-
1.
+6 -8Bilgi nedir? Her bilgi doğru mudur? Bir bilginin doğruluğunu belirleyen şey ne ? Mesela yarar sağlayan bilgiye doğru denilir mi? Bilginin kesinliğine nasıl güvenebiliriz. Buna benzer bir konuda Descartes Meditasyonlar (Metafizik üzerine) adlı eserinde Kötü Cin olarak adlandırdığı bir varlık üzerinden aynen şöyle diyor ; "Beni uyutabilecek sonra uyanıkken , olduğu kadar canlı rüyalar görmemi ve gördüğüm her şeyin bana başka bir şeymiş gibi görünmesini sağlayabilecek ya da iki kere 2'nin 5 ettiğine beni inandırabilecek yüksek bir ruhun varlığından kötü huylu bir cinin varlığından kaynaklandığını varsayalım öylesine kötü bir ruhun beni hakkında aldatamayacağı bir şey var mıdır ?Bilincimin ürünleri her ne olursa olsunlar vardırlar. Ama onlardan her zaman yanlış çıkarımlar yapabilirim. "
Kısaca varoldoğundan bile emin olamadığımız şeye nasıl bilgi diyebiliriz kabul edebiliriz doğruluğunu? Duyu organlarımız da yanılıyor sonuçta. Buyrun panpalar. Soruları yanıtlayarak tartışalım küfürsüz.
Dipnot: Descartes a katılan birisiyim (:
-
2.
0Çok uzun kardeşim okuyamıycam felsefeyle ilgilenen biri okusun
-
-
1.
0Ama çok zevkli bir kez oku hatrım için
-
1.
-
3.
+1 -1Ananı becerdiğim bilgisi genelgeçer ve doğrudur.
Kusura bakma panpa bir an kendimi tutamadım. Burası inci amk böyle başlıklar açma -
4.
0Beyler zehirleme attım kesin (:
-
5.
0Kafam zütürmedi şimdi sonra okurum
-
6.
0Bilgi dediğimiz şey kafamızda oluşan idealar mıdır yoksa direk duyu organlarımızla algıladığımız veya varlıklar mı? Mesela at diyince zihnimizde bir varlık belirir ama her at birbirinden farklıdır birinin bacağı sakat diğerinin yelesi kısa vs. Bence varlıklar da bilginin kaynağı olabilir ama metafizik olarak inandığımız şeyler de sonuçta kafamızda bir anlam oluşturur. idealar bilginin kendisi olabilir bence, tabii bu konuda kesin konuşamam ama şimdilik düşüncelerim bunlar.
-
-
1.
0Teşekkürler panpa
-
2.
0Peki görme ve işitme duyularından yoksun biri atı yalnızca kokusundan tanıyorsa onun kafasındaki atla senin bildiğin at aynı mıdır? Hangisi gerçektir. Yoksa daha evvel bir filozofun dediği gibi iki duyuyu kaybedip iki dünyayı mı kaybetmiştir.
-
-
1.
+1Benim tüm duyularım tam olduğu için atın görüntüsü, kokusu, sesi hepsi at diyince kafamda canlanıyor. Ama onda sadece kokusu canlanıyor. Onun bilgisi ona göre tam ama bana göre ekgib olabilir. 3 boyuta kadar algılayabilen canlılarız 4. Boyutu algılayabilen bir varlığa göre de bizim evren hakkındaki bilgilerimiz ekgib olabilir o halde. Çünkü o varlık 4. Boyutu da biliyor.
-
2.
+1Öyleyse bilgilerimizin kesinliğinden emin olma imkanımız yok. Ne akıl ne duyu bize gerçek bilgiyi verememiş oluyor. idealar mı doğru çıkıyor yoksa?
-
3.
0Duyu organlarımızla algılayabildiğimiz kadar kafamızda o idealar oluşuyor işte. Ama sadece idea bilginin kendisidir de diyemeyiz. Mesela meşhur bi düşünce deneyi var. Bir insanı siyah beyaz bir odaya kapatıyorlar renkler ile ilgili tüm bilgileri veriyolar. Ama mesela kırmızının ne olduğunu bilgilerden mi öğrenir yoksa duyu organlarıyla odadan dışarı çıkınca mı? Duyularıyla algıladığı anda aslında o bilgiyi edinmiş oluyor gibi geliyor bana. Daha sonra sen o kişiye kırmızı dediğinde duyularıyla algıladığı kaç tane kırmızı varsa onlardan biri aklına geliyor, başına sıfat ekle koyu kırmızı de koyusu geliyor vs. bir şekilde depolanıyor gibi.
-
4.
+1Platon idea derken sofistler gibi 'görünen' kavrdıbının doğruluğunu reddetmiş. Duyu organlarımızla algıladıklarımız nasıl ideayı oluşturuyor bu durumda hocam. Ben idea yerine veriyi işleyen akıl ve veriyi getiren duyu organlarının bilginin tamamlanmasında ayrılamaz bir bütün olduğu görüşündeyim.
-
5.
+1Algıladıklarımız olmadan idea nasıl oluşacak peki? Yeni doğmuş bir bebeği kilitle bir odaya ve ona ağaç de hiçbir şey anlamaz. Ben de seninle benzer görüşteyim aslında, duyu organlarıyla algıladıklarımızın zihinde bir karşılığı oluyor. O karşılık da idea gibi düşündüm ama belki zihnimiz üzerinde biraz düzeltme yapıyor olabilir. Mesela insan eli diyince aklımıza 5 parmaklı olan bir el gelir, kimse 6 parmaklı el düşünmez, bu belki de zihnimizin bir kategorizasyonu. Halbuki 6 parmaklı insanlar da var. Demek istediğini anladım ama senin ben de katılıyorum.
-
6.
0idea fikrine çok alışık değilim. Platonu da henüz çok iyi tanımıyorum ama o ideayı sanırım zihnimizden bağımsız olarak var olan kategorizasyon anlamında kullanıyor bizim tersimize. Yani lügatı gibiyo olabiliriz şu an. Çok da ahkam kesmek istemem güzel diyalogtu.
diğerleri 4 -
1.
-
1.
-
7.
0Duyu organlarımızın yanıldığını parmenides de savunurmuş ve duyu organlarını reddedip akla güvenmemiz gerektiğini söyler. Rasyonalist olmanın temel tanımı. Duyu bize veri getirir akıl ise bunu işler şeklinde bir ayrımı yapılıyor sanırım. Sokrates de gerçek bilgi içimizden gelir der. Ama tüm temel duyulardan yoksun birinin aklında ne gibi bir bilgi oluşur ya da oluşturabiliriz bunu aklım almıyor. Mesela varlığı hakkında ulaştığı çıkarımlar nedir ve doğru mudur? idealar gibi bir metafiziğe sığınmak da yersiz. Dünyada gerçek bilgi ne şekilde oluşur? Akılla mı duyuyla mı yoksa birleşimleriyle mi? 3 ü de bambaşka manalara geliyor.
-
8.
+1Bazen benimde her şeyi sorguladığım oluyor. Etrafımda inandığım bildiğim her şey insan icadı. Din bile insanlardan aktarılıyor. Ya zamanında 1i muallaklik olsun veya kabile şefi gibi böyle 1 şeye inanmayı seçip böyle böyle oldu diye yaydıysa ? Fakat 1 yaratıcının varlığına inanıyorum. O kişininde Allah olduğuna inanıyorum. Fakat mantığıma göre kötü olan şeyleri onun için değil, doğru olmadığını bildiğim için yapmıyorum. Bunun beni kötü hissettireceği ve haksızlık olacağı için içimden gelen şeyleri yapmaya özen gösteriyorum. işte o kadar yani
-
-
1.
0Albert Einstein ın soğuk nedir karanlık nedir şeytan nedir mevzusunu duymuşdur. izlemediysen YouTube dan bakabilirsin hoşuna gider belki (:
-
-
1.
0izlerim mutlaka.
-
1.
-
2.
0normalde ben 4 5 yıl kadar ateisttim bilgilerim çoğaldıkça yoktan birşey varolmucagını ve bir yaratıcı olması gerektiği sonucuna vardım ateistler zaten var olmamız bir tesadüftür 10 üzeri 1 milyar ihtimalle varız diyorlar bu rakam da imkansız zaten ama sen direk yaratıcı olduğu sonucuna varmışsın ateist olmadan helal olsun
-
-
1.
0Gerçekleşmiş şeylerin olasılıklarının hesabını yapmanın yanlış olduğunu söyleyen bir teori vardı bulursun belki. Yoktan birşey var olmayacağı sonucuna nasıl emin bir şekilde varabildin merak ettim. Var olmak kavramı bizim zihnimizde meydana gelen bir kavram. Hiçlik kavramı ise bildiğin herşeyi yutar. Var olmayı da var olmamayı da. iki kavram da hiçlikten çıkmış olamaz mı? Bizim varlığımız gibi var olmayanlar da hiçliğin kapsamında olamaz mı? Ateist değilim bir savunma amacı gütmüyorum yani.
Edit: Ayrıca o bahsettiğin 10 üzeri 1 milyarlık kesrin geri kalan kısmını dolduran var olmamışlığımızla dolu koca bir evren var gözümüzün önünde. -
2.
0bulmama gerek yok ben kendim düşünmüştüm zaten olasılık şansdır şans soyuttur gerçek değildir ama bizim konumuz gerçek olasılıkla bir işimiz yok yani biz aklımızla gidiyoruz bize göre somut şeyler bunlar yoktan birşey var olamaz bu kessindir somuttur kişiden kişiye değişmez
-
3.
+1Ateist olmak gibi 1 düşüncem hiç olmadı veya yoktan var olmak veya olasılık konularını pek takan 1i değilimdir. Felsefem genel olarak murphy kanunlarını içerir. iyimser 1 insan olmayı pek sevmem. Polyannacılık oynamak gibi gelir bana. 1 işin kötü gitme ihtimali varsa mutlaka kötü gidecektire inanırım. Eğer o iş oluyorsa, zaten kötü gitme ihtimalide yokmuş derim. iş olduğu zaman mutluluk 2 katına çıkıyor çok güzel 1 şey bence. Yaratıcı var diyorum sadece yani benim mantığıma uyan şey her zaman o dur. insanların uydurduğu terime göre agnostiğim, yalnız bu terime bürünerek yaratıcıyı kızdırmak istemiyorum. Bu yüzden bu muhabbetlere çevremde pek girmiyorum. Haa evet müslümanım bu arada. Abdestimi alıyorum, Allah’a duamı ediyorum. Bana mantıklı ve iyi gelen şeyler üzerinden insan olmaya çalışıyorum.
Edit: imla -
4.
0saglam kafayla okuyunca ikimizden daha mantıklı hareket ettigin sonucuna vardım tabi daha derin bir sekilde yazabilirdin yani demek istedigim daha derin yine aynı mantıkda yazabilirdin buda demek oluyorki görüşler cogaltılabilir
diğerleri 2 -
1.
-
1.
-
9.
0öncelikle bilgi gerçektir çünkü biz öyle anlamlandırmışız somuttur bize göre başka bir varlık a göre değişebilir bence
-
10.
+131 çekersem kendi hissetme duyumu kandırmış olurum ,bedenimi bir kadınla gibişmişim diye kandırmış olurum.
Bunu ruhen olarak bakarsan günah işleyen bir kişinin inandığı dinin yaratıcısına sığınıp kendine af dilemesi ve ruhunu huzura erdirmesi de buna bir örnektir.
Bilimle din bu yüzden zıttırlar birisi mutlak hesaplar ve doğruya dayanırken diğeri insanın kendi kendini kandırması ve aldatmacasından ibaret olması -
11.
0diger dunyaya gittik diyelim allah bizi karsisina almis cezalari giydiriyorken aniden arkasindan onun da bilmedigi bir yaraticisi cikiyormus... cok mukemmel olmaz mi... meger sinav olan allahmis... ona yaratma ve oldurme hakki verilmis ama kendisinin bundan haberi yok... insanlar sok olur lan beynimiz dumura ugrar
-
12.
0Bilginin doğruluğundan ziyade "doğru" nedir bu da bir soru benim için. Doğru dediğimiz şey bizim doğru olarak nitelendirmek istediğimiz şeyler midir yoksa bir şeyler doğru olduğu için mi onları öyle nitelendiririz. Buradaki ayrımı ele alacak olursak şunu da bulmak gerekir. Doğruluk nedir? Doğruluk yapılması gerekenleri gerektiği şekliyle tamamlayan insana verilen bir sıfat mıdır? Peki yapılması gereken şeylerin onu doğru yapması niteliğini ona kazandıran nedir? Her şeyden ziyade bilginin değerlendirilmesinden önce "doğru" veya "doğruluk" kavrdıbının aynı şekilde "yanlış" veya "yanlışlık" kavrdıbının değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum ben.
-
-
1.
0Doğru ya da yanlış yoktur . Sadece yorumlar vardır diyor Nietzsche.
-
2.
0Bu düşünceyi doğru bilgiyle şöylece entegre edebiliriz. Bir işi en iyi bilen insan ayrıca o işin tüm kötü noktalarını da bilen insandır. Örneklendirmek gerekirse. Bir doktor eğer bir hastalığı tedavi edebiliyorsa yine o doktor o hastalığın yayılmasına da sebep olabilir. Bir araba tamircisi bir arabayı tamir ediyorsa aynı şekilde o arabayı bozabilir. Bu durumda iyi sandığımız şeyler kötü, kötü sandığımız şeyler iyi olabilir. Bunu doğruluk ve yanlışlığa göre şekillendirmek gerekirse doğru sandığımız şeyler içerlerinde ayrıca yanlışlık, yanlış bildiklerimiz de doğruluk barındırır. Ancak burada ayrıma düşülmesi gereken nokta, doğruluk ve yanlışlığın mantık çerçevesinde ( ki burada bile doğruların ve yanlışların ikilemlerine maruz kalmış mantıklardan bahsediyoruz ) değerlendirmek ve buna göre hareket etmek gerekir. Özetle doğru bilgi içerisinde aslında tamamen yanlışı, yanlış bilgi ise tamamen doğruyu barındırıyor olabilir. Bu durumda bilgi dediğimiz şey nötr kalması gereken, doğruluğu ve yanlışlığından ziyade niteliği ile öne çıkması gereken bir olgu haline dönüşmektedir. Tabii bunlar benim düşüncem (:
-
1.
-
13.
0Şimcik müdürüm,
Doğununca beyin başlıyor öğrenmeye. Şu şöyle bu böyle. Etrafından gördüklerini doğru olarak işaretliyor. Mesela biz danaburnu böceğini sacda çevirip yemiyoruz ama çinliler bayılıyor. Bize göre yanlış ama onlar yanlış görmemişler. Hindular mesela, adamların tanrılarını yiyoruz.
Mesela ben arada sorarım. Çok küfür ederler burada. Kardeşim senin mavi diye gördüğün renk kırmızı ise ve elmayı mavi görüyorsan, fakat gördüğün her mavilik sana kırmızı öğretildi ise, sen maviyi kırmızı diye adlandırırsın. Doğru da zihinde göreceli olabilir. Evrenin doğru tek dili vardır o da matematik. 2 taşı 2 taş ile birleştirdiğinde 4 taş eder. Bu asla değişemez.