ben size sistemi anlatıyorum. insanların bugüne kadar sürekli programlandığını.

sende programlandın tabiki, ama bunu değiştirebiliriz.

dıbına koduklarım, insanlar artık bi bilgisayar gibi, onları kontrol etmek hiç olmadığı kadar kolay.

mesela 1 saat televizyon izlediğinde mal gibi olmuyor musun?

sahip olduğun zekayı bile kısıtlıyo huur çocukları. önce yaratıcılığını kesiyolar, sisteme uyum sağlaman için.

sistem dediğimizde, başını kaldırma, senelerce oku, evlen ve gibtirgitin kısaltılmış hali.

burda 1 tane adam ben varım desin, 50 sayfa anlatırım.

okumayın huur çocukları.

hepinizin okumasını isteseydim, 'kız tavlama' diye başlık açardım.

okuyanı gibsinler

kurtulalım bu durumdan kurtululalım boş insan olmaktan takipteyim

"ne kadar sıkıcı olduklarını. peşinde gezdiğin dişilerin ne kadar sıradan olduklarını."

ders çalışman gerektiğinde neden çalışmadın bilir misin?

çünkü bi hayalin yoktu. olduğundaysa, başkalarının hayallerini istedin. gerçek değildi huur çocuğu.

o evden çıkmayıp ' en iyi ' yerlere gelen çocuklar, senden daha mı iyiler?

o boş insanların senden tek fazlası 16 sene köpek gibi okuyup zengin olacağına inandırılmış olmasaydı.

eğer istediğin şeyi yapmıyorsan, sende boş insansın.

söylediklerimi her zaman anladığın yerden anlayıp okulu bırakman gerektiğini düşündüysen, gibtirgit burdan.

beğendiğin kızın yanına neden gitmediğini bilir misin?

çünkü filmlerde zengin olanların işi zütürdüğünü gördün. yada yanında ki adamlar, sen yapamassın dedi.

ya reddederse dedin, korktun.

ama ne var bilir misin yaarram? o yanına gitmeye korktuğun dişileri birileri zütürüyordu. belki de bu bendim dıbına koyum.

yaşamaktan korkma huur çocuğu.

ukala konuşmam canını mı sıkıyo huur çocuğu?

ama ne var biliyor musun?

o peşinde gezdiğin 2-3 tane yarım beyinli dişi, sana her saniye boyun eğdiriyo. ona cevap veremediysen, banada verme.

ciks güzeldir, kovaladığınız zaman ki aldığınız zevk de güzeldir.

ama her saniye mükemmel hissetmek istemez misin ölü adam?

mutlu olduğunda inanılmaz heyecanlanmak, sinirlendiğinde duvarın işinden geçebilecek gibi hissetmek,

daha önce yanına gitmeye korkacağın bi dişiyi görünce oyun planını belirlerken alıcağın zevk.

bugüne kadar ezilmekten başka bişey yapmadın. zaman kaybısın.

zaman kaybısın huur çocuğu.

okudukların canını sıkıyorsa, gibtirolup gidebilirsin.

eğer okudukların canını sıkıyorsa, sen zayıf bi adamsın.

zayıflık seni öyle ele geçirmiş ki, gücü görünce korkuyor.

kaçman gerektiğini düşünüyorsun. her zaman kaçtın huur çocuğu.

meraklandırmanın yöntemleri kolaydır.

eğer sevgiliniz değilse boş zamanınızda neler yaptığınızı bilmemesi başlangıçtır.

zengin olup olmadığınızı bilmemesi meraktır.

ani gelen bi telefonu açmak zorunda olduğunuzu söyleyip, ordan uzaklaşmanız bi meraktır.

peki merak ne işe yarar hatırladın mı huur çocuğu?

sizi merak ettiği her an, hakkınızda daha fazla düşünür, istemese bile.

sizi düşündükçe beyninde daha fazla ağ oluşur ki bu kısma ilerde detaylı anlatırım.

merağın en kötü kısmı, hakkınızda ki soru işaretlerine cevap buldukça sizden sıkılır dıbına koyım.

tabi cevaplar sıkıcı değilse. ama kabul edelim, sıkıcı bi binin tekisin.

buraya yazmak istemeyipte yazdığım bir kaç basit yöntem var.

basit olmasına rağmen sonuçları gerçekten çok şaşırtıcı.

anlatmam gerekenlerin %5 ini bile burda anlatmam.

herkesin dünyanın anıma koymaya geliyorum demesine ihtiyacım yok.

küçük şeyleri farkedip neler olabileceğini farkedenler zaten sonuna kadar başlıkta olacak buna eminim.

kimisi çaresizlikten okur burayı, diğerler ide daha önce bahsettiğim sisteme uyum sağlayamayan kısım.

içinde hala kırıntılıar olan, neler yapabileceğini bilen adamlar, dünyanın nasıl döndüğünü az biraz farkeden binler, asıl amacım sizlersiniz.

önemli olan onları ayırabilmek, kendilerini belli edebilmeleri ve belli olmayada başladı.

burdan kazanacaklarınız bile size çok şey katacak.

hiçkimse sisteme uyum sağlamak zorunda değil.

çünkü burda bi kaç zeki bin var ve sistem onların midesini de yeterince bulandırıyo.

uzun yazdım sanki. 10 cümle yazarım, 1 tanesi çok önemlidir ama yeterlidir de.

ilgimi çekti takipteyim

sürekli birbirine benzer şeyler yazıp sizi telkinlemeye çalışmayacağım.

evet bu bir manipülasyon şeklidir ve beni fazlasıyla sıkar.

ama soru gelmediği sürece günde 15 tane entry girmemi beklemeyin.

bende insanım huur çocuğu.

kadınları anlamıyorum..60 yaşındaki adamdanda duymuşsunuzdur bunu.

o aptal huur çocuğu, 60 yıl peşlerinden koşup, istediğini tam olarak anlamaz sonrada anlamadığını söyler.

dünyanın nüfusunun bu kadar fazla olmasının bi sebebi var, insanlar geceleri uyumuyolar.(ahlaklıyım dıbına koyım)

peki hala bu mahsumiyet ayaklarına inanıyor musun?

hiç kimse masum değildir, özellikle bi dişi.

eğer size öyle davranıyorsa, söyleyeceğiniz şey basittir.

bu masumiyet tavırlarının işe yaradığı erkekler var mı?

eğer toplum baskısının yüksek olduğu bi yerde kadınsanız, adınızın çıkmasından köpek gibi korkarsınız.

toplumun onayladığı kişiler bu konuda sizden üstündür.

dedikodular çıktığında şaşırmazlar çünkü.

peki gizemli davranmak size ne kazandırır bunu hiç düşündünüz mü?

merak duygusu dişinin dıbına koyar bu doğru.

önüne bi parça merak atın, ve etrafınızda dönmesini bekleyin.

gizem size birşey daha kazandırır.

dişi onun adını çıkarmıyacağınızı bilir.

çok fazla taktik verdim dıbına koyım.

seni sen yapan özelliklerden birisi, konuşmalarındır.

ne kadar iyi bir ses tonu ve uyum sağlayabilen bi vücut dili, insanların sizi sebepsizce dinlemesine neden olur.

daha önce karşılaşan olmuştur. adam konuşur, ama ne dediği pek umrunda değildir, dinlemek istersiniz onu.

artık cırtlak sesli, konuşurken salakça haraketler yapıyor olabilirsin.

bunu düzeltemiycek kadar 'iyi' değilsen, git burdan.

birşeyler söylerken karşındakinin gözlerine bakabilmek, onun kafasını karıştırmaya yeter,

o an gözlerini kaçırma gereği duyar, dikkati dağılır ve bilinçaltı duvarı kalkmıştır.

söyleyeceğiniz her işe yarar şey, sizin hakkınızda nasıl düşündüğünü belirler.

tabi çok daha fazlası var. ama neden bunları halka açık alanda anlatıyım ki?

rezervedd

iyi gidiyosun devam

sürekli toplumdan bahsediyorum.

toplumu daha iyi anlarsan, oyununu daha kolay oynarsın ve analizin daha kolay olur.

evlenme yaşı gelmiş bi dişiyle, 20 yaşındaki bi dişiyi aynı şekilde elde edemessin.

evlenme yaşı gelmiş dedim, evde kaldım pgibolojisini yaşamayan yada yaşamayacak dişi yoktur.

evlenmemiş olanları her zaman şunları söyler, evlenmek istemiyorum- daha gencim.

oysa ki köpek gibi evlenmek istiyolardır ve sabit maaşı olan çirkin bi adam onlar için yeterlidir.

malesef bunlar üniversite zamanı hertürlü ucuzluğu yapıp, zeki olanlara pas vermeyip eğlenmelerine bakarlar.

yaşları geldiğindeyse artık ideal bi annedir, namusludur.(güldüm dıbına koyım)

böylelerini cezalandırın, boş vaadler kullanarak.

henüz yaşı gelmeyenler ise, evliliği düşünmeye başlamıştır.

onlarla evlenmek istediğinizi söyleyemessiniz, kaçarlar.ama açık görüşlü birisi olduğunuzu hissettirip,

zamanı geldiğinde evlenebileceği adam izlenimi verirseniz çok daha kolay olur.

ben kötü birisi miyim?

hayatın neden bi anda tersine döndü?

çok başarılı biriyken, isteyerek tembel olmayı seçtin.

yaratıcılığın sayesinde tonla para kazanıp, sürekli eğlenceli şeyler yaparak, yeni şeyler keşfederek yaşamak varken.

çünkü bunu elinden aldılar.

eğer sorgulamayı seven biriysen ve yaratıcıysan, tehlikelisindir.

heran sisteme karşı durma tehlikesi, insanlara liderlik yapabilme.

bu toplumun liderlere ihtiyacı yoktur, eğer bi liderleri olursa onları kimse sömüremez, kullanamaz.

sen hangisi olmak için doğdun? lider olmak için mi? yoksa koyun sürüsünden misin?

hangisi olduğunu biliyorsun.bu yüzden burdasın.

mükemmel birisiyken, bi anda insanlardan çekinen, başarısız, içine kapanık birisi olmaya başladığın zamanlar..

çünkü sen farklıydın, yarış atı değildin.

eğer öyle olsaydın, köpek gibi çalışıp iyi bi üniversite kazanıp iyi maaşla ölüp gidebilirdin.

ama kaçtın, bu dünya benim midemi bulandırdığı kadar seninkini de bulandırdı.

ne olucaksa olsun moduna girdin.

oysa ki bana zamanında rastlamış olsaydın, üniversiteye istediğin şeyi yapmak için giderdin.

insanlar o kadar başını döndürdü ki, yalnız olmak daha iyi hale gelmeye başladı.

ne kadar kötü halde olursan ol, doğru yoldasın.

reserved

bilinçaltı hakkında yazmak istedim biraz.

ilk izlenim her zaman çok önemlidir.

bir insanla ilk tanıştığınızda gevşek bi binseniz öyle etiketlenirsiniz.

bi dişinin vermeyi düşündüğü son kişisindir yanı.

asıl önemli olanı, bir kere etiketlendikten sonra, ne yaparsan yap, hep gevşek olarak kalırsın.

o insanın yanında ciddi takılmaya çalışırken bile, gevşeklik yapmak gelir içinden.

beyin öyle bi dalga yayar o anda.

lanet bi kişisel gelişim kitabında bulamayacığınız bi bilgidir bu.

ilk izlenime önem verin, ciddi bi kişilik aynı zamanda rahatlık, umursamazlık.öz konuşan.

daha fazlasını söyleyebilirim, ama farketmez.

kendinizi bulmaya başladığınızda, içindeki sen doğru olanı zaten yapar.

yani bi iletişim uzmanı gibi olabilir, yada saçma konuşsa bile vücut diliyle işi yürüten.

karşınızdakinin kafasını ne kadar çok karıştırırsanız, o kadar kolay bağlarsınız.

bunu sevgilisi olan için rahatlıkla söyleyebilirim.

beklenmedik tepkiler vermek, sizi hayatı boyunca unutamamasına neden olabilir.

örnek olarak sizi kıskandırmak için yaptığı herhangi bişeyde gülün geçin.

yada sıradan bi olayda sinirlenin ve azarlayın.

her seferinde işe yarar..

olayın büyük kısmı özgüvende bitiyor.

en düşük özgüveni olan bir insanın bile bir zamanlar sağlam bi özgüveni olmuştur.

daha önce dediğim gibi, insanların özgüveni cebindeki paraya bağlı.

burda vaad ettiğim şey, sahip olduklarınıza bakmadan, etrafınızdaki insanları umursamaksızın sabit bi özgüvene sahip olmak.

çok çirkin bi bin olabilirsin. sana özgüveninin birazını verdiğimde şansını dener ve kaybedersen tekrar sıfırlanırsın.

ama benden istediğini almayı başaranlar, kaybetme gibi bi lüksü olmayacak.

ego dediğimiz şeyde bununla bağlantılı.

3000 facebook arkadaşı olupta halı sahaya 2 tane adam getiremeyen huur çocuklarından olmadığınızı anlayacaksınız.

kafede çalışan bi dişi garsonu düşünün.

günde en az 50 'adam' konuşmaya çalışır başaramaz. konuşanlarda ne dediğini pek bilmez.

bu dişideki sahte özgüven kimde vardır dıbına koyım?

her insanın hassas bi noktası vardır.

bu dişiye laf arasında ne kadarda sıradan ve çirkin olduğunu hatırlatırsan artık kahramanı sensindir.

vücut dili ve ses tonu burda devreye girer, laf kalabalığı yapmakta.

yarın diye bişey yoktur. bunu unutun.

gerçekten hissetmeye başladığınızda, düşünmek yerine harekete geçersiniz bu çok basittir.