bill hicks

Dünya hayatı, lunaparktaki oyuncaklara binmek gibidir. Devam ettikçe zihninizdeki güçlü etkisi nedeniyle gerçek olduğunu sanarsınız. Yükselir, alçalır, daireler çizersiniz. Heyecanlandırır, titretir, rengarenktir, gürültülüdür, eğlencelidir... ama kısa bir süre için. Uzun zamandır bu gezintide olan insanlar sorgulamaya başladılar:
- "Bu gerçek mi? Yoksa sadece bir gezintide miyiz?"
Ve aralarında cevabı hatırlayan diğerleri, bize: "Üzülme, korkma sakın, çünkü bu sadece bir gezinti." demek için geri geldiler ve biz bu iyi adamların hepsini... "öldürdük" ve etrafa saldırmaları için şeytanları serbest bıraktık:
-"Hey susturun onu! Bu gezintiye çok yatırım yaptık, susturun! Hayat kaygısından yüzümde oluşan kırışıklara bakın, büyük banka hesaplarıma bakın, aileme bakın! Bu, gerçek olmak zorunda!"
Bu sadece bir gezinti ve bunu istediğimiz zaman değiştirmeye gücümüz var. Sadece bir tercih meselesi: sevgi ve korku arasında.
Korkunun gözleri kapılarınıza daha büyük kilitler vurmanızı istiyor: Silahlar satın alın, kendinizi dünyada olup bitene ve gerçeklere kapatın. Sevginin gözleri ise, aksine, hepimizi bir olarak görmenizi istiyor. işte dünyayı daha iyi bir gezinti adına değiştirmek için yapabileceğimiz seçim. Hemen şimdi.

Idolüm . Peygamberim . Tanrım .ruhun şad olsun .

Bill Hicks. gerçekten aydınlanmanın mizahla yapacak enstantane birey. örnek, ilham alınabilecek ve gerçekten farklı yapıda

"medeniyetimizin tolare ettiği iki tür uyuşturucu var: kafein, pazartesiden cumaya sizi enerjik tutması için ki toplumun yeterince çalışkan bir bireyi olun; ve alkol, cumadan pazartesiye, ki sizi içinde yaşadığınız hapishaneyi fark etmemeniz için yeterince aptal tutsun"

"uyuşturucunun yasal olmamasına seviniyorum. çünkü bir gün bir kez kullandım. ve bana ne oldu biliyor musunuz? Yeşil bir arazide 4 saat boyunca "aman allahım! var olan her şeyi seviyorum" diyerek takıldım. bu tabi ki ülkelere zararlı bir tutum. yoksa hepimizin, insanlığın bir olduğunu anladığımızda silahlanmayı nasıl haklı bulabilirdik?"

"yaşamımızın, doğumumuzun karşılığını ölerek ödüyoruz. dolayısıyla ikisinin arasındaki her şey serbest olmalıdır."

you see, i think drugs have done some good things for us. i really do. and if you don't believe drugs have done good things for us, do me a favor. go home tonight. take all your albums, all your tapes and all your cds and burn them. 'cause you know what, the musicians that made all that great music that's enhanced your lives throughout the years were rrreal fucking high on drugs. the beatles were so fucking high they let ringo sing a few tunes. bill hicks

chomsky'nin taşaklarıdır kendisi. arizona bay yurdun adı, bill hicks kurdun adı! auuuuuuvvvv..

komedyen kılığında peygamber amk yedi entry girilmiş bi de george carlin falan denmiş

ben napıyom ya sanki yedi sayfa entry olsa nolcak gibeyim neyse

george carlin'in yerini tutmasa da zeki bir adama benzettim

Hislerimiz vahşileşiyor ve aklımız duruyor. Bayrak yakma sözkonusu olunca aman Tanrı'm, bu bazı gibtiğim bastırılmış duygularını açığa çıkıyor. [Sinir krizi geçirerek:]
-"Bayrak! Bayrak! Bayrağı aşağılayamazlar!
Böyle demiyorlar tabi, şöyle diyorlar:
-"Eğer şu dingil o bayrağı yakarsa, muhtemelen hapse girmesine gerek kalmaz!"
Oldukça duyguları yıpratıcı değil mi? [Telaşlı, tedirgin, üzgün hareketler ile]
-"Hey ahbap, bir şey diyeceğim... benim babacığım bu bayrak için öldü!"
-"Gerçekten mi? Ben benimkini satın aldım... Kmart gibi marketlerde satılıyor. Üç dolar."
-"Benim babacığım bu bayrak için Kore Savaşı'nda öldü!"
-"Ne tesadüf, benimki de Kore'de üretilmiş."
gibtiğim bayrağı için ölmedi o, bu sadece bir kumaş parçası. Baban bayrağın temsil ettiği, asıl özgürlüğün bu gibtiğim bayrağını yakmak olduğu, şeyler için öldü

tüm hristiyanlar isa'nın geri döneceğine inanıp haç takıyolar.siz isa olsaydınız tekrar haç görmek istermiydiniz?

eğer kısa bir süre için bile olsa cnn haber başlıklarını izlerseniz bu yapacağınız en depresyona sokucu şey olur! "savaş, kıtlık, ölüm, aids, evsizlik, ekonomik durgunluk, ekonomik kriz, savaş, açlık, ölüm, aids... " sonra pencereden dışarı bakıyorsunuz..[cırcırböceği sesi çıkarır]: "tüm bu taklar nerede oluyor birader?" dersiniz. bu takların hepsini ted turner uyduruyor! jane fonda onunla yatmayınca hemen daktilosuna koşuyor: - "en geç 1992'ye kadar hepimiz aids'ten öleceğiz! bunu canlı yayında okuyun. ben düzüşemezsem, hiç kimse düzüşemez!" demek istediğim, jane fonda'ya söylüyorum: "şu adama versen de birkaç güzel haber de duysak, lütfen?"

okuyun dıbına koduklarım adam ne de güzel laflar etmiş ders alın azcık !

george carlin'den sonra en daşşaklı adamlardan bu bin. bundan da iyi incici olurdu.

ccc üşüyoruz bill reyiz ccc

edit:

george carlin yanında tak yemiş, tanıdıkça daha çok seviyosun adamı amk.

huzur içinde uyusun büyük reyiz.

http://www.incicaps.com/resimler/bill-hicks.jpg

aylar sonra damar edit:

söyledikleriyle yaşadıkları birebir örtüşen cesur bin.

kendine karakter seçip onu oynamadı hiçbi zaman, ne düşünüyosa çekinmeden söyledi.

yuhlandı, sahnedeyken kafasına şişler fırlatıldı, barlardan kovuldu, dayak yedi ama geri adım atmadı.

yurdum insanı tanımaz, tanısa da bi gib anmalaz, anlasa da sevmez.

son şovunda sebebini söylemeden şakayla karışık "bırakıyorum bu işi" dedi, rage against the machine eşliğinde kaldırdı orta parmağını ve gitti.



karşılıklı sigara yakıp sabaha kadar din felsefe politika tartışılcak abi figürüm amk.

keşke ölmeseydin de karşılaşsaydık lan, bi billy connolly bi george carlin kadar yaşasaydın. ama uymazdı karakterine.

all my heroes are dead demiştin, artık sen de another dead herosun büyük reyiz.



cennet var olsaydı şimdi sigarasını yakıp hendrix'in harp solosunu dinliyo olurdu.

All my heroes are dead amk.

http://www.incicaps.com/resimler/bill-hicks.jpg

play from your fucking heaaaaaaart