dişileri o kadar çok kutsallaştırdın ki, konuşmaya korkuyorsun.

kendi kafanda belirlediğin standartlar, kendi kafana fazla geliyor.

ne kadar ilginç değil mi?

onlarında senin gibi olduğunu unutuyorsun.

cikse ne kadar ihtiyaçları olduğuna, güzel olduğunu düşündüğün birini gördüğünde nasıl hareketlerin yavaşlamaya başlıyorsa, aynısının onlara olacağını unutuyorsun.

büyük ihtimalle bir daha görmeyeceğin insanlar yüzünden, birazcık eğlenmeyi kaçırıyorsun.

bazı şeyleri kaçırdıkça ne kadar asosyal olduğun aklına geliyor, daha fazla mahvediyorsun kendini.

tabii ki asosyal olmamak, bir dişiyle konuşmak değildir sadece.

tek başına olup yeteri kadar sosyal olan insanlarda var. önemli olan, tek başına birşeyler yapmaktan ne kadar korkup korkmadığın.

gerçekten merak ediyorum, kaç insan kendi başına dolaşıp zaman geçirmeyi biliyor?

öyle bir olgu oluştu ki, yalnız başına hiçbir şey yapamazsın şeklinde. oysa ki bu olguyu oluşturanlar da asosyal olanlar.

ne kadar ilginç değil mi?

kendi başınıza yapabileceğiniz o kadar fazla şey var ki.

mesela akşamları dışarıda sigara içmeye çıkarım, yolumun üstünde olan bi kafede 10 dakikamı geçirebilirim. bunlar başlangıç tabii ki. gidilebilecek o kadar fazla yer var ki.

bir çok yerde yalnız olmak avantajdır, çoğu insan bunu insanlar bana bakıyor ne kadarda yalnızım olarak düşünür.

bireysel özgürlük dediğin, canının her istediğini yapabilmeye benziyor. sadece iki kelime, düşünme yap.

sırf bu bireysel özgürlük için ailesini terk edip kendi yaşdıbına devam eden dişiler tanıyorum. çünkü onlarda toplum baskısı daha fazla, ama bizde değil.

hiçbir şey yarım kalmayacak. bir çok konuyu yarım bıraktım, daha sonrası için. yani asıl önemli kısımlar ve konular belirli insanlarla devam edecek.

söylediklerimden yola çıkıp dişilerden nefret etmenin anlamı yok. fiziksel olarak güçsüz olabilirler evet, ama pgibolojik olarak çok daha üstünler.

inanılmaz bir rol yetenekleri var mesela. ayrıca bütün bir nesli parmaklarında oynatmayı biliyorlar.

evet dişiler sinsidir, zayıftır. ancak oyunu doğru oynadığınız sürece o sinsilikten eser kalmaz. erkeğine saygı duyarlar.

en başından beri söylediğim şeyde bu. bir insana nlp yi, karşısındakinin ne zaman yalan ne zaman doğru söylediğini, bir dişiyle saniyeler içinde olaya başlayabilmesini öğretebilirim.

ancak daha öncede söyledim, bir insana yapabileceğim en iyi şey bakış açısını değiştirebilmek.

bazı şeylerin farkında olmak çok iyidir. tabii ki bu o insanın üzülmesine neden olur orası ayrı.

baktığın zaman insanlar için üzülüyorsun, gerçekten kölelik sistemi.

ancak insanlar için üzülmemeyi ister miydim? tabii ki hayır. hala bir şeyleri bilmeyi hakedenler, oyunun nasıl oynandığını bilmesi gereken insanlar var.

dişilerin mükemmel şekilde özgüven taklidi yaptığını söyledim, ancak bunu nasıl yaptıklarını söylediğimi sanmıyorum.

dediğin şey en basit olarak kendi egolarını tatmin etme yöntemi. ego insanın özgüvenini kontrol eder.

bir dişinin egosunu ne kadar doyuyursanız, ona o kadar çok özgüven vermiş olursunuz, sahte olanını.

bu şekilde giyim tarzları konuşmaları vb. şeyler oluşur. hepsi tek bir şeye hizmet eder. egolarına.

bir dişiyle olan etkileşimde kilit noktada bu. egosuyla nasıl oynayacağını biliyorsan, istediğin herşeye ulaşabilirsin.

erkeklerin salak olduğu konusuna gelince, bunu başlarda söylediğimi tahmin ediyorum.

malesef neslimizi babaları yetiştirmedi. anneleri yetiştirdi.

bu çok basit bir sözdür, bir çok filmde geçer, en başta fight club.

ancak üzerine düşününce gerçekliği her zaman artmaya devam eder.

salak bir insan tarafından yetiştirilirsen, öyle olmama olasılığın nedir?

bu konu üzerinde hala düşünürüm, ileride bir çocuğum olduğu zaman onun mükemmelliğini hiç kaybetmeyeceğine o kadar çok eminim ki..

uyumsuzluğa gelince, çok hassas bir konu.

düşünün, ya aklın var, yada yok.

aklı olmayanlar uyum sağlayabiliyorken, aynı zamanda düzen içinde yetiştirilip istediği hayata erişiyor. iyi bir iş evlilik vs.

aklı olanların uyum sağlayamaması bu yüzden. bu dünyada çok daha fazlası olduğunu içten içi biliyorlar.

70 yıl yaşayacağımı düşünürsek, yaşam tarzımla biraz zor olsa da, ben bu dünyaya iyi bir iş, evlilik, iyi bir araba için gelmedim. bunu biliyorum hissediyorum.

ne için geldiğimi biliyorum.

madem herkes müslüman, müslüman bir toplumda yaşıyor.

o zaman allah'ın bir insanı basit bir şekilde yaşamasını istediğini nerden çıkarıyorsunuz?

o sadece büyüyün evlenin ölün şeklinde mi yarattı, tasarladı insanı.

o kadar mükemmeliz ki dıbına koyım, o kadar mükemmel yapılmışız ki.

sahip olduğumuz beyinlere hiçbir şeyin yetemeyeceğine o kadar eminim ki.

mükemmellik yaşamak oluyor.

dediğin şey mesela, bir kızla istediğin fanteziyi yapabilmek.

çoğu insanın mimiklerini , söylediklerini, kafasının içinden geçenleri, genel hareketlerini tartıp ona nasıl yaklaşacağımı bilirim.

yalan söyleyip söylemediğini bilirim, ne yapmaya çalıştığını anlarım.

zaten bunları biliyorken bir dişiye karşı yapabileceklerini düşünmüyorsun bile.

para kazanıp kazanmamayı umursamam, canım sıkıldığında kazanırım, keyfim yerimdeyken harcarım.

aklıma herhangi birşey gelir, bundan para kazanmanın bir yolunu bulurum. bakış açısını değiştirmenin önemini bu yüzden bu kadar çok söylüyorum.

zaten hayatı bedavaya yaşıyorum, yaptığım çoğu şeye para verdiğimi hatırlamam bile.

insanlardan üstün olup olmamak umrumda değil, etrafımdakiler bana öyle bir gözle bakıyorlar ki, güvendiklerini anlıyorsun. onları iyi tanıdığımı biliyorlar, neleri sevip sevmediklerini, ihtiyaçlarını, fazlalıklarını.

hepimiz mükemmeliz, sadece bunun farkında olmayan salak huur çocukları var.

hayatı ciks, para güç olarak gören.

ama farkında olmaları gereken bir şey var.

ciks normal bir şey huur çocuğu.

bu yüzden 7 milyar nüfus var. sadece seni kandırmışlar, ciksin ne kadar kutsal olduğu konusunda.

para kazanma yeteneğini elinden almışlar küçükken, beyninin neler yapabileceğini bilmiyorsun.

güç dediğin şeyin egodan ibaret olduğunun farkında bile değilsin.

bir kadınla istediğim fanteziyi yapabilmek mi?

daha çok zevk aldığım o kadar çok şey sayabilirim ki...

sinirlendim dıbına koyum, çünkü sinirlenmeyi bile seviyorum.

ve huur çocuğu, çünkü ben böyle doğdum.

mastürbasyon hakkında hala sorular geliyor. doktorun haftada 3-4 kere yapıldığında faydalı demesi doğrudur. ancak burada fiziksel olarak faydalardan bahsetmiyoruz.

fiziksel faydalardan bahsetsek, burada belirli programlar yazardım.

zaten burada olanlarda beyin olarak yükselmek istiyor ve haftada 3-4 kere önermem.

bu işin normali var zaten dıbına koyım, insanlar her gün bunu yaparken, kimileri buna ulaşılamaz olarak görüyor.

oysa ki bazı şeylerin ne kadar kolay olduğunu göstermeye çalışıyorum.

başlığı geçen hafta bitirmeyi planlıyordum, söyledim mi bilmiyorum.

ancak her geçen gün özel mesajlar ve sorular artıyor, bu hafta sık sık yazmaya devam edeceğim, aslında sonsuza kadar da yazabilirim.

eski tema silinirse yazmam orası ayrı. huur çocukları.

yazmaya devam ederken aynı zamanda belirlediklerimle başka bir platforma geçeceğim.

reklama ihtiyacımız yok neyse ki.

mastürbasyon hakkında şunu söyleyeyim.

bunu düzenli hale getirdiysen 2 nedeni var. ya alışkanlık, yada zevk alacağın- aldığın şeyler kısıtlı.

insan babasıyla konuşamaz böyle dıbına koyum.

alışkanlığı bozmak kolaydır. zevk aldığın şeyler kısıtlıysa yenilerini bulmak sizin elinizde.

en çok umursamamazlık konusunda zorlanılıyor biraz bundan bahsetmeliyim.

hiç kimse umursamazlık ile tembelliği karıştırmasın.

umursamazlığı sadece dişilere kullanmıyoruz, hayatın bir çok alanında gerekir insana.

bir çok konuda aydınlatmaya çalışıyorum ve bir çoğuna başlığı okuduktan sonra rahatlama geliyor. umursamazlık başlıyor yani.

endişelenmeyi bırakıp yaşamaya başlayın, adım atın diyorum. ancak bir süre sonra kaygılar vs. geri dönüyor.

bunun nedeni belli, üzerine biraz düşünmen lazım.

gerçekten umursamamak istediğin şeyler ne? geleceğin mi? şuanki yaşamın mı?

lastik yuvarlayan çocuk demiş, insanlar ne der sendromu diye.

bu insan dediklerimiz tam olarak kim oluyor hiç düşündün mü?

bunu parçalara ayırayım, her gün eve farklı bir kızla geldiğini düşün.

bu konuda sürekli söylenip şikayet eden adam müslüman ülkede olur mu böyle şey diye savunur sözlerini.

ya hayatı boyunca dişiler konusunda senin yaptığını yapamamıştır, yada şuanda hala yapmak istiyordur.

yine bu konuda sesi çıkmayan adam da herkesin yaptığı kendine der.

artık her gün eve farklı bir kızla geldiğini düşünmeyi bırakabilirsin.

yine söyleyeyim, burası müslüman bir ülke evet. ancak gerçek inanan oranı %20 yi geçmez.

kalanlar toplum ne der diye düşünür.

bir kısmı hiç inanmaz, kafelerde barlarda ben inançsızım yaaa derken dedesinin yanında hacı hoca kesilir, ailesine söylemeye dili varmaz.

bir kısmı mahallenizin her dişiyi laf atan, ancak bir kızla görüldüğünüzde hoop aslanım diyen toplum müslümanları.

zaten bu ülkenin asıl sorunu bu, hiç kimse olduğu kişiyi kendisine yada etrafına açıklayamıyor.

neysen o' sundur huur çocuğu, merveler selinler için taklit yapmana gerek yok.

bu aynı zamanda bir bakış açısı dersidir, toplumun ilk analizi burada başlar ve devam ettirirsen düşünmeye, çok daha fazlasını anlarsın.

toplum her geçen gün dejenere oluyor.

böl parçala yönet stratejisi bu ülke var olduğu sürece devam edecek.

kısa zaman önce ülkeyi iki kesim üzerinden bölmeye çalıştılar.

artık çok daha fazlası var, aynı kesimler kendi aralarında dağılmaya başladı.

hiç kimseye dininin ne olduğunu neye inandığını söyleyemem.

ancak böyle şeyleri artık başkaları söylüyor, asıl sorunda bu.

ortamda havalı görünmek için ateist olma, üzerinde düşündüğün için öyle ol.

toplum müslüman olduğu için öyle olma , hissestiğin için öyle ol.

başkalarına göre yaşayıp rol yaparken, kişiliğinin bölündüğünün farkında bile değilsin.

ben facebook kullanmam, sevmem de. çoğunun kendini pazarlaması veya rekldıbını yapması için bulunmaz bir nimet.

ama ilkokul arkadaşlarını görebiliyorsun diyeni de sevmem. sevdiğim ilkokul arkadaşımı arar konuşurum.

böyle başlamamış mıydı her şey? şuanda insan pazarı olduğunu kimse inkar edemez.

sosyalleşeyim derken asosyalleşmeyin huur çocukları. beğendiğiniz dişiyi oralarda arayıp bulmaya çalışmayın.

bu sınırlı zamanlı hayatında beğendiğini ona söylememek tam bir saçmalık.

bunların hepsi ortak bir yere varıyor.

kişiliğinin bölünmesi, benliğinin ortadan kaybolması, adım atmaya korkman.

popülarite dediğimiz şeyin bir kandırmaca olduğunu, toplumları kontrol altında tutmak için büyük bir etken olduğunu unutmayın.

bir yerde popülarite varsa, orada özentilik ve sahte insanlar vardır.

insanların % 90 ı aptaldır sözünü çoğu zaman doğru bulurum.

eğer yaptığın şeyin karşılığında neyin geleceğini bilmiyorsan, yapmaktan korkma.

çünkü insanlar hem aptal hemde korkaktırlar.

Para konusunda daha detaylı şekilde yazacağım.

Belliki asıl konumuz ciks.

insanlardan nefret etmek kolay birşey değil. özellikle bunu değiştirmek gerçekten zor.

Değiştirmenin yolu onların karşılarına çıkıp bir şans vermek iken, onlardan nefret etmenin bunu sonuna kadar engelleyeceği çok açık.

Herkes kendi hayatını kendi seçer. Akşamları yalnız başına bira içerek eğlenmeyi biliyorsan, insanları salla zaten.

Tahmin edebileceğiniz gibi buraya sık sık yazma şansım olmuyor. Sabrınız için teşekkür ederim. Artık burası hepinizin başlığı ve geldiğimde yazacak daha fazla şey oldu.

@384 yaşayın derken demek istediğim tabii ki bu değil, ancak olayın temelini anlamış olman güzel.

Herkesin güç algısı farklı. Kimi para ile, kimi konumu ile gücü hisseder.

insanları kontrol altında tutmakta ise yarar, ancak buna değeceğini düşünmüyorum.

Güç dediğimiz şeyi ego olarak adlandırılmasının bir sebebi var. Bunu istemek için bir nedenimiz yok.

Sen hayatına devam et, yaşa ve insanların sendeki şeyi farkettiğinde güçle işin olmayacak.

Para ile ilgili sorulara geleyim.

Kimseye şöyle yapın para kazanın diyemem, demem.

Bu dünyada birileri üç kuruşa köle gibi çalıştırılıp, birileri hiç birşey yapmadan tonla para kazanabiliyor.

Eğer sürekli para kazanmayı istiyorsan, sistemin istediği şeyi yapıyorsun demektir.

Para dediğimiz şeyin toplumu kontrol altında tutmakta için birebir olduğunu unutmayın.

Eğer bir şeyi yeteri kadar kovalarsan ona sahip olursun, insanız lan biz, yapamayacağın bir şey olduğunu düşünme.

Sadece üzerine düşünün, çoğu insan bunu yapamaz. Birseyi yapmak yada başarmak sürekli aklındadır ancak üzerine düşünmeyi bilmez.

illa kazanmak istiyorsan, zor yoldan başlayabilirsin. Her zaman aklına birşey gelmek zorunda değil.