1. 1.
    +1
    benim bildiğime göre; xml ile idlerin üstünde arama yapamazsın - xml olmalı sütünün tipi, kendin elle xml'leri parse edip stored procedure'e veya orm aracına aktarman gerekir.

    sen database'e bağlantını neyle sağlıyorsun, onu söylersen daha iyi bi yöntem sunabiliriz.
    ···
  2. 2.
    +1
    insanlar, her an gelişme ve kendini yenileme eğillmindedirler. Bu gelişme ve kendini yenileme süreci içerisinde, zamanlarının çoğunu düşünmeye, araştırmaya ve uygulamaya ayırmak zorundadırlar. Sıkıcı ve uzun hesaplamalar, araştırmacının verimini düşürmekte, gelişmeleri geciktirmektedir. Her araştırmacı bu engelden kurtulmak, sıkıcılığı ve zaman kaybını önlemek için çabalar harcamıştır. Harcanan. bu çabalar BiLGiSAYAR teknolojisini doğurmuştur.

    ilk bilgisayarın; Bundan yaklaşık olarak 5000 yıl önce Asya’da ortaya çıkan bugün de hala ilkokul sıralarında da olsa kullanılan abaküs olduğu düşünülebilir. Fakat daha sonra kağıt ve kalemin yaygınlaşması ile abaküs önemini kaybetmeye başladı.

    1642 yıllarında , Fransız bir vergi tahsildarının oğlu olan 18 yaşındaki Blaise Pascal (1623-1662), babasına işine yarayacak Pascalin adında bir tip hesap makinası geliştirdi. Bu araç 10 tabanına göre işlemlerde başarı ile kullanıldı. pascalinin dezavantajı toplama işlemi ile sınırlı olmasıydı.

    1694 yılında alman matematikçisi ve filozofu olan Gottfried Wilhem von Leibniz (1646-1716), çarpma işlemlerinde de kullanılabilecek pascalini yapmayı başardı. Daha sonra bir fransız olan Charles Xavier Thomas de Colmar dört temel matematiksel işlemi (toplama, çıkartma, çarpma ve bölme) yapan cihazı yapmayı başardı.

    Bilgisayar tarihinin gerçek başlangıcı ise bugün ingiliz bir matematik profösörü olan , Charles Babbage (1791-1871) ile başlar. 1812 de Babbage makinalar ile matematik arasındaki doğal uyuma dikkat çekti. Makinalar hata yapmaksızın görevlerini tekrarlayan cihazlardır. Matematikte ise; özellikle matematiksel tabloların üretilmesi basit adımların tekrarlanması ile gerçekleşir. Problem matematiğin ihtiyacına göre makinaların olayın uygulanabilmesiydi. 1822 de bu problemin çözülmesi için Babbage’in ilk adımı Difransiyel eşitliklerin çözümü için Farklar Makinası (Difference Engine) denilen bir makina önerdi.

    Lokomotif gibi büyük ve buhar gücüyle çalışan makina bir programa sahip olacak hesaplamaları yaptıktan sonra sonuçları otomatik olarak yazabilecekti. 10 yıl bu makina için çalışan Babbage aniden ilk düşüncesinden hareketle Analitik Makina (Analytical Machine) ismini kullandı. Bugünün standartlarına göre çok ilkel olan Babbage’nin buhar güçlü bilgisayarı sonuçta asla yapılmadı.

    ikinci dünya savaşının başlaması ile, yönetimler bilgisayarların potansiyel stratejik önemi nedeniyle bilgisayar araştırmalarını iyice arttırdılar. 1941 de Alman mühendis Konrad Zuse uçak ve roketler için Z3 olarak adlandırılan bir bilgisayar geliştirdi. Müttefik kuvvetler daha güçlü bilgisayarlar için çalışmaya başladılar.

    1944 de ingilizler almanların mesajlarını çözebilmek için Colossus adlı gizli kodları kırmayı başaran bilgisayarı dizayn ettiler. IBM ile çalışan Howard H. Aiken (1900-1973), 1944 de tamamen elektronik hesap makinasını üretti. Kısaca Mark I olarak adlandırlan makina elektronik rolelerden oluşmuş bir cihazdı. Mekanik parçaları hareket ettirmek için elektromagnetik sinyaller kullanılmıştı. Makina yavaştı çünkü tek hesaplama 3-5 saniye alıyordu ve ard arda gelen hesaplamalar sırasında herhangi bir şey değiştirilemiyordu. Fakat daha kompleks eşitliklerin üstesinden gelebiliyordu.

    Savaş nedeniyle gelişmiş diğer bir bilgisayar, Amerikan hükümeti ve Pennsylvania Universitesi ortaklığı ile ortaya çıkmış olan ENIAC adlı bilgisayardı (Electronic Numerical Integrator And Computer). Bilgisayar 18000 vakum tübü, 70000 direnç ve 5000000 lehim noktarına sahipti. 160 kilowatt elektrik gücü tüketen makina Philadelphia daki ışıkların sönükleşmesine neden oluyordu. ENIAC, Mark I e göre 1000 kez daha hızlı bir bilgisayardı.

    1945 de EDVAC (Electronic Discrete Variable Automatic Computer) dizayn edildi. Bu bilgisayarda verilerde program gibi hafızada tutuldu. Bu hafızaya depolama olayının doğmasına neden oldu ve bilgisayar belli bir noktada durudurulduktan sonra devam etmesi sağlanmış oldu. Bilgisayar programlamada çok yönlülüğün artmasına neden olundu. Birinci nesil bilgisayarların dezavantajları vakum tüpleri ile çalışmaları ve verilerin davul şeklideki magnetik şeylerde toplanmasıydı.

    ikinci Nesil Bilgisayarlar (1956-1963)

    1948 de transistörlerin keşfi ile birlikte bilgisayarların gelişimindeki artış iyice arttı. Transistörler televizyonlardaki, radyolardaki ve bilgisayarlardaki büyük ve hantal vakum tüplerinin yerlerini aldılar. Transistörlerin bilgisayarlarda kullanılmaya başlaması ile ikinci nesil bilgisayarlar daha küçük, daha hızlı daha güvenilir ve önceki modellere göre daha az enerji tüketen modeller olarak ortaya çıkmasına neden oldular. ikinci nesil bilgisayarlarda makine dili ile assembly dili yer değiştirdi ve böylece uzun ve zor ikili kodların yerini kısa programlama kodları aldı.

    1960 ların başlarında işyerleride, üniversitelerde, ikinci nesil bilgisayarlar kullanılmaya başlandı. ikinci nesil bilgisayarlara yazıcılar, tape birimleri, disk birimleri, hafıza, işletim sistemi ve programlar ilave edildi. IBM 1401 ikinci nesil bilgisayarlar için önemli bir örnektir. Daha gelişmiş COBOL (Common Business-Oriented Language) ve FORTRAN (Formula Translator) gibi yüksek seviye diller kullanılmaya başlanmıştır. Bu tip dillerde; kriptik ikili makina kodları yerlerini kelimelere, cümlelere ve matematksel formüllere bırakarak bir bilgisayarın programlanmasının daha basit hale gelmesine neden olmuştur. ikinci nesil bilgisayarların ortaya çıkışı ile birlikte yeni meslek tipleri (programcı, analizleyiciler, bilgisayar sistem uzmanları) ve software endüstrisi doğmuştur.

    Üçüncü Nesil Bilgisayarlar (1964-1971)

    Transistörler vakum tüplerine göre avantajlı olsalarda büyük miktarda ısı yayarlar ve bilgisayarın duyarlı iç parçalarının bozulmasına neden olabilirler. Kuarz bu problemi çözdü. 1958 yılında Texas Instruments deki mühendislerden Jack Kilby Tümleşik devreyi (Integrated Circuit (IC)) geliştirdi. Tümleşik devre (IC), kuartzdan yapılmış küçük bir silikon disk üzerinde 3 elektronik bileşenden meydana gelir. Bilimadamları daha sonra yarıiletken olarak adlandırılan küçük bir yonga (chip) üzerine pekçok parçayı yerleştirerek yönetmeyi balardılar. Sonuçta bilgisayarlar küçük bir yonga üzerine daha fazla bileşenin katılmasıyla küçülmüş oldular. Üçüncü nesil bilgisayarlarda işletim sistemi etrafında pekçok programın çalışması mümkün oldu ve bilgisayar hafızası bu programlar tarafından ortak olark kullanılmaya başlandı.

    Dördüncü Nesil Bilgisayarlar (1971- Hala gelişiyorlar)

    Tümleşik devrelerden sonra, boyutlar azalmaya devam etti. Bir yonga üzerine yüzlerce bileşen monte edildi (Large scale Integration (LSI)). 1980 de bir yonga üzerine binlerce bileşenin yüzlercesi sıkıştırıldı (Very Large scale Integration (VLSI)). Sayı milyonlar mertebesine çıktığında (Ultra-Large scale Integration (ULSI)) söz konusu oldu. Bilgisayarların boyut ve fiyatları azaldı ve azalmaya devam ediyor. Bunun yanında güçleri verimlilikleri güvenilirlikleri artmaya devam ediyor. 1971 yılında Intel 4004 yongasını ürettiğinde çok küçük bir yonga üzerinde bilgisayarın tüm bileşenleri (merkezi işlem birimi (Central Processing Unit (CPU)), hafıza, girdi ve çıktı yönetimi) toplanmıştı.

    1981 de evde, işyerinde ve okullarda kullanım için kişisel bilgisayarı (Personal Computer (PC)) ortaya çıkarttı. 1981 de 2 milyon olan PC sayısı 1982 de 5.5 milyona ulaştı. On yıl sonra 65 milyon PC kullanılmaya başlandı. Giderek bilgisayarların boyutları küçülmeye devam ederek laptop bilgisayarlar (bir çantaya sığacak büyüklükte), palmtop (gömlek cebine girebilecek büyüklükte) bilgisayarlar dizayn edildiler. 1984 yılına gelindiğinde ilk kez IBM PC ve Apple Machintosh yarışı başladı. Machintoshlar user-friendly dizayn ile ortaya çıktı. Machintosh’un sunduğu işletim sistemi; kullanıcılara, yazılı komutlar yerine bilgisayar ekranında simüle edilen bir simge ile diğer simgeleri (icon) taşıma kolaylığı sağladı. Yakın bilgisayarların daha etkili kullanılabilmesi için birbirlerine bağlanmaya başladılar ve bilgisayar ağları kurulmaya başlandı. Ağ üzerindeki herbir bilgisayar diğer bilgisayarların hafızalarını, programlarını bilgilerini paylaşmaya başladı. Bu tür birbilerine bağlı bilgisayarların oluşturduğu ağlar (Local Area Network (LAN)) diğer bilgisayar ağlarına bağlandılar. Böylece tüm dünyadaki bilgisayarlar birbirlerine bağlanarak ağların ağı olan interneti oluşturdular.

    Beşinci Nesil Bilgisayarlar (Henüz hayal aşamasında)

    Beşinci nesil bilgisayarları tanımlamak henüz biraz zor çünkü henüz başlangıç aşamasındalar. Beşinci nesil bilgisayarların en ünlüleriden biri Arthur C. Clarke ın romanındaki (2001: A Space Odyssey) HAL9000 dır. HAL insan operatörlerle sohbet eden, görsel girdiler kullanan ve kendi deneyimleri ile öğrenen yeterli yargılama süreçlerine girebilen bir bilgisayardır. Ne yazık ki HAL pgibolojik arızalar sahip, uzay gemisine el koyan ve pekçok insanı öldüren bir robottur.

    Isaac Asimov’un “Ben robot” ve “Üç robot Yasası” adlı bilim kurgu eserlerindeki robot tiplerin insan robot arasındaki çizginin ne kadar incelebileceğine ilişkin güzel örnekler vermektedir. Hollywood’un sunduğu Terminator II daki öğrenen beşinci nesil bilgisayarlar ilişkin örnekler çok çarpıcıdır.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    +1
    @47 microsoft'a bel bağlamak değil bu. javayı da denedim deniyorum da iş için hangisi uygunsa onu kullanmak lazım ama bi' asp.net mvc - sharparchitecture mimarisini ve kolaylığını, javanın mvcsine - strutsına değişmem hocu.
    ···
  4. 4.
    +1
    @1 özet geçmesende olur bişey anlamayacağım nasolsa.
    maksat başlık uplansın işin hallolsun ama burda pek arama bence sinir hastası olursun.
    ···
  5. 5.
    +1
    bellek [değiştir]
    bir bilgisayarın belleği, sayılar içeren bir hücreler bütünü olarak düşünülebilir. her hücreye yazılabilir ve içeriği okunabilir. her hücrenin kendisine özel bir adresi vardır. bir komut örneğin 34 sayılı hücrenin içeriğini 5.689 sayılı hücreyle toplayıp 78. hücreye yerleştirmek olabilir. i̇çerdikleri sayılar herhangi bir şey olabilir, sayı, komut, adres, harf, v. b. i̇çeriğinin doğasını ancak onu kullanan yazılım belirler. günümüz bilgisayarlarının çoğunluğu veriyi kaydetmek için ikili sayıları kullanır ve her hücre 8 bit (yani bir bayt) içerebilir.

    kişisel bilgisayar: (1) ekran, (2) ana kart (3) i̇şlemci (cpu) (4) bellek (ram) (5) genişletme kartları (pci-x, agp, v. b.) (6) güç kaynağı (7) optik disk sürücü (dvd, cd, v. b.) (8) sabit disk (9) klavye (10) fare
    dolayısıyla bir bayt 255 farklı sayıyı ifade edebilir, bunlar ancak 0 dan 255'e veya -128 den +127'ye olabilirler. yan yana yerleşmiş birden fazla bayt kullanıldığında ise (genelde 2, 4 veya 8) çok daha büyük sayıların kaydedilmesi mümkün olur. çağımız bilgisayarlarının bellekleri milyarlarca bayt içermektedirler.
    bilgisayarlarda üç adet bellek türü bulunur. i̇şlemci içerisinde yer alan yazmaçlar, son derece hızlı ancak çok sınırlı sığaya sâhiptirler. i̇şlemcinin çok daha yavaş olan ana belleğe olan erişim gereksinimini gidermek için kullanılırlar. ana bellek ise rastgele erişimli bellek (reb veya ram, random access memory) ve salt okunur bellek (sob veya rom, read only memory) olmak üzere ikiye ayrılır. ram'a istenildiği zaman yazılabilir ve içeriği ancak güç sürdüğü sürece korunur. rom'sa sâdece okunabilen ve önceden yerleştirilmiş bilgiler içerir. bu içeriği güçten bağımsız olarak korur. örneğin herhangi bir veri veya komut ram'da bulunurken, bilgisayar donanımını düzenleyen bios rom'da yer alır.
    son bir bellek alt türü ise önbellektir (cache memory). i̇şlemci içerisinde yer alır ve yazmaçlardan büyük sığaya sâhip olmanın yanı sıra ana bellekten de hızlıdır.

    sabit diskler bilgisayarların en çok tanınan g/ç birimlerindendirler.
    g/ç bir bilgisayarın dış dünyadan veri alışverişinde bulunmak için kullandığı araçtır. yaygın olarak kullanılan giriş birimleri arasında klavye ve fare, çıkış için ise ekran (veya görüntüleyici, monitör) ve yazıcı sayılabilir. sâbit ve optik diskler ise her iki görevi de üstlenirler.
    bilgisayar ağları [değiştir]
    1970'lerde abd'li mühendisler ordu içerisinde yürütülen bir tasarı çerçevesinde bilgisayarları birbirleri ile bağlayıp (arpanet), günümüzde bilgisayar ağı olarak bilinen yapının temellerini attılar. zaman içerisinde bu bilgisayar ağı, ordu ve akademik birimler ile de sınırlı kalmayıp genişledi ve bugün milyonlarca bilgisayar içerden bilgisunar (internet veya genel ağ) oluştu. 1990'lara gelindiğinde ise, i̇sviçre'nin cern araştırma merkezinde geliştirilen küresel ağ (world wide web, www) adlı iletişim kuralları, e-posta gibi uygulamalar ve ethernet gibi ucuz donanımsal çözümler ile bilgisayar ağları yaygınlık kazandılar...
    donanım [değiştir]

    disket sürücü, sabit disk ve optik diskin bulunduğu çevresel birimlerin toplandığı standart tip bilgisayar kasası
    donanım kavramı bir bilgisayarın tüm dokunulabilir bileşenlerini kapsar.
    donanım örnekleri
    çevresel birimler (giriş/çıkış) giriş fare, klavye, oyun çubuğu, tarayıcı
    çıkış monitör, yazıcı
    her ikisi disket sürücü, sabit disk, optik disk
    bağlantı birimleri kısa menzil rs-232, scsi, pci, usb
    uzun menzil (bilgisayar ağları) ethernet, atm, fddi
    yazılım [değiştir]
    yazılım kavramı bilgisayardaki özdek (maddi) olmayan tüm bileşenleri tanımlar: yazılımlar, iletişim kuralları ve veriler hepsi yazılımdır.
    yazılım
    i̇şletim sistemi unix/bsd unix v, aix, hp-ux, solaris (sunos), freebsd, netbsd, irix
    gnu/linux linux dağıtımları
    microsoft windows windows 3.1, windows 95, windows 98, windows nt, windows ce, windows xp, windows vista, windows 7
    dos dos/360, qdos, pc-dos, ms-dos, freedos
    mac os mac os x
    gömülü ve gerçek zamanlı işletim sistemileri gömülü işletim sistemleri dizelgesi
    kütüphaneler çoklu ortam directx, opengl, openal
    yazılımlama kütüphanesi c kütüphanesi
    veriler i̇letişim kuralı tcp/ip, kermit, ftp, http, smtp
    belge biçimleri html, xml, jpeg, mpeg, png
    kullanıcı arayüzü grafiksel kullanıcı arayüzü (wimp) microsoft windows, gnome, kde, qnx photon, cde, gem
    metinsel kullanıcı arayüzü komut satırı, kabuk
    diğer
    uygulama ofis kelime işlemci, masaüstü yayıncılık, sunum yazılımı, veri tabanı yönetim sistemi, hesap çizelgesi, muhasebe yazılımı
    bilgisiyar erişimi tarayıcı, e-posta istemcisi, küresel ağ sunucusu, anlık ileti yazılımı
    tasarım bilgisayar destekli tasarım, bilgisayar destekli yapım
    grafikler hücresel grafik düzenleyici, yöneysel grafik düzenleyici, 3b modelleyici, canlandırma düzenleyici, 3b bilgisayar grafikleri, video düzenleme, görüntü işleme
    sayısal ses sayısal ses düzenleyici, ses oynatıcı
    yazılım mühendisliği derleyici, çevirici, yorumlayıcı, hata ayıklayıcı, metin düzenleyici, tümleşik geliştirme ortamı, başarım incelemesi, değişiklik denetimi, yazılım yapılandırma yönetimi
    oyunlar strateji, macera, bulmaca, benzetim, rol yapma oyunu, etkileşimli kurgu
    ek yapay zeka, antivirüs yazılımı, belge yönetici
    yazılımlama dilleri [değiştir]
    yazılımlama dilleri
    programalama dilleri listesi programlama dillerinin bölümsel listesi, programlama dillerinin abecesel listesi, i̇ngilizce tabanlı olmayan programlama dilleri
    çokça kullanılan assembly dilleri x86
    çokça kullanılan yüksek düzey diller basic, delphi, c, c++, c#, cobol, fortran, java, lisp, pascal, flash
    çokça kullanılan betik dilleri bourne shell, javascript, python, ruby, php, perl
    kişisel bilgisayarların kilometre taşları [değiştir]

    1950-1970 büyük kurumlarda anaçatı bilgisayarlar kullanılıyordu.
    1971 yonganın geliştirilmesiyle bilgisayarlar çok küçük hâle geldi. kişisel kullanıma yönelik ilk bilgisayar satıldı. kendi monitörü yoktu, televizyon ekranını kul
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +1
    @44 microsoft teknolojilerine fazla bel bağlamamak lazım. daha genel teknolojilerle bu iş çözülebilir bence. json iyidir tipli dataları taşımak için. en iyi değilse bile rahat ve genişletilebilir.
    ···
  7. 7.
    +1
    75 bir ekranı ve klâvyesi takılı olan ilk bilgisayar satıldı. bilgisayara "uzay yolu" adlı televizyon dizisindeki bir gezegenden esinlenilerek altair adı verilmişti.
    1977 tamâmı birleştirilmiş, ekranı ve klâvyesi bulunan, kullanıma hazır halde ilk bilgisayar üretildi.
    1981 bir a.b.d. şirketi olan ibm, ilk kişisel bilgisayarı üretir. kısa süre sonra diğer şirketler, i̇bm gibi kendi bilgisayarlarını tasarlar.
    1983 apple, fâresi olan bir bilgisayar olan macintosh'u üretir. bilgisayar çizgeleri (grafik) kullanılmaya başlanır.
    1986 microsoft şirketi windows 1.0'ı piyasaya sürer.
    1992 linus torvalds, linux 1.0'ı duyurur.
    1997 avuçiçi bilgisayarlar piyasaya yeni yeni çıkar.
    ayrıca bakınız [değiştir]

    konuyla ilgili diğer wikimedia sayfaları :

    commons'da bilgisayar ile ilgili çoklu ortam dosyaları bulunmaktadır.

    vikisözlük'te bilgisayar ile ilgili kelime açıklaması bulunmaktadır.

    vikikitap'ta bilgisayar ile ilgili kılavuz veya ders kitapları bulunmaktadır.

    vikisöz'de bilgisayar ile ilgili özlü sözler bulunmaktadır.
    bilgisayar bilimleri
    bilgisayar güvenliği
    hesaplanabilirli
    ···
  8. 8.
    +1
    java, sun microsystems mühendislerinden james gosling tarafından geliştirilmeye başlanmış açık kodlu, nesneye yönelik, düzlemden bağımsız, yüksek verimli, çok işlevli, yüksek seviye, adım adım işletilen (interpreted) bir dildir.
    java ilk çıktığında daha çok küçük cihazlarda kullanılmak için tasarlanmış ortak bir düzlem dili olarak düşünülmüştü. ancak düzlem bağımsızlığı özelliği ve tekbiçim kütüphane desteği c ve c++'tan çok daha üstün ve güvenli bir yazılım geliştirme ve işletme ortamı sunduğundan, hemen her yerde kullanılmaya başlanmıştır. şu anda özellikle kurumsal alanda ve mobil cihazlarda son derece popüler olan java özellikle j2se 1.4 ve 5 sürümü ile masaüstü uygulamalarda da yaygınlaşmaya başlamıştır. java'nin ilk sürümü olan java 1.0 (1995) java platform 1 olarak adlandırıldı ve tasarlama amacına uygun olarak küçük boyutlu ve kısıtlı özelliklere sahipti. daha sonra düzlemin gücü gözlendi ve tasarımında büyük değişiklikler ve eklemeler yapıldı. bu büyük değişikliklerden dolayı geliştirilen yeni düzleme java platform 2 adı verildi ama sürüm numarası 2 yapılmadı, 1.2 olarak devam etti. 2004 sonbaharında çıkan java 5, geçmiş 1.2, 1.3 ve 1.4 sürümlerinin ardından en çok gelişme ve değişikliği barındıran sürüm oldu. java se 7 ise (kod adı: dolphin) sun'un üzerinde çalıştığı, java teknolojisinin gelecekteki sürümüdür. 13 kasım 2006 da java düzlemi gpl ruhsatıyla açık kodlu hale gelmiştir.
    ···
  9. 9.
    +1
    format at
    ···
  10. 10.
    0
    ajax kullan lan.
    ···
  11. 11.
    0
    @46 @47 @48
    sagol beyler sukunuzu verdim
    asıl sorum suydu
    database xml giderken stringten farklı bir sıkıstırma oluyor mu ?
    eger olmuyorsa ben idlerimi virgulle göndersem, gereksiz yere xml taglerini kullanmasam daha ii .
    xml in faydası nedir js ten db ye giderken ?
    ···
  12. 12.
    0
    @33 kanka xml taglerinin parse edilmesi senin parse etmenden daha hızlı olur.

    tabi xml biraz daha fazla bellek gerektirir. istersen küçük bir örnekle dene derim. durumu bana da haber edersen sevinirim...
    ···
  13. 13.
    0
    @1 olmaz olur mu bin çok faydası olur
    ···
  14. 14.
    0
    bin gidip okulunu okusana,
    burda ferregrafik anılarımızı bile özet geçiyoruz, yannan gelmiş destan yazmış. gib
    ···
  15. 15.
    0
    @40 sırf json değil hocu. hangisi işine gelirse ama xml'de verilerin bi miktar artar, xml gönderesiye html gönder daha iyi bana sorarsan. bunun yanında json da fazla etkili değil, yani xlinq gibi bişey varken bunu çöpe atmak da mantıksız olabiliyor. seçim sana kalmış

    performansı o kadar kafana takma, eğer çatlarsa kodun tekrar dönüp bakarsın, yeter ki oop düzgün olsun.
    ···
  16. 16.
    0
    format attır kanka bende de olmuştu virüs var dedi bilgisayarcı abi 30 lira verdim formatladı , kantır bile yüklemiş daşşanı yediim. kespırskay yüklemiş bide , taş gibi oldu makine.
    ···
  17. 17.
    0
    @28 yaratıcı ol olm
    copy paste lerle adam olunmaz hayatta
    ···
  18. 18.
    0
    @70 format atılır
    ···
  19. 19.
    0
    @7 adam haklı Beyler
    ···
  20. 20.
    0
    xml aslında taşıma ve okuma kolaylığı sağlıyor, ama yollayacağın şey sadece birkaç id ya da onun gibi basit verilerse ayır virgül ya da borulama işaretiyle, veri ufalır. ama aldığım veriyi parse ederken de canım sıkılmasın ya da yarın öbür gün başka bi uygulamadan da parse etmem ya da ettirmem gerekir diyorsan json ya da xml iyidir, her vidayı sıkan anahtar, her züte uyan yaraktır bu xml ve json ayıptır söylemesi
    ···