sorular için teşekkür ederim, anlatacak şeylerim oldu.

konusu açılmışken bazı gerçeklere değineyim.

bir çoğunun merak ettiği şey dişilerin neyi sevip sevmeyeceği, kaba dille o bana bakar, bakmaz konusu.

bu standartların farkında olmak gerekiyor.

para cezbeder bu doğru, ama bununda bi sebebi var ona sonra geleceğim.

en basit örneği liselerde yaşanır. popüler çocuklar kazanır bunu hepimiz biliriz.

öyle olmasının sebebi, onların öne çıkabilmeleridir, sabit olmasada iyi bir özgüven (aileden gelen) çekingen tipler olmamaları.

yani asıl söylemek istediğim, lider olarak gözükmeleri.

dişiler böyle programlanmıştır, lider olana ver şeklinde. bunu ilerde detaylandırabilirim.

programa gelince, onları istediğim gibi programlayabildiğimi söyleyebilirim. bilinç ve bilinçaltı konusu.

çok temel şeyler var, küçümseme kontrol ve heyecan önemli 3 lüdür. bu rasgele dişilerle tanışıp şansını denemek için.

uzun dönemliler içinse, umursamamak, çekingen olmamak, ve ondan dünyada milyarlarca olduğunu belli etmek. bunları yaparken zaten sizden bir tane olduğunu belli ediyorsunuz.( tavsiye etmem peşinizi bırakmazlar)

karşındaki gibi düşünürsen adımlarını daha sağlam atarsın.

peki değer mi?

buna gelince, empatiden bahsetmemin bir diğer sebebi arkadaşlık ilişkileri.

mesala benim gerçekten sağlam arkadaşlarım var, kendimi rahat hissederim, düşünmem. iş konusunda olsun, dişiler konusunda olsun, güvenirim.

her zaman söylerim, 5 tane sağlam arkadaşınız olsun, ömrünüz boyunca rahat olursunuz.

insanların arkadaşlık ilişkisi konusunda ne kadar saçmaladığını ve düştüğünü yakından görseniz şaşırırsınız.

aslında şaşırmazsınız, çünkü hayatı arkadaşlık olan çok fazla insan var bunu biliyorsunuz.

tek sorunu kim ne demiş? kim kime ne yapmış? gibi sorular hayatı olan insanlar var.

empatinin önemi burda. uzun dönemde arkadaşlarımızı deneyebilmemiz için mutlaktır.

ilişkilerden konu açılmışken birde egodan bahsedeyim.

arkadaşım olan her insanla ilk buluşmamda 5 dakika bekletirim, az yada fazla değildir ve kesinlikle yaparım.

ilk aldığım tepkiye göre kişiliği hakkında bir fikir sahibi olmuşumdur bile.

eğer beklediği için yüzü düştüyse yada bundan bahsettiyse egosu yüksek bir insandır.

ikinci buluşmada tam zamanında giderim, ne zaman geleceğini umursamadan beklerim.

üçüncüde yine zamanında giderim ve beklemek alışkanlık olduysa bir daha hiçbir zaman tam zamanında gitmem.

ego kötüdür beyler( ego kötüdür huur çocukları).

egolu bir insanla anlaşmak hem zordur, hemde arkanızı dönmeye gelmez.

eğer bu bir dişiyse, zaten onun egosunu yerle bir ederim bu önemli değildir.

burda zaman zaman küfür etmemin, kelime oyunu karıştırmamın yada kişisel hakaret etmemin sebebi budur.

bu kim oluyor dıbına koyım diyen zaten kaybeder.

önemli şeyler anlatıyoruz burda, üstelik bedava.

yalnızlık bazen iyidir, ama her zaman değil.

senin için iyi olanı sadece sen seçebilirsin.

@260 dediğin doğru. dünyevi zevklere ne kadar çok kapılırsan hayattan o kadar az zevk alır hale geliyorsun.

@258 toplum baskısının değişmesi jenerasyonun değişmesiyle oluyor.

uç insan olarak toplum baskısını kendi lehime çeviriyorum.

dediğim gibi, rasgele insanların yanına giderek konuşmaya çalışmak zordur, kahraman olmak isteyen çok insan var.

diğer soruların cevabını detaylı olarak anlatmayı düşünüyorum.

kahraman olmak isteyenler diyorum, bu basit bir kelime. yolda bir dişiyi çevirip istediğin gibi konuşabilirsin, problem olmaz.

benim bahsettiğim gerçekten kalabalık bir yerde gözlerin üstüne çevrilmesi.

tcma herşeyin anasını gibebileceğini söylediyse, ve tamdıbını okuduysan, seni tutan ne merak ediyorum.

burada yazılan herşeyi, herkesin yazdıklarını okuduysan,bu tür başlıkların sık sık açıldığını görürsün. sence aradaki fark ne?

eve şuan geliyorum, yazmak istediğim ilk şey insanların gerçekten kötü durumda oldukları olacaktı.

ilk sorun belirtilerinde def edildin, sen onların izin verdiği kadar iyisin" daha ne diyebilirim ki?

toplumu yarıp geçmek, kendi istediğini yapmak, defalarca söyledim.

kurallara ayak uydurabilen gibi görünüp, kendi kuralları ile yaşayan adam bunu yapabilir.

'toplumu yönetmek istiyoruz' bu cümleyi 5 kere söylemişimdir bu başlıkta.

benim burada yazdıklarım bir insanı değiştirebilir, ama o insanın istediği kadar olmaz.

bu bir kişisel gelişim değil, şu dakika yazmayı bıraksam, okuyanların ömrü boyunca değişmeye çalışacağını ve yazdıklarımı hiçbir zaman unutamayacağını biliyorum.

adımını atıpta düşebilmek, beklemekten iyidir.

dişilerle ilgili olarak çok şey söyledim. şuanda sorun, onlarla konuşamamak, hamle yapamamak olmalı. kelimelerini doğru seçersen, bahsettiğim şeyleri doğru uygularsan, konuşman bittiğinde hamlesini yapanın onlar olmasının hiç bir sebebi yok.

ego konusu gerçekten uzun. egonun hiçbir zaman öldürülemeyeceğini iyi biliyorum. sadece susturabiliriz. yanlış hamlede ego tekrar geri döner.

insanlar ne der? diye düşünmenizi sağlayan şey egodur.

topluma göre yaşamanızı isteyen şey egodur.

korkmanızın sebebi de egodur.(de ler ne zaman ayrı yazılır hiç fikrim yok)

bunu nasıl düzeltilebileceğini uzun bir yazıda anlatacağım.

insanların koyunlardan farklı olduğunu söyleyebilir misin?

eğer farklı olsalardı, birileri dışarıda çöpleri karıştırırken, birileri implant hakkını 8 e çıkaramazdı.

15 bin lira maaşı olan adamlar, halkın temsil edildiği yere uyumaya gelemezdi.

insanların liderlere ihtiyaçları vardır. ama şu anki yaşamlarında ekgibliğini hissetmezler.

ancak gerçek liderleri algılayabilirler, onların ağzına bakarlar.

en basit olarak hadi isyan çıkaralım ben sizin liderinizim şeklinden bahsetmiyorum.

nereye gidileceği, kimlerin geleceği vs. bi ortam için lider tanımıdır ve başlangıçtır.

hayatta her zaman engeller vardır, acizler, zavallılar.

diğerlerinin yaşamlarını belirleyen insanlar. kendi yapamadıklarını, başkalarında görmek istemeyenler.

onlar ciddiye bile alınmaz, en başında söylediğim, sadece engeldirler.

harekete geçmenizi engelleyen şeylerden biridir.

ama bu konu sadece dişiler üzerinden algılanıyorsa, değişim hiçbir zaman gerçekleşmez.

bir insana yapabileceğim en iyi şeyin bakış açısını değiştirmek olduğunu söylemiştim.

bakış açısı değiştikçe, soru sormaya gerek bile kalmaz, kendi sorularını kendisi cevaplayabilen insan hali oluşur.

değişim, adamın dıbına koyar, yaşadığı hayatı sorgulamasına neden olur.

herkes değişimi kaldıramaz, eğer öyle olsaydı çoğunlukla dişilere nasıl yaklaşılacağını söylerdim ve burada bi dünya olurdu.

ancak farklı konulara gelindiğinde, çıldırmak üzere olan insanlarda olur.

bunun örneği bu başlıkta var, özel mesaj kısmından beni değiştir diye yalvaran adam, zekamı sorgular hale gelmişti.

asıl sorun, çok çabuk değişmesi , herşeyi sorgulamaya başlamasıydı. bunun sebebi, değişimin herkes için olmaması.

bu benim yöntemlerimden birisi, yazdıklarımın içinde çok fazla şey var. ego okşamakta üstüme yoktur.

bu olay tek taraflı değil, okuyanın bana güvenmesini isterim. eğer bana güvenirse, söylediklerimi kendisi düşünmüş gibi hisseder. zaten bildiği şeyleri, hayatının bir parçası haline getirmeye başlar.

neden değişmeyi istiyorsun?

hayatının tek çizgi üzerinde devam etmesinden sıkıldın mı?

hiçbir şey yapmadan beklemekten, hayatına küfür etmekten yoruldun mu?

istediğin şeylerin, yukarıdan kucağına düşeceğini mi düşünüyorsun huur çocuğu?

değişimi istediğin halde, neden hala adım atmıyorsun?

hala ne yapacağını bilmiyorsun, adım atmanı engelleyen birşeyler var, içindeki zayıf huur çocuğunu yenemiyorsun, küçük bir kız çocuğundan farkın yok.

düşündüğün şey benim, seni kurtarmamı istiyorsun.

peki bunu zevk için yapıyor olabileceğimi hiç düşündün mü? yada seninle dalga geçtiğimi, değişim diye birşey olmadığını?

hangi dünyada yaşadığını bilmiyorsun, olan şeylerin % 1 inden bile haberin yok.

evet düşünmeye başladın, yada senin yerine düşünen ben miyim? düşündüğünü sandığın şeyi, gerçekten kim düşünmeni istiyor?

sorgula huur çocuğu, sorgula ve o zaman küfür et, neler kaçırdığını bilmiyorsun.

eğer parmaklarımı yoruyorsam, bunun sebebi sensin. kaybetmekten korkma.

cevabını aradığın şey hakkında, daha düzgün bir soru soramamışken bile, neden bunları okuduğunu sorgula.

her zaman ki gibi kaçmak istiyorsun, yada inanmamak. olur mu öyle şey demek.

ama içinde beni tanıyan birisi olduğunu sende biliyorsun.

ben özgürüm, ben yaşıyorum, aynaya baktığım zaman yüzümde pis bir gülümseme oluşuyor.

beni gördüğünde, kendi kendine küfür ediyorsun.

düşünmekten korkma huur çocuğu, yoksa sana ilkokulda hayvanlardan farkımızın ne olduğunu öğretmediler mi?

sana bir şeyler anlatmak isteyen birileri var.

öyle şeyler söylediler ki sana, anlamıyorsun bile. dünyayı anlatıyorlar sana, sonrada gülüyorlar anlamadığını bildikleri için.

öyle şeyler anlatıyorlar ki, onları tanımadığın için üzülmüyorlar.

her zaman, herkesin yanlış özellikleri ile ilgilendin. ne dediklerini duymadın.

neden artık gülmüyorsun? neden konuşmuyorsun?

düşünmek her zamanki gibi zor mu geliyor?

tek mesajını milyonlarca kişinin göreceğini bilseydin ne söylerdin?

dediklerimi anlamıyorsun, senin kararlarını başkasının vermesine o kadar çok alışmışsın ki, beyninin basit bir bilgisayardan farkı yok.

elinde hiçbir şeyin cevabı yok, olsa bir şey değişir miydi? beni daha iyi anlar mıydın?

düşünmekte zorlanıyorsun, yardımcı olmamı ister misin?

bunları yazan bir manyak mı? acaba bir şeyler mi anlatmak istiyor? neden onu anlamıyorum?

belki de bir şeyler biliyorsun, neden anlatamıyorsun? sabahları uyunabilmen zor olmuyor mu?

boşuna yaşıyorsun huur çocuğu, benim dünyamda boşuna yer kaplıyorsun. neden yaşıyorsun?

başlığı bu hafta bitirmeyi planlıyorum, kalan bir kaç kişiyle söz verdiğim gibi ayrı bir platformda devam edeceğim tabii ki.

kalan yazılar bunlarla ilgili olacak.

vücut dilinden başlayayım.her zaman rahat görünmen gerektiği doğrudur.

ancak asıl sorunda bu, rahat görünmek için tuhaf tuhaf şekillere giren adamlar.

karşındaki dişinin bunu farketmediğini mi sanıyorsun?

dış dünyaya kapalı olmadan rahat görün, en önemlisi kendini kasma.

nasıl olman gerektiğini daha fazla söylersem, kendini kasmaya başlarsın. nasıl güvende hissediyorsan o iyidir.

tabi bundan fazlası da var. zamanı gelince.

insanların manipülasyonu basittir. daha önce bahsetmiş olmalıyım. bilinç ve bilinçaltından.

söylediklerini onun bilinçaltına göndermiş olursan, başarıyorsun demektir.

ancak bu duvarı yıkmak için belirli şeyler var.

belirli kelimeler, dikkatini dağıtma, güvenini kazanma gibi. aynı zamanda uyumlu bi vücut dili.

en başından beri söylüyorum, en önemli şeyler sona kaldı ve bunlardan yeteri kadar bahsetmeyeceğim. sadece temelini anlatıyorum.

başlığın sonuna kalanlar zaten gördü, insanlar çabuk değişiyor, ancak benim istediğim şekilde, hakedenler veya etmeyenler.

bazısı kendi kaçmayı tercih etti, bazısı kaçmıyor gibi yapıp kaçtı.

bu tarz başlıklar arasında, en fazla bilgiyi verenin ben olduğumu biliyorum, ancak kimseyi köpek gibi merak içinde bırakmadım. bunu kimse farketmedi.

sadece en iyilere ihtiyacım var, başlığı sürekli telkinler içinde tutup gereksiz olanlarında beklemesini sağlamak işime yaramaz.

daha önce sorulmuştu, özgüven nasıl yükseltilir diye.

bunu belirli bi düzene koymak önemli. kendinle ilgilenmeyi öğreneceksin ilk önce.

senden kaç tane var bu dünyada dıbına koduum?

sen insansın huur çocuğu, bu dünya senin için var. eğer kendini sevmiyorsan, ona dikkat etmiyorsan özgüven arama.

düzenli olarak spor yapmak iyi gelir, yada insanlarla rahatça konuşabilmek. kendi istediğin yöne çekebilmek.

ne olursa olsun, özgüven taklidi yapmayın, yemezler.

sürekli tekrar eden olgulardan kaçının. yani rutinin dışına çıkın.

bir gün sol elle dişlerini fırçaladıysan, ertesi gün tersini yap.

ve en önemlisi, aynanın karşısına geçip gülümsemeyi unutma.

nadiren gelen güzel sorulardan.

arkadaşlarınla bir arada olduğunu düşün.

kendine soracağın ilk soru seni ne olarak görüyorlar? yani nasıl etiketlendin bilinçaltlarında.

her zaman sabit bir duruşun olmalı. mesela nerde yada kimle olursam olayım her zaman bi ciddiliğim bulunur üstümde. en yakın arkadaşlarıma da.

aklından geçeni tam kestiremezler böylelikle. en önemlisi ne kadar konuşkan biri olduğun. sessizlik erdemdir dıbına koyım. ama insanlar böyle düşünmez.

sessiz insanları severim mesela, onlarla konuşmaya çalışması güzel olur. ancak diğerleri her zaman asosyal etiketi yapıştırır bunlara.

çok konuşabilirsin, ancak vücut dilin eşlik etmeli seni dinlemeleri için. bunu yapabiliyorsan zaten, kontrol sendedir.

ne zaman konuşacağını bilen tipte olabilirsin, her zaman etkinliğin olur.

kontrolün sende olmasını istiyorsan sırayla sorular sorabilirsin, özellikle dişiler üstünde sırayla giderek.

acaba hangimiz? sorusu etki etmeye başlar o anda.

nereye gidileceği konusunda öne çıkmak zorunda değilsin, sadece diğerlerini iyi tanıyorsan herkesin ortak keyif alacağı bir fikir ortaya atarak diğer zamanlar için danışılan adam olabilirsin. aynı zamanda lider olarak etiketlenirsin.

hayatı boyunca çalışıp zengin olamayan insanlar, yada küçücük bi oyun yapıp tonla para kazananlar.

tüm hayatı sahte ve sanal arkadaşlıklar olanlar, bir tane ama adam gibi dostu olanlar.

inançlı gibi görünen işe yaramazlar, toplum yüzünden inandığını sananlar.

birileri oyunun kurallarını belirliyor, kalanlarda ona göre yaşamak zorunda.

o'na göre yaşadığın sürece, mutluluğun ne olduğunu bulamayacaksın.