-
1.
-1@1 postmodern eleştirinin temel handikaplarından biri bu ve ülkemizde benim kişisel olarak 90'larda yakaladığım siyasi islamcılar da bu hatayı kendi tahayyül evrenlerinin doğası gereği çok sık yapıyor... şöyle ki, modernitenin evrenselci, yerelin olasılıklarına karşı kör ve sağır o tepeden inmeci tahakkümcü pratiğini bir sivil iktidar eleştirisi örerek, ve ne yazık ki bu itirazın tüm sivil eleştirisinin meşruluğunu da sonuna kadar siyasileştirerek kullanıyorlar... oysa aynı iktidar olgusu bireyin kendi içindeki melekle şeytanı arasındaki mücadeleden başlayıp yatak odasında, yemek sofrasında, evin salonunda, sonra apartmanda, mahallede, cemaatte, cemiyette, camiada, kısacası yerelde de kendi iktidar ilişkisini üretiyor ve bunun tu kaka bir iktidar olarak yaftalanması için ille de bach ve mozart sosuyla gelmesine hiç gerek yok... aynı şey mehter marşı ve salavat ile de bir tahakküm olarak yağmur gibi yağıyor. ama insan aklı şablonlara ve şemalara ve görselliğe ve çağrışıma ileri derecede bağımlı ve bundan 1, 10, 50, 80 ya da 100 yıl önce gündemimize girmiş bir tahakküm ile bundan 1000 sene ya da 10 bin sene evvel gündemimize girmiş bir tahakküm arasındaki fark ncedir, şayet aradan özümüz, yerelimiz, milli manevi değerimiz gibi üst yapısal kavramları çıkarırsak? çünkü doğamız da değişken. doğamızın evrenselliğini sorgulayacaksak iktidar dediğimiz olgunun yerelde de evrenselde olduğu kadar ezici ve hatta çoğu kez yerelde icra edilir bir menem olduğunu unutmasak herkes için çok iyi olacak... bir de modernitede vücut bulan tasarımcı, tanımlayıcı, şabloncu kafayı yeriyoruz. evet, hayatın ve dünyanın olasılıklarına kör ve sağır şablonlar istemiyoruz. ancak neyin dayatmacı tasarım, neyin kendini ve dünyayı değiştirme çabası olduğunun sınırları o kadar belirsiz ki... tasarımcı, dayatmacı, şabloncu olmayalım derken kendi umutsuzluğunun kişide bir tür kaderci kabulleniş ve teslimiyete evrilip kendiyle ve dünyayla hiçbir mücadelesi kalmamış bir noktaya çekilmesini görmek ne en azından çok üzücü. bir teslimiyet uğruna ya rab, ne güneşler batıyor. kavramları hayatın ve dünyanın yerçekime maruz kalıyor, ama aynı anda buharlaşıyorlar da. bence çıkış noktamız kendine ve dünyasına müdahil insanda. bunun için de eleştiriyi ve özeleştiriyi yüceltmemizde fayda var.
-
2.
-1son olarak şu şiiri okumanı isterim: http://toplumcudusun.blog...arti-nevzat-celik/1425893
-
3.
0ya ne saçmalıyorsun sen
-
4.
0adam haklı amk
@2 sen ne diyorsun lan değişik -
5.
0gibtir et reis kendi kendimizi savunuruz biz gibeyim komileri.
-
kadının ne hakkı olabilir
-
560binlik yazarın başlıklarını gizleyen eklenti
-
cihangir solcusu kamyoncukamil
-
herkes buraya hayat felsefesini yazıyor
-
karıların internette özgürce fikirlerini yazması
-
kadın hakları savunan erkek
-
ferdi baba ölmüş
-
bu karı 55 yaşındaymış lan
-
yillar sonra yemiden giris yaptim
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 03 01 2025
-
video tmp name yok
-
mümtaz reis
-
sevgilisini bavula koyup nefessiz bırakarak öldren
-
regaip kandilinız mubarek olsun
-
yangın söndürme uçaklarını satçaklarmış
-
ne ilksin nede son olacaksın
-
gibi denilen diziyi izleyen en hafif tabirle
-
gwynplaine adlı yazarı ifşalııyorum
-
olay ne memati ne 560tlsi olan adam
-
yıllık izin ve rapor yenilendi
-
ben canım çekmesin diye karılara bakmıyorum
-
sanatsal bir şiir
-
beyler bu cerrahi ameliyatın ismi ney
-
bahceli dem buluşmasi ümit özdağ yorumu
-
inci sözlük bile yapayalnız
-
eppek çıktı bugün
-
video tmp name yokk
-
fatihler devri bitti
-
am flm var mi la
-
baskette habire barem degisiyo ya da kapaniuo
- / 2