0
Çocuğunun bütün bu korkuyu tek başına yaşadığını kabullenemeyen annesi bir kaç gün sonra bileklerini keserek kendi hayatına son vermişti. Kadının cansız bedeni tahnit masasına konmadan önce bir çocuk daha kaybolmuştu. Kısa süre içerisinde işlenen bu korkunç cinayetlerin arkasındakini bulmak için gece gündüz demeden çalışsalar da ellerinde ne bir delil vardı ne de bir iz. Kimse çocukları kaçıran bu kişi hakkında tutarlı bir bilgiye sahip değildi. Çoğu kişi bunun şeytanın işi olduğunu düşünmeye başlamıştı. Kendisi son derece realist bir insan olmasaydı bu düşünceye katılabilirdi ama cesetler son derece gerçek ve bir o kadar da masumdu. Bu yüzden o manyak her kimse bir çocuğa daha zarar vermeden canı pahasına da olsa durdurmaya kararlıydı.
Çocuklar kreşlerinin önünden kaçırılmıştı. Bu durumda kimsenin müdahale edilmesi gereken bir olaya rastlamaması oldukça tuhaf geliyordu. Bütün ihtimalleri elediğinde geriye kalan tek ve en mantıklı seçenek çocukların onları kaçıran kişiyi tanıması en azından kendilerine zarar vermeyeceğine inandıkları biri olmasıydı. Kreşlere girme yetkisi olan herkes defalarca sorgulansa da bir sonuç alınamamıştı. Fakat yine de katilin çok yakınlarda bir yerde olduğu düşüncesini içinden atamıyordu. En başa dönüp çocuk kaçırma ve taciz suçlarından ceza alanları araştırmaya başlamıştı ki bu çok uzun sürmemişti. Çünkü liste oldukça kısaydı.
Suçluların çoğu tahliye edilmelerinden kısa bir süre sonra başka suçlardan kodese tıkılmıştı yalnızca bir kişinin nerede olduğunu bilinmiyordu. Alnında bir hücre kavgası sırasında aldığı derin ve tuhaf bir yara taşıyan adam. Tahliyesinin ardından kayıplara karışmıştı. Bazıları onun bir batakta öldürüldüğünü düşünüyordu. Çünkü suçlular arasında olsa bile bu tarz kişilere merhamet edilmezdi. Kendisiyse bundan o kadar emin değildi. Çünkü suçun tadına varan biri bundan kolaylıkla vazgeçmezdi. Ayrıca bu adamda ne olduğunu anlayamadığı bir şey onu son derece rahatsız ediyordu. Üç ayrı kreşin yemekleriyle ilgilenen firma