-
51.
0insanlar sandığın kadar düşük iletişimde değiller. yüksek iletişim yeteneği olanlarla heryerde tanışamassın.
kalanlar ise zaten bi avuç korkak. -
52.
0'insanlar sandığın kadar düşük iletişimde değiller'
yani dünyayı ve topluluğu benim gördüğüm şekilde görmüyorsun. etrafında yeterince kısıtlı insan var, ve analiz yapabilmen için yetersiz. insanlar asosyeldir bu doğru, bunu sanal sosyallikle telafi ederler. bildiğinin aksine, çok fazla insan sosyal olmaya çalışır, ama etraflarındaki yetersizlik onlara engel olur.
zeka,her zaman bu kadar çok kullanmıyordun bu kelimeyi değil mi?
o çocuğun bir üniversite öğrencisi olduğunu, o dolaba para vermek istemediği için arkadaşının evinden getirdiğini, bunu yapmak için 7 kilometre yürüdüğünü biliyorum.
evet, gerçekten dünyayı mahvediyor olabilir.
daha zeki olmak zorundasın huur çocuğu derken bahsettiğim şey buydu. yazdığım herşeyin içinde gizli başka şeylerin olduğunu farketmeye başlamışsın.
ama asıl farketmen gerekenleri değil, çünkü farkedebilenler, onlar asıl istediklerini alması gerekenler. -
53.
0@164 bu kadar satır şeyi yazmam çok fazla dakikamı alıyor ve noktalama işaretleri kullanmam bile yeterli olmalı.
uluslararası bi mesaj yazıyoruz sanki dıbına koyım, okuduğunda anlarsın.
ın britain, it is universally understood that such weather-comments have nothing to do with the weather, and they are universally accepted as conversation-starters. saying "lovely day, isn't it?" (or a rainy-day equivalent) is the british way of saying "ı'd like to talk to you; will you talk to me?"
türkiyede hiç böyle şeyler olduğunu görmedim. türkiyede insan ilişkilerinin neden bu kadar düşük, zayıf hatta hiç olmadığını açıklayabilir misin? neden türkiyede insanlar bu kadar fazla antisosyal
verebileceğim o kadar fazla cevap var ki..
farklı toplum yapıları, özgür hissetmek, ekonomik durum.
iki ülke arasındaki kıyaslamayı yapabiliyorsan cevabınu bulursun.
bu arada sen türk değil misin? bizlerin ne kadar sıcakkanlı insanlar olduğunu bilmiyor musun? unutmuşum, benim başlığımda benim gibi konuşmak sende entelektüel bi hava yarattı.
olmadığınız gibi görünmeyin beyler, aklınıza ilk gelen kelime doğru kelimedir. burda küfür edip durmamın ilk sebebi bu.
dünyanın yazısını yazdım, kasıntı olmaması amacıyla araya 'kelimeler' sıkıştırdım ve ciddiye alanlar oldu.
benim zekamı sorgulamak sorun değildir.ama bunu kibirli bi şekilde söylemek, benden değil, kişilikten kaybettirir.
sürekli küfürler yazıyorum, kelime oyunları, bilinçaltı mesajları.
yazdıklarımı okuduğunda içinde güç hissedenler, onlar istediğim adamlar.
hakaretlerimin canını acıttığı adamlar, üzgünüm huur çocukları. -
54.
0içinde bir zayıflık var, sana kararlarını aldıran, davranışlarını belirleyen, hayata bakış açını belirleyen.
bu zayıflığı sana ben yapmadım, kendinde yapmadın, bunu onlar istedi.
ama bu zayıflığınla mücadele edememek, bu senin suçun.
sana korkmamayı öğretebilirim, bakış açını değiştirebilirim.
buraya kadar yazdıklarım bile bir çok konuda yeterli olabilir,ama çok daha fazlası olduğunu farkettiğinde bana ihtiyacın olur.
bu dünya parayla kontrol edilir, yeni hayat tarzları, giyim, kısaca maddi olan her şey.
insanların beklentilerini birbirleri yaratır ve bu durumda ego devreye girer.
sürekli daha fazlasını istersin, daha iyi giyinmeyi, daha çok parayı, daha çok sosyalliği.
yaratılışımız da var denmesinin sebebi hiçkimsenin egosunu öldürememesidir.
örneğin, eğer bir anaokulu öğretmeniysen, oyuncaklarla sınıfına hakim olabilirsin.
insanlar bu yolla kontrol altında tutulur, birlik olmaları engellenir, ve içten içe her zaman birbirlerinin rakibidir.
insanların birlik olması neden işlerine gelmez? oyunun sona ermemesi için..
birçoğumuzun kişiliğinin yok edilmesinin en önemli sebebidir, insanlara liderlik yaptırmamak. -
55.
0bakış açısını değiştirebilmem, bir insana yapabileceğim en iyi şeydir.
bardağın dolu tarafını görmek yada pollyannacılık oynamaktan bahsetmiyorum.
aslında ihtiyaç duyduğumuz şeyleri elde etmenin basitliğinden bahsediyorum.
üzerinizde baskı olmadan yaşayabilmek, ne derler sorusunu sormadan.
yaşayan onca zavallının arasında, onlardan olmadığını bilmek.
benimle iletişime geçenler, anlatamadığım birçok şeyi öğrenme fırsatı yakalayacak, buraya yazmaya devam edeceğim. -
56.
0başladığım nokta, asıl sorunun cevabı.
asıl soru, son problem. geri kalan hayatın boyunca sadece sevdiğin için almak isteyeceğin cevaplar.
değişimim başladığında, günlerce uyuyamamıştım, korktum, heyecanlandım, belki kafayı yeme noktasına geldim.
şimdi ne yapıyorum? kendime yapabileceğim en güzel şeyleri.
ilk önce korkmuyorum, yarını düşünmüyorum yada dünü.
neyi yapmak için doğduğumu biliyorum, ve onu yapıyorum.
yaptığımda kendimi iyi hissedeceğimi bildiğim bir şeyi, düşünmeden uyguluyorum.
bunlara sahip olmak istemez miydin?
çok korkuyorsun, içinde öyle bir hırs var ki , geleceği düşündüğünde içinden parçalar eksiliyor.
aynı anda geçmişin seni rahatsız ederken, nasıl birşeyleri başarabileceğini düşünüyorsun?
sorunlarının bir çoğu, asosyallik, kızlarla tanışamamak, ne yapabileceğini bilmemek.
seni şaka diye mi gönderdiler bu dünyaya huur çocuğu?
hala yaşıyorsun, ölü gibi hissettiğin halde yaşıyorsun.
artık yalnız senin için üzülüyorum, tek ve en büyük sorunum bu. -
57.
0Seni hatırlar gibiyim, çok şey yazmışsın. kişilik çatışması yaşayan birini umursamadığımı nerden çıkardın?
-
58.
0Eleştirilere açığım, ama addıbına göre.
-
59.
0Böyle afilli kelimelerle bir yere varamayacağımızı anlamalısın. Benim işim bana ihtiyacı olanlarla, benim işimi anlamış olsaydın şuanda bunları konuşuyor olmazdık. Başlığımı bol bol upladığın için teşekkür ederim.
Kişilik analizi yapmayı nerden öğrendin? Filmlerden mi? -
60.
0sayfalarca yazdım ve okuduğunu düşünüyorum bir kaç kere. verecek başka cevabım kalmadı, herzaman ki aciz hayatına geri dönebilirsin artık değil mi?
-
61.
0@204 2 gündür başlığa girip birşeyler yazamıyorum, feyk hesap açıp güncellemekte ne demek? daha zekice eleştirmelisin.
-
62.
0sabrınız için teşekkür ederim. içinizden küfür ediyor olabilirsiniz gerçi. kısa zamanda geliyorum.
-
63.
0Yardımların ve bilgilerin için teşekkür ederim. akşama doğru geliyorum.
-
64.
0zaman herkes için farklı boyutlarda akar.
benim için her zaman hızlıdır, çünkü her saniyemi eğlenerek geçirmeye çalışırım.
diğerleri için her zaman aynı, normal hızda devam eder. sürekli günün sıkıcılığıyla ilgili.
25 sene çalışıp emekli olmaya çalışan adam için önemli değildir, aynı şekilde onun hiçbir şey yapmadan 25 sene oturan karısı içinde.
gününü bilgisayar başında vakit geçirmeye çalışan kişi zamana önem vermediğini düşünür, yarın olması istediği şeydir.
sürekli yarını beklemek, birşeylerin değişmesini beklemek. hiçbir şey yapmadan birşeylerin değişmesini beklemek, çılgınlığın tanımı değil miydi?
zamanın kime göre nasıl aktığına önem veririm çünkü en kolay empatiyi bu şekilde kurabilirim.
yıllarınız geçerken nasıl hissettiğinizi düşünerek.
zayıf olanlar için tek şey önemlidir, gelecek.
10 yıl sonra nerede olduğu, neleri başardığı, aslında başaramadığı, sahip oldukları.
bize doğru yaklaşan her saniye, aslında gelecek olduğu halde, neden yaşamamak için bu kadar çabalıyorsun?
adım atmaya korktuğun sürece, olmasını beklediğin hiçbir şey gerçekleşmeyecek. -
65.
0soru sorulmadığı sürece günde 4-5 entry girer giderim.
ancak zamanınızı bir hiç uğruna öldürüyor olabilirim değil mi? yazdıklarım boş şeyler olabilir.(güldüm)
çoğu zaman duvarla konuşuyor muşum gibi hissediyorum buraya yazarken, hep sonradan geliyorsunuz dıbına koyım.
en son empatiden bahsediyordum, karşınızdakinin ne düşündüğünü anlamanın en kolay yolu.
insanları anlamak bir işe yaramıyor olabilir, ne olursa olsun, işinize yarayacak olanları da vardır.
empati daha başka nelere yarar sorusuna cevap veremem, bunu belirli kesime saklamayı düşünüyorum. -
66.
0yaptığım şeyin adını başarı semineri olarak koysam ve güler yüzle buna benzer şeyler anlatsam, iyi para kazanırdım.
insanlar birşeyleri başarmak için seminerlere katılırlar para karşılığı, mesleği insanlara birşeyler öğretiyormuş gibi görünen bir adam, insanlara ne yapacağını söyler.
meslek dediğimiz şeyin bu olduğunu düşünmeye başladım, insanları kandırmanın yolu, değişik fikirlere açığım.
ben sizden paranızı istemiyorum değil mi? zaten ne yapacağımı pek bildiğim söylenemez para ile.
o yüzden bana güvenmek zorundasınız. çünkü en başta bedava dıbına koyım. -
67.
0insanlarla iyi bir iletişim kurabilmenin en önemli kısmı, ilk tanıştığınız andadır.
dış dünyaya kapalı, kasıntı adam olarak etiketlenirseniz, samimi olmakta gerçekten zorlanırsınız.
cıvık bin kurusu olarak etiketlenirseniz, samimi olursunuz, o kadar samimi olursunuz ki, kim olduğunuzu önemsemezler bile.
kendinden emin ve hafif güler yüz, her zaman işe yarar. kadınlarda da erkeklerde de.(aramızda bayan vardır diye söylüyorum)
küfür ettiğim için kusura bakmayın, her neyse.
yaptığınız her işi önemli bir iş yapıyormuş gibi yapmanız çok önemlidir. nedenini açıklarsam, büyüsü bozulur. merak edenin de kafasını karıştırmak zorunda kalırım.
bunu bağlayacağım şey, her işi önemli bir şey yapıyor olmak, adamın duruşunu değiştirir.
o ilk tanışma anında, ben dünyayı kurtarıyorum huur çocuğu, sen ne yapıyorsun gibi bi bakış atmanızı sağlar.(dişilerde daha çok işe yarar) -
68.
0@230 dişilerin empatiyi iyi kullandıklarını sanmıyorum, şöyle düşün. standart bi dişiye 1 günde en az 10 kişi asılır. bir süre sonra saniyeler içinde gördükleri kişiyi okumaya başlarlar.
@234 çoğunlukla toplumdan bahsettim, dişilerin yaptığı şeyi özgüven yoketmek olduğunu söyledim.
özgüven yokoldukça adım atmaya korkar insanlar haline geldiler ve hiçbir şey yapmadan beklemeye başladılar.
asıl sorunun ne olduğunu söyleyebilir misin? -
69.
0empatiyi insanlara filmler öğretir, daha fazlasını merak etmezler.
lütfen kendini benim yerime koyabilir misin? cümlesi empatiyi öğretme şekilleridir.
insanlar yaptıklarını karşı tarafın anlayabilmesi için böyle söylerler, yaptıklarına aferin denilebilmesi için, yada vicdanını rahatlatabilmesi.
örneğin yılları çalışarak geçmiş birisine sakin yaklaşmak doğrudur çünkü onun bıkmışlığını anlayabilirsiniz.
dişiler ve empatiye gelince, onların iyi empati kullanmadığını söyledim, çünkü ihtiyaçları yok.
zaten vücut dilinizi rahatlıkla okuyabilirler. -
70.
0insanların çoğunun aptal olduğunu konusunda haklısın ancak empati yinede işe yarar. ya aptal ayağına takılan güvensiz insandır, yada gerçekten aptaldır.
güvensiz aptallar tehlikelidir, arkanızı dönemeyeceğiniz tipler. diğerleri ile zaten işimiz yok.
her istediğimi her zaman yapabilmeye gelince, bu zaman alan bi aşama. zaten bunları bu yüzden anlatıyorum, birilerini, birilerinden ayırabilmek için.
aşamaya gelince, ilk önce sabit bir özgüven gerektiriyor, istediğini yaptığın zaman alacağın tepkiler yüzünü kızartmasın, özgüvenini düşürmesin diye.
daha sonrası senin dediğin şey, aptal oldukları. hiçkimsenin göründüğü gibi olmadığını çok iyi biliyorum.
ne kadar iyi görünürlerse görünsünler, nelere sahip olurlarsa olsunlar, % 90 ı boş insan. zayıflığını saniyeler içinde anlayabileceğin tipler.
ilk yapmaya başladığım zamanlardan bahsedeyim.
her zaman gittiğim kafede beğendiğim bi dişinin yanına doğrudan gidip konuşmaya başlayabilirim ve bunu asılmadan yaparım.
aslında kur yapıyorumdur o an, ama farketmez, sorduğum sorular yada öğrenmeye çalışıyormuşum gibi yaptığım şeyler kafasını karıştırır.
kafasını karıştıran şey ona kur yapıyor gibi olduğum, ama sadece muhabbet ettiğim.
tabiki bu anda insanların gözleri üstümde oluyor, kızı rahatsız mı ediyor bu huur çocuğu diyen kahraman çocuklar, yada sahip olduğum özgüvene ağzı açık bakan dişiler.
ne istediğimi biliyorum, eğer yaptığımda zevk alacağımı biliyorsam daha fazla düşünmem.
toplum baskısından sıyrılmıyorum tam olarak, toplum baskısını o anda ben yönetiyorum. asıl olayımız bu.
liseliler bilmez, 10 yıl önce kaç tane adam kız arkadaşıyla rahat rahat zaman geçirebiliyordu? ama şimdi her şey çok farklı. toplum baskısı değişiyor, aslında birileri bunu değiştiriyor. asıl sorunda bu.
benim hemen yukarıda anlattığım şeyi 10 yıl içinde herkes yapabilir halede gelebilir, toplum nasıl şekillenirse.
her geçen yıl daha fazla dejenere oluyoruz. ben bunu kendi işime yarayacak şekilde kullanıyorum.
toplumdan ve kurallarından miğdemizin bulandığını çok iyi biliyorum, ama toplum baskısından sıyrılabilmek için, o kuralları kendimize uyarlayabilmemiz gerekiyor.
toplumdan kaçmıyoruz, sadece onlara yapmamız gereken liderliği yapıyoruz.