Uzun zamandır takip ediyorum, yeni kayıt olabildim. Evet ben bir erkeğim. Amk geyi diye söylebebilirsiniz. Ne derseniz diyin amk gibimde değil. Bu başlık cugu rekoru kırmasada çok cugu alır yada bunlardan hiçbiri olmaz. Anlatacağım hayatımın özel kısımları burda tanınmayacağım için rahatça anlatacağım. Herneyse pdr. Okuyorum(pdr ne ak). Adım selim. Size hayatımın dönüm noktasını ve gelişmelerini anlatacağım.

- - YIL 2009 - -

13 yaşında bir erkel çocuğuyum. Ahmet isimli çok yakın bir arkadaşım var. Hatta o zamanki piskolojimden başlamalıyız belki de, ergenliğe gireli 1 yıl olmuş, artık haz ne demek biliyorum. Biraz da kekoluktan uzağım sanırım. Kısacası karı istiyorum kaynar suyu gibesim var yani. Yahut çok. O zamanlar kendi zevkime fazla önem veren birisiydim. Anlayın artık ne dediğimi amk. Ahmet çocukluk arkadaşımdı.

A:ya yannanın
B:(güldüm) evet
A:kıskandım
B:dolayımmı boynuna
A:sg amk

Bundan sonraki zaman diliminde hergün birlikte ne olursa konuşup güldüğümüz kafa dengi olan iki panpa, 15 dklık yolun 10 dksını sessiz sedasız yürüyerek geçirdik.

O zamanlar 3310 ları bilirziniz. O işte. Anlatılacak pek bişey yok bu konu hakkında. O zamanın modası tikiler, depresif şarkılar. ( tripkolik - gözlerinin yeşilini özledim ). Bi kaç gün okul çıkışına gelmedi. Mesaj attım, konuşmanın başlangıcı burdan oldu.

B:nerdesin amk kekosu yaşıyonmu?
(bikaç saat sonra)
B:lan Ahmet gibexem bak söyle noldu kim gibtş
(o günün sabahı oldu, okul vakti geldi, hala cevap yok)

Okula gittim, saatler geçti, 3. Dersin tenefüsünde yeter ak diyebildim. Yürümeye başladım sınıfına doğru. Sırasında tek başına oturup defteri karalıyodu. Yanına gittim lan yorrak kafa diye bağırdım. Suratıma gelinlil giydirilip 3 zenxi tarafından gang Bang yapılmış ve daha sonra çalılıklara atılıp torbacılartarafınsan bulunup bi tecavüzde onlardan yemiş gibi suratıma bakıp bunaltma beni dedi. Sesi sanki boğazına kadar papiş yannanı yemiş gibiydi ve tizdi. Ağlamaya başladı. Güççük bir erkek çocuğuna trip attı ce ben giberim la tribini tribine trip deyip sınıftan çıktım. Ahmet yaklaşıp 1,5 hafta konuşmadık, cs ye gitmedik. Beni morali sifur siffur sifurr du. Yavşak gibi başka adam bulup beraber csye gidecek biri de değildim. Tekrar bi sabah saçıma limon sürerken 3310 um titredi. Ahmet yazıyordu.

Sorun değil, iki kişide yeterli.

Eve geldik, yemeği ısıtma faslı, sıradan durumlar. ilk defa gelmiyordu sonuçta. Yemeği yerken kaçamak bakışlarını gördüm, sanırım, içinde birşey, bir şekilde yumru vardı. Gözlerinde biraz korku görmüştüm çünkü, hayal kırıklığına bağlı bir korku. O zamanlar pek algılayabildiğim bir durum olmadığı açık. Yemeği yedikten sonra tuvalete gitti. Tabi içimden şimdi tıkar amk ayısı dedim. Bende su almaya mutfağa gittiğimde, hıçkırık sesini duydum. Pek bişey çalıştığımızdan değildi de, ders çalışıyorduk, bilirsiniz. Sorgusuz sualsiz tuvalete girdiğimde onu sıçar pozisyonda ağladığını düşünürken osbir çekerken ağlıyordu tek ayağı da kılozetin içindeydi diğer ayağıda lavabonun içindeydi bi eli burnunun içinde diğer elide malum Elizabeth. Neyse şaka bi yana tuvalete girdim baktım ağlıyodu. Göz göze geldik, özür dilerim diyerek sarıldı bana. Arkadaşça. Öyle olmalıydı, değilmi, çocukluk arkadaşımın beni gibecek hali yoktu? Evet, bu arkadaşça idi.

B:lan noldu amk
A:benim bir demem gerekiyordu ya hani, o oldu.
B:ya giberim şimdi senin kelime oyununu açık söyle şunu
A:selim seni seviyorum.
B:(ilkten geymisin amk salağı diyecektim ama p anlamda demediğini düşünüp zaten kötü halde üzmemek için şunu dedim) bende seviyorum olum arkadaşız, kardeşiz işte küsmedik. Bu kadar büyüteceğini bilsem hiç küsmezdim.

Orda aslen arkasaşlığı kast etmediğini anlayamamıştım. Dersimizi çalıştık, telefonunun çalması ile yola koyuldu. Gün böyle bitmişti, o günümüz en azından.

Önce şaşırdım, bakmakla bakmamak arasında bile kaldım. Heyecanlandımiğığı dahi söyleyebilirim, bundan sonra ise;
A:öd kanka gel barışak, öğlen bizim mekana gel

Hiçbirşey yazmadım, affetmiş gibiydim, sanırım. Garipti. Arkadaşlık gibi değildi, kardeşlik gibide. Bilmiyordum bende. bi zamana kadar en azından. ... "mekan" diye bahsettiği yer inşaatın altına koltuk koymuştuk orası (kılagib tırrek mekanı.)
inşaat duvar şeysileri olduğundan içerisi görünmüyodu rahatlıkla karı atıp severdin. Bulunduğumuz semt gereği, fazla kalabalık değildik. Ben ise çok heyecanlıydım ders boyu. Çıkışta biraz kapının orda bekledim beni görmemesini sağladım çünkü o giderken zütüne bakıcaktım. Şaka amk. O gittikten sonra gidecektim. Sonra çıkto vu kapıdan veni görmedi bende peşinden gidiyordum ama bi farklılık varsı?
Bizim tırrek ahmet dayak yemiş fibi kafasınk eyip sallana sallana yürüyordu. Ce hiçte mutlu gözükmüyordu. Neyse girsi mekana oturdu koltuğa. Sonra bende koşa koşa girdim benim adımlarımın sesini duyunca önce irkildi sonra baktı beni görünce karı gibi gözleri doldu amk salağının kalktı ayağa kardeşimmm özür dilerim diyip sümüklüce ağlamaya başladı dedim çek şu sümüklerini giderim ha tamam dedi oturduk öyle. Arkadaşlıktır, çocukluk arkıdır, masumdur bilirsiniz. 2 hafta özlem ölüm gibidir. Geçtik koltuğa işte özür diledi
A:ya belki yeri değil ama sana bişey söylemem lazım, o yüzden böyle davrandım.
B:ee olum ne duruyon söylesene amk?

(şarkı önerisi ; papi chulo)

A:ciddiyim ben
B:ben değilim:d

O gün o konu hiç açılmadı, belki de konuşulamalıydı. Ama o günü bozabilirdi, belkide bozamazdı. Bilmiyorum. Konuştuk bayağı, en son 3310 umun titremesiyls kendime geldim, dağıldık. Küçük bir erkek çocuğunun yaptığı gibi, aile baskısı. Ders. Ders. Ders. Ondan sonraki gün okulda tenefüslerde Ahmet ile konuştuk. Annem ve babam memur. Bazı günler annem benle ilgilenir bazı günler babam. Önceki günün akşamında annem beni arayıp gelemeyeceğini işi çıktığını söyledi. Babamda gelemeyecekmiş. Dolapta yemek varmış anlattı annem. Tabi aklımdan fırsat bu fırsat ahmeti eve atmalıyım diye geçirdim. Şaka amk.d
Çıkışta bu aklıma geldiğinde Ahmete :

B:ödevin varmı
A:evet ya gibtir eeeeet
B:tamam önce size gidiyoruz kitaplarını alıyorsun (durdum meraklansın diye)
A:ee?
B:ev boş seni eve Atacam.

Evine girdi, izni aldı bikaç saat diye söylendi. Öğle idi zati. Gülerek evin yolunu tuttuk.

(Şarkı önerisi: papi chulo)

Çocukluk daha, birşey söylemezsiniz. Aklınızdan öyle her türlü cinsel fantezide geçmez. Benim bi tarafım bunu kabul etmedi, geldi sessizce dibimd yaklaştı, ağladı gene karı gibi ak salağı. Bende durdum öyle, gözlerine baktım, gibi kalkmıştı orpspu çpxunun ama farketmemiş gibi yaptım ve bundan mutluluk duymuştum. Bazı şeylerin farkına varmıştım,en azından öyle sanıyordum. Kafasını kaldırdı nefesi boynuma ilk defa böyle keskin ve acı gelmişti. Yanağıma hafif ve sakin bir öpücük kondurdu. Bi yandan kendime nabıyon beynini gibtiğimin salağı erkeksin sen dedim ama diğer yandan da zevk almıyor değildim. Arkadaşça mıydı? Tabili hayır. yannan istiyordu bildiğin. Tepki vermediğim için teşekkür etmişti belli ki. Ama ona göre arkadaşlığımız bitmişti. Aynı duygulara sahip olduğumuzu sanıyordu. Onu kaybetmemek için birşey demediğime. Aslında kobrayı çıkarıp ağzına veresim vardı ama yapmadım. Ben kalktım, Oda kalktı. Hiçbirşey demedik o saatten sonra. Sadece kulağıma seni seviyorum diye dediği an yankılandı. Defalarca. Defalarca. Defalarca... "seni seviyorum". Eve girdiğimde daha uyanmamışlardı, gözlerim kıpkırmızı bir şekilde yatağıma yattım, çünkü ona göre bütün arkadaşlığımız bitmişti. Ne kadar arkadaşlık ise, o kadarı işte en azından. Bi kaç saat sonra annemin yanımda yarım yamalak birşey söylediğini hatırlıyorum. Hasta olduğumu belirttiğimi, aciz bir ses ile. inanacağı kadar aciz.(nasıl olsa türkler bu okula gitmeme konusunda mastır yapmıştır yalanmı?) para bırakıp çıktığını söyledi, büyümüştüm sanırım. Para bırakmalar? Ama bunu Düşünemezdim şimdi, düşünemedim de çünkü, fazla kırılgandım. Duygusalda diyebilirsiniz. Tekrar gözlerimi kapattım, acıyorlardı.

[şarkı önerisi (bi panpamız değiş yazmış ama bundan iyisi bulunmaz) papi chulo]

Dinlemeniz beni gerçektende mutlu ediyor, bilmenizi isterim. Kahpelik ve kişisizlik gay lik ile ilgili değil karakter ile ilgilidir. Bana ne kadar öngörülü yaklaşsanız bile.

Aklımda o an düşündüğüm; kalk ahmet gibişek lafı, ben de hepsi yalan olmuştu. Beynimden bir ateş vücuduma doğru yayıldı. Sanırım yannan istiyordum. içim titremişti. Ahmet bana tüm yakışıklılığıyla bakıyordu. Ve kırmızılaşmış gözleriyle. O karizması ve güneşte parlayan adidas eşofmanlarının fosforu... Gözümü gibiyordu o fosforlar ama olsun... Değerdi. Yavaş bi şekilde yanıma oturmak için eğildi ve sırtı açıldı ve çatalı göründü. içim geçti ama belli etmedim. Tam yanıma oturdu ve omzuma yaslandı bende yukardaki başımı onun yukarıdaki başına yasladım. Konuşmayaşı başlattı :

A: cevap ver bana
B: kötüyüm
A: yapma, dayanamıyorum

Bu 3 cümle 2 dakkada zar zor oldu. Çok zor konuşuyorduk. Boğazımda bi yumru var dı, düğümlenmişti.. Ve "ben de" dedim... Başını çoktan kaldırmıştı (yukardaki) yüzünü yaklaştırdı o yaklaştırdıkça sıcaklığı yüzüme vurdu, hayatımda bu kadar hızlı nefes aldığımı hatırlamıyordum. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Burnu yanağıma deydiğinde dudağımız çoktan bir olmuştu(hay gibeyim dediğinizi duyar gibiyim beyler ama hikaye böyle :(( )
Sadece öyle durduk sonra benim hıçkırmam la olaya müdahale oldu ve içimden hangi orpspu çocugu beni söylüyor lan diyerek geçiştirdim. Defalarca özür dilerim diye seslendim.

Öğlen vakti uyandığım zaman yavaş yavaş her şeyin anlamsızlaşmaya başladığı zamana geliyorduk. Artık daha depresif ve kahrolmuş bir haldeydim ve bir şeylerin farkına varıyordum. Okula o günden sonra hiç gitmedim, mekana da hiç uğramadım. Karne almamız gereken gündü, bilmiyordum. Kafam karışmıştı. Onu son kez bu şekilde görürsem, bilmiyordum. Şimdi bi anda üstüme atlayıp gib beni selimm demesinden korkuyordum. Sonra gitmiş bulundum. Klagibtir. On saat bekle amk ondan sonra herkesin ismi çağır al karneni yüzün düşsün sonra eve git rocky father's kapıda karşılasın ve arkada dıı dıdıdıı dıdıdııı dıdıdııığğğ raki müziği. Neyse ahmetle karşılaşma korkusu vardı. içimde garip bir his le 5 dakka geç çıkmak istedim. Yapamadım. Eve gidecektim ama lanet olası ayaklarım her sene sonu buluşup cs ye gittiğimiz mekana zütürdü beni! Gittim koltuğa oturdum. YiNeHeRTaRaFTaöLüMSeSSiZLiĞiVaRDı. (gözünüz gibilsin biraz)
Bir hafta önce burada yaşadığım sabahı hatırladım. Ellerim titredi, gözlerim doldu. Karşıma çıksa hadi Ahmet soyun gibişelim diyecektim ama yoktu işte. Bunları düşünürken kafamı kaldırdım ve irkildim.

Şarkı önerisi : papi chulo

O zamanlar yılın sonuna geliyorduk, havalara açılmaya başlamıştı. Üşüdüğümüz mevsiz geride kalmıştı yanii. Ve o yılına geçişinde yannanım da büyük oranda değişim başlamıştı. Keko olmamamdan mütevellit kendime bakıyordum. Zevk konusunda da. Pek dindar bir ailede yetiştiğimi söyleyemem. Ama o zamanlar dahi, gerçekten yaşıtım olan kızlarda hiçbirşey bulamıyordum. Galiba olgun seviyordum. Birçok erkekde olduğu gibi, aşık olanlar. Sevdiğini söyleyenler. Çocukluk aklı işte, bilirsiniz. Ahmet ile artık konuşmalarımızın saminiyeti artmış olmalıydı ki, zaman içinde birbirimizin yannanına göz koymaya başlamıştık. Meraklı sorular. Sadece bu. Arkadaşça, değil mi? Öyle olmalıydı. Okulun kapanmasına 1 haftalık bir süreç kalmış, önemli değildi artık okul yanii. Mekana gittiğimiz o son haftalarda, havalar açılmış. Sabahlar heryer hala durgun. ikimizde döner ekmek alıp mekana geçtik koltuklara yerleştik. Tek garip olan durum ise sabahın 6 sı olması idi. Haliyle sokaklar tamamen boştu. Bi şekilde ölçüp biçip o saatte çıkıp gitmiştik oraya, önemli birşey olduğunu söylemişti. Öyle olmalıydı zaten. Yoksa gibsen sabahın altısında kalkıp gitmem. Döner ekmekle ayranı aynı anda bitirmeye çalışırken iki arkadaş saçma sapan konulardan konuşuyorduk.

A:selim
B:Ahmet
A:selim
B:Ahmet
A:selim
B:ananın amı
A:ana bacı girme aklınk giberim
B:(güldüm) tamam tamam
A:şey dicem sana
B:ha
A:liseye geçtim ya ben hani
B:ee
A:sende daha ortaokullusun amk veledi zaaaa
Diyip kahkaha attı bin
B:yarak kafa
A:tamam kanka kızma şeyi dicem asıl biz nası görüşcez okulda
B:harbi amk

Bi süre üzüldüm, sonra espriyr bağladım
B:desene kurtuldum senden
A:(güldü) bak seneye benim okula geliyosun kaçarın yok
B:tamam tamam :d

Sabahın 6sında orda olduğumun sebebini hala öğrenememiştim.

Aslında o gün, o saatte her şeyin değiştiğini tam olarak anlayamamıştım. Yanii, sanırım. içini dökmeye başlamıştı. Oturuyoduk öyle çürümeye yüz tutmuş koltukta. Karga sesleri geliyordu, güneşin daha yüzümüze vurduğu kısmı görmeye, daha 5-6 saat vardı.

A:bak lafımı bölme bişey anlatacam
B:ben pekeke değilim kanka merak etme sen
A:(önce güldü, sonra konuya girdi) bak ben seni buraya birşey için çağırdım, söyleyince arkadaşlığımızın biteceği, ya da daha iyi olacağı bi durum.
B:fifti fifti diyorsun yani
A:aynen öyle. Aylar önce size geldiğim günü hatırlıyorsun, ağladımı, sana sarılarak özür dilediğimi?
B:aynen karo gibiydin o neydi öyle amk
A:iyiki böyle dedik amk
B:(güldüm) tamam tamam devam et
A:neyse o günü ve özellikle (dedi ve durdu yüzü garip bi ifade sarmıştı arkadan bi anda yannan yemiş gibi kaldı öylece) seni sevdiğimi.
(bölmek istemedim ama aklımda o an amk geyi diyesim vardı)
A:ben, dayanamıyorum, hep yanlış olarak gördüm ama selim, (sesi titredi) seni seviyorum.

(şarkı önerisi : papi chulo)

her entrysini böyle misillersen yannanını boynuma dolarım hadi risk budur

lan güldürdün öğlen öğlen :Dd

Korkardım ben, doğru olan şeylerden, güzel şeylerden. Hepsi biterdi çünkü. O an beni ilk defa öptüğü an gibi. Yaz tatilinin de gelmiş olması gerekçesiyle daha iyiydi herşey. En azından okulda giderdiğimiz hasreti artık hergün elini tuttuğumda yineliyordum. Amcalar bize tuhaf tuhaf bakıyorlardı ama olsundu. O gün orda kaç saat oturduk inanın hatırlamıyorum ama tek bildiğim ona sarılarak uyuyacak kadar fazlaydı. Sessizce ikimizde uyandık ve kalktık gittik. Bi hafta böyle geçti. Bulunduğumuz durum çok gibko bi durum olsada olsundu. En azından bana öyleydi. Fazla utanıyordum. Ten tene değince küçük baş havalanıyordu ama belli etmiyordum henüz. Kız olup el tutuşsak nryse kızdır aşkım böceğim derler ama iki erkek öyle olunca... Bi hafta bittikten sonra insanlar ısınıp tatil moduna girdiğinde bizde artık arkadaşlığımızın süregelen zamanlarında yaptığımız muhabbetleri ekgibsiz ve aynı şekilde devam ettiriyorduk. Tel fark bazen gözlerind baktığımda ağzına veresim geliyordu o kadar. Annemlerin evde olmaması işimize geliyordu, yalnız kalmamam için ahmet hep yanımdaydı.
Çocukluk arkadaşı sonuçta, ailelerde bilir. Nerden bilsinler iki erkek çocuk birbirini gibecek. Geceleri hep aynı odada uyurduk. Aynı kulaklıkta müslüm babayı dinlerdik. Garip olan ise gibim öyle çok kalkmıyordu,ara sıra temas olunca. Alışmaya çalışıyordum.

Yarım bırakmak gibi bir gayem olmadığını belirtmek isterim, bırakmayacağımda, sadece telefonda oldugum için bir yaz on sil oluyor geç geliyor

O sabah yemeği yediğimiz zaman diliminden sonra huzuru bozan ahmet in telefonunun çalması idi. Açtığında telaşlı bir ses geldiği anlaşılıyordu. Arayan annesiydi, abisinin astım hastalığı geçirdiğini ve hastaneyd gittiklerini söyledi... Ahmet in gözleri doldu ve ilk otobüsle hastaneye gitmek için yola koyuldu. Gelmemi istemedi, kötü hissettim. Dedim ya, güzelliğe ve doğruluğa karşı endişeli bir tavır takınırım. Duvar gibi, çünkü hepsi biter, eninde sonunda..

Burada mısınız ha(şapkalı)la(şapkalı)

birkaç şeyi açıklığa kavuşturmam gerektiğini farkettim. sevginin her türlüsüne saygım var, sizin de olmalı. çünkü sevgi kalıplaşmış bir şey olamaz, bir insanın hissettiklerini kalıplaştıramazsınız, bir kızın erkeği yahut bir erkeğin kızı sevme gibi bir gayesi yok. evet dinlere saygım var, bu yönden öyle. ama neye inanırsanız inanın, başka bir insanın inanıp inanmamasını umursamayarak ona sizin dininize aykırı olduğunu sert bir dille belirtirseniz o da size "banane senin inandığın dinden?" gibi bir tabir kullanacaktır, çünkü bilinçsiz yaklaşıyorsunuz. eğer ki ben burda başka bir erkeğe karşı pişman olmadan bir his besliyorsam, ve inandığınıza göre bu yanlış ise, bu yine benim sorumluluğum olur.

sevginin kalıplaşamayacağını unutmamanızı diler, okumaya devam edeceğinizde bunu aklınızda bulundurmanızı rica ederim. Haruniye Abla demeniz beni üzüyor ama beni gerçekten dinleyenler için devam edeceğim.

Beyler başka misilleme başlığı
( 30 günde göbek yapmayı anlatıyorum)
( kocamdan tiksiniyorum)