-
1.
+1 -1Evet beyler her zaman dalga geçip eksilediğimiz liselilerdendim bende bundan kısa süre önce. yaşadığım bir aşkı paylaşmak istiyorum. gibleyen olsun ya da olmasın pek mühim değil benim için. 2-3 adam okusa yeter. onlarda sıkboğaz etmezse daha iyi olur olabildiğince özet geçmeye çalışacağım takip edecek olanlara şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum.
-
2.
+1iki şey var
birincisi:fame olamayacaksın
ikincisi:fame olmak bir takuna yaramayacak
üçüncüsü:anan xd -
3.
0anlatma amk
-
4.
0Yaşadığımız şehirden yeni taşınmıştık buraya. Kayserii.. hayatta nefret ettiğim nadir şeylerden bir tanesiydi o günlerde bu şehir. Liseye yeni başlamıştım ilk aylarını istanbul'da geçirdiğim ilk dönemin ortalarına yakın bir zamanda yeni okulama başlamış ve yeni bir ortamın içinde bulmuştum kendimi. ilk dersime müdür muavininin rehberliğiğnde girdim. kapıyı hafifçe tıklatıp içeri daldıktan sonra öğretmenin yanına gidip birşeyler konuşurken ben yerdeki mozaik desenlerine bakmakla meşguldüm. 2 dakika sonra sınıftaki öğrencilere dönüp bu arkadaşınız okulumuza yeni geldi. ismi 'xxx' istanbuldn geliyor artık sizinle aynı sınıfta olacak ona iyi davranın aranıza alın vs. gibi gibimsonik bir takım laf ettikten sonra çekti gitti. kafamı ilk kez yerimden kaldırıp oturacak boş bir yer ararken orta sıraların sonlarına doğru boş bir yer gördü nihayet gözlerim. oturdum yanına oturduğum çocuğu adam yerine koyup selam vermeden. ilk ders bitti. tenefüste sınıfın yarısı yanıma gelip kendini tanıttı. sinir oldum bu tavırlarına. ben sizden biri değilim demek geçti içimden ama demedim. gelenlere sinir olduğum kadar gelmeyenlere de oldum. amk binleri havalara bak dedim kendimce..
-
5.
0Güçlükle atlattığım ilk günün ardından ikinci gün birazda annemin zoruyla kalkıp yine gittim yeni okuluma. Sınıfa girdiğimde zaten ısınamadığım okuldan iyice soğumama neden olan yer bulamama sorunu canımı hayli sıktı. istemsizce önceki gün oturduğum sıraya doğru yürüyüp şöyle bir göz attığımda arkası bana dönük bir kızın oturduğunu gördüm. masaya yavaşca tıklatıp dikkatini kendime çevirdikten sonra;
-Kalkar mısın ? dedim
-Neden burası benim yerim.
-Ama dün ben ot..
-Dün gelmemiştim burası benim başka yer bulman gerekiyor...
şeklinde bana ukala gelen bir tavırla yanıtladı beni. istemsiz ayar oldum kıza. sınıftan çıkıp sorunumu müdür muaviniyle paylaştıktan sonra rehber öğretmene yönlendirildim. ilk girdiğim edebiyat dersindeki bayan öğretmenin rehber öğretmenim olduğunu öğrenmiş oldum böylece. hademeyle görüşüp yeni bir sıra eklenmesi için ricada bulunan öğretmenim eşliğinde sırayı sınıfa taşırken böyle bir okulu yöneten adama bildiğim en ilginç küfürleri de ediyordum. -
6.
0Yeni sıramı isteğim üzerine pencere kenarındaki sıraların en arkasına koyup temizlemek için bir hayli uğraştıktan sonra nihayet oturup ders için hazırlandım. ailemi hiç bir zaman hayal kırıklığına uğratmamış hayatın her alanında elimden gelenin en iyisini yapmıştım. derslerimin de iyi olması için dinlemem ve çalışmam gerekiyordu. zira büyüklerim lisenin ilk okul gibi olmadığını çalışmazsam başarılı olamayacağımı haddinden fazlaca kez söylemişlerdi. öğle arasına kadar 5 ders öğleden sonra 2 ders daha vardı. önceki okul sadece sabah olduğu için öğleden sonraki dersler canımı sıkıyordu. evimiz okula uzak sayılabilecek mesafede olduğu ve servis bulunmadığı için gidemiyordum öğle aralarını kantinde geçiriyordum. ikinci günümde de kantinde otururken sınıftan olan 2 eleman ve yanlarında bir kız yalnız oturduğum masada beni fark edip yanıma geldiler. elemanların ismi serhat ve oğuz. önceki günden biliyorum isimlerini. kız da önceki gün yerinde oturduğum kız. elemanlar davet beklemeden masaya oturdular kız ayakta kaldı. ben birşey söylemeden otursana dedi serhat. Kendi sıramdan kaldırmak istedi beni onun masasına otursam neler yapar allah bilir. gibi ergence espri benzeri bişi yaptı. giblemedim kıza olan duygularım nefreti andırıyordu. ama yinede nezaketen gülümsemeye çalışarak sakıncası olmadığını oturabileceğini söyledim. bu aynı zamanda yüzüne ilk bakışımdı. yeşil gözlü sarıya yakın ama tam sarı değil renkte saçları(neyse ismini siz koyun amk) oldukça güzel sayılabilecek bir kızdı.
-
7.
0Kızla tanışma faslı geçtikten sonra isminin Selin olduğunu öğrendim. Muhabbet ettikçe kızın sıcakkanlılığı ona karşı ilk hissettiğim şeyleri biraz olsun hafifletmişti. Muhabbet dönüp dolaşıp istanbul'a geldi. nasıldır nedir ne değildirden başlayan muhabbet abazan binlerin Karı kız çoktur amk malsın buraya gelinirmi benzeri cümlelerle benm için çekilmez bir hal aldı. Selin'in de rahatsız olduğunu hisseder gibi oldum. Acıktığımı ve tost alacağımı söyleyip masadan kalktım direk sınıfa gidip yerime oturdum. 5 dakika sonra Selin girdi kapıdan. beni görünce biraz şaşırdı:
- Tost almayacakmıydın sen ?
aklıma yalan gelmedi amk o an. suçu gibi hissettim kendimi.
- cüzdanımı unutmuşum. dedim
- bırakma burda çalınır paran.
tabi bilmiyor ne çakal olduğumu. bırakırmıyım payı oraya.
- tamam saol zaten bitecek ara gitmeyeyim ben diyerek oturdum yerime.
yanıma gelip oturdu oda istanbul hakkında 1-2 soru sordu. kız kulesi nasıl şurası nasıl burası nasıl gibisinden sıkıcı sorular. ama sıkılmadım amk. aksine abartarak ballandırarak anlattım muhabbeti uzattım. oradan oraya atladım hele şurayı hiç sorma. bir de şurası var gibi mal mal laflarla öğlle arasının kalanını ona ayırdım.. -
8.
0ilk haftamı serhat oğuz ve nadiren de selinle grup halinde takılarak geçirmiştim. biraz olsun alıştığım okula artık eskisiden daha rahat gidiyordum. ikinci haftaya geldiğimizde okulun yeni ve cool gözüyle bakılan çocuğu oduğum için üzerimdeki ilgi gitgide artıyordu. merak edip görmeye gelen sayısı günden güne artıyorken üst sınıflardan gelen kezbanlar bile vardı. hmm bumuymuş istanbuldan gelen.. saçları iyiymiş.. kız bu havalıdır size bakmaz.. haha şuna bak xd xd gibi tepkiler alıyordum amlılardan. tabi onların ilgisinin bende yoğunlaşması erkeklerinde tepkisine neden oluyordu. şunun tipe bak lan. toptur olum şehirli bebesi. dövim mi lan. gibi barbarca tepkiler. hiçbirine kulak asmadan kendi halimde olmaya çalışıyordum ama. kızarın tepkisi bir süre sonra zütümü kaldırmaya başladı. her zaman şekilli olurdu saçlarım ama tepkilerden sonra iyice abartmıştım. güzellik yarışmasına gider gibi gidyordum okula. böyle elizabeth durumunda 1 ay geçti sonra biriyle tanıştım son sınıftan. aramız kısa sürede çok iyi oldu. muhabbet iyi biriydi öğle aralarında birlikte takılıyor ders çıkışlarında evi benim yolum üzerinde olması nedeniyle birlikte gidiyorduk. Rahattım sevgili sorunu yoktu istesem bulabilirim diye düşünüyordum. çok mu yakşıklısın bin derseniz hayır amk değilim. ama fena da sayılmaz yani. kendime güveniyordum o günlerde hemde haddinde fazla. gel gelelim bu rahatlığım pek fazla sürmedi..
-
9.
-1Bir gün okul çıkışında yine kızla birlikte giderken birisi geldi yanıma kulağıma iki dakika şu araya gel diye işaret etti. kız farketmedi kalabalıktan dolayı bende devam etmesini geleceğimi söyleyip ayrıldım yanından. gittiğimde beni bekleyen çocuk okul dışından biriydi sanırım kıyafetleri öğrencilikle alakası olmadığını gösteriyordu boyuda benden biraz uzundu. tipi ofsayttı işte amk oğlanının. başladı konusmaya :
- bilader ismin ne senin ?
- xxx ne oldu ki ?
- yeni mi geldin sen buraya görmedim daha önce ?
- evet istanbul'dan geldim.
- bak koçum burası istanbul değil burda kafana göre hareket edemezsin. o kızdan uzak duracan o kız benim. !
- sevgiln mii ? bilmiyordum kusura bakma. hem sadece arkadaşız biz.
- sanane bilader uzak dur dediysem uzak duracan.
vay amk oğlu korktum sandı heralde alttan alınca. giberler olum istanbuldan geldik diye godoşmuyuz lan. direk arkamı dönüp kızın yanına gittim tekrar. onunla orda kavga da edebilirdim ama etmedim. bu şekilde daha çok kuduracaktı. kızla takılmaya devam ettim yine. aradan 1 hafta kadar zaman geçti selin geldi yanıma konuşmaya başladı:
- o kızla çıkıyomusun sen ?
- yoo neden sordun ki.
- o kızdan uzak dur iyi biri değil üzülürsün falan gibisinden bişiler söyledi bana giblemedim açıkcası. ertesi gün çıkışta farklı birisi çağırdı bu defa kızın yanından. gittim yine giderken serhat gördü çocuğun yanına gelip ;
- Hayırdır bilader ? dedi
- sen karışma serhat işimiz var onunla.
- tamam bende geliyorum işinize dedi.
- serhat karışma dedim sana olum kendisi kaşındı arkadaş. dedi.
böylece anlamış oldum niyetinin konusmak olmadığını. kendimi hazırladım piskolojik olarak kavgaya temkinli durdum.
serhat;
- bu adam benim arkadaşım sorun herneyse bende gelip dinleyecem dedi. konusmasına bakılırsa serhat baya taşaklı biri gibiydi. neyse gittik sakin bi boş yere bahça gibi biryer. bizi bekleyenin daha önce beni uyaran kişi olduğunu görünce meseleyi anlamıştım... -
10.
0direk lafa girdi
- ben ne dedim lan sana ? diyerek üzerime doğru hareketlenince serhat girdi araya
- ağır ol ahmet. meseleyi anlat bi önce.
- sen harışma serhat. kız meselesi. dedi
-anlat olum dedi serhat. anlattı çocuk böyle böyle uyardım ben diye.
bana döndü serhat
- doğru mu xxx ?
- evet ama arkadaşız sadece. çağırıp soralım isterseniz ?
çocuğa dönüp:
- arkadaşıymış. uzatma sende dedi.
-ne arkadaşı amk her gün birlikte görüyom öyle arkadaşı giberim ben. dedi
amk baktım ezilcez sustukça
- adam gib konuş benimle. adam gibi karşılık gör. dedim
- ne diyon olum sen diye öteki atladı. serhat onu tutmaya çalışırken öteki geldi üzerime. bi yumruk salladı geri çekildim. arkasına bidaha yine çekildim ama birazı geldi çeneme. sinirlendim amk. girdim çocuğa. spor yapıyordum o ara. zorlanmadan aldım yere. ama üç beş tane de o vurdu. üzerine çıkıp yumruklarken gözüm serhata takıldı. adam gibi tanımadığım birisi benim için kavga ediyordu amk. ötekiyle. derken okul civarında devriye gezen aynasız abiler aldı bizi karakola. benii çağıran eleman ben ayırıyordum falan deyip yıtmış. saldılar onu. serhat inkar etmedi ama. gözümde büyüyordu gitgide. ötekide kıvırmaya çalıştı ama nafile. amk akşama kadar serhatla beni ayrı onu ayrı yerde tuttular. evi aramışlar peder bey geldi işten sonra. aldı bizi. serhata sordu:
-Senin ailen yok mu evladım ?
- var abi. hemde kocaman bir ailem var. oğlunda onlardan biri. dedi
vay amk nasıl bir insan lan bu dedim kendi kendime. o ana kadar adam akıllı değer vermediğim çocuk çok büyümüştü gözümde. anlamadı peder ama bir şeyde demedi.. -
11.
0Serhatı bıraktık bir marketin önünde. ekmek almam gerekiyor dedidiği için. arabanın arka koltuğunda otururken aynadan babamın beni izlediğini hissediyordum. konuşmuyordu ama kaçamak bakışlarla aynada gördüğüm bakışları sen kavga edermiydin ? bakışlarıydı. suçlu hissettim kendimi. eve vardık kapıyı çalmadan açtı annem sarıldı hemen sağıma soluma baktı ana yüreği işte.Tümünü Göster
- birşeyim yok anne. dedim
babam girdi araya.
- bence çok şeyin var anlatacak dedi. utandım yine
- benim suçum yok anne dedim. üzerime saldırdı kendimi korudum ne yapabilirdim ki başka dayak mı yeseydim ?
bir şey demedi babam bu kez annemdi telaşlanan:
- ya yine gelirse kavga etmeye ? ya bir şey yaparsa sana ?
- yine döverim dedim. artis bir tavırla.
kızdı babam bağırarak
- başlarım senin kavgana etmeyeceksin kavga falan ! polise bildiririm ben takip etsinler okul çıkışlarında seni dedi. he amk bodyguard tutak istersen demek geldi içimden ama demedim. yüzüm tutmadı. kılıbık bin. kavgayı hiç sevmez.. odama gidip uyudum sabah okula gittim bahçenin giriş kapısında bekliyordu kız beni. yanına gidip selam verdim.
- özür dilerim xxx.. benim yüzümden kavga etmiş seninle. bir şeyin yok ya ?
- hayır iyiyim. kendini suçlama olacağı varmış. gibi anlamsız laflar ettim
okula kadar birlikte yürüdükten sonra sınıfın kapısında dura selin çekti dikkatimi. yürüdüm sınıfa doğru selam verip geçmekti niyetim.
- selam günaydın.
- ben sana söylemedim mi ?
- ne söylemedin mi ?
- dalga geçme benimle. başına bela alırsın o kızdan uzak dur demedim mi ?
Vay amk ilan mı verdiler herkes biliyor nasıl bir yer burası böyle.
- selin bir de sen gelme üzerime şimdi hiç zamanı değil..
- asıl şimdi zamanı. yoksa daha büyük hatalar yapacaksın..
ne yapabilirdim ki amk. aklıma takıldı ama çok giblemedim kızıda söylediklerinide.. yerime geçtim serhat geldi yanıma. naber nasılsın muhabbetinden sonra elimi omuzuna koyup:
-sağol kardeşim. sen olmasay..
- ama varım kardeşim. boşver sıkıntı değil ben yanındayım senin.
- tekrar gelirlerse karışma bu defa kendim hallederim.
- gelmezler hallettim ben takma sen kafana.
???
-boşver olum. bak ne dicem yanlışanlama ama o kız çok iyi birisi değil. bak aklında birşey varsa vazgeç derim ben. ama yanlış anlama hayat senin ne olursa olsun ben senin yanında olurum.
- saol kardeşim. selin'de öyle söyledi ama iyi bence bi zararı olmadı bana zaten arkadaşım o benim dedim
- bizim selin ***
- evet ne oldu ki.
- hiiiiiç..
sonra yine ders yine ders...
ilk dönemin bitmesine çok kısa bir zaman kala sebebine kavga ettiğim kızla bir öğlen arası bahçede otururken. ortamın en tenha yerine oturmak istedi. oturduk biraz sohbet ettikten sonra elimi kaldırım kolumun altına girdi başını göğsüme yaslayıp:
- iyi ki tanımışım seni xxx..
- neden ki ?
- çok iyisin. ahmet yüzünden benimle konuşmazsın sanıyordum. bir ara yanıma uğramayıncada inanmıştım buna..
o ara gerçekten serhat ve selinin sözlerinden sonra pek görüşmek istememiştim ama o geldi falan yine döndük eskiye.
-hayır sorun olmadığını söylemiştim. deyine sarıldı yanağımdan öptü bir kez sonrada dudağımdan... -
12.
0Ertesi gün yine geldi selin artık sıkmaya başlamıştı beni amk:
- arkadaşınla!! aranız nasıl dedi. arkadaş kısmını bir hayli vurgulayarak.
- iyi iyi fena değil dedim.
- Gayet iyi görünüyordunuz dün zaten dedi. döndü gitti.
vay amk görmüş öpüştüğümüzü. giblememeye çalışsam da neden böyle yaptığına anlam vermeye çalışırken sırama oturdum. geldiğimi fark eden serhat:
- hoşgeldin kardeşim.. yüzümdeki mal ifadeden anlamış olacak ki..
- hayırdır lan ? yine mi geldi yoksa amk oğulları akıllanmamışlar mı.
- yok be olum alakası yok. bir şey yok öyle sıkıldım.
- söyle olum noldu lan merak ettim.
- Selin canımı sıktı.
- bir şey mi dedin kıza ? olum o kız ötekiler gibi değil suçsuz yere bozmaz moralini yapmışsındır bir şey.
anlattım amk bende olayı. serhatın tepkisiyle iyice mallaştım.
- allahallaaaaaaaaaaaaaaa... başkada bişi demedi bin zaten. ben mallığın doruğunda olanlara anlam vermeye çalışırken yine öğle arası oldu. sınıftan çıktığımda kapıda serhatla selini konusurken gördüm. ne yapıyoruz dedi serhat. vay amk gidip kızı yiyecektim ben. ama ayıp olurdu serhata. kız gibimde değil. mecburen indim onlarla kantine. tostları söyledikten sonra ikinci çayları almaya kalktı selin o ara serhat yaklaşıp..
-kardeşim bak sana anlatacağım şeyler var. o kız yollu olum aşık falan olacan gibtirecen bana kendini. ben uyarıyorum seni. uzak dur olum tertemiz adamsın ne işin var huurlarla. benim 2-3 aydır tanıdığım adam gibi adamdı bozma kendini dedi.
-Yollu mu ?
- bildiğin huur lan. bilmesem konuşmam olum tanımadınmı beni birazda olsa ? derken selinde çaylarla göründü kapandı konu. selini giblemedim ama serhat tanıdığım kadarıyla aklı başında yaşına göre olgun biriydi onu dinlemeye karar verdim. bir bildiği vardır diyerek görüşmeyi azaltıp zamanlada tamamen bitirmeyi planladım. ancak yaptığım hiç birşey yaramadı işe. anlattım bizim elemanlara durumu. serhat dedi başka kızlarla görün amk bırakır peşini. ben yeni kızlar arayışındayken serhatın planı aklıma yatmıstı. selnle sevgiliymiş gibi davranıp kızı uzak tutacaktım. selinde sorun olmadığını yardım edeceğini söyleyince planı uygulamaya başladık... -
13.
0Mola amk okuyan yok zaten. yinede yazayım okuyan okur.
-
14.
0reserved
-
15.
0anlat panpa dinliyoruz
-
16.
0Plana göre sadece o kızın görebileceği ortamlarda yani kantin bahçe vesaire gibi yerlerde birlikte görünecektik. amk sanki kız bana tecavüz edecek gibi düşünüyordu bizimkiler benlik bir sorun yoktu. sadece kızın öpüşürken öyle demiyordun vs. gibi sözler söyleyip ayarı vermesinden çekiniyordum. bu arada sınavların sıklaşması sebebiyle toplu ders çalışmalar haftasonlarının her günü farklı birinin evinde toplanıp ders çalışma bahanesiyle muhabbetin geyiğin dibini bulmalar da sıklaşıyordu. selinle okul dışında hiç bir şekilde yakın olmamaya çalışıyordum. ne gerek var amk kısmeti kapatmaya belki dışardan biri düşer mantığıyla. ilk dönemin sonuna geldiğimizde çok iyi olmayan ama kötüde olmayan notlara sahiptim. herkes tatil planını anlattı selin izmire gideceğini oğuz köye babaannesine gideceğini serhat ise burada kalıp çalışması gerektiğini söyledi. benim planım yoktu henüz. ailem ne uygun görürse o olacaktı. tatile gidip gitmeyeceğim belli değildi. karşılıklı iyi tatiller dilekleri numara alıp vermeler ve klagib vedalaşma sözcüklerinden sonra ayrıldık.eve geldiğimde annem ve babam her zaman ki alıştıkları notları göremeyince biraz bozuldular ama çaktırmadılar bana.. tatilin ilk haftası bittiğinde sıkılmaya başlamıştım. bizimkilerin de tatil konusunda herhangi bir teklifleri olmamıştı bu defa. sanırım notların etkisiydi bu. günler geçtikçe artan sıkkınlık ps'de prof. sayılabilecek bir kıvama gelmeme yardımcı oluyordu. uyuyamadığım bir gece telefonumu elime alıp sağa sola mesaj atıp uykunun gelmesi için beklemeyi planlıyordum. rehberde mesaj atacak adam ararken Selin'in numarası ilişti gözüme. atmakla atmamak arasında kaldım bir süre. sonra şöyle bir geriye bakınca aslında sıkılmaktan öte onunla olan zamanları özlediğim hissine kapıldım biraz. bahçede koluma girdiği anlar geldi aklıma. kantinde elleriyle yedirdiği tostlar içirdiği çaylar. sonra gözleri.. onları özlemişim en çok. uçsuz bucaksız o yeşil gözler. cennetin fragmanı misali geldi bana ilk defa o an... bir mesaj attım;Tümünü Göster
- Selam tatil nasıl gidiyor ? umarım eğleniyorsundur.
cevap gelmeyince biraz karamsarlığa kapıldım. gördü de cevap vermedi mi acaba düşünceleriyle iç içeyken uyuyakaldığımı ertesi gün öğleye doğru uyanınca fark ettim. kahvaltıdan sonra telefona baktığımda 2 mesaj olduğunu gördüm. aklıma hiç selin gelmedi açıkcası. ikisi de ondan gelmişti
1. çok güzeldi ama okulu özledimm yaaa.
2. kusura bakma anca gördüm yoldaydım dönüyordum izmir'den.
tekrar mesaj attım cevap geleceği düşüncesinden uzak.
- sorun değil. ben de özledim okulu sormadın ama söyleyeyim tatilin şimdiye kadar olan kısmı iğrençti.
1 saat sonra cevap geldi.
-nereye gitmiştin ki tatil için ?
- gitmedim ki biryere. yazıp yolladım
- yazık olmuş senin tatile desene.
- sorma yaa. yalnızım bir de kimseyi tanımıyorum hayatımda geçirdiğim en kötü tatil bu galiba. dedim
- serhatla görüşmediniz mi hiç ? o da kalmıştı orada.
- çalışıyor o çok işi oluyor işten sonrada yorgun oluyor. dedim.
- iyi ben geldim artık sıkılmazsın. dedi.
- süper olur yaa görüşelim bir ara. yazıp yolladım.
- bugün bana uyar senin içinde uygunsa
- Yuh o kadar mı özledin. diyerek binliğimide yaptıktan sonra akşam üzeri best of kayseri mekanlardan birinde buluşmak için sözleşip mesajlaşma faslını kapadık... zaman gelince hazırlanıp gittim cafemsi yere.. -
17.
0Ondan önce geldiğim için mekanın en güzel masasını aradı gözlerim. kanımca en güzel manzaraya ve konuma sahip olan masaya oturup garsona arkadaşımın geleceğini söyledikten sonra beklemeye başladım. kapının her açılışında heyecanlanıyor ama kendime sakin olmak konusunda telkinde bulunuyordum. çok geçmeden girdi kapıdan. beni aradı gözleri bir süre elimi kaldırıp yardımcı oldum ona. yönünü bana çevirip yüzünde görmekte pek zorlanmayacağınız o gülümsemeyle aramızdaki kısa mesafeyi adımlayarak yaklaştıkça kalbimin seside adımlarının sesi gibi artıyordu. krem rengi paltosu kırmızı atkısı ve şapkası yaklaştıkça o bedene ne denli yakıştıklarını daha çok belli ettiler. masaya geldiğinde ayağa kalkıp elimi uzattım hoşgeldin diyerek. elimi tutmadan sarılıp hoşbulduuuk dedi. yanaklarının yanaklarıma hissettirdiği üşüme hissiydi ama kalbimde hissettiğim şey onun sıcaklığıydı. oturup konuşurken gözlerimi yüzünden alamıyordum kızaran burnunun ucu yanakları daha bir güzel görünmesine sebep olmustu sanki. biraz oradan buradan sohbet ettikten sonra sıcak çikolatasının dudaklarında kalan kısmını dudaklarımla silmemek bir hayli zor oldu benim için. peçeteye sildim. teşekkür etti. yarım saat kadar oturduk. saatine baktı.Tümünü Göster
- anneme söz verdim birlikte alışverişe gitcez biliyorum ayıp oldu ama sonra telafi ederim. dedi
- sorun değil en azından gelip kendin söyledin mesaj atsan ya da arasan alınırdım. dedim.
- şimdi alınmadın değil mi ?
- hayır gidelim hadi deyip kaldırdım. hesabı ödeyip mekandan çıktık zaten adam gibi bilmediğim şehirde onunla yürümek istiyordum.
- nereye gideceksin ? dedim
- alışverişe dedim ya.
- tamam da nerede yapacaksınız alışverişi ? çok yer varmış gibi malca bir soru olduğunu sonradan anladım adam gibi 2-3 yer var amk. söyledi yerini. annesinin orada olacağını. birlikte yürüyelim mi dedim kabul etti. normalde kardan nefret ederdim o gün sevdirdi bana. nazikçe attığı kartopuyla. akabinde ben o ben derken eğlenceli bir yürüyüş sonrası mekana gelince. annem görmesin kızlara gidiyorum demiştim dedi. döndüm eve nasıl geldim bilmiyorum amk. yeşilçam gavatları gibi sırıttığımı biliyorum ama. gören olduysa ki kesin olmuştur amk delisi demişlerdir. desinler kimin gibinde.. eve varmama az kala mesaj geldi selin'den
- anlayışın için teşekkür ederim. özlemişim..
- bende çok özlemişim ama seni görünce haffledi biraz. dedim
- benim ki bitti denecek kadar azaldı :) ne de olsa sevgilimle bulustum. dedi yaptığımız planı kastederek. gülüşmeler yazışmalar derken akşam oldu. peder bey çağırdı yanına. burası çok soğuk istiyorsan bir yerlere gönderelim seni dedi. benim içimdeki ateş yakarda kavurur bu şehri be peder sen ne diyosun. iyiyim böyle falan deyip pederin teklifi reddettikten sonra telafi ederim dediği buluşma için planlar yapmaya basladım bile çoktan.. ama olmadı amk. okullar açılana kadar bulusmadık bir daha. nihayet açıldı koduğumun okulu.. koşarak gittim desem yeridir ilk gün. -
18.
0ilk gün farklı olacak gibi bir his vardı içimde ama aynıydı amk. bildiğin liseli ergenler. onların içinde gözlermin aradığı tek bir adres vardı. Selin. ama yoktu amk. gelmemişti. oysa soracaktım ona attığım mesajlara cevap vermeyişinin, telafi edeceği buluşmanın hesabını. bunları düşünürken serhat seslendi karşıdan. ooopp oluum yüzde vermez olmuşsun. vay bin özlemişim lan onuda. sarılıp kucaklaştıktan sonra muhabbete giriştik. şöyle geçti böyle geçti. lan bi kız ayarladım offf motor amk paso gibişiyoz. olum o da bir şey mi sen benimkini görsen ancelina culiye benziyo amk. gibi ergen atmasyonları çoğalınca attık serhatla kendimizi dışarı. konuştuk uzun uzun boş geçti amk dersleri hocalar yokmus. bir ara selinden bahsettik anlattım görüştüğümüzü falan ama detay vermeden. normal bir olaymış gibi. bir şey hissetmemiş gibi. neden gelmedi acaba falan diye düşünürken bizim elemanlardan oğuz geldi yanımıza. naber nasılsın geyiğinden sonra selin hastaymış vs. birşeyler söyledi ama hastaymıştan sonrasını dinlemeyemedim. beynimden saniyede milyon düşünce geçiyordu amk. lan acaba kartopu attımda ondan mı hastalandı ? yok lan zarar verecek kadar abartmadım ki.. beynim düşüncelerle orgy yaparken seslendi serhat:
- hadi lan gelsene
- nereye oloom
-kantine gidiyoruz. dinlemiyon mu leylamısın amk
gittik kantine ama aklım kaldı o'nda. kantidede muhabbet koyu olunca dayanamayıp oğuza sordum
- nesi varmış selin'in ?
- bilmem hasta dedi annesi sabah birlikte gelecektik ama gelemeyecekmiş. dedi
serhat girdi araya
- olur arada onun böyle şeyleri. bünyesi zayıf çok hasta oluyor.
- geçmiş olsuna mı gitsek ? dedim.
-noluyoruz olum ? nedir bu selin meerakı ?
- lan bişi olmuyor hastaymış gidip soralım işte arkadaşımız sonuçta. diyerek kamufle etmeye çalıştım duygularımı. çıkışta gideriz diye geçiştirdiler beni. ısrar ettim hemen gitmek için. okul ? sokayım okula kalkın pçler. gittik evine kapıyı annesi açtı. önceki ders çalışma ziyaretlerinden aşina olduğu için fazla sorgulamadan aldı bizi içeri... -
19.
0salona geçtiğimizde koltukta uyuyakalmış bir melek karşıladı bizi. buraya geldiğimizi haber alan 2 kız arkadaş daha geldi bizden sonra. onlarda bize eklenince seslere uyandı Selin. çok sevindi bizi görünce. ruhunun bedenini terk ettiği izlenimi veren görünüşünü aydınlattı o sımsıcak gülüşü. solgun yüzüne öyle yakışıyordu ki o gülüş. çevremdekilerin anlam veremeyeceği bir yüz ifadesiyle seyrediyordum onu gözlerimi ayırmadan. o ise arada sırada gözlerini gözlerime çevirip sonra aniden önüne indiriyordu hızlıca suçlu bir çocuk gibi. bu hali bile cezbediyordu beni. sarılıp özürler dilemek geçiyordu içimden. birşeyler yapmak istiyordum ama yapamıyordum be amk. yaşamadınız mı siz hiç bu duyguyu. ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum. gülmek istiyordum gülemiyordum. hasta ziyaretinin kısa olanı makbul dedi kezbanlardan biri kendisinden nefret etmeme sebeb oldu bu sözler. kalktık kapıya kadar annesi eşlik etti bize. telefonumu unuttum dediğimde getireyim diyen annesine ben alırım deyip fırladıktan sonra gelip alnından öptüm onu bir an önce iyileş özlediğim okul değilmiş dedikten sonra koşar adım uzaklaştım oradan. daha sonrasında gülerek itiraf etmiştim ona aslında telefonumu unutmayıp bilerek bıraktığımı sırf yalnız veda etmek için. ziyaretten sonraki gün daha iyi oluğunu merak etmememi ve geldiğimiz için hepimize teşekkürlerini içeren bir mesaj yolladı. 1 hafta boyunca gelmedi okula arada bir 1-2 mesajlık kısa konusmalar yaptık. fazla yormak istemediğimi belirterek dinlenmesini istedim ondan çabuk gelsin diye. sonraki hafta geldi okula tam sağlığına kavuştuğuna inanmadım. üzerine titredim bariz belli etmeden. çevredekilerin tepkilerini çekmemek adına.ama serhattan kaçmıyordu galiba. selin'le ilgilendiğim zamanlarda izliyordu beni yüzünde çok az gördüğümüz gülümsemesiyle.. Bu şekilde bir kaç hafta geçtikten sonra tekrar eski canlılığına kavuşmuştu selin. gülüyor eğleniyor bizleri de eğlendiriyordu yine eskisi gibi. o güldüğü zaman benim gülmeme gerek kalmıyordu bile. gülmüş kadar oluyordum. sorun olduğunu bile düşünmüştü arkadaşlarım konusmak anlatmamı isteyenler bile oldu. serhat dışında hepsi nerdeyse. o tek kelime etmedi bile desem yeridir. normal davrandı. Selinle bazen okul sonralarında ters istikamette olduğu halde evine kadar yürüyüp sonra kendi evime gidiyordum. sorduğu zamanlarda ise uğramam gereken yerler olduğunu söylüyordum.. Uğrayacağım tek limanın onun gönül limanı olduğundan habersizdi o. bu şekilde geçti aylar. arada sırada tesadüfen yalnız kalmalarımız ve evine yaptığımız yürüyüşler dışında pek olmadı başbaşa zamanımız. yıl sonu yaklaşırken herkesi saran sınıf geçme heyecanından zerrece bulunmuyordu bende. düşündüğüm tek şey olmuştu selin. aynı sınıfta olacakmıydık bölüm seçiminden sonra ? geçebilecekmiydim sınıfı ? bu sorularla boğuşurken bile aklımdaki en büyük soruydu selin. acaba ? şansım olabilirmiydi onunla birlikte olmaya. çok kez düşündüm konuşmayı açılmayı ama yapamadım. benden kopması ihtimalini alamadım göze. uzak kalmak yerine yanyana olmayı tercih ettim hep. dokunamasam öpemesem sarılamasam da yanımdaydı en azından riske edilecek yanı yoktu onun. edemedim...Tümünü Göster
-
20.
0Karamsarlığımın zaten zirvede olduğu günlerde kantinde serhat ve oğuzla otururken selin'in tanımadığım yabancı biriyle kantinden çay almakta olduğunu gördüm. sevgilisimiydi lan acaba ? kimdi bu lavuk. içim içime sığmadı o sinirle okul nüfusunun yarısını doğrama eğilimi vardı bende. tatsızlık çıkmasın diye sınıfa koştum gözlerimi kimsenin görmesini istemeyerek. beni durduran şey çarpışmanın etkisiyle sendeleyen edebiyat öğretmenim çok değerli insan Reyhan hanım oldu. yavaş ol xxx derken yere doğru olan başımı kaldırmadan özür dileyerek arkamı dönmüştüm ki. seslendi arkamdan. ses tonumdan anladığını düşünüp sorun yokmuş gibi davranmaya çalışarak:Tümünü Göster
-efendim
- kalemim düştü verir misin ?
yüzüne bakmadan kalemi alıp uzattım tekrar özür dileyerek.
- teşekkür ederim. kitaplarım ağır oldu yardım eder misin odaya kadar ?
ses etmeden uzattığı 2 tane kitabı elime aldığımda ağırlık derecesinin 0a yakın olduğunu anladım. konuşmak için odasına zütürüyordu beni. ama kaçma ihtimalim yoktu bu şekilde. direk sorsa bir şey yok deyip gideceğimi bildiği için böyle yapmıstı zekiydi bi kıza göre amk. gittik odasına. ne odası demeyin kadın rehberlik öğretmeniydi. ama bizim ve 2 sınıfın daha edebiyat dersine giriyordu. kitapları bırakıp çıkmaya yeltendiğimde:
-xxx gelsene biraz konusalım. dedi oturduğu yerden.
- tamam. deyip oturdum okula alıştın mı öğretmenlere alıstınmı falan gibi birkaç soru sorduktan sonra asıl meseleye gelmeye karar verdi:
- bu halde olmanın sebebini benimle paylaşmak ister misin ? öğretmenin gibi değil ablan annen gibi düşün beni. dedi
- sorunum yok ki. dedim gülümsemeye çalışarak.
- Birisi bir şey mi söyledi ? ya da birşey mi yaptı ?
- hayır hocam sorun yok herşey yolunda
- bak xxx. beni çok tanıyan yok bu okulda. senin gibi benimde ilk yılım bu. ama şöyle bir özelliğim olduğunu paylaşayım seninle. öğrencilerimi özelliklede bana saygılı davranıp sevgimi kazananları uzaktan takip ederim ben. senide ediyordum ve şu an ki davranışların normaldekiler gibi değil. diyerek zarfladı beni.
- teşekkür ederm hocam bende sizi seviyorum ama sorun yok.
- yalan da olmasın öyleyse.. aşık mı oldun o kıza ? kalp atışlarım hızlandı. duvarı karalarken annesine yakalanmış bir çocuk gibi kafamı öne eğdim.
- hayır dedim direk.
- savunmaya geçtiğine göre birşeyler var demektir dedi. köşeye sıkıştım amk.
- şey biraz hocam. ama istemeyerek oldu.
- aşk isteyerek ya da planlayarak olmaz zaten canım. ama yanlış kişiyi seçtiğini üzülerek söylemem gerekiyor. bu onun son senesi gidecek senin daha ilk ne olacaksence o gidince ?
ooohh rahatladım amk öteki kaltağa aşık olduğumu düşünmüş. ama yinede düzeltme ihtiyacı duydum.
- o değil hocam...
hatırladığım kısmı bu kadar bu konuşmanın burayı yazmamışım günlüklere.. kim olduğunu sormadı öğreneceğini düşünüyordu galiba. aynı gün serhatıda odasına çağırıp önce normal muhabbet edip sonra benimle ilgili sorular sormaya başladığını öğrendiğimde amacının ne olduğunu merak etmiştim açıkcası. ama üzerinede gitmedim. derdim başımdan aşkındı zaten...