-
26.
0Okuyorum yazmiyorsan baska hikayeye gidiyom bu arada REZ
-
-
1.
0Yarın devam edecem panpa
-
1.
-
27.
0Nick iyimiş
-
28.
0Rezervasyon
-
29.
0Rezzzers
-
30.
0devam panpa güzel konu
-
31.
0Rezerve
-
32.
0Hadi rezz başkan sendeyim
-
33.
0Rezkravilütalüs frintaliüsklo
-
34.
0rezevereveeeee
-
35.
0Bu adamın hikayeleri gerçekten çok sağlam oluyor beyler ilk entrye suku atın giberim
-
36.
0Bilader rez alalım da bu ne gibimsonik bi konu
-
37.
0güzel hikaye anlatımını beğendim rezerve
-
38.
0harbiden bu adamın diğer hikayelerinide okuyun çok sağlam yazıyor
-
39.
0Rezervde
-
40.
0Rezerve
-
41.
0Rez ormanlar kralı
-
42.
+9GÜNAYDIN MiLLET (NE GÜNAYDINI ÖĞLEN OLDU AMK DEDiĞiNiZi DUYAR GiBiYiM) DEVAMMMTümünü Göster
Dalları dikkatlice seçiyordum inmek için. Ama çok yüksekti. içimden sövüyordum resmen kıza. Öğrenmesem ne olacaktı ki? Ben ona zorla fizik, kimya veya matematik öğretiyor muyum? Eğer bunu gerçekten Kara’nın dediği atalarım istiyorsa atalarıma da sövecem şu anki halimle. Yarın yeni sınıfımda derse girecem ve eğer ağaçtan inemezsem geç kalırım.
Kara-“Başka şeyler düşünme. Ağaçtan nasıl ineceğini düşün.” Taa oradan mı anladı yani benim başka bir şeyler düşündüğümü? Bu kız adamı öldürür. Ama korkudan. Dallara baktım. Diğer ağaçta çürük olan taraflar bu ağaçta bayağı sağlamdı. Ayağımla da kontrol ettikten ettikten sonra bütün vücudumla diğer dala geçtim. Bir an ayağım kaydı ama neyse ki yukarıdaki dala tutunuyordum da düşmedim. Ben bu ağaçtan tahmini 3 saatte inerim ve akşam olur. Babam da beni öldüresiye döver bu sefer. Daha hızlı bi yol düşünmeliydim. Ve daha güvenli. Kara inerken nasıl inmişti ağaçtan? Düşünmeden direk ayaklarını dallara atarak. Ben de öyle yapacaktım. Direk dallara ayaklarımı atıp aşağı inmeye başladım. Gerçekten de işe yarıyordu. Ama tabiki aksilik çıkacak ilk yapışımda. Ayağımı dalgınlıktan boşluğa attım ve aşağı düşmeye başladım. Tam öldüm diye düşünürken son anda Kara tuttu beni. Bu kız gerçekten güçlü amk. O kadar hızda o düşse ve ben onu tutsam toprağa gömülürüm.
Kara-“Ağaçtan indin. Tebrikler.” Ne yani? Bu muydu? Aşağı atlasam beni yakalayacak mıydı? “Ağaçtan düzgün inememiş olsan da mantığını anladın.”
Beni yere bıraktı ve ayağa kaltım. Ergenlik içgüdülerim bana bağırıyordu. “Teşekkür etmek için sarıl ona.” gibtir lan oradan. Teşekkürle hiçbir alakası yok. Göğüsünü hissedeyim diye. Ama istemsiz bir biçimde sarılırken yakaladım kendimi.
Kara-“Bir bine ne yapıyorsun?”
b-“Teşekkür ediyorum. Sizde böyle değil mi?” Kara gülmeye başladı.
Kara-“Bizde erkekler sarılmaz. Sağ elini yumruk yapıp sol omuzuna sertçe vurur ve diz çöker.” gibtir lan. Ne yapacam amk. giberim ergenliği. Ergenlik hormonlarım bile “O kadar da değil amk.” diyor. Sonunda ortak bir noktamız oldu.
b-“Direk teşekkür ederim desem olmaz mı?”
Kara-“Senin tarafında teşekkür sözcüklerle söyleniyorsa neden olmasın. O zaman neden sarıldın?” Haah. Açtım girin. Kız benden daha iyi açık yakalıyor.
b-“Öylesine yapmıştım. Hoşuna gider diye düşündüm.” dedim. “Haydi artık gidelim.” dedim ve ağaca dokundum.
Kara-“Yarın av başlangıcı. Ben yarın gelmeyeceğim. 2 güneş… yani sizin deyiminizle 2 gün sonra görüşürüz.”
b-“Tamam. Görüşürüz.” dedim ve geri geldim. -
43.
+4Telefonum olmadığı için saati bilemiyordum. Babam saolsun. Acaba telefonumu ne zaman geri verecekti? Eve vardım ve babam yemek yiyordu. Fazla geç kalmamıştım eve Allah’tan.
Ba-“Nerede kaldın?”
b-“Arkadaşlara ders çalıştırıyordum. O yüzden geç kaldım.”
Ba-“iyi tamam. Gel de yemeğini ye.”
b-“Yok baba. Ben aç değilim. Odama geçip uyuyacağım.”
A-“Oğlum olur mu? Sabah yedin bir.”
b-“Anne dışarda birşeyler atıştırdım. Aç değilim.”
Ba-“Bırak yemeyecekse yemesin.” iyi bari. En azından yemeye zorlamıyordu. Odama geçtim ve yatağıma oturdum. Ne gün geçirmiştim be.Aslında güzel bir gün sayılırdı. Sanırım uzun zamandır en çok adrenalin yaşadığım günlerden biriydi. Kendimi yatağın yumuşak yorganına bıraktım ve yattım.
Sabah oldu ve okula doğru yola çıktım. ilk E sınıfına gidişim olacaktı. Zaten ağaca da bugün çıkışta gidemezdim. Sınıfa girer girmez herkesin gözü bana dikildi. Sanki sınıfa kan davalıları girmiş gibi bakıyorlardı bana. Deniz hemen gelmemi gösteren bir işaret yaptı. Yanını gösteriyordu. Hasgibtir. Kızın yanına mı oturacaktım?
Asosyal olmam + ergenlik hormonum + bir kızın yanında yarım dönemden daha fazla oturmam = Felaket. -
44.
+2Bu felaketi düşünmeden yanına oturdum. Tamam. Ergenlik hormonlarımdan dolayı biraz ona karşı ilgi duyuyordum ama onu sevmiyordum ki. Aşk olarak sevmiyordum. Arkadaş olarak saygı duyuyordum sadece o kadar. Zaten 2 gün gördüm. Hemen ne aşık olacam. “Kendine gel” temkinleri vererek bana gösterdiği sıraya oturdum. Sınıfın bakışı daha kötü oldu. Hay amk. Ne yaptım ki ben bunlara?
Deniz-“Sen onlara aldırma. A sınıfından bazı kişiler bizi rahatsız ettikleri için pek hoş karşılayamıyorlar seni. Ama senin iyi biri olduğuna alışırlar ileride.” Ben pek sanmıyorum ama neyse.
Pelin-“Ödevlerini getirdin mi?”
b-“Evet getirdim. Ne oldu ki?”
Pelin-“Bize verebilir misin acaba ödevi? Biz yapamadık ta. Senden yazsak sorun olur mu?” Neden amaaaaaaa!!! Neden yani? Neden yapmazsın ki ödevini. Koskoca 2 gün vardı. 2 GÜN. Son dakikada benden bakarak yazacak şimdi daha sonra hoca okuyup “bunu sen yapmadın.” diyecek. Hay içine edeyim.
b-“Tamam al.”
Kemal-“Selam hacı. Adım Kemal. Sen de Bir Bine olmalısın.” Arkamda belirmesiyle birden yerimden sıçradım.
Deniz-“Bu Kemal. Sınıfımızın en çalışkan öğrencilerinden biri. Ama pabucumuz dama atıldı Kemal. Bu Bir Bine bütün ödevleri, projeleri de dahil hepsini tek seferde yapmış bitirmiş.”
Kemal-“Oha hacıı. Seni buna kim alıştırdı yav? Baban mı ablan mı abin mi annen mi?” Bu konuyu değiştirmem lazımdı. Aklıma istemediğim anıların gelmesine sebep oluyordu. Birden gülün en arka sırada tek başına oturduğunu farkettim.
b-“Gül niye arkada tek başına oturuyor?”
Deniz-“Onun derslerle arası pek iyi değil. Önceden önde oturur durmadan soru sorardı. Hocaların da çoğu sorusuna cevap vermeyince ve sınıfta üzerinden dalga geçerek espriler yapılmaya başlayınca en arkaya geçti. Kısaca derslerden soğudu. O da çalışkandır ama kimseye belli etmeden çalışır.” Ne kadar saçmaydı. Neden kaçıyordu ki? Umursamasaydı. Hoca içeri girdi ve derse derse başladık. -
45.
+3Ders pek güzel geçmedi. Neden mi? Çünkü proje ödevimi ve diğer ödevlerimi erken verdiğim için hoca şok oldu, bugün verilecek ödevleri unutmuştu hatırlatmış oldum ve tek ödevi veren kişi de bendim. Bu sınıfta pek güzel bir giriş etkisi bırakmamıştı. Kitaplarımı çantama koyarkenTümünü Göster
Deniz-“inanamıyorum sana. Sayende ilk eksimi aldım. Sizin sınıfta hiç mi ödevlerini son günde yapan yoktu veya hocayı kandırıp ödevi haftaya göstermeyen?”
b-“Evet vardı. Ama benim sayemde herkes ödevi tam gününde yapmaya başladı. Belki bu sınıfıda da ilerde aynı etkiyi bırakabilirim.”
Pelin-“Yani diyorsun ki robot gibi her hafta ödev yapalım ve hiç eğlenmeyelim.”
b-“Ödevi yapmak en fazla 2 saat sürüyor. Ortalama 25 dakikada ödevini bitirebilirsin. Geriye sana 12 saatten fazla zaman kalıyor. O kadar zaman sana yetmez mi?”
Pelin-“Ama ödevin başına oturunca uykum geliyor. Ne yapayım yani anlamıyorum.”
Sevim-“Bende aynıyım ya. Dersin başına oturunca direk gidiyorum.” Kemal de yanımıza geldi.
Kemal-“Hacı ne yaptın sen ya? Sayende üçüncü eksimi aldım. Bu gidişle sözlü notunu kurtaramayacağım.”
Sevim-“Haline şükret. Daha ben artı yüzü görmedim.”
b-“Ne bu artı eksi mevzusu ya? Çok saçma değil mi sizce de? Hırslandırmaya çalışıyorlar güya ama her eksi aldığınızda ümidinizi kaybetmeye başlıyorsunuz zaten ortalama 3’ü geçtikten sonra da artık umursamamaya başlıyorsunuz. Çok yanlış bir eğitim sistemimiz var.”
Kemal-“Bunu bize değil milli eğitime söylemen lazım.”
b-“Ne zaman söylesem aynı sözlerle beni geri çeviriyorlar. Dilekçeniz işleme alınmıştır. Bu kadar. Ve müdür bey zaten yaptıklarımdan pek hoşnut değil. En son hocaya karşı çıktığım için buraya gönderildim güya ceza verdiler. Burası eski sınıfımdan daha eğlenceli bence.”
Deniz-“Eğleniyorsan ne mutlu sana.” dedi. Abim aklıma geldi. Bu kelimeyi bana çok sık kullanırdı küçükken. “Eğleniyorsan ne mutlu sana” der gülümserdi.
b-“Neden böyle söyledin?”
Deniz-“Ne söyledim?”
b-“Eğleniyorsan ne mutlu sana.”
Deniz-“Küçükken bir abi bana bu kelimeyi kullanmıştı. Araba çarpacakken beni kurtarmıştı. Bende şaka sanıp gülmüştüm. O zamanlar küçük olduğum için anlamamıştım. Eğleniyorsan ne mutlu sana demişti kolu kanarken. Ondan sonra daha görmedim onu.” O değildir diye düşünmek istiyordum ama yine de kendimi bunu sormaktan alıkoyamadım.
b-“Na na nasıl biriydi hatırlıyor musun?”
Deniz-“Çok küçüktüm. Hatırladığım kadarıyla hafif uzun boyluydu. Esmer tenli, burnu seninkine benziyordu. Hatta ona çok benziyorsun sen ya şimdi farkettim de. Belki yanlış hatırlıyorumdur.” Derken ayağa kalkıp lavaboya koştum.
EDiT:SERi SERi 4 5 PART ATTIM BEN BiRAZ DIŞARI ÇIKIYORUM FAZLA GEÇ KALMAM DEVAM EDECEĞiM.
başlık yok! burası bom boş!