1. 1.
    0
    Akil: aklı başında.

    Analitik düşünce: bir bütünü - ki o bütün genellikle bi sorundur -, makul alt kümelere ayirip her birini tek tek inceleyerek, birbirleriyle olan iliskilerinin dökümünü yaparak sorunun tümünü çözme yönteminin bir sistem haline getirilmisi.

    Apolitik: siyasetten hoşlanmayan bu nedenle görüş belirtmeyen kişiler.

    Banliyö: şehir merkezinden uzak yerleşim yerleri.

    Berdevam: sürüp giden.

    Cemse: askeri arabalara takılan lakap.

    Cinsi latif: kadın tanımı.

    Çetele: kayıt.

    Dimağ: bilinç.

    Emprovizasyon: doğaçlama.

    Erkan-ı harp: genelkurmay.

    Eximbank: ithalat ihracat bankası.

    Halet-i ruhiye: ruh hali.

    Halvet olmak: görüşmek için yalniz kalip iceriye kimseyi sokmamak.

    Hilaf: muhalif, aksi, zıtlık.

    Hizip: parti.

    icazet: izin, onay

    ilanihaye: sonsuza dek.

    ilhak: bütüne katmak, bağlamak

    inayet: bir isin en güzel sekilde gerçeklesmesi, en küçük noktasinin dahi belirsiz ve kalmamasi için azami derecede gayret edip, özen göstermek demektir.

    inisiyatif: öncelik.

    izafi: göreceli olan şey.

    ivedilikle: acil olarak.

    Jenosit: soykırım.

    Kelam: kelime, söz.

    Kepenek: çobanların giydiği dikişsiz kolsuz kıyafet.

    Ketum: çok konuşmayı sevmeyen, içine kapalı insan.

    Kıymeti harbiye: sözün gerçek değeri.

    Kifayetsiz: yetersiz.

    Konsensüs: görüş birliği.

    Kontrendike

    Lümpen: işçi sınıfından olupta oraya dahil olduğunu bilmeyen kişi.

    Mahsus: 1. bile bile, kasten 2. birine ayrılmış olan.

    Martaval: yalan, sallamak.

    Mazhar: birşeye uzanmak, erişmek, başarmak.

    Moratoryum: Bir ülkenin ekonomik sıkıntılar yüzünden borçlarını ödemeyeceğini ilan etmesi.

    Muflis: Mahkeme tarafından iflas ettiğine hükmedilen kimsedir, bitmiş, tükenmiş insandır.

    Muhteris: ihtiras sahibi.

    Mukabele: karşılık vermek, karşı gelmek.

    Mukadderat: alınyazısı.

    Mübalağa: abartı.

    Münferit: tekil, ferdi, bireysel.

    Münhasır: bir kimse veya bir sey için ayrilmis, mahsus, sınırlanmış, sınırlı.

    Müsamaha: hoşgörü.

    Müstemleke: yarı sömürge.

    Mütamayil: eğilimi olan.

    Müteessir: üzgün.

    Müteessir olmak: tesir altında kalmak, etkilenmek.

    Mütenasip: orantılı.

    Nacizane: çok küçük.

    Nobran: kibar olmayan, görgüsüz, kaba, nezaketsiz.

    Nuktedan: espritüel.

    Proletarya: işçi sınıfı.

    Rölyef: kabartma.

    Saik: niyet.

    Sinematografi: görüntü yönetmenliği.

    Tahakküm: hüküm altına almak.

    Taltif: gönül okşamak, iltifat.

    Tasfiye: arıtma, ayıklama, temizleme, birçok kişinin görevine son vermek.

    Tecrit
    : izolasyon, yalıtma

    Terminoloji

    Trabzan
    : merdiven korkuluğu

    Zemmetmek
    : yermek, aşağılamak: terim bilimi: ters etki gösteren.
    ···
  1. 2.
    0
    bu yaptığının ne manası var şimdi??
    bundan sonra ocak dışındasın
    ···
  2. 3.
    0
    1-Mokar:yannan
    2-nafsım-yannanım
    3-nafta:bilmiyorum çingeneler kullanıyor özellikle daha çok ankarada kullanılır naftaya bak laa tarzı
    4-Orom: cingan demek
    5:Cingan:çingene
    6:yavulanma:şımarma
    7:Gacım:Kardeşim demek
    8:Cine:Sevgili
    9:cürüm: senin cürümün ne la
    10:kızan:trakya bölgesinde çocuk anlamında
    11:Mari:Trakya bölgesinde lafın aralarında derler anlamı yok
    ···