/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    0
    Üst efit silik
    ···
  2. 52.
    +3
    GELDiM BEYLER DEVAMMMM

    Midem kalkmıştı. Kusuyordum. Uzun süredir kendimi bu kadar kötü hissetmemiştim. Kapı çaldı. Kapının önündeki Kemal’di.

    Kemal-“iyi misin? Ne oldu?”

    b-“Tamam iyiyim ben. Biraz üşütmüşüm.”

    Kemal-“Üşüten insan ağlayarak koşmaz. Deniz’in söylediği kişi ile alakalı değil mi? Eğer anlatmak istemezsen anlarım.”

    b-“Daha sonra anlatacağım tamam mı? Şimdi yalnız kalmak istiyorum.”

    Kemal-“istediğin kadar kal. Dersleri kafana takma ben hallederim.” dedi ve çıktı. Daha yeni tanıştık ama adamın dibi olduğu belliydi. Ama şu an bunu düşünemiyordum. Bahsettiği kişi abimdi. Evet öz abim. Ölmüştü. 11 sene geçmişti. Kendimle yüzleşirken buldum. Bunca zamandır onu unutmaya çalışmıştım. istesem de unutamıyordum. Hep bir yerden hatırlatıyorlardı. Şimdi de Deniz’in hayatını kurtarmış. Neden bunca insan arasında abimin hayatını kurtardığı biriyle tanışmıştım ki? Tuvalette kaldığım zamana dikkat etmemiştim. Tuvaletten çıktım ve yüzümü yıkayıp sınıfa doğru yürüdüm. Tam sınıfın önüne geldim. Kapıyı açmadan zil çaldı. Sınıf çantasıyla beraber çıkıyordu. Daha sadece 1 saat girmemiştim derse. 2 saat vardı bitmesine dersin. Son ders boştu herhalde.

    Pelin-“Sen iyi misin Bir Bine?”

    Gül-“2 saattir derse gelmeyince merak ettik.” 2 saat mi? Ne ara o kadar durdum ki? Zaman çok hızlı geçmişti.

    b-“Kendimi iyi hissetmiyordum. Kusura bakmayın.”

    Kemal-“Kendine dikkat et hacı havalar soğuyor. Daha şimdiden üşüttüysen.” deyip göz kırptı. Adamın dibi bu çocuk. Ama onlara güvendiğimden gerçeği söyleyecektim.

    b-“Kemal. Sırrımı saklamaya çalıştığın için teşekkür ederim. Ama gerçeği bilmenizi istiyorum. içimde tutamıyorum artık. Deniz. Senin 2 ders önce bahsettiğin kişi öz abim. Abim bana sık sık bu sözü kullanırdı. Sen de onu tarif edince dayanamadım. Çok severdim abimi. Ben eskiden bu kadar çalışkan değildim. Dersler umurumda değildi. Hatta benim için bilgisayar ve oyunlar dışında herşey önemsizdi. Abim ise aşırı sosyal ve çalışkan biriydi. O öldükten sonra ben de onun gibi olmak istedim. Çalışkan oldum. Sadece ders çalışmaya başladım. Daha sonra işte biraz kendimi salabildim. Oyunlar ve diğer aktiviteler de yapmaya başladım.”

    Kemal-“Hacı senin bu kadar etkileneceğini bilseydik bu konuyu açmazdık.”

    b-“Sorun yok. Bilmiyordunuz siz abimin olduğunu. Bu konuyu başka bir zaman açılacağına şimdi açılsın daha iyi. Hadi gidelim.” dedim ve sessiz bir yolculuk oldu. Kemal arada espriler yapıp ortamı yumuşatmaya çalışıyordu. işe de yarıyordu. Kemal gerçekten iyi bir dosttu.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 53.
    +3
    Oyunun ortasında aklıma Kara geldi. Ne yapıyor acaba? Ben evde bu kadar rahat otururken o hala avlanıyor mu? Ya da yatıp uyuyor mu? Yarın 3. gün olacaktı. Yani konuşabilirdim. Ağaca gidebilirdim. O kıza neden bu kadar çok bağlanmıştım ki? Acaba merakımdan dolayı mı? Orası çok farklı bir evrendi. Belki de bu yüzden dikkatimi çekiyordu. Tabi ben bunları düşünürken CS Go’da head shot yedim ve terrorist win. Ruslar zaten hemen sövmeye başladı. Ben ise derecelinin yarısında oyundan çıktım. Bilgisayarı da kapattım. Gerçekten oyun oynayacak halim yoktu. Yarın okul çıkışında gitmeyi planlıyordum. Ve yatağıma yatıp uyudum.

    Uyandım ve hazırlanıp hemen evden çıktım. Annem kahvaltı hazırlamıştı ama sabah uyandığınızda bilirsiniz midenizde bir ağrı olur. Yemek yemek istemezsiniz. Hah. işte bende de öyle oldu. Okulda yemeğe para vermeyi sevmiyorum ama bu günlük öyle olacaktı. Annemin biraz söylenmesiyle evden çıktım.

    Sınıfa vardım. Sadece gül vardı sınıfta arka sırada. Yanına doğru yürüdüm ve:

    b-“Hayırdır Gül, erkencisin.”

    Gül-“Ben hep bu saatte geliyorum. Asıl sen bugün erkencisin.”

    b-“Benim de bugün evde yapacak pek işim yoktu. Erken geleyim dedim. Önlerde boş yerler var neden oturmuyorsun ön tarafa?” Aslında nedenini biliyordum ama amacım içini dökmesini sağlamaktı. Neden yapıyorsam amk.

    Gül-“Burası daha rahat. Hem dersleri pek sevmem.” Salaklık bende ya. Neden bilmediğim işlere burnumu sokuyorum ki. Kendime bunu derken buldum. Mantıken yapmamam gereken bir şey yaptım.

    b-“Hocaları fazla umursama. Bak ben de A sınıfındaydım. Hocalar kıskançlıklarından beni E sınıfına yolladılar. Çünkü onlar sadece müfredata göre konu işlerken ben ise bildiğim yolda ilerledim. Sen de bildiğin yoldan şaşma.” dedim. Biraz sinirlendi gibi.

    Gül-“Tavsiyen için teşekkürler. Şimdi beni biraz yalnız bırakabilir misin?” dedi ve sıraya kafasını gömdü. Ben ise yerime oturdum. Yine fazla konuşmuştum. Daha sonra diğerleri de geldi ve Kemal beni görünce bir hışımla yanıma koştu.
    ···
  4. 54.
    +2
    Kemal-“Aman hacı. Sakın ola ki ödevleri bugün gösterme. Bak. Sakın ha. Hiçbirini yapmadım.”

    b-“Neden yapmadın. Koskoca 4 gün vardı.”

    Kemal-“Hacı ben işe de gidiyorum okul çıkışları. Gece 12 ye kadar. Hangi ara ödevimi yapayım?”

    b-“Tamam. Ödevleri söylemeyeceğim.”

    Kemal-“Çok saol hacı. Hayatımı kurtardın resmen.”

    b-“Hergün mü çalışıyorsun?”

    Kemal-“Sadece hafta içi. Üniversite için para biriktiriyorum. Üniversiteye gidince ailemden para istemiyeyim diye lazım. Şu an 22 bin tl var bankamda.” Oha. Tamam parası fazlaymış ama bana neden söyledi ki?

    b-“O kadar para yetmez mi üniversiteye gitmen için? Hatta 22 bin tl fazla bile. Buralarda bir yerlerde gitsen üniversiteye yine fazla para.”

    Kemal-“Borcum olan biri var. Zamanında arabasını çarptım. Kaskosu yoktu. Ben yaptırmamıştım. Benim salaklığım. 30 bin tl olduğunda taksit taksit değil direk nakit olarak borcumu ödeyeceğime söz verdim. Onun için de bir yandan biriktiriyorum.”

    b-“iyi biriktirmişsin de bana neden paranı söyledin ki? Beni daha tam tanımıyorsun. Belki paranı çalacağım.” Kemal kahkaha attı.

    Kemal-“Hacı ben insan sarrafıyımdır. Kendimi bildim bileli çalışırım. Binlerce insanla karşılaştım. Kimlerin iyi niyetli kimlerin kötü niyetli olduğunu anlarım. Ve sen kötü niyetli kişiler kategorimde yoksun.” O an hayatımda hiç hissetmediğim bir duygu hissettim. Güven. Biri bana güveniyordu. Hiçbir sınıfta bana güvenen olmamıştı. Hatta hiçbir yerde. Babam bile bana güvenmezdi. Belki annem güvenirdi. Ama o da belli etmezdi. Gerçekten gelinebilecek en iyi sınıfa geldiğimi o zaman anladım.

    Deniz-“Günaydın.” Kemal ve ben bir ağızdan “Günaydın” diye cevap verdik. Pelin ve Sevim de yerlerine geçtiler ve oturdular.

    Kemal-“Hacı unutma ha. Ödevi söylemek yok.”

    b-“Tamam tamam. Söylemem.” dedi ve yerine geçti.

    Deniz-“Bu sefer yaptım ödevi ve söylemeyecek misin?”

    b-“Kemal bütün gece işte çalışmış. Onun için ödevini de yapmamış. Benden rica etti ben de kabul ettim.”

    Deniz-“iyi yapmışsın da bu hoca ödevleri kolay kolay unutmaz. Kemalin de bayağı eksisi var bu dersten. “ Bakın. işte eğitim sistemine sövmemin nedeni bu. Adam işte çalışıyor diye ödevini yapamıyor ama yine de eksi alıyor.
    ···
  5. 55.
    +1
    Beyler kusura bakmayın sorun çıktı akşam seri seri entry girerim bitirebilirsem bitiririm hikayeyi. Kendinize iyi bakın.
    ···
  6. 56.
    0
    Rezerve diyelim
    ···
  7. 57.
    0
    Rezervasyon 6
    ···
  8. 58.
    +1
    Rezerved
    ···
  9. 59.
    0
    Rez rez rez
    ···
  10. 60.
    0
    Reeeeez
    ···
  11. 61.
    0
    Hızlı yaz
    ···
  12. 62.
    0
    Reeeeeezzzzzzzz
    ···
  13. 63.
    0
    Aksam oldu bin
    ···
    1. 1.
      0
      Otobüsteyim şu anda eve varır varmaz atacağım.
      ···
    2. 2.
      0
      panpa harbi diyorum çok yoğun geçiyor günlerim yolda giderken okuyum falan diyorum sıçarken vakit kazanmak için okuyum diyorum bakiyom atmamışsın valla kuduruyom bu gün sadece 3 5 part okudum
      ···
  14. 64.
    +4
    Edit:Beyler sizden özür diliyorum biraz fazla uzun sürdü eve varmam ama beklediğinize değecek. Seri seri paylaşacağım kemerlerinizi bağlayın.
    ---

    b-“Hocalarla konuştu mu peki çalıştığından dolayı ödev yapamadığını?”

    Pelin-“Çok denedi ama dinlemediler. Müdüre kadar gitti ama sonuç yok.” işte böyle şerefsiz ve kanı bozuk kişiler yüzünden başımıza gelmeyen kalmıyor. Hoca derse girdi. Yaşlı bir hocaydı. Biraz huysuz bir yüzü vardı (belki de bana öyle geliyor da olabilir) ve bu sabah traş olmadığı her halinden belli olan beyaz sakalı vardı. Sakallar beyaz ise en az 45 yaşlarındaydı. Muhtemelen emekli olmak istemeyen, yerini genç nesle bırakmayan hocalardan biriydi. Bunu gibi gavatlar yüzünden yeni öğretmenler atanamıyordu. Zaten geç kalmadan “Ödevlerinizi çıkartın ve üstüne adınızı yazıp sınıf başkanınıza teslim edin.” dedi. Aklıma bir fikir geldi. Hemen uyguladım bu fikiri. Kendimi feda etmem gerekmişti ama işe yarayacaktı. Başkana ödevi verme meselesi iyi olmuştu. Kemal biraz üzgün duruyordu. Denize kağıdı verdim ve göz kırptım. O da hemen anladı. Herkesten ödevleri topladıktan sonra hoca ödevleri kontrol etti.

    Hoca-“Kemal. Beni şaşırttın bugün. Ödevin çok iyi olmuş. Demek ki işin olsa da ödevlerini yapabiliyorsun. Hiç eksiği yok. Sınıftaki diğer kişilere kıyasla seninki mükemmel olmuş. Bu şekilde devam edersen diğer eksilerini de artıya çevirebilirim.” Çok sevinmiştim. Kemal tam karşı çıkacakken ona kağıt fırlattım. Küçük bir kağıttı. Bana doğru baktı ve ben de ona göz kırptım. Eyvallah yaptı ve önüne döndü. “Deniz, senin de ödevin iyi ama ekgibler var. Zaten Pelin ve Sevim hanım kızlarımızın ödevle bir alakası yok.” falan diye sınıfın ortasında aşağılama ile karışık övgülerle ilerliyordu. Sıra bana geldi. “Bir bine. Sınıfa yeni gelmen ödevini yapmayacağın anldıbına gelmez. Onun için sana 0 veriyorum. Umarım diğer ödevlerini yaparsın. Evde bilgisayarınla oynamak yerine.” Yumruğumu sıkmıştım. Deniz de bunu farketmiş olacak ki elini omzuma koydu teselli eder gibi. Onun sayesinde sakinleştim. Daha sonra ders bitti ve Kemal yanıma geldi.
    ···
  15. 65.
    +2
    Kemal-“Hacı çok saol ama kendini feda etmene gerek yoktu. Bu hoca affetmez. Sözlüne direk 0 girecek.” Tamam. içten içe biraz pişman oldum. Kendi ödevimin adını değiştirip Kemal’in adını ve soyadını (Soyadını bilmiyordum Deniz saolsun söyledi) yazdım ama buna değerdi. Benden daha yüce ve daha büyük bir amacı vardı. O hayallerine doğru yürürken ben onun hayallerinin önündeki çukuru kapatmazsam rahat edemezdim. Ne de olsa bana tek güvenen kişi oydu.

    b-“Bunu sana karşılıksız yapmadım. Tek bir şartım var. Her hafta sonu boşsun değil mi? Her hafta sonu evime geleceksin ve ben de seni ygs’ ye çalıştıracağım. Ödevleri de bundan sonra kafaya takma. Ben senin ödevlerini yaparım. Zaten çok boş vaktim var. ikimizin ödevlerini de yaparım. Ama dediğim gibi. Her hafta sonu seni evde bekliyorum.” Biraz duygulandı gibi.

    Kemal-“Çok saol hacı. Bu yaptığını unutmayacağım.” dedi ve yerine geçti. Pelin arkadan kafama vurdu.

    Pelin-“Onunki canda bizimki patlıcan mı? Bize de ygs çalıştıracaksın.” Hay amk. Aldık başa belayı.

    Deniz-“Aynen. Bize de çalıştır.”
    ···
  16. 66.
    +2
    b-“Tamam da sizin dershaneniz falan yok mu?”

    Deniz-“Benimki öğleye kadar sürüyor. Saat 2 gibi bitiyor. En geç benim dershanem bitiyor yani sorun yok. “

    b-“Tamam o zaman. Şurada park var haftasonu…”

    Pelin-“Ne parkı ya. Gerek yok parka gitmemize. Bizim cafeye gideriz. Hem içecek falan da içeriz orada. Para vermeyiz.”

    b-“Her hafta sonu mu? Saçmalama. Tamam babanın yeri ama her hafta sonu da ayıp olur.”

    Pelin-“Yok ya. Ayıp olmaz. Zaten babam ders çalıştıracağını bilse cafeyi üzerime yapar. Hem 12lik kafe zincirinden birinde birkaç çay içmemiz onu zarara uğratmaz.” 12 cafe mi? Oha lan. Hepsi de böyle tıklım tıklım olsa. Her çay da orada 3 tl. Büyük çay 5 tl. Off. Paranın dıbına koymak buna deniyor demekki.Hem bu kız burada ne arıyor ki? Özel okula gitmek yerine?

    Deniz-“Yine de olmaz her seferinde size rahatsızlık vermek. Arada benim evimde de toplanırız.” Evimde toplanırız… Evimde… Evim… Ev… Hormonlar hazır ola geçti yine. Evine gidecem kızın neyin hormonu bu? Sanki kızı… Aklımdan dahi geçirmek istemiyordum.

    Gül-“iyi misin Bir Bine? Her haftasonu birimizin evinde toplanacağız dedik. Senin ev de müsaitse ilk senden başlayalım. “ Hasgibtir. Bu son darbeydi.

    b-“Bir dakika. Telefonda konuşmam lazım. Şimdi emrivaki yapmayalım annem biraz bu konularda hassatır.” dedim. Yalan amk. Telefonu cebimden bile çıkarmadım. Lavaboya koştum.
    ···
  17. 67.
    +2
    Elimi yüzümü yıkadım. Tamı tdıbına 4 kız benim evimde olacak. 4 tane kız. 4 tane. Ve tabiki Kemal. Bir de onların evine de gideceğim. ilk kez zekam işe yaramıştı. ilk kez saatlerce ders çalışmam meyvesini vermişti. LAN. Ne düşünüyorum ben. Onlar benim arkadaşım. Cinsel obje değiller. Hepsi Kemal gibi sadece arkadaş. Fazlası değil. Kendime telkin verirken Kemal girdi içeriye. Yüzümü yıkadığımı görünce gülmeye başladı.

    b-“Ne oldu?”

    Kemal-“Düşündüğüm şeyden dolayı mı yüzünü yıkıyorsun onu merak ettim.”

    b-“Sadece terledim.” Vay amk. Kemal gelmese hala yüzümü yıkamaya devam edecektim.

    Kemal-“iyi tamam tamam. Öyle olsun. 6 kıza ve bir de ben 7 bir de sen 8. Ne yapacağız bu kadar kızla.”

    b-“N ne? a a altı tanne mi???” Yuhhhhh. Orada 4 kişi vardı ne ara 6 oldular. Kemal tekrar kahkaha attı.

    Kemal-“Senin derdin anlaşıldı. Anlaşılan biraz geç akıllanmış seninki. Bebek gibi yüzünden belli oluyor zaten.”

    b-“Kemal. Bu aramızda. Sakın ola ki kimseye söyleme.”

    Kemal-“Tamam tamam. Benden sır çıkmaz. Ben ergenliğe girdiğimde o kadar etrafımda kız yoktu. Ama senin başın biraz belada. Her hafta sonları özellikle hahahaha.”

    b-“Kemal yeter ama.”

    Kemal-“Tamam tamam çıkalım. Anneni aradın mı bari?”

    b-“Hayır aramadım. Zaten annem hemen kabul eder. Sorun yok yani. “

    Kemal-“Tamam o zaman. Zil çalalı 5 dakika oldu. Sınıfa geçelim.” demesiyle derse geç kaldığımı anlamam bir oldu. Hoca derse geç girmişti. Neyse ki geç kalmamıştım.
    ···
  18. 68.
    +3
    Öğle yemeği saati gelmişti. Deniz ve Kemal çok ısrar etseler de gidemedim yemeğe onlarla. Biraz işlerim vardı. Faturaların ödendiği bayiler bizim okula yakındı. Fatura parasını da bu sabah babam masaya koymuştu. Hep yapardı zaten. Her ayın 1 inde. Faturayı ödemek için çıktım. Bayiye doğru yürümeye başladım. Bayiye varmadan ara sokaktan biri beni tuttu ve yanına çekti. Bu bizim sınıftan Mehmet diye biriydi. Pek bir sohbetimiz olmamıştı ama kendisi sınıfta sevilen biriydi. Nedeni ise gerektiğinde kendi sınıfını savunuyor oluşuydu. Pek detayını bilmiyorum ama dediğim gibi hiyerarşi ile yönetiliyordu okul. En iyi hocalar, yemekhanede önden giriş hakkı, bilgisayar labavatuvarı kullanma önceliği vs. hep A sınıfındaydı. Ben de oradan atılınca bu haklardan mahrum kalmış oldum. Fazla da önemli değildi bu hakların olup olmaması.

    Mehmet-“A sınıfından gelip kızlara yavşamak ne lan? Kızlardan uzak duracaksın.” Ne? Kızlara yavşamak mı? Asıl onlar beni bırakmıyorlar.

    b-“ilk olarak sana da merhaba. ikinci olarak kızlara yavşama vs. gibi saçma sapan işlere girmem ben. Sadece kızlar benden yardım istediler. Benim de derslerim iyi onlara ders çalıştırıyorum. istersen sana da yardım edebilirim derslerinde takıldığın bir yer olursa. Üstelik tek sınıftaki kızlarla değil Kemal ile de samimiyim. Diğerleri bana canavar gibi baktıkları için onlarla samimi olamıyorum.”

    Mehmet-“Ne bekliyordun. Sana hep beraber ‘hoş geldin Bir Bine’ diye bağırmamızı mı? A sınıfından geliyorsun.”

    b-“A sınıfı ile aranızda ne oldu bilmiyorum ama benim sizin savaşınızla bir alakam yok. Hatta o sınıftan kurtulduğum için mutluyum.”

    Mehmet-“Öyle mi olduğunu düşünüyorsun? Alakan olmadığını. işini halettikten sonra benimle gel.” dedi ve beklemeye başladı. Bayiye girip faturayı ödedim ve çıktım. Mehmet ise önden yürümeye başladı. Ben de onu takip ettim. Daha sonra durdu ve bana dur işareti yaptı. Ben de durdum ve bana eliyle bir yer işaret etti. Ben de orayı izlemeye başladım. Oradaki Sevim’di. A sınıfından birkaç erkekle sohbet ediyordu.
    ···
  19. 69.
    +2
    b-“Ne olmuş yani birkaç çocukla sohbet ediyorsa? A sınıfına düşman olduğunu biliyordum ama bu kadarına da pes doğrusu. “

    Mehmet-“Gerçekten seni bunun için mi buraya getirdim? izlemeye devam et.” dedi ve ben de devam ettim. Hala sohbet ediyorlardı. Sevim biraz tedirgin gibiydi. Ama arada gülüyordu falan. Tam bunların saçma olduğunu düşünüp kalkıp gidecekken yanındakilerden biri Sevim’i kollarının arasına aldı ve kafasını kendine doğru çevirip dudağından öpmeye başladı. Mehmet ise yumruğunu sıkmaya başladı.

    b-“Bunda ne sorun var ki sevgili değiller mi?”

    Mehmet-“Hayır değiller. Sevim’in babası ustabaşı. O öpen çocuğun babası da patronunun oğlu.” demesiyle hayatım boyunca ikinci kez başıma gelen sinir krizi ortaya çıktı. Gözüm döndü resmen. Resmen içimde sanki onlarca yıldır saklı olan öfke uyanmıştı. Normalde umursamaz giderdim ama bu sefer öyle olmadı. Onların olduğu tarafa doğru koştum ve öpen kişiye yumruk attım. Çocuk yere yığıldı. Diğerleri hemen ayağa kalktılar ve beni adamdan ayırmaya çalıştılar. Tabi tekme tokat.

    Gözlerimi açtığımda ara sokaktaydım. Her yeri net göremiyordum. Bulanık görüyordum. Biraz odaklandıktan sonra netleşmeye başladı. Burası düşündüğüm yerdi. Hemen yanımda ağaç vardı. Hava karanlıktı. Karanlıktı? KARANLIK? Ahan şimdi sıçtım. Okula öğleden sonra gitmemem ve akşam olması. Telefonumu çıkarmaya korkuyorum. Baktığımda 428 cevapsız arama. işte şimdi sıçtım.
    ···
  20. 70.
    +4
    Neden beni burada bırakmışlardı ki? Hadi diyelim ki bırakıp kaçtılar neden kimse de gelip yardım etmedi veya ambulans aramadılar? Ambulans diyince aklıma vücudumdaki hasarı kontrol etme isteği geldi. Kafamı kaldırmaya çalıştığımda bayağı canım yandı. Şu an muhtemelen babamdan korktuğum için adrenalin vardı ve diğer acıyan taraflarımı hissetmiyordum. Aklıma ağaca bir yaslanıp telefonla evi aramak geldi. Ya da 112 yi. Aslında ağaca yaslanmam lazımdı. Kara’yı görmek istiyordum.

    Vücuduma zar zor söz geçirebildim ve ağaca doğru resmen süründüm. Ağaca vardığımda ölü tarafına yakın olduğumu farketmedim ve ağaca yaslandım. O anda tüm sahne değişti. Hani her yer karanlık demiştim ya. Bu sahneyi görseniz bunca zamandır karanlık görmemiştim dersiniz. Ne bir ses duyabiliyorum, ne bir kişi görebiliyorum. Sadece çok uzakta küçük bir ışık görebiliyorum. Acılarım geçmişti ama çok basık bir hava vardı. Acılarım geçmesine rağmen nefes alış verişinde zorlanıyordum. Sanki havada yürüyordum. Işığa doğru dikkatlice baktığımda orada ağacı görmüştüm. Ağaç orada ne arıyor? O kadar karanlıkmış yani ağacın olmadığı taraf. Daha sonra aklıma geldi. Ben ağacın ölü tarafına yaslanmıştım. Peki şimdi ne olacak? Nasıl çıkacağım buradan? Ağaca doğru yürümek aklıma geldi. Yürümek değil koşmaya başladım. Ben koştukça ağaç uzaklaşıyordu. Mantık yürüterek ters koştum ve yine benden uzaklaşmaya başladı.

    -“Boşuna koşma yetişemezsin.” Arkamda sesi duyunca bütün duygularım birbiriyle iç içe girdi. Boğazım düğümlendi, ayakta duramaz oldum ve yere düştüm. Bu ses abimin sesiydi.
    ···