1. 26.
    +1
    şubat 2040

    "her ne kadar görevim monotonlaşmış olsada hala dünyaya içten içe acımaya devam ediyordum kayıplar 3 milyarı bulmuştu. ceset görmek sıradanlaşmış adını bile bilmediğimiz hastalıklar kurşunlardan çok can alır olmuştu. atılan nükleer başlıklar sanırım dünyanın dengesini bozmuş olmalı ki depremler bi hayli sıklaşmıştı. geçen ay karargahın b bloğu çökmüştü bi sarsıntıda. durumu daha da kötüleştiren tek şey doğu batı liderlerinin savaşa son vermek üzere attıkları hidrojen bombalarıydı. işte gerçek katliam şimdi başlamıştı. savaşı birtirmek şöyle dursun daha da alevlendirmekten başka bişeye yaramamıştı. beraberinde getirdiği zarar tahminlerin çok üstündeydi belki dünyayı yörüngesinden kaydıramışlardı ama yaşanacak kara yüzdesi % 40 lara gerilemişti.

    virüsler ayrı bi korku ürünüydü imkanı olan devletler askerlerine özel maskeler hazırlamışlardı hem radyasyon esintisinden koruyacak hem virüslere karşı koyacak özel maskelerdi. tabiki sivil halkı düşünen yoktu canı cehenneme sivil halkın önemli olan askerdi bu çağda.

    yeni düzen askerler asker üniformasını sanki kimya bölümünde deney yapanlarla değiştirmişlerdi labaratuvar çalışanlarına benziyorları. sırtta oksijen tüpü önde maske üzerinde sarı siyah koruyucu kıyafet ayakta çizmelerle askerlik tamamen yeni bir boyut kazanmıştı.

    bende o şanslı askerlerden birisiydim. zaman zaman dışarı çıkıp keşif görevi yapsamda çoğunlukla içerdeyim.

    dünyanın yok oluşunu bilgisayarımın başımdan izliyordum tek eksiğiim su yemek ve biraz içkiydi sanırım... "
    ···
  2. 27.
    +1
    mayıs 2040

    " bu ay aldığım bir haber not tutmama neden olmuştu. uzun bi aradan sonra bu cehennem savaşında bişeyler yapmak ilk defa bi kaç kişiyi öldürmek istiyordum.
    aldığımız bi istihbarata göre doğu ve batı liderleri kendi içlerinde bi toplantı hazırlayacakalr durumu konuşup ortak birer barış şartları hazırlayacaklardı. tabi bunun işe yarayacağına kimsenin inancı yoktu bu belkide sadece toparlanıp daha güçlü saldırmak için zaman kazanma çabasından başka bişey değili. bu nedenle daha önceden benimle irtibata geçmiş ülkemin gizli bir örgütüyle işbirliği yapmaya karar vermiştim. planımız basit ama etkiliydi. toplanacak liderleri eş zamanlı olarak öldürecektik bir kişiyi bile bırakmadan böylece belkide çok küçük bi ihtimalde olsa savaş sona erebilir yada yeni liderler seçilip uzlaşmaya gidilir veya en azından zaman kazanılabilirdi. toplantı yerlerinin istihbaratını almıştık bile. zaten sadece %37 lik bi toprak parçası söz konusuydu tüm dünyada.

    planımız toplantı gecesi uçaklarla buluşma yerlerini vurmak her ihtimale karşı karadan kuşatarak kaçmalarını engellemekti. yaklaşıkk 400 kişilik bir birlik seçilmiştik. ben doğu liderlerine saldırı grubundaydım şimdilik istihbarattan sorumlu olsamda gerekirse tetiğimi çekmek için hazırda bekliyor olacaktım.

    toplantı tarihi kararlaştırılmış yeri belirlenmişti. 14 haziranda yapılacaktı artık bana düşen tek şey gerekli bilgiyi toplamak ve hazırlanmaktı... "
    ···
  3. 28.
    0
    10 haziran 2040

    "uçaklara bindiğimizde çok uzun bi zaman sonra ilk defa kendimi canlı hissediyordum. maskeme ve kıyafetime hala alışamamıştım ama yeniden birlikte olmak saha görevinde olmak güzel bile denilebilirdi. belkide bu savaşı bitirmek için bişeyler yapıyor olmamdı rahatlatan beni.
    komutanımız planı anlatmıştı gayet basitti. 4 km çapında farkedilmez bir kuşatma çemberi oluşturacaktık. uçaklar vurana kadar kesinlikle hiç kimse hareket etmeyecekti. uçaklar vurduktan sonra sağ kalan olma ihtimaline karşı çember içeri doğru daralıp arta kalan her neyse onları temizleyecekti. kağıt üzerinde güzeldi ama kim bilebilirdiki olacakları. uçağın motorunun gürültüsü beni kendime getirdi tirbülansa girmiştik sanırım uçaktaki alarmlar deli gibi çalmaya başlamıştı.
    bu radyasyon fırtınasında normaldi gerçi böyle şeyler ama hala yeni yetme askerler vardı aramızda. onları avutmak istedim ama bi an sonra vazgeçtim zaten bi saat sonramız bile garanti değildi. en iyisi yalan söylememekti. uçağın alarmlarının susup normale dönmemizlede rahatlamıştım farketmeden kendimi kasmışım. nede olsa bir amacım vardı artık onu gerçekleştirmeden ölmemem gerekiyordu.
    yeniden ihtimalleri gözden geçirerek yolculuğun bitmesini bekledim."
    ···
  4. 29.
    +1
    14 haziran 2040

    " kumlarda sürünerek ilerlerken etrafıma baktım ve aslında ne kadar korkutucu olduğumuzu farkettim benimle birlikte 40 kadar adam yan yana halkayı tamamlamak için sürünüyorduk gaz maskelerimiz labaruvar kıyafetlerimiz çizmelerimiz oksijen tüplerimiz elimizde silahlarımız. düşmanımız olmak istemezdim doğrusu.bu düşünceler içerisindeyken belirtilen kordinatlara doğru sürünmeye devam ettiim. saat gecenin 2siydi. toplantı binasının ışıklarını bir süredir görmüyordum ama yinede halkayı tamamlamamız kesin emirdi bina bize ne kadar uzak olursa olsun.

    yaklaşık 20 dakika süren bi ilerleme sonucu yerimizi almıştık gece görüşünü direk gaz maskesinin üstüne birleştirmişlerdi ve çok rahatsuz edici bi sistem olmuştu. çıkarıp atmak isterdim ama bu seferde zehirlenerek ölümüm kesinleşmiş olurdu.
    daha iyi gizlenmek için yanımdaki kaya parçasının altına girdim kumlardan bir miktar eşerek. artık sadece silahımın namlusu açıktaydı ve hedefin vurulmasını bekliyorduk uzun bir bekleyiş olacaktı bütün liderlerin gelmesi bekleniyordu.

    1 saat kadar daha bekledikten sonra 3 tane jipinde yakın denecek bir mesafeden geçişini görmemizle liderlerin tamamlandığını farkettim. artık işimiz pilotlarımıza kalmıştı. beklemedeydik. 15 dakika sonra kaburgalarımızı titreten bir jet sesi duyduk sanırım geliyordu beklenen uçak. uzaklardan bir parıltı görülürdü ardından altımızdaki yer sarsıldı ve üzerimize bir kum fırtınası geldi. ardından bir patlama. ve bir tane daha.. kaç tane atmaları gerekiyordu bir bina için ve beklenenden yakındı atış mesafesi daha dikkatli olmaları lazımdı.bu düşünceler içindeyken kulakları yırtan bir jet sesi ardından inanılmaz bir patlama sesiyle 100 metle ilerimiz aydınlandı. maskenin ve gece görüşünün canı cehenneme hiç bir şey göremiyorduk ama ısı yüzümüze kadar gelmiş yakınlarımızdaki bi kaç asker patlamadan fırlayan şarapnellerle yaralanmış can cçekişiyorlardı.. o zaman anlamıştım ters giden bişeyler olduğunu düşen bizim jetimizdi... "
    ···
  5. 30.
    +1
    14 haziran 2040

    saat 3:34

    "düşen bizim jetimizdi. bu şoku atlamam için 10 saniye zaman gerekti neler olmuştu neden bizim jetimiz düşmüş daha doğrusu düşürülmüşlerdi. bombalama zannettiğimiz olayın bizim düşen jetlerimiz olduğunu yeni yeni anlıyorduk. neler olmuştu. şoktan kurtulduktan sonra ayağa kalkıp gerilemeye var gücümle koşmaya başladım daha sağlam bi siper bulmak için beni gören sağ silah arkadaşlarımda aynısını yapmaya başladı ama 2 si kalkar kalkmaz kafalarından vurularak geri düştüler. kalanlarıyla ben koşmaya devam ediyorduk. pusuya düşen biz olmuştuk topallayarak koşmaya çalışırken hiç sevmediğim ama yakından tanıdığım bir ıslık sesi ve ardından ayaklarımı yerden kesen ve 10 metre kadar uuçuran bir patlama daha oldu kendimi kuma batmış bir halde buldum saniyeler içinde bi kaç şarapnel isabet etmişti ama daha önemlisi arkamızdan düşman taarruz ediyordu. havan benzeri bir ses duyduğumda içimi bir ürperti kapladı askerlerimizden kalan 10 15 kişi karşılık vermeye çalışıyordu ama nafile. ya bir havan topu parçalıyordu bedenlerini ya bir kurşun son veriyordu mücadelelerine. ben hala gücümü toplamaya bişeyler düşünmeye çalışıyordum. patlamalar giderek artıyordu. kuşatma birliğimizin çoğu imha edilmişti bi kaç zırhlı aracımız çoktan kayıplar arasında yerini almış tahminimce ve telsiz konuşmalarına göre 400 askerden sağ kalanlar 60 70 kişi ya vardı ya yoktu. onlarda büyük bir hızla erimeye devam ediyordu.

    plan işlemişti ama sadece bize karşı düşman hepimizi silmek üzereydi bu kum kan ve barut cehenneminde... "
    ···
  6. 31.
    +1
    okuyan panpalarım biraz işim var hem hemde gözlerim acımaya başladı olursa yine yazarım gece olmazsa devam ederim okuyan panpalarıma teşekkür ediyorum yine evam edecem görüşmek üzere kalın sağlıcakla
    ···
  7. 32.
    0
    14 haziran 2040

    saat 3:40

    "bedenimde ne kadar yara varsa algılamaya çalışıyordum birbiri ardına patlayan silahlar barut kokuları aydınlanmalar her geçen saniye azalıyordu.bu direnişimizin adım adım bitmesinin göstergesiydi. vucudumda sırtımda2 bacaklarımda toplamda 4 tane şarapnel parçası vardı ama şu an için en az endişelendiğim olay oydu. bu planı neyin bozmuş bizi kimin ele vermiş olduğunu düşünürken bir yandanda nefesimi ayarlamaya çalışıp güç almaya uğraşıyordum. sakinleşmek için içimden 10 a kadar saydım ve sonra topallayan bacağımla birlikte var gücümle en yakın gördüğüm binalara doğru koşmaya başladım. nerden bakılsa 200 metre kadar vardı. normal bir asker için sorun olmasada topallayan vucudunda şarapneller olan bir asker için en az 10 dakika demekti. gecennin karanlığından olacak ben kaçarken benimle ilgilenmek yerime hala kendini korumaya çalışan silah arkadaşlarımın üstüne boşaltıyorlardı mermileri bombaları. içimde bir sızı hissettim ve daha saatler önce beraber olduğum bir amaç için bir araya geldiğimiz askerlerin katledişini düşündüm ve bu lanet savaştan bir kez daha nefret ettim. binaların çarpık ışıkları yavaş yavaş yaklaşıyordu. topallayarak ilerlerken tek el bir silan sesi duuydum ve sırtımdan ileri doğru bir irkilme yaşadım. arkamda birisi beni sırtımdan vurmuş ama çelik yeleğim beni korumuştu.. şimdilik.

    hızlı karşılık vermeliydim yoksa 2.ciyi kafama yemem içten bile değildi. hemen yere attım kendimi vurulmuş gibi yaptım. bi yandanda ne yönden geldiğini saptamaya çalışıyordum. silahımı hazırlaldım elimi tetiğe koydum ve tek hamlede arkamı döndüm ilk defa gece görüşü olduğu için şanslı saydım kendimi ve bana doğru yavaş yavaş gelen askeri gördüm. nişan aldım ve tetiğe bastım.son gördüğüm şey parçalanan bir kafatası ve saçılan kan parçalarıydı... "
    ···
  8. 33.
    0
    @54 kendim yazıyorum panpa

    @59 eyvallah panpa

    @60 çok teşekkür ederim panpam

    @61 durmadı panpa her gün yazmaya çalışıyorum

    @62 geldim panpam geldim devam ediyorum
    ···
  9. 34.
    +2
    15 haziran 2040

    "eğer bir silahınız üstünüzde mühimmatınız ve ayakta duracak kadar gücünüz varsa herhangi bir sivil eve girebilir yabancılık çekmeden kendinizi tedavi ettirebilirdiniz. hele ki sivil öldürmenin böylesine sıradanlaştığı bir savaşta. evlerine gecenin bi yarısı yaralı olarak girdiğim bir aile korkudan olsa gerek yaralarımla ilgilenmeye karar verdiler. şarapnelleri çıkartmalarını istedim ama en çok sırtımdakilerde sorun yaşadılar. diğerlerini ben çıkartmak zorunda kaldım zaten. askeri eğitimde öğrendiğim kadarıyla vücüdumdaki kegibleri diktim ve bu kegibleri sızlatacak gözümden yaşlar akıtacak kadar acı veren bir duşa girdim yıkandım.bu arada çiftte kimseye bişey söylememe konusunda anlaşmışlardı. geceyi burda geçirip sonra kendi yoluma gitmeli bu cehennemden çıkmalıydım.
    olanları hala anlayamıyordum. köstebek kimmdi kim sızdırmıştı planları düşmana

    tek sorun bizim doğuya saldıran gruptan olmamız değildi. eğer yeterli bilgiye sahiplerse batıyada saldırdığımızı öğrenmiş olmalılardı. buda bizi dünya çapında öldürülmek için aranan bir grup haline getirmişti tabi hala benden başka yaşayan varsa.
    o cehennemden nasıl çıktığıma hala inanamıyordum peşimdeki asker acele edip sırtımdan vurmak yerine kafamdan vursaydı aileme katılmıştım belkide.. eşime kızıma... belkide kötü olmazdı ama hala yapmam gerekenler vardı. duştan çıkıp çantamdaki resimlerini çıkardım ve kalan zamanımı bunu izleyerek geçirmeye karar verdim.. buradan ayrılana kadar tanrıya dua ettim bi an önce bu savaşı bir şekilde bitirmesi ardındanda beni aileme kavuşturması için... "
    ···
  10. 35.
    +1
    eylül 2040

    "mutlak ölümün olduğu cehennemden kaçışımın üzerinden geçen tam 3 ay. ve ben hala kabuslarla uyanıyordum. evini geçici olarak kullandığım sevimli çiftin evinden ayrıldıktan sonra akşama doğru merkezle iletişime geçmeye çalıştım.ilk 10 denemeden sonra pes etmiştim. ters giden bir şeyler vardı. kendimi kapı önüne koyulmuş bir çocuk gibi hissediyordum. ısrarla bi 10 kadar daha denemeden sonra merkezle bağlantı kurabilmiştim. ama anlaşılan bir şeyler değişmişti başımızdaki komutan gitmiş yerine başka biri gelmişti.

    ve bizim karıştığımız operasyonun yasal olmadığından karargahın bize böyle bir izin vermediğinden bahsediiyordu. onlara göre biz kaçak bir eylem yapmıştık ve cezasını çekmiştik. komutana içimden söverek kapattım telefonu belli olmuştu. asıl hain bu terfi huursu olmuş komutan bozuntusuydu. er yada geç ondanda intikamımı alacaktım ama henüz değildi. tamamen boşluktaydım şu an ne yapcağımı bilmiyor karar veremiyordum. tanıdığımherkes can vermişti o cehennemde ve tektim. eğer yaşayan birileri varsa onları bulmalıydım. böylece kendime bir sığınak buldum ve interneti olan güvenli yayınla konuşabileceğim bir takım aletler dizisi topladıktan sonra sığınağa yerletim ve araştırmalara başladım. ve işte bu gün bizim bölüğümüzden sağ kalan benim dışımda 5 kişi daha buldum ama sadece 3üne ulaşabildim. onlarla bir buluşma yeri ayarladık. ocakta görüşecek ve bir hareket planı yapacaktık o zamana kadar beklemede kkalacaktık ve bilgi toplayacaktık.. yeniden günlerin geçmesi için saatleri saymaya başlamıştım.. bakalım bu sefer neler gelecekti önümüze... "
    ···
  11. 36.
    +1
    ocak 2041

    "genel itibariyle kayıplar 3 milyara yakın. dünya gözümüzün önünde eriyor ve zehirleniyor. kıtlık tamamen artıp küresel bir sorun haline geldi. salgın hastalıklar patlamalardan daha fazla adam öldürüyor.su yok yiyecek yok. bütün dünya afrika gibi. artık cesetleri sokaklardan kaldırılma zahmetine bile girilmiyor. sanki bir korku filmi gibi her yer ceset her yer kan mermi kovanları. tabi nükleer başlık atılan yerler tertemiz. öyleki sadece binaların iskeletleri ayakta. sanki yeni inşaata başlamış gibi. ama tek bi farkla bu şehirlerin havasında insan tozu var.o sıcaklığın saliseler içinde toza çevirdiği insanlar uçuşuyor bu şehirlerin sokaklarında. binalar hayalet gibi eğrilmiş metal parçaları sarkıyor. arabaların sadece kalıntıları var yollarda. başka hiç bir şey yok bu şehirlerde ne uçan bir kuş ne yerde sürünen bir hayvan hiç bir şey. ademoğlu yaratılmışlar içinde en cani olanydı. kendi türüne kendi türünden daha fazla zarar verebilecek bir canlı yoktu dünya üzerinde.ve olanlar bir film gibi gelişmeye devam ediyordu. yaşanılabilir kara parçası oranı % 25ti. sonumuz çok yakındı çok yakın.gaz maskeleri olmayanlar zehir sıkılmış hayvanlar gibi can çekişerek can veriyorlardı çoğu yerde buda ölüm sayısını fırlatıyordu. radyasyon rüzgarları okyanus ötesi ülkelere bile savrulup zehirlenmedik organizma bırakmıyordu.

    sonumuz çok yakındı.. sadece beklemek kalıyordu bize.. yoldaşlarımla buluşmama 2 gün kalmıştı. onlarla buluşup neler yapabileceğimize bir bakacaktık ama ben yine ruha dönmüş gibiydim. sadece ölmek istiyordum belkide. acımı dindirecek tek el silah patlaması ardından karanlık... ama henüz değildi henüz değil... "
    ···
  12. 37.
    0
    yarın yine yazmaya çalışacam panpalarım şu aralar spordan çok yoruluyorum k bakmayın amacım hikayeyi uzatıp huur etmek değil bi kaçgüne biter zaten takipteki arkadaşlarım sizden özür dileyerek yatmaya giidyorum şimdi ama yazmadan gün geçirmemeye çalışacam. kalın sağlıcakla
    ···
  13. 38.
    0
    bu aksam yazacam panpalarim bi kac part daha gece gec yazarsamda yarin sabah okursunuz simdilik selametle.

    @78 hic izlemedim o diziyi panpa ayrica okumak istemiyosan baslik degistir cozumu basit.
    ···