-
1.
+3 -3Tanrı hakkında ortaya atacağın tüm şeyler kendi zamanın, kendi bilgin, kendi bakış açın dahilinde olabilir. Yani tanrı diye yerleşik bir varlık, tanım yok. insandan insana değişen, dinden dine dine, mezhepten mezhebe, görüşten görüşe, inanandan inanana değişen farklı tanrı tanımları var. Bu farklı tanımları da farklı farklı tanrılar yaratır zihinde. işaret edemeyeceğin şey hakkında varsayım, öznel inançlar, iddialar, metinler üzerinden asla bilgi sahibi olamazsın. insan zihninden çıkan hiçbir şey tanrıya ait bir tanım olamaz. insan zihninden çıkan tanrı, tanrı olamaz. Varlığı ispatlanamaz, delillendirilemez. Çünkü insan zihninden çıkan, metin üzerinden olan her şey insan ürünüdür. Tanrıya ait değildir asla, insan dili, insan kültürü, insan bilişi... Her şey... Evrene müdahil olan ya da olmayan; dişi ya da erkek; çok ya da tek; maddesel ya da madde ötesi v.s. tanrı sonsuz tanımda olabilir. Tanrı, bu sonsuz tanımlar kümesinin adıdır. Tanrı bir varlık ya da tanım olamaz bu yüzden. Şiva, Elohim, Yehova, Vişnu, Baal, Zeus, Menat, Allah, Hades vb. tüm tanrılar birer tanrı değil; tanımdır aslında. Birbirinden farklı, birbiriyle tamamen çelişen tanrı tanımları. Ve her bir tanrı tanımı da o tanrının varlığıdır. Teolojik açıdan varlık. Bu varlıklar zihinde eldeki verilere göre birer hayaldir. Bu hayallerle bir insan aracılığıyla, onunla aranda yüreksel bir gönül bağıyla oluşan güvene iman denir. Bu kiminde isa, kiminde Buda, kiminde muhafazid, kiminde Musa'dır... Ve o tanrı tanımları bunun üzerine bir yerde; mağara, kapalı bir mekan, kendi kendine düşünen insanlarca uzun bir zaman diliminde ortaya konan, genellikle toplumsal ahlak ihtiyacından doğan, dönemsel, kültürel, ihtiyaca göre zihinde tasarlanan, her çağda din adamları tarafından reforme edilen, dil ve kültürle değişim gösteren, inananların inançları ve sayısı kadar da kendi içinde farklı varlıklarda olan tanımlardır. Misal milyonlarca Müslüman varsa onların da kendi paradigmaları var demektir. Her birinin de sahip olduğu mezhep ya da mezhepsizlik, takip ettiği din adamı, fikir adamı tamamen birbirinden farklı olabilir, kendi bakış açısına da sahiptir. Bu öznel, tanrıya bakış paradigmalarının içeriğidir. Yani dünyada 1.7 milyar Müslüman varsa 1.7 milyar adette aynı ada, ama farklı tanımlara sahip, hepsi içinde tek doğru, tek gerçek olan farklı anlamlardaki varlıklara zihinsel olarak vücut bulan Allah'lar var demektir. Misal evrimle yaratan ya da yaratmayan, Caner Taslaman ya da Nihat Hatipoğlu'nun veya Edip Yüksel'in öznel, felsefik, kağıt üstü yorum, görüşlerine göre... Bunların hepsi de kağıt üstü, öznel, kişisel duygu ve düşünceleri içeren, birbirinden farklı, ama tek gerçek, tek doğru diye inanılan tanımlarda birçok Allah yaratır. Ve tanımlarda kendi içlerinde diğer kültür, din, dil, kelime, ata sözleri, deyimler, toplum, zaman ile evrilmeye devam edecektir. Dinler, tanrılar her an ayakta kalmak için evrilmek, tanımda değişiklik ya da gevşekliğe gitmek zorundadır. Bu da aslından gittikçe uzaklaşması demektir. Öznel inançsal şartlanmalarla, öznel inançsal olmazsa olmaz ön kabul ve uzak durulan, inkar ve akılsızlık, mantıksızlık varsayılan şüphelerle hiçbir yere varamazsın. Kağıt üstü, analoji, varsayımlarla fikir önderlerin gibi inandığın teist tanrıya argüman üretemezsin. Müslüman olup da Taslaman gibi şarlatanlık yaparak ya da pis cemaatçiler gibi deist bir insan gibi davranma! Bana teist sonsuz inanç manzumesine sahip olup da ekgib, yorumsal deist tanrı argümanlarıyla gelme. Neyi, niye savunduğunu bile bilmiyorsun. Yazıyorsun, çünkü doğru olduğuna inanıyorsun, ve bu inancından da asla dönecek değilsin. Varlığına işaret edemediğin hiçbir şeyi ispatlayamaz, delillendiremezsin. Ancak hakkında birtakım öznel tanrı paradigmana göre birtakım, kağıt üstü, varsayımsal, çıkarıma dayalı, inanmak isteyen açısından sadece bir tanrının var olabileceğine dair argüman sunabilirsin. Buna da ancak inanma eylemini, sana ya da buna benzer argümanları sunan başka insanlara gönül ve akıl olarak inanmak isteyen insanlar tav olur. Ancak bunu isteyen insan için ikna edicidir ekgib, anlamsız, bir tanım vermeyen, deist tanrı argümanları. Neyi ispatladığın bile meçhul. *
Kaldı ki sen işsiz gibi burada sadece gönlünü tatmin etmek, kendi inançlarını tatmin etmek için boşa vakit harcayarak kağıt üstü tanrısı yaratmaya çalışıp becerememişsin. Onu bile... Kaldı ki yaratsan bile bu ancak deist bir tanrının var olabileceğine dair bir ihtimal olur, diğer sonsuz hayali varlıkla aynı gerçekliğe sahip varlığın ihtimalini göstermek gibi. Bu bakıma tanrı, tanımsız bir ifadenin ifade edilemez halidir. Tamamen hayalidir.
Bu hayatın anlamı ne, tanrı yoksa neden yaşıyoruz, biz hayvan mıyız vb. sorular inanan bir zihnin yarattığı çelişkiden doğduğu içinde tamamen anlamsız ve hayali, şizofrenik sorulardır.
Hayatın bir anlamı yok, normal olan da bu, olmak zorunda da değil. Ölüm var. Hayatta ahiret, reankarnasyon, sonsuz hayata sahip uzaylılar olduğumuz gibi yaşam kalım üzerine dayalı şizofenik, paranoyak düşünce, inançlara yer yok. Saplantılı olan bu hayaller üzerine dayalı düşünmeye, düşünme kalıplarına şartlanmış, hastalıklı, yıkanmış zihinlerle ancak kendinizi avutursunuz.
Bir tanrı olmadığı, sonsuz tanrı tanımları olduğu için yokluğu ispatlanan sonsuz tanrı tanımlarıdır. Bir yaratıcı olması gerektiği düşüncesi insanın kendi üzerinden evrene bakarak kurduğu zihinsel bir çelişkidir. Tek bilinçli yaratıcı insandır. insan ve diğer tüm canlılar da tasarlanmışvari canlılardır. Tasarlanan değil. Evren de her an hızla artan düzensizlik, kaos var. Var olmanın bir anlamı yok, eğer insansanız ve kendinize hayali anlamlar aramıyorsanız insan merkezli evrene ve doğaya bakış açısı üzerinden. Ya da evrene öznel tanrı üzerinden bakıp analojiler yaratıp yorumlayan bir zihniniz yoksa.
Bir tanrı varsa ya da yoksa, Allah varsa cehennemde yanarsın sorular diğer hayali, gerçeklikten kopuk diğer sorular gibi anlamsız ve boştur. Buna benzer kağıt üstü ya da zihinde tasarlanan sonsuz hayali soru, analoji, varsayım, çıkarım; sözde argümanda anlamsız birer çöp yığınından ibarettir.
-
2.
05 vakit namaz kılardım bir insanın inanç sistemini bu kadar eleştirebildiğini gördükten sonra ateyiz oldum teşekkürler
-
-
1.
0allahı reddettim bin. bu nasıl uzun bi yazı
-
1.
-
3.
-1Çok uzun bin. Bunu okuyacağım sürede 37 rekat namazı peşinen kılarım.
-
4.
+1 -1Sen bir şeytansın ve benim imanımı ele geçirmeye çalışıyorsun
-
5.
+1Ateizm, bir kabuldür efendim. Düşünme ve sorgulama sonucu ortaya çıkar. Dinlerin doğru olduğunu düşünme, doğru olabileceğini ya da olabileceğinden şüphe etme hali değildir, dinlerin gerçek olamayacak kadar yalanlar, saçmalıklar, şizofrenik, hayali varlık ve olaylar üzerine kurulu olduğunu, sonsuz tanrıların da bunların bir parçası olduğunu bilmenin emin olma halidir; hiçbir şüpheye yer vermeden. Bu yüzden ne olduğunu bilen bir ateiste, dindarların kaynakları üzerinden gelmek anlamsız ve çöptür; buna sözde bilimsel uydurmalar da dahil. Önüne gelen dinsizlik ile din arasında kalma dönemini ateistlik zanneder. Aslında ateizm diye bir şey yoktur. Sadece varlığı varlık olarak ele almak vardır. Bunun dindeki ve dindardaki adı ateizmdir. Yoksa ateizm hiçbir şeydir, çünkü gerçek olan hiçbir ateist tanrı ya da diğer hayali şeyler merkezli bir düşünmeye sahip değildir. Onun için var olan, varlık bu dünya, kendisi, evren olduğu için ateistim demenin de pek bir anlamı yoktur. Çünkü bilir ki evren, sonsuz evrenlerden biridir. Sonsuz evrenlerden biri olmak zorundadır, varlık, madde merkezli bakış budur. Ve öyle ön kabulsel inançlara dayalı düşünen, kağıt üstü tanrılara sahip dindarlarca iddia edildiği gibi güçsüz değil; en güçlü bakış budur diğerlerine göre.
-
6.
0bunu okuyacağımı sana düşündürten şey neydi merak ettim
-
7.
-15 vakit namaz kılmak bunu okumaktan daha kolay aq, yılların putperestini dine döndürdün
-
8.
0evren nası olusmus anlatsana bıraz
-
9.
0@1 Düşüncelerini elinden geldiği kadar sade bir dille anlattığın için öncelikle teşekkür ederim. Lafı uzatmak istemiyorum. Ben de sana şöyle açıkça belirteyim ki gerizekalı insan topluluğu sürekli kendini kısıtladı, örn bazı şeyleri adlandirirken buna bir sinir biçti vs vs bu konuya da ayrıca değinmek istedim ama uykum var ve fazla düşünerek yazamıyorum. Sen den samimi bir cevap bekliyorum. Yaşamak için sebebin ne ?
-
-
1.
+1Doğmak için sebebin ne idi? Böyle bir sebebe ihtiyacın olduğunu düşünen sensin. Niye illaki bir sebebi olmak zorunda. Özel olduğunu mu düşünüyorsun? Dinler işte bu düşünüş, edebiyat üzerinden beslenir. Duygusal bir narsizm gibi. Her şey senin etrafında senin için tahsis edilmiş bir cennet, ya da cehennem; senin için yaratılmış bir ruh, senin için yaratılmış bir dünya, evren, sen olmazsan pek de bir anlamı yok; senin için yaratılmış melekler, çünkü hep senin etrafında amel melekleri, adeta insanoğlu etrafında koğuşlanmış mikail, cebrail, azrail v.s. Tanrı olmasa da, tanrı tanımları insanın içinde bir sahiplenilme, sevilme, benmerkezcilik ya da bilinç olduğu için sahiplenen, koruyan, kendisi gibi yaratan, düşünen, iradesi olan bir hayale ihtiyaç duyar. Çünkü insan benmerkezcidir. Bu yüzden tanrı olmasa da, yeryüzündeki en önemli şey tanrıdır. Bir şeyi önemli kılan önemli görecek bir bilince bağıldır, bu da insanoğludur. insana homo sapiens değil, Homo religiosus denseymiş aslında daha doğru bir adlandırma olurmuş. Din insanı. Biz mükemmel değiliz. Parçalanan, bozuk enzim, protein, gen, organ vb. ine sahibiz; ama bunlar birer avantaj, çünkü ölmüyoruz varlıklarından dolayı, katkı sağlıyorlar bize. Beynimiz mükemmel olmadığı için dinin, tanrı tanımlarının temeli olan düşünüşü, bir nevi idealizme, şizofrenik düşünüşe geçtik. Var olan gerçekliği kabullenemiyoruz. Matrix filmindeki mükemmel kusursuz dünya aslında insanın en çok arzu ettiği şey. Yani insan bilinci ile dış dünya stabilize değil, aralarında bir uyum yok. Bu da insanoğlunun gerçekten kopup düşler alemine dalmasını sağlıyor. Bizler bu dünya, bu evren için var olan canlılar değiliz. Evrimin ya da doğanın, bizi var eden unsurların böyle bir amacı yoktu. Din, zihnimizde oluşan bir bug gibi. Kısaca bir imalat hatası. Biz robot olmadığımız, bilinçli üretenimiz olmadığı ve olamayacağı için bu imalat hatasını düzelten de yok. Misal yemek yeme kültürümüz bile tamamen geleneksel. Aslında yediğimiz çoğu meyve bizim birer makine olan vücutlarımız için zehirli madde. Yediğimiz çoğu yemek. Kırmızı et bile bize göre değil, sadece bazı yararları olduğunu keşfettik. içi kurt, bakteri, hastalık dolu şeyleri tüketiyoruz. Et ya da meyvelerin hiçbirisi bizim için yaratılmadı, bize göre de değil...Tümünü Göster
Gelmek istediğim nokta şu hayatın iğrençliği bizi olur olmaz dinlere, tanrılara itiyor. Dış dünya gerçekliği açısından uyumsuz varlıklarız. Çünkü evrimsel birer hatanın ürünüyüz.
-
1.
-
10.
+1Müslümanların Allah'ını sadece Müslümanların kağıtlarında, yazılarında(Hz. muhafazid'in kitabı, Edip Yüksel, x y, Caner Taslaman, Enis Doko vb. nin kitabında, sözlerinde, ya da yazılarında), kitaplarında bulabilirsiniz. Müslümanların kaynaklarından sadece Allah denen tanrı tanımını bulabilirsiniz. Ve milyonlarca adet gerçek, tek, eşi, benzeri olmaz, hakiki Allah vardır birbirinden farklı tanımlarda. Bu tanımların hepsi de inanan açısından, objektif bakarsanız farklı ve saygı duyulması gereken Allah'lardır. Yine Hristiyanların Elohim'ini Hristiyanların kitaplarında, sözlerinde bulabilirsiniz sadece. Musevilerin tanrılarını sadece onların sözlerinde, kitaplarında bulabilirsiniz. Onların varlıklarının delili olamaz. Çünkü hiçbirisi de işaret edemeyeceği, hayali sınıfına giren, anlamsız, tanımsız, varlık bile olmayan bir şeye tanrı der. Ama hiçbirisi tanrı değildir. Sadece öznel inançsal paradigmalar üzerinden hakiki, tek gerçek diye savunulan ve uluslar arası misyonerlikleri yapılan, toplumlara, her meslekten insanlara dayatılan, onların da bunu kendi meslekleri içinde bir paradigma olarak savunup kağıt üstü deliller üretmeye çalıştığı anlamsız ifadelerdir.
Allah'a inanacaksanız, Kur'an'a ya da bir Müslümana, Müslüman kaynağına, sözüne illaki ihtiyacınız var demektir. Çünkü Allah'ın da pgibolojisi, sosyolojik bakış açısı, mantık seviyesi, kadın-erkek ayrımı, insana bakışı v.s. vardır. Ve bunlar tamamen insana ait özelliklerdir Müslümanların tanrısı oykırımcı, sadomanyak, pgibomanyak, pgibopat, megalomanik, sadist, narsist bir tanımdadır. Ve ona iman ederek bakmanız gerekir. Bu da şizofrenik, paranoyak, hayali bir biçimde bu tanrının her yaptığı iddia edilen sözde olayda avukatlığını yapmak demektir. inancınızı savunmak zorundasınız, çünkü inançsal ön kabullerle bakarsınız. Allah, mutlak kadirdir, o muhakkak doğrudur, o halde en doğru şekilde yorumlanmalıdır gibi. Bu bakış açısı delice bir sapığa aşık, ya da delice ufo diye şeylere inanıp, ya da devletin kendisine çip taktığına inanıp şizofrenik düşünme şekline sahip olan insanlarda da vardır. Hiçbir fark yoktur. -
11.
0evren nası olustu pekı
-
-
1.
0Evren var ve orada, evrenin nasıl oluştuğunu asla tam olarak, tam boyutuyla anlayamazsın. Öğrendiğimiz birkaç bilimsel bilgi üzerinden, bilimsel bilgiler ki matematik denen en güvenilir, kendi içinde tutarlı mantıksal dili kullanır; sen ancak bunu araştıranların bilgi kırıntısının başka insanlarca, 2.el olarak yorumlanmış, popüler haline ulaşabilirsin. O bilgi de sadece senin zihninin anlayabileceği bir düzeyde ve sığdır. Zeki değilsin, akıllı değilsin. Sadece diğer hayvanlara göre gelişmiş bir zekaya ve bilince sahipsin. Ve bununla ancak bunun içinden çıkan sembol, kavram, tanımlar üzerinden nesneler dünyasına, dış dünyaya bakabilirsin. Bu da senin, o küçücük penceren... Diğer insanlar gibi. Ve bunun üzerinden de bildiğin tanım, sahip olduğun inançsal paradigma üzerinden ancak anlamak isteyeceğin kadarını, duygusal inançlarından kopmadan, bildiğin kelime, kavram, sembol dağarcığı ile, kendi dilin üzerinden, kendi mantık ve kültür seviyen üzerinden bir şeyler anlayabilirsin. Analoji, örnekler, çıkarımlar, 2.el bilginin başka insanların kendi zihni ile açıklamaları vb. üzerinden. Ve ancak anlayabildiğin, bilişinle kavrayabildiğin kadarını. Asla hiçbir şey hakkında yeterince bilgi sahibi olamazsın. Asla her şeyi bilemezsin, bilemeyeceksin de. Bu senin seçimin değil, bulunduğun şartlar ve şansın doğal bir sonucusun. Buraya isteyerek gelmedin, isteyerek bir erkek değilsin, isteyerek insan değilsin, isteyerek bu evrende, galakside, gezegende değilsin... Sen hiçbir şeyi istemedin, ama yaşamak için bazı şeyleri arzu etmek zorundasın. Nefes almayı, yemek yemeyi, su içmeyi, kendini dış tehditlerden korumayı ve kendinin biraz başkalaşmış kopyalarını yaratmayı...
-
1.
-
12.
0yazdıklarının tamdıbını okudum bir müslümanım bütün bu cümlelerine cevap istiyor musun ? sabaha kadar yazarım eğer gitmeyeceksen.. yalnız arada sorularda sorarım sende bana cevap vereceksin
-
-
1.
0Sen bir tanrı değilsin. O zaman sana da bir sorum olamaz. Eğer tanrının varlığına inanç üzerine ön kabullere sahipsen. inanan biriysen bu konu hakkında kendi varlığım, canımı yakan keskin bıçak kadar diyeceğin her türlü örnekleme, açıklama, kağıt üstü varlıksal çıkarımlar, analoji vb. nin kesin bir dille yalan olacağından eminim. Ve dinlerin, tanrıların doğru olabileceğine dair hiçbir şüphem yok. Bu gibi hayali şeylerin var olmadığından hiçbir şüpheye yer bırakmadan eminim. Çünkü varlık değiller. Hayali şeyleri de, hayali açıklama, hayal ürünü metin, sözler üzerinden savunan hiçbir şeyin hiçbir anlamı yoktur.
-
2.
0bu cevabından sonra seninde okumadan düşünmeden anne babadan kalma müslümanlardan hiçbir farkının olmadığını anladım teşekkür ederim.. olaya tek yönüyle bakıyorsun ve karşıt fikirlere açık değilsin, bunu yazarakta olayı tamda 'aklımı bulandırma'ya getirmişsin tıpkı cahil müslümanın yaptığı şekilde. cahil değilsin bu şekilde yazabildiğine göre bir şeyleri okumuşsun yorumlamışsın buna aptallık veya körlük, at gözlüğüyle bakma isteği diyoruz okumuş cahil senin gibilere deniyor
-
-
1.
0Ben teoriden bahsetmedim. Emin olduğum kendi kesin görüşlerimden bahsettim. * Benim için din, tanrı diye bir bilgi türü yok. Sadece duygusal birer inançlar bunlar. Evrimsel açıdan zihnin mükemmeli istiyor, Matrix filmindeki mükemmel dünyaya dayanamayan insanların aksine, bu yüzden dış dünyanın soğuk gerçekliğiyle çelişen düşsel düşüncelere yönelmeyi seçiyorsun sürekli. Din bir seçim değil, yönelimdir. Evrimsel bir süreçte ortaya çıkan arıza, hata, sorun, bug... Bizler robot olmadığımız için tamir edenimiz de yok. Yaratıcı olsun istiyorsun çünkü benmerkezci bir zihne sahipsin, bu evrimin bir sonucu, öngörülemez, tasarlanamaz bir sonuç. Rastgeleliğin, belirsizliğin ürünü. Sorun bu değil... Sorun benmerkezci bir zihinle, zihnin içinde tasarlanan sembolik ve kavramsal bir dille dış dünyaya, nesneler dünyasına baktığın gerçeği. Benmerkezci, bilincinin zihninde yarattığı yanılgı, yanılsama açısından da senin gibi bir yaratıcı olması gerektiğini düşünüyorsun. * Bu anormal bir şey değil. Ama bu zihninde evrimsel hatalardan dolayı çıkan bir yanılsama.
-
2.
0Bilinç, beynin dış dünyayı simüle ederken kendi varlığını da bu simülasyona katmasıyla ortaya çıkan bir şey. Tabii bu birikimli, sonuçları ön görülemez bir evrimin ürünü. Bu sebeple dış dünya, nesneler dünyası ile zihnin arasında bir kopukluk var. Zihnin mükemmel bir dünya ile uyumlu olacak şekilde bir kopukluğa sahip dış dünyadan... Dış dünya ile zihnin uyumsuz. Çünkü dış dünya mükemmel değil. Dış dünyada mükemmeli bulamadığın için zihin içinde düşsel mükemmel bir dünya tasarlayıp inanan, inanma eylemini seçenlerin yönelimini yineliyorsun sadece. *
-
3.
0Tanrıya inanan ya da inanmak isteyen birisin. Aksine at gözlüğü sende var benim açımdan. Kendi kabullerini reddedene kadar dürüstçe dindar biri olduğunu diyebilirdin. Arada kalmış deist rolü yapma, karşında bu konuda aptal biri yok dostum. Ve inandığın her şeyin kesinlikle yalan olduğundan, senin şizofrenik inançlara sahip olduğundan eminim. Dinsizlik ile din, tanrı ile tanrısızlık arasında kalmak ancak düşünme özürlüsü aptallara layıktır. Benim için de beni bu aptalların yoluna sokmaya çalışan birisin. Din hakkında diyeceğin her şeyin yalan olduğundan, yalan olacağından, inandığın tanrının var olmadığından kesinlikle, kendi varlığım kadar eminim. Sen de, dinin de, muhafazid'de, diğer din kurucuları da tamamen yok olacak. *
-
4.
0mal ben yukarıda açıkça müslüman olduğumu belirttim zaten arada kalmış taklidi yapma derken ? ee benim bakış açım değil senin emin tavrın at gözlüğü tanımına uyuyor yavrum ben senin yazını okudum ve sana cevaplarım olduğunu söyledim fakat sen kendinden emin olan arkadaşım bunu reddettin olay açık ve net uzun yazılar yazmak aptal olmadığını kanıtlamıyor üst üste kendi kendini züt ediyorsun dostum azcık sus ve yalovaya devam et
diğerleri 2 -
1.
-
1.
-
13.
0okucam lan bunları bin, önüncü olsan bile.
-
14.
0yardır panpa yardır
-
15.
0la mal
evren nasıl oluştu ?
sen nasıl oluştun ?
hücrelerin nasıl oluştu ?
ha amk malı
herşey büyük patlamaylamı oldu ? -
-
1.
+1Eğer çok merak ediyorsan araştırırsın, cevabını bildiğine inandığın soruları neden soruyorsun?
-
1.
-
16.
0bu gece tüm dertlerinizi dinleyip çözücem gelin buraya.
-
17.
0la baktım biri değil hepsi uzun yazmış amk okumaktan vaz geçtim bastım çüküyü
-
18.
0Hayatın bi anlamı yoksa senin yasamanda anlamsız degil midir. Önce bu anlam karmagibligina son ver yada anlamsiz hayatina.