binbaşı amlıyı nasıl siktim cepsli

amerika birleşik devletleri ordusunda, fbi, cia, dea'de vs. yazılı olmayan bi kural vardır. özellikle istihbarat alanında çalışacaklar mormonlardan tercih edilir. mormonlar bizim cemaat mensuplarına çok benzer. dindardırlar, temizdirler, içki uyşturucu sigara kullanmazlar. kadınları sadıktırlar ona buna vermez. (mormonlar bi de kahve içmez. ama sturbuks'ın sahibi mormondur) abd devlet sistemi vatandaşını dini kimliği nedeniyle ötekileştirmez, tam tersine kazanır. dışlamaz, ondan faydalanır.

bizde ise baş örtülü eşi nedeniyle yaş kararlarıyla ordudan atılanlar var.

yan komşum binbaşı marylou kesin mormon değildi allahtan. ziyaret sırasında bana kahve ikram etmişti.

bi elimde binbaşının ipli külodu, değeri kazık gibi olmuş gibimi sımsıkı kavramış.
lan dedim belli belirsiz. şimdi binbaşı gelse anamı giber rezil olurum.
şeytan daha da azmıştı. banyosundaki kirliliğe doğru koşturdum. kalbim davul gibi. aceleyle kirliliğin kapağını kaldırdım. elimle kirlileri deşeledim. bi külot buldum. apış arasını içime derin derin çektim.

kendi taklu donumu kokla deseler hayatta koklamam. insanlık bi garip amk

bana nereli olduğundan, ailesinden bahsetti binbaşı. (bu amerikalılar ailesinden bahsetmeye bayılırlar. kesinlikle dinleyin hatta ilgileniyormuşçasına soru sorun. hoşlarına gider)

kafam kıyak türkiyede yapılan askerlikten bahsettim. yaş kararlarıyla fişlenip ordudan atılan subayları, talimde onbaşıdan yenilen tokatları, çakma tüfek verilerek talime gönderilen askerleri, 4 aylık eğitimden sonra dağlara savaşmak için bırakılan komandoları, verilen binlerce şehidi.

sarhoştur ne yapsa yeridir amk. aniden komşum binbaşı marylou'nun karşısında zıppadanak ayağa fırladım ve bir türk askerine yakışır vaziyette topuk selamı verdim.

marylou gülmekten koltuğa yığıldı. aslında gülüncek bi şey yoktu ama binbaşı da zil zurna sarhoştu.

kafa bi milyon, sarhoşken gibişmek kadar güzel bi şey yoktur...

amerikalı binbaşıya geçenlerde darbe esprisi yapmıştım.

"george washintoculuk elden gidiyor diye amerikan ordusu darbe yapmış" demiştim de alık alık yüzüme bakmıştı. alıklığın bi binbaşıyı bu kadar ciksi yaptığını asla düşünmemiştim.

eli gibimde, benim elim binbaşının memesinde iken bana ayni ifade ile bakıyordu. evet... sonunda bir binbaşı gibecektim. ferre fantezilerim gerçekleşiyor sahtesini değil hem de gerçeğini gibecektim.

aklıma o an, nedensiz türkiyedeki darbeci subaylar geldi.

onlar başbakan astılar, bu cillop amerikalı subay bana cennet bahçelerini sunuyor.

sarhoş kafayla her ikimizde bir çırpıda anadan doğma soyunduk. binbaşının yanına, koltuğa uzandım. birbirimize sımsıkı kenetlenmiş üzüm şırası tadında öpüşüyorduk.

babam 12 eylül darbesinde üni öğrencisi iken çok asker dayağı yemiş, 4 ay mamakta kalmıştı. binbaşının memelerini var gücümle sıktım.

deniz gezmişin torunuydum ben. onun gibi amerikan 6. filosunu denize döküyor, askeri darbelerden önce izin aldıkları abd devletinin mensubu bir subayı gibiyor, intikam alıyordum. ben böle bi am hayatımda gibmemiştim gibmedim amk. nefret ve zevk dalgalarında kaybolmuş, çatır çatır binbaşı amcığı gibiyordum.

üç kuruşluk aklınla siyaset yapmaya çalışma. amerikayı kuran ingilizler izin vermese israilin ortadoguda degil devleti bir agac golgesi bile olmazdi. israil petrole bulasamaz bile. dunya petrolleri ingiliz kokenli amerikalılarda ve ingiliz sirketlerindedir.
hep satır aralarında cok bir sey biliyormus gibi bir seylerin mesajini vermeye calismissin da yemezler aslanim.
dünya sistemini kuran ve yöneten wasplardır. bu düzende israili kullanan da onlardır.

1. zeka seviyesi : düşük
2. siyaset bilgisi : düşük
3. ingilizce bilgisi : düşük
4. hayal gücü : orta

tanı/teşhis : anadolu lisesi 2. sınıf öğrencisi

hepiniz sezeryanla doğmuş salaklarsınız. evet sezeryan insanı salak yapar.

proteinsiz beyinleriniz yüzünden ağzı yamuklar size komik geliyo amk malları. bi de ceps isterler. napcan... 31 çekcen. tuuu amk senin.

entri numarası 31 ile bitene gibtiğim binbaşının 4 adet hd cepsi.

entri numarası 31 ile bitene gibtiğim binbaşının 4 adet hd cepsi.

amerikada

-kesin zenci bi karı gibin.
-illegal bi iş yapıp hapse düşerseniz kesin gibilirsiniz.
-in&out burger'den full menü isteyin. (double double)
-c.tesi geceleri bara gidin. gibişme ihtimaliniz büyük.
-türk medyasında amerika hakkında yazılan hiçbir şeye inanmayın.

artık eve yerleşmiştik. evin arka bahçesi çok büyüktü. bir pazar günü bahçeyi otlardan falan temizlerken yan taraftan, bahçe çitlerinin ardından hi sesi duydum. başımı kaldırdım karşımda binbaşı. kıçında mini şort, üzerinde askılı bi tişört memelerinin çiziği gözüküyo, kısa saçlar (ilk gördüğümde kepi vardı saçlarını tam görememiştim). selam verdim. ama aniden karşıma çıkan bu güzellik karşısında elim ayağıma dolaştı ama belli etmemeye çalıştım. aklıma hmen binbaşının o muhteşem zütü geldi.

binbaşı da bahçesini temizleyecekti. aman dedim şansa bak. şimdi binbaşı bahçe ile uğraşırken domalacak, o süper zütü görecek ve 31 malzemesi yapacaktım.

lan şu amerikayı çok seviyom.

hava kararmak üzereydi. elimde çorba kasesi ben komşumun kapısında, yalan değil birazcık elim ayağım titriyor.

kapı açıldı. binbaşı belli duş almış, saçları ıslak bi elime bi bana şaşkın şaşkın bakıyo. get well soon dedim ve biz türklerin hasta komşularına çorba zütürdüklerini, türkler arasında komşuluğun çok önemli olduğunu vurgulamaya çalışırken bana "öyle kapıda dikilme. gir içeri" dedi. elimin titremesini durdurmaya çalışırken içeri girdim. binbaşı bana yer gösterdi. kaseyi ona uzattım. çok teşekkür etti.

kız arkadaşım 3-11 vardiyesinde evde yok.

binbaşı bol bir elbise giymiş, sutyen var yok pek belli değil, armut kenarı zütü muhteşem.

aklıma hemen türkiye geldi içgüdüsel. lan dedim türkiyede değil binbaşı gibmek, hayal ederek 31 çekmek bile büyük suç. kendimi toparlamaya heyecanımı yenmeye çalıştım hemen.

amerika özgürlükler ülkesiydi. general bile gibsen suç değil amk.

yaşadığım şehirde army base vardı. binbaşı marylou orada çalıştığını söyledi. ben yaptığım işten bahsettim. havadan sudan laflamalar falan. çorba için tekrar teşekkür etti. ben gene türk örf ve adetlerinden bahsettim. o benim gibi bir komşusu olduğu için şanslı olduğunu söyledi. hemen şımarıp ben de sizin gibi bi komşum olduğu için çok şanslıyım dedim.

amerikada komşu ziyareti pek olmaz, olursa da uzun olmaz. müsaade isteyip kalktım.

binbaşı beni kapıya geçirirken o harikulade perfect züte baktım bakacağım kadar. 31lik malzeme edindim bi güzel. o gece binbaşının zütüne gözümün önünde 31 çektim.

ertesi gün kapım çalındı. karşımda üniformalı binbaşı. aniden istemdışı korktum. ne de olsa türküm amk. kapıda üniformalı görmek türkiyede hayra alamet değildir. toparladım hemen kendimi. marylou'nun elinde bi anahtarlık. iki gün evde olmayacam. kedimin mamasını verebilir misin? dedi. tabii dedim. birlikte evine gittik. bana kedinin mamasının yerini suyunu püsreğini, acil bi durumda aranacak veteriner numarasını falan verdi.

evcil hayvanlar abd de kocadan, çocuktan daha önemlidir.

yarım saat sonra ikinci şişe açıldı. kafalarımız milyon gibiydi. her şeyden bahsettik. daha çok binbaşı soruyo ben cevaplıyordum. türkiyedeki ilginç gelenekleri sordu. düğünlerden, dini bayramlardan, boğazlanan koçlardan (her petsever amerikalı kurban bayramından nefret eder), sünnet törenlerinden bahsettim.

dinleyen kadına her erkek biter. ne öle amk türk kızları cak cak. yok behlül yengesini gibcekmi, yok fb gs yi yencek mi, yok moda yok anasının amı.

bana sünnetli olup olmadığımı sordu.

evet dedim. sünnet oldum.

konu öle böle yarağa gelmiş, içimde binbaşıyı gibme umudu belirdi.

binbaşı ve gibmek kelimelerini ayni cümlede kullanırken, şu an korkuyorum, elim ayağım hafiften titriyor amk. nolur nolmaz. türkiye burası.

http://inciswf.com/capsverpi%C3%A7.swf

hızlı yaz diyen panpalara... eşek gibmiyoruz koskoca binbaşı gibiyoruz amk.

ya sabır...