/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    Daha önce de üzerinde durduğum bir konudur: tarihi anlatırken savaşlar, zaferler, mağlubiyetler, liderler üzerinde durulduğu için gerçekten takdir edilmesi gerekenler gölgede kalabiliyor. Kamil Bin Adil gibi tarihin görebileceği en başarılı ve strateji dehası yöneticilerden biri bu nedenle yeterince bilinmiyor.
    ···
  2. 2.
    +2
    Selahaddin Eyyübi’nin Haçlıların elinde bulunan Kudüs’ü geri alması ve Kudüs Haçlı Krallığı’na son vermesi o kadar çok işlenir ve üzerinde durulur ki çoğu insan Haçlı seferlerinin sonu olduğunu düşünür. Oysa gerçek bundan çok daha farklıdır… Selahaddin Eyyübi’nin Kudüs zaferi, haçlılarlar müslümanların mücadelesinde bir nokta değil, virgül olmuştur. Mesela meşhur ingiltere kralı Arslan Yürekli Richard’ın haçlı seferi bu zaferden sonradır.
    Selahaddin Eyyübi sonrası krallığı üçe bölünmüştü ve birbirleriyle mücadele eden bu üç parça güçlü Haçlı ordularına karşı duracak halde değildi. işte Kamil Bin Adil burada tarih sahnesine çıkıyor.
    ···
  3. 3.
    +2
    Kamil Bin Adil başarılı bir komutan, genç yaştan itibaren zekasını kullanarak savaşlar kazanıyor. Ama amacım onun yaşdıbını uzun uzun anlatmak değil, merak eden wikipedi sayfasından biraz daha ayrıntılı öğrenebilir:
    http://tr.wikipedia.org/w...s.27un_Hacliara_verilmesi
    (wikipedi için windscribe adlı vpn'i kullanabilirsiniz.)
    ···
  4. 4.
    +2
    Kamil Bin Adil’in en önemli kararlarından beri Kudüs’ü Haçlılara geri vermek.
    ***
    Kamil Bin Adil Mısır Eyyübilerinin başına geçtiğinde, hem Suriye Eyyübi Sultanı Muazzam, hem Haçlılar, hem de yaklaşmakta olan Moğol istilasının etkileriyle karşı karşıya kalmıştı.
    Alman imparatoru II. Friedrich güçlü bir orduyla Akka’ya çıktı. Kamil Bin Adil’in bu orduyla başa çıkabilecek gücü yoktu.
    II. Friedrich Kudüs’e veya kutsal topraklara çok fazla önem veren biri değildi. Bu sefere çıkmasının nedeni: arasının çok kötü olduğu papa ve aforoz tehditleriydi.
    Kamil Bin Adil kimsenin hayal edemeyeceği bir hamle yaptı: Kudüs’ü savaş olmadan teslim etmeyi teklif etti. Ve gerçekten de bir anlaşma oldu
    ···
  5. 5.
    +2
    --- alıntı ---
    Bundan birkaç hafta sonra iki taraf arasında hiç çarpışmalar olmadan yapılan müzakerelerle bir antlaşma metni hazırlanıp bu barış antlaşması 16 Șubat 1229'da imzalandı. Bu barış antlaşmasında şu şartlar bulunmaktaydı:
    Kudüs'ün büyük bir kısmı, özellikle Hristiyanlarca kutsal tarafları, Kutsal Kudüs Krallığı idaresi altına verildi. Fakat bu şehir Haçlıların Kutsal Kudüs Krallığı başkenti olmadı ve başkent yine Akka'da kaldı.
    Hem Hristiyanlar, hem Yahudiler hem de Müslümanlar tarafından kutsal sayılan (Hristiyan ve Yahudilerce "Tapınak Tepesi" adı verilen) Harem-us Şerif, Kubbet-üs-Sahra ve Mescid-i Aksa Müslümanların elinde bırakıldı. Kudüs şehrinde ikamet eden tüm Müslümanların mülkiyet hakları ve can emniyetleri garanti altına alındı. Müslümanlar için islam hukukunu kullanan Müslüman kadılar ve özel hukuk sistemi uygulanması devam etti.
    Arap kaynaklarına göre Eyyubiler tarafından yıkılmış olan Kudüs kuleleri ve surları tamir edilmedi ve yeniden yapılmalarına izin verilmedi.
    Kudüs'ün şartlı olarak Hristiyanlara verilmesi yanında sahilde bulunan Kudüs Krallığı başkenti Akka'dan Kudüs'e Hristiyan hacılarının güvenlikle gidebilmeleri için dar bir Kudüs koridoru idaresi de Haçlılara verildi. Bu koridor'dan başka Beytüllahim, Nasıra, Yafa ve Sayda da Haçlılar Kudüs Krallığı idaresine geçti.
    Eyyubiler ellerine geçmiş olan Haçlı kalelerini ve Ürdün arazilerini Haçlılara geri vermediler.
    Bu antlaşmanın 1229'dan sonra 10 yil daha geçerli olacağı on görüldü.
    17 Mart 1229'da imparator II. Friedrich Kudüs'e şahsen gidip Hristiyan kutsal yerlerini gezip ziyaret etti. imparator'un Kudüs gezileri sırasında Tapınak Tepesi'nde imparator II. Friedrich ile Eyyubiler Mısır Sultanı Kamil şahsen görüşüp karşılıklı konuşmalar yaptılar.
    --- alıntı ---
    ···
  6. 6.
    +3
    Peki burada tarihin gölgesinde kalan strateji dehalığı nedir?
    II. Friedrich ordusuyla Kudüs’e gittiğinde bir sürprizle karşılaşır. Kamil Bin Adil Kudüs’ün surlarını yıktırmıştır. Yani ortada açık bir şehir vardır. II. Friedrich bu nedenle sadece kutsal mekanları ziyaret eder ve ordusuyla her türlü saldırıya açık olan bir konumda fazla kalamayarak geri döner.
    Kamil Bin Adil Kudüs açık şehir haline getirerek bir anlamda onu cazip bir hedef olmaktan çıkarır.
    ···
  7. 7.
    +3
    Kamil Bin Adil bu hamlesinden sonra da yöneticilik yaşamı boyunca her zaman girdiği savaşlardan galip çıkar. Fakat bana kalırsa en büyük başarısı “görece kağıt üzerindeki bir yenilgisi”dir.
    Öldüğü zaman ortadoğu’yu zayıflatan Eyyübi varislerinin güç mücadelesi devam eder, Moğol istilası başladığı zaman Mısır’a kadar kolayca gelirler ama ilk yenilgilerini Kamil Bin Adil’in kurduğu düzende önce komutanlığa, sonra yöneticiliğe kadar yükselen Baybars karşısında alacaklardır.
    ···