amk diğer konudan hiç bahsetmemişti. bende açamadım.
    - başka yerde de bulamazsın. denizin dibinden topladım onları. yazıp yolladım.
    cevap 1 saat sonra geldi. bu arada bizde serhatla sohbetimizi bitirip ayrılmış o iş yerine ben eve dönmüştüm.
    - inanmıyorum sen mi yaptıııııııııın ?
    -evet belli değil mi taşların yamukluğundan *
    - yaa çok güzel gerçekten. çok mahçup ettin beniiii.
    - beğenmene sevindim. çokta yakıştı baktıkça hatırlarsın.
    - unuturmuyum ki hatırlayayım. içimdeki ataşe bir odun daha attın be güzelim. cevap veremedim. bir mesaj daha geldi.
    - neden hemen gittin teşekkür bile edemedim. buluşma teklifim hala geçerli ':)'
    içimdeki umut gittikçe büyüyordu beyler. karşı çıkamazdım. sözleştik yine aynı cafe. yine aynı masa yine aynı sandalyeler. bekledim 1 saat gelmedi. mesaj attım cevap vermedi. bir saat daha bekledim yine gelmedi. aradım açmadı...
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    +1
    Yanından ayrıldım ayrılmasına ama aklımı unutmuşum orda be binler. gönlümü unutmuşum. bedenimde bi gibe yaramadı zaten. titreyen bacaklarım zor taşıdı beni eve kadar. yatağıma zor atabildim kendimi. sabaha kadar ağlasam geçmezdi içimdeki sıkıntı. yatağa yatıp annemin yemek davetini reddettikten sonra mesaj atmak istedim ona herşeyi söylemek istedim ama yapamadım. çaresiz bekledim uyku reizi. gelmedi saatlerce. ertesi gün uyandırdı annem beni..
    -serhat kapıda xxx. seni bekliyor.
    vay amk haberde vermemiştik ayıp oldu. son sürat giyinip kapıya koştum sarıldık hoş beş muhabbet derken içeri davet ettim. oturup sohbet ettik bir süre. çalıştığını gece evin ışığını açık görünce hoşgeldin demek istediğini ama geç olduğu için bu güne bıraktığını söyledi. aslan kardeşim benim. ilk kez birini kendime bu kadar yakın hissediyordum. bir müddet sonra annemde bize eşlik etti. serhatın çayı bittiğinde annem tazelemek isteyince itiraz edip kendisi almak istedi ama annem fırsat vermedi ona. çok ezildiğini hissettim karşımızda. anlayamadım basit bir çay doldurmak neden rahatsız etmişti ki onu bu kadar ? yine annemin mutfakta olduğu bir zaman:
    -kardeşim biraz çıkıp dolaşalım mı ?
    -sıkıldın mı ? olum rahat ol senin de evin sayılır burası.
    -eyv. kardeşim. ama çıkalım biz konusmamız lazım.
    çıktık dışarı takıldığı bir bilardo salonu vardı oraya doğru yürüdük ama tek kelime etmedi mekana kadar. girdik içeri masanın birine yöneldi direk oyuna başladı:
    - ne konuşcaz olum hadi ?
    - oyna oyna konuşuruz. bir süre tek kelime etmeden oynadık oyunu. derken mekana 3-5 kişi girdi kavga ettiği lavukta aralarında. beni es geçip serhatla tokalaştıktan sonra oyuna başladılar serhat gerildiğimi anlayııp.
    - hadi çıkıp konuşalım.
    - anlatsana olum merak ettirme amk. çıktık mekandan sakin bir parka oturduk konuşmaya niyeti yok gibiydi ama suratına dikkatle baktığımı anlayınca başladı konusmaya.
    - aşık oldum ben.
    şaşırdım amk kızlarla konusmaktan bile haz etmeyen adam aşık oldum diyor.
    - vaay yakışır kardeşime. kim bu şanslı kız?
    - bize yakın biri. tanırsın. demesiyle birlikte beyin duvarlarım sarsıldı. içimden yalvardım allah'a lütfen.. lütfen selin demesiiiin...
    ···
  8. 8.
    +1
    Okul güvenliğinin yaka paça müdür odasına zütürmesiyle son bulan kavgadan sonra müdür odasında fark ettiğim şey beyaz renkli okul gömleğimin kırmızıya dönüştüğüydü. müdürün sorularına olabildiğince sakin cevaplar vermeye çalıştım. odada isminin ozan olduğunu öğrendiğim lise 3. sınıfta okuyan çocuğu orada gibmek iyice dağıtmak geliyordu içimden ama yapamadım. müdürün kavga sebebi nedir sorusuna. sebeb yok canım sıkıldı kavga ettim dedim. Selinde bulaşmasın olaya diye. binte satmadı beni allah için. söylemedi birşey. gibtir etti beni müdür odadan. disiplin kuruluna rapor yazacam falan fişmekan saydırdı. çıktım dışarda çocuğu bekledim. 5 dakika sonra çıktı. ben lafa girmeden o konuştu.
    -Yanlış yaptın erkek. habersiz gelip kafa atmak olmaz. hem de suçsuz yere. yine sinirler maximum düzeye yükseldi.
    - lan yavşak ne suçsuzu kızı rahatsız ediyon nasıl adamsın lan sen.
    - Ben aracıyım. üstelik isteyerek gelmedim oraya arkadaşımın zoruyla geldim. benim o kızla alakam yok. ama bunun hesabını da sorarım senden. dedi
    - arkadaşın kim lan ?
    - gibtir git anlatacam ben sana kim olduğunu.
    vay amk bide posta koydu bin. ben elemana bir daha dalmayı planlarken rehberlik odasının açılan kapısı yüksek tansiyonu azalttı. değerli hocam reyhan hanım.
    - Gençler böyle alayım sizi. içeriyi işaret ederek.
    içeri girip karşılıklı oturduk ceketimin düğmesini ilikledim kanlı gömleği görmemesi için ama çoktan görmüştü. kibarca girdi söze.
    - neden kavga ettiniz ? yakışıyor mu size ? dedi özellikle bana bakarak. cevap veremedim. öteki de konuşmadı. sessizliği bozan yine reyhan hanım oldu.
    -sen çıkabilirsin. elini yüzünü yıka dersine git. dedi kavga ettiğim çocuğa.
    çocuk çıktıktan sonra kalktı masasından karşıma oturdu.
    - demek selin ? dedi cevap beklemeksizin. sonra esas konuya döndü tekrardan.
    - daha farklı halledemezmiydin kavga etmeden ? disiplin kuruluna sevk edildiniz ceza almanız özelliklede senin kaçınılmaz. kavgayı görenler senin ona saldırdığını söylemişler.
    - versinler. dedim umarsızca.
    - o kadar basit değil işte. hayatın boyunca etkileyecek seni bu ceza. en ufak uzaklaştırmayı dahi alsan heryerde karşına çıkacak.
    açıkcası o an umrumda değildi hiçbir şey. selin'i görmek istiyordum. iyi olduğunu bilmek istiyordum. çok korktuğunu görebilmiştim güvenlik görevlilerinin arasındayken.
    - seni savunmam için bana bir neden söyle xxx. inandır beni bende seni koruyayım savunayım engel olayım cezana.
    -Seviyorum hocam.. !!
    -çıkabilirsin
    ...
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    +1
    mesajı açarken tedirgin olmasam da okuduktan sonra o an birlikte olduğum zat-ı muhterem peder beyden güç bela saklayabildim dolan gözlerimi. içimde filizlenen aşk fidanını suluyordu mesajı. hala kayıtlı duruyor telefonumda.
    -Sevmek vazgeçmektir dediler. sevdim.. vazgeçemedim senden.
    sevmek umut etmektir dediler. ettim.. vazgeçmedim senden.
    sevmek yaşarken can vermektir dediler.. verdim. vazgeçmedim senden.
    sevmek ölmektir dediler.. bin defa öldüm. vazgeçemedim senden.
    sevmek gitmektir dediler. gittim. vazgeçemedim senden...

    Gidenler varmış bak. ben gidemedim hiç senden. benim de acıyor xxx. inan benimde acıyor sol yanım..


    gözlerimden akmayan yaşlar içime aktı o gün. belki mutluluktandı belkide şimdiden başlayan kaybetme korkusu. bunu hiç bir zaman bilemedim ben. cezamın bitmesine bir gün olmasına rağmen gittim o gün. okul çevresinde dolaştım yanına gidecek cesareti topladığımda çıkış zili çalmıştı. kalabalığın içinden onu seçmekte hiç zorlanmadı gözlerim. aşinalardı ona hayallerden rüyalardan. beni görünce uzaktan eli ayağına dolaşır gibi oldu ama bozmadı hiç. yanıma kadar gelip iki adım ötemde durdu. ne söyleyeceğimi ne yapacağımı defalarca prova etmeme rağmen unuttum. akışına bırakmaya karar verdiğimde döküldü kelimeler ağzımdan kendi kendine..

    - geç kaldğım tek şeysin sanırım.. nasıl böyle konustuğuma anlam verebilmiş değildim ama sanırım aşktı bu.
    - geç kalmadın tam zamanıı. dedi gülümseyerek.
    birlikte yürüdük el ele evine giden en uzun yolları kullanarak. ne o konustu ne de ben. suskunluktu anlaşan. suskunluktu konuşan. suskunluktu sarılan diğerinin suskunluğuna ve yine suskunluktu diğerinin suskunluğunu alnından öpen. evlerinin sokağına geldiğimizde her zaman yaptığımı değilde bu defa onunda öpmesini bekledikten sonra sakladım kızaran yüzümü ondan. eve giderken basmadı ayaklarım yere sanki. Benimdi ulan o. benimdi aşk. benimdi cennet gözleri. mutluluğun en safıydı bu. en güzeli. en el değmemiş hali. sebebsiz ağladım o gün. sebebsiz güldüm. sebepsiz sarıldım her içimden geldiğinde anneme kardeşime...

    Resmi bir ilişki başlamış olmasa da olmuş gibiydi herşey. şimdi en yakın arkadaşıma bahsetmenin tam zamanıydı. başkasından duyması pek hoş olmazdı. ertesi gün biten cezanın ardından okula gittim. serhatla konusmak ona anlatmak için sabırsızlanıyordum. heyecandan uyuyamadığım için evde de duramamış okula erken saatte gelmiştim. nihayet serhatta geldi dersin başlamasına az bir süre kala. sarılıp kucaklaştık özlediğim için sanıyordu belki o ama hayır be amk. dünyaları sığdırasım vardı kalbimin ondan arta kalan kısmına. anlatmak için hazır hissedince girdim söze.
    -kardeşim belki şimdiye kadar bahsetmediğim için bana kızacaksın. haklısın sen ilk benimle paylaşmıştın. ama ben ilk onunla paylaşmak istedim. bozulmasın büyüsü istedim. hakkını helal et. ben aşığım kardeşim. hemde çok aşığım.
    - neee ? sen mi aşıksın ? gazdır olum tuvalete git amk.
    - ???
    - şaka be olum. kime aşıksın lan ? niye şimdi söylüyosun amk.
    - Selin.. Selin zeynep.(zeynep ikinci ismi)
    - lan biliyordum amk. yemin ederim biliyordum. onun aşkının karşılıksız olmadığınıı.(uppss!!)
    - onun aşkı mı ?
    - geçen yıl söyledi bana senden hoşlandığını. senin öğrenmen bugüne nasipmiş.
    Sövdüm serhata o ise güldü bana.
    -neden söylemedin bana diye sorunca.
    -etkilemek istemedim duygularını. aşık olacaksan adam gibi ol diye. etki altında kalma diye.. ulan gerçekten adamın dibiydi bu serhat.

    velhasıl kelam gecikmeli yetiştik aşk otobüsüne ömür durağında. lakin yetişmiştik en azından. bindik ikimizde tereddütsüzz. katıldık aşk kervanına. tek duam vardı artık dilimde. allahım onun ömrünü. benimkine nasip et..
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    +1
    iki şey var
    birincisi:fame olamayacaksın
    ikincisi:fame olmak bir takuna yaramayacak
    üçüncüsü:anan xd
    ···
  11. 11.
    -1
    Bir gün okul çıkışında yine kızla birlikte giderken birisi geldi yanıma kulağıma iki dakika şu araya gel diye işaret etti. kız farketmedi kalabalıktan dolayı bende devam etmesini geleceğimi söyleyip ayrıldım yanından. gittiğimde beni bekleyen çocuk okul dışından biriydi sanırım kıyafetleri öğrencilikle alakası olmadığını gösteriyordu boyuda benden biraz uzundu. tipi ofsayttı işte amk oğlanının. başladı konusmaya :

    - bilader ismin ne senin ?
    - xxx ne oldu ki ?
    - yeni mi geldin sen buraya görmedim daha önce ?
    - evet istanbul'dan geldim.
    - bak koçum burası istanbul değil burda kafana göre hareket edemezsin. o kızdan uzak duracan o kız benim. !
    - sevgiln mii ? bilmiyordum kusura bakma. hem sadece arkadaşız biz.
    - sanane bilader uzak dur dediysem uzak duracan.

    vay amk oğlu korktum sandı heralde alttan alınca. giberler olum istanbuldan geldik diye godoşmuyuz lan. direk arkamı dönüp kızın yanına gittim tekrar. onunla orda kavga da edebilirdim ama etmedim. bu şekilde daha çok kuduracaktı. kızla takılmaya devam ettim yine. aradan 1 hafta kadar zaman geçti selin geldi yanıma konuşmaya başladı:

    - o kızla çıkıyomusun sen ?
    - yoo neden sordun ki.
    - o kızdan uzak dur iyi biri değil üzülürsün falan gibisinden bişiler söyledi bana giblemedim açıkcası. ertesi gün çıkışta farklı birisi çağırdı bu defa kızın yanından. gittim yine giderken serhat gördü çocuğun yanına gelip ;
    - Hayırdır bilader ? dedi
    - sen karışma serhat işimiz var onunla.
    - tamam bende geliyorum işinize dedi.
    - serhat karışma dedim sana olum kendisi kaşındı arkadaş. dedi.

    böylece anlamış oldum niyetinin konusmak olmadığını. kendimi hazırladım piskolojik olarak kavgaya temkinli durdum.
    serhat;
    - bu adam benim arkadaşım sorun herneyse bende gelip dinleyecem dedi. konusmasına bakılırsa serhat baya taşaklı biri gibiydi. neyse gittik sakin bi boş yere bahça gibi biryer. bizi bekleyenin daha önce beni uyaran kişi olduğunu görünce meseleyi anlamıştım...
    ···
  12. 12.
    0
    devam lan güzel
    ···
  13. 13.
    0
    @32 kardeşim adam akıllı takip eden bir sen varsın galiba. yeterde artarsın bile bana. kuru kalabalığa gerek yok. adam gibi adamlar okusun yeterlidir. affına sığınarak söylüyorum ki. sabahları iş yerinde fırsat buldukça yazmaya çalışıyorum. akşamları da evde yazıyorum elimden geldiği kadar. yavaş yazıyorum evet. pek alakam yoktur bilgisayar işleriyle falan. elimden gelen bu kardeşim kusuruma bakma. sevgiler saygılar. sana ve varsa takip eden diğer panpalarıma teşekkür ederim. devamı yarın inşallah.
    ···
  14. 14.
    0
    Selin olayı üzerine serhat ta eklenince hayli çekilmez oldu günler. 2 haftadır kapalı olan telefonumu açtım serhata ulaşabilmek için. ne aramalarıma cevap veriyordu ne de mesajlarıma. o'ndanda hiç mesaj yoktu. yine aradığım bir zamanda açtı serhat telefonu.
    -alo ?? serhat nasılsın
    -kimsin sen. arama beni. deyip kapadı telefonu. alkollüydü. tekrar aradım. açtı
    -nerdesin olum yerini söyle.
    -gelme amk bini. senide gibeyim aşkıda onuda. gelmeyin lan hiçbiriniz.
    - olum yanına geleyim döv beni rahatlayacaksan. öldür lan yapma böyle. nasıl düşünürsün sana yanlış yaptığımı yapacağmı ?
    -istemiyorum dedim kapat ulan arama bir daha.
    derken tren yolu civarnda olduğunu anlamama yardımcı olan tren seslerini duydum çıktım evden. bizim eve en yakın tren yolu başlangıcından girdim yola. kendime sövdüm. kadere sövdüm. serhata sövdüm. 1 saat kadar yürüdüm yok oğlu yok. aklıma aramak geldi telefonunun sesini duyardım belki. onun evinin civarlarına doğru arayarak yürümeye devam ettim. üst geçite geldiğimde duvarn köşesine pusmuş ağlayan serhatı gördüm yanına gidip oturdum direk. konusmadım. şişeden bir yudum alıp yere koyuyor çok geçmeden tekrar içiyordu. o bıraktığında ben alıyordum ben bıraktığımda o. şarabın tadını öğrenmiş oldum. ilk kez içtiğim için kısa sürede çarptı. ama durmadım o içtikçe ben de içtim. ne kadar içtik bilmiyorum. sızdığını fark ettiğimde kalkacak halim kalksamda ayakta duracak halim yoktu. montumu çıkarıp üzerimize çektim. uyumuşum. birisinin şş oop kalkın lan. diyerek ayağıyla dürttüğünü hissettiğimde gözlerimi açtım. sabaha yakın. vay amk evdekiler meraktan çatlamıştır. serhatta uyandı mal gibi bir bana bir karşımızdakilere baktı geri kapattı gözlerini. para istedi tinerci olduğunu düşündüğüm velet. cüzdanımı evde unuttuğumu söyledim harbiden almamıştım. telefonunu ver o zaman dedi elindeki bıçağı sallayarak. yok telefonum dedim cebime baktı telefonu gördü. verirdim normalde olsa bulaşmamak için. ama selin ? ya mesaj atarsa ulan ya ararsa ? nasıl ulaşacak bana.
    -vermem. dememle suratıma okkalı bir yumruk indirdi. bu defa bağırarak
    - ver ulan telefonu deşerim yoksa.
    -vermem. bir tane daha. serhatın gözlerini açtığını fark ettim. kalkıp gibmek istedim binleri ama durdum. ne yapacağını merak ettim serhatın. kardeşim göz yumacakmıydı ? yoksa kalkıp gibecekmiydik birlikte amk tinercilerini.
    -olum manyakmısın lan canından mı olacan telefon için.
    -gibtir git lan vermiyorum telefon falan.
    bıçağı tuttuğu elini geriye doğru zütürünce kalktı serhat yerinden hışımla salladı yumruğunu elinde bıçak olan tinerciye. bende doğrulup ötekine doğru hamle yaptım çok geçmeden serhatın kopardığı nara kilitledi tüm bedenimi. derinden bir ahhhh. vardı kardeşimin dilinde. kavgayı bırakıp döndüğümde serhat acılar içinde kıvranıyor tinerciler ise kaçıyorlardı..
    Tümünü Göster
    ···
  15. 15.
    0
    başlık takibe alındı panpa
    ···
  16. 16.
    0
    lan devam etsene bin
    ···
  17. 17.
    0
    reserved
    ···
  18. 18.
    0
    Ayrılmıştık resmen. ne o arayıp soruyordu ne ben. görüpte daha kötü olmamak adına gitmedi okula o haftanın kalanında ve sonraki hafta. kapattım telefonumu. kimseyle konusmadım odamdan çıkmadım. yemeğimde sigaraydı suyumda. hepsinin yerini tutuyorduda meret. bir onunkini dolduramıyodu. dağıldım kısa sürede. sabaha kadar ağlıyor akşama kadar uyuyor sonra yine ağlayıp yine uyuyordum. odamda otururken tıklatılan kapının dışından gelen ses annemindi.
    -oğlum misafirin var görüşecek misin ?
    misafir mi. o mu geldi lan yoksa ? koşarak çıktım odadan, salonda karşımda duran o değildi olmasına ama yalnız olmadığımı kimsesiz olmadığı mıda hatırlattı. Can dostum serhat. ama yalnız değil. Reyhan hanımda yanında. merak edip gelmişler. şaşkınlıktan hoşgeldiniz demediğim gelmedi aklıma annemin sesiyle soyutlandım düşüncelerden.
    - hoşgeldiniz hocam buyrun oturun. xxx hoşgeldiniz desene oğlum. kusuruna bakmayın hocam iyi değil bu aralar.
    -hooğoğ. hoşgeldiniz. diyebildim güç bela titreyen ağlamaklı sesimle. önce hocam sarıldı boynuma sıksıkı sonra can dostum.
    - Ne oldu. dedi serhat neden gelmiyorsun okula. merak ettik seni. yaptığıın reva mı ?
    -doğru söylüyor serhat. telefonunda kapalı ev numaranızda ne kayıtlarda var ne herhangi birinde. herkes çok merak etti seni.
    - herkes mi yoksa sadece siz mi dedim muzip bir tavırla.
    - herkes etti dedi serhat.
    - o ? o da etmiş mi ? selinde merak etmiş mi..
    konuşmadı ikisi de. hayra yormadım bu davranışlarını. ama sorun olmadığını söylediler. kalktılar gitmek için. yarın okula bekliyoruz diyerek. bende çıktım evden onlarla birlikte. serhattan öğrenmek istiyordum olan biteni. hocayı okula kadar bıraktıktan sonra kapıda serhatla biraz konusmak istediğimi söyledim.hem onu soracak hemde aylin konusunda konusacaktım. yalnız kalınca da.
    - nasıl o ?
    -kim ?
    - olum selin işte. bişi demediniz amk merak ettim.
    -git kendisine sor.
    terslemezdi beni vardı bir sorun. duymuşmuydu acaba ? birşey sölemezmiydi duysa ? ne olursa olsun diyerek anlatmaya karar verdim.
    - selin'le neden ayrıldığımzı biliyormusun serhat ?
    - bilmiyorum xxx.
    - anlatmam gereken şeyler var.
    - dinleyecek halim yok benim ama.
    - sorun mu var kardeşim ne oldu anlatsana ?
    - var ulan. sevdiğim kız sana aşıkmış.
    - aşk değil kardeşim ne aşkı yapma lütfen sadece hoş çocuk demiş. normal değilmi birisi hakkındaki fikrini belirtmek ?
    - değil be KARDEŞiM.. aşk varsa arada normal değil. kardeşim kısmı hayli vurgulu...
    beni suçluyordu o da selin gibi. selin neyse de sen yapmasaydın be kardeşim. gibseydin beni. ağzımı burnumu kırsaydın. ama demeseydin lan öyle...
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    0
    arkadaşlar selamlar. biliyorum bana çok sövdünüz hikayeyi bırakıp gittim diye ama inanın elimde olmayan sebeblerdendi. ilk önce ufak çaplı bir kaza geçirdim. sonrasında ise hesabıma ulaşamıyordum. ama şimdi yine burdayım hikayeyi takip eden olur olmaz sıkıntı değil Allah'ın izniyle tamamlayacağım. herkese teşekkürler.
    ···
  20. 20.
    0
    Yarın başlıyorum yazmaya. hem takip edenler baştan bi okusunlar kopmuştur şimdi bütün hikaye *
    ···