ilişkilerden konu açılmışken birde egodan bahsedeyim.

arkadaşım olan her insanla ilk buluşmamda 5 dakika bekletirim, az yada fazla değildir ve kesinlikle yaparım.

ilk aldığım tepkiye göre kişiliği hakkında bir fikir sahibi olmuşumdur bile.

eğer beklediği için yüzü düştüyse yada bundan bahsettiyse egosu yüksek bir insandır.

ikinci buluşmada tam zamanında giderim, ne zaman geleceğini umursamadan beklerim.

üçüncüde yine zamanında giderim ve beklemek alışkanlık olduysa bir daha hiçbir zaman tam zamanında gitmem.

ego kötüdür beyler( ego kötüdür huur çocukları).

egolu bir insanla anlaşmak hem zordur, hemde arkanızı dönmeye gelmez.

eğer bu bir dişiyse, zaten onun egosunu yerle bir ederim bu önemli değildir.

burda zaman zaman küfür etmemin, kelime oyunu karıştırmamın yada kişisel hakaret etmemin sebebi budur.

bu kim oluyor dıbına koyım diyen zaten kaybeder.

önemli şeyler anlatıyoruz burda, üstelik bedava.

yalnızlık bazen iyidir, ama her zaman değil.

senin için iyi olanı sadece sen seçebilirsin.

sadece kendimizi sınırlayarak
egoyu öldürebilir miyiz?
evet biliyorum egoyu öldürmek çok çok zordur ancak en azından sınırlamalıyım
çok egoluyum
evet egoist bir huur çocuğuyum ve kurtulmam gerektiginin sonuna kadar farkındayım

Senin karşı tarafı kasıtlı olarak küçük veya sıkıntılı bir pozisyona düşürmeye çalışman da kasıtlı olarak bir egodan gelen hareket değilmi zaten. onun buna tepki vermemesi anormal olurdu.

yani senle, "egosuna a yenik düşen adam" aynı seviyede olmuş oluyorsunuz

liseliler bilmez, 10 yıl önce kaç tane adam kız arkadaşıyla rahat rahat zaman geçirebiliyordu? ama şimdi her şey çok farklı. toplum baskısı değişiyor, aslında birileri bunu değiştiriyor. asıl sorunda bu.

benim hemen yukarıda anlattığım şeyi 10 yıl içinde herkes yapabilir halede gelebilir, toplum nasıl şekillenirse.

her geçen yıl daha fazla dejenere oluyoruz. ben bunu kendi işime yarayacak şekilde kullanıyorum.

--- bunu nasıl işine yarayacak şekilde kullanıyorsun? 10 sene önce neden insanlar kız arkadaşlarıyla zaman geçiremiyor du?

toplum baskısı nasıl deişiyor? yani ben şimdi gidip otobüste bir kızla konuşmaya başlasam, toplum bana konuşmamam için baskı uygulamaya çalışmaz mı? sonuçta dap dar yerde hiçkimse birbiriyle konuşmuyor, bunu bir ben yaparsam sorun etmezler mi.

veya bir alışveriş merkezinde aşağı yukarı turlayıp gördüğüm harika dişilerle konuşmaya başlasam, zütüme girmez mi. kafeler bana hiç hoş gelmiyor, hatta kafeleri iğrenç ötesi buluyorum. o tür yerlerdeki insanlardanda hoşlanmıyorum; yapay ve ölü oluyorlar.

ancak toplum bir tek kafe,bar ve benzeri eğlence;aylaklık yerlerinde mi baskısını hafifletiyor ve flörte izin veriyor??

bence aileden başka arkadaş yok . bir çok erkek tanıdım, hepside herkesi ezip geçerek lider olmak isteyen ancak bunu başaramayan kişilerdi. bu başarısızlıkları onları iyice köpekleştiriyordu. artık arkadaşım yok.

teorime göre bu yüzden halkta bilinçsiz olarak sürekli aşk tan bahsediyor bunu takıntı haline getiriyor... çünkü biliyorlar, aileden başka birşeyleri yok. aile dediğimde, kadın ve erkeğin birleşmesi.

en azından bir on gün kadar masturbasyonu ve ferreyu bırakırsanız bunu hissedebilirsiniz. ihtiyacınız olan tek şey, bir dişi. şarkılar daha etkileyici gelir, yaratıcılık gelişir, hayatı daha çok hissedersin. güçlü hissedersin... ihtiyacın olan tek şey bir dişidir, diğer erkekler değil.

Mastürbasyon ve Ferre cidden insanın hayat enerjisini bitiriyor.

Tüm neşe bir karamsarlığa dönüşüyor ve zevk aldığın şeylerin zevki kalmıyor

Başlıkta kimse kalmadı mı beyler ses verin

panpa anlat sen

@260 dediğin doğru. dünyevi zevklere ne kadar çok kapılırsan hayattan o kadar az zevk alır hale geliyorsun.

@258 toplum baskısının değişmesi jenerasyonun değişmesiyle oluyor.

uç insan olarak toplum baskısını kendi lehime çeviriyorum.

dediğim gibi, rasgele insanların yanına giderek konuşmaya çalışmak zordur, kahraman olmak isteyen çok insan var.

diğer soruların cevabını detaylı olarak anlatmayı düşünüyorum.

ben kahraman olmak isteyenlerden falan anlamam, ben bunu yapabilmek istiyorum. bana göre her an istediğini yapabilmek, dünyanın dıbına koyabilmek bu özelliğide içeriyor...

hatta bence bu, dünyanın dıbına koyabilmenin en temel özelliği. dişiler her saniye önümde vüdutlarını kople ifşa eden fahişe giysileriyle takılacak ve ben sadece izliycem? sanmıyorum.

yani tek engel kahraman olmaya çalışacak olanlar mı diyorsun? pekala o halde, bunun üstesinden nasıl gelebiliriz? herşeyi ezip geçmek istiyorum, toplumu ses hızında yarıp isteklerimi elde etmek istiyorum.

bunu çok sık yapmamda tcma görev vermiş, tanımadığınız dişilerle konusun diye; o çocuklar yaptılar onlara hiçbi kahraman çıkmadı.

oradan görüp bende sokakta, markette, avmde 5,6 dişiyle konusmaya çalıştım . reddedilmiştim başkada hiçbir şey olmadı. dişiler gülümsüyordu, mutlulardı hiç kimsede umursamadı.

daha sonra hep red yediğim için bunu devam ettirmedim, şimdi niye red yediğimi anladım ; onları konuşmaya zorladığım için red yiyormuşum. bunun yerine bir yorum yaparak girseydim muhtemelen bir tanesini ayarlardım bile.

şunu belirtmeliyim; çirkin değilim. lisede dişiler, onlardan daha güzel ve tatlı olduğumu söylerdi.

tcma'nın alfalık öğretisi, toplum içinde herşeyi yapabilmeyi içeriyor. peki, senin öğrettiklerin daha düşük seviyedeyse neden ben orayı tekrardan değilde burayı okuyim ?

tcma, herşeyin anasını bile gibebileceğimi söylemişti. tcma etrafraki insanların hiçbirşey yapamayacaklarını söylüyordu, onlar betaydı. boş gözdağı beriyorlardı. sen ise onlar kahraman diyorsun...

Senin toplumdaki etiketine, zor durumlarda tavrına göre toplumda sana ne kadar zarar vereceğini belirler.

lakin ilk zayıflık belirtilerinde seni yerler.

Onların hayatına ne kadar karışıp karışamayacağı sana bağlı.

yaptığın her hareket toplumun ilgisini çekiyor ve sana karışamayı, sömürmeyi kendilerinde hak buluyorlar.

Buna karşı bağışıklık kazanmanın olanaksız olduğunu gördüm. sadece sıyrılabiliyorsun

"onların ahlakı ve koyduğu kurallar kötü birer espiri gibi.
ilk sorun belirtilerinde def edildin, sen onların izin verdiği kadar iyisin"

kahraman olmak isteyenler diyorum, bu basit bir kelime. yolda bir dişiyi çevirip istediğin gibi konuşabilirsin, problem olmaz.

benim bahsettiğim gerçekten kalabalık bir yerde gözlerin üstüne çevrilmesi.

tcma herşeyin anasını gibebileceğini söylediyse, ve tamdıbını okuduysan, seni tutan ne merak ediyorum.

burada yazılan herşeyi, herkesin yazdıklarını okuduysan,bu tür başlıkların sık sık açıldığını görürsün. sence aradaki fark ne?

eve şuan geliyorum, yazmak istediğim ilk şey insanların gerçekten kötü durumda oldukları olacaktı.

ilk sorun belirtilerinde def edildin, sen onların izin verdiği kadar iyisin" daha ne diyebilirim ki?

toplumu yarıp geçmek, kendi istediğini yapmak, defalarca söyledim.

kurallara ayak uydurabilen gibi görünüp, kendi kuralları ile yaşayan adam bunu yapabilir.

'toplumu yönetmek istiyoruz' bu cümleyi 5 kere söylemişimdir bu başlıkta.

benim burada yazdıklarım bir insanı değiştirebilir, ama o insanın istediği kadar olmaz.

bu bir kişisel gelişim değil, şu dakika yazmayı bıraksam, okuyanların ömrü boyunca değişmeye çalışacağını ve yazdıklarımı hiçbir zaman unutamayacağını biliyorum.

adımını atıpta düşebilmek, beklemekten iyidir.

dişilerle ilgili olarak çok şey söyledim. şuanda sorun, onlarla konuşamamak, hamle yapamamak olmalı. kelimelerini doğru seçersen, bahsettiğim şeyleri doğru uygularsan, konuşman bittiğinde hamlesini yapanın onlar olmasının hiç bir sebebi yok.

ego konusu gerçekten uzun. egonun hiçbir zaman öldürülemeyeceğini iyi biliyorum. sadece susturabiliriz. yanlış hamlede ego tekrar geri döner.

insanlar ne der? diye düşünmenizi sağlayan şey egodur.

topluma göre yaşamanızı isteyen şey egodur.

korkmanızın sebebi de egodur.(de ler ne zaman ayrı yazılır hiç fikrim yok)

bunu nasıl düzeltilebileceğini uzun bir yazıda anlatacağım.

yani topluluk içerisinde istediğim gibi davranmayı içimden geleni yapmayı unutmalıyım... e o halde geriye ne kaldı? neyi değiştirebiliriz ki biz? toplumun içinde hala onlar gibiyiz; korkak ve sinimş... o halde neyi değiştirmeyi çalışıyoruz anlamadım.

gibi tutmuşuz zaten.

o halde tek değişim, onların arasında bulunmamak olabilir.

yaz bari fazla insan olmayan yerlerde kendimiz olalım, kasmayalım amk. ortamı koklar ve çok fazla köpeciğin olduğu yerlerde görmek istemeyecekleri şekillerde hareket etmeyiz olur biter sonuçta uzun vadede kazanan olucaz, çoğunluğun fazla olduğu yerlerde bırakalım onlar kazanıyor gibi görünsün.

birde toplumu kontrol etmek, onlara liderlik yapacağız amaç bu; diyorsun. bunu nasıl yapabilirizki, bu nasıl gerçekleşebilir? bu insanların liderlere ihtiyacı olmadığını söylemiştin...