bi kıza aşık oldum ve neler oldu vol2

--spoiler--
--spoiler--

http://imgim.com/3086incih2648458.jpg

hikayenin afişi
(fikir için survivor ertan'a teşekkürler)

--spoiler--
--spoiler--

bi kıza aşık oldum ve neler oldu hikayesinin mert gözünden anlatımıdır beyler. hikayedeki mert benim.

reserveleri alın beyler başlıyorum

amme hizmeti; sadece benim yazdıklarımı okumak için

http://inci.sozlukspot.co...neler-oldu-vol2/@rodalero

edit: yazdığım süre boyunca farkedemedim mert bendim sonradan kendime teoman demişim amk :d

mert=teoman=rodalero beyler yanlış anlama olmasın

yukarı

http://www.youtube.com/watch?v=BcKYWdVdsNY

yaşım 19 beyler. lise hayatımı özetleyeceğim size..
liseye büyük hayallerle başladım. yani düşünsenize ilkokullusunuz bi anda sınıf atlıyorsunuz, ortam değişiyor, güzel kızlar, yeni arkadaşlıklar vs. devlet yurdunda kalmaya başladım. lise gib gibi başlıyordu. sınıfa geçtim gibik sokuk insanlar. kafa adam yok amk. yurtta da durum aynı. herkes mal amk. lise 1 çok hareketli geçmedi benim açımdan. yurt-okul-hafta sonları ev şeklinde tekrar etti sürekli.

lise 1'in tek güzel yanı ilk kez kız arkadaşım olmuştu, sevgili manasında yani.
ama çok uzun sürmemişti, bir-bir buçuk ay falan. en fazla öpüşebilmiştim.
sonradan kızı bana ayarlayan kişinin de bana aşık olduğu ortaya çıktı.
ilk sevgili, ilk zütte patlama dıbına koyayım.
kızla kavga ettim işte vay amk arkadaşım sana aşık seninle birlikte olamayız falan filan
zaten ota gibe trip atıyordu gibtiri çektim.

dediğim gibi beyler, okuyan ilkokullular falan da varsa liseye geçecekler diye hemen heveslenmesinler. lise1'de çömezsiniz olum siz.
hayattan okuldan zevk alamıyorsunuz bir türlü. hele hele yurtta kalıyorsanız.
şey bi de aklıma geldi lise1'de lise3'lerden birinin anasına küfür ettiğim için tuvalette sıra dayağına çekmişlerdi beni.
hatırladıkça sinirlenirim. çaresiz öylece tuvalette bitmesini beklemiştim

http://www.youtube.com/watch?v=-dL-hDLTnEE

derken sene böyle bitti. elde kalan; bir ayrılık, bir sıra dayağı, bir teşekkür ve bir takdir. aileyle kavgalar vs.
lise2'ye başladım, gene dıbına kodumun yurdundaydım. bi hafta sonu yurttaki amsalaklarla sinemaya gittik. 6-7 kişi falandık.
bu arada gizliden sigara içiyordum beyler. yavaş yavaş başlamıştım, başlamak da ne başlamak haftada 7-8 dal amk :D
neyse işte sinema dönüşü aramızda en eski sigara içici cenk sigara içmeye başladı. saat gece 10 amk sinemadan yurda doğru yürüyoruz.
sokrates reyiz telefondan norm ender-çıktık yine yollara açtı. ortama uymuştu. benim paket cenkteydi. cenk ver bana bi sigara dedim
ilk kez yurttakilerin arasında içmeye başladım, derken sokrates reyiz(böyle yazmak zor geliyor onun adı da barış olsun)
barış da cenkten bi dal sigara istedi. cenk direk hesap yaptı bin, (benim adım da teoman olsun).
teoman senin sigaradan veriyorum haberin olsun dedi. tamam amk dedim.
bi baktım sigara içmediğini sandığım herkes sigara içiyor amk yolunda. herkes birbirine itiraf etti ben sigara içiyodum olm diye.

yurttan tek samimi arkadaşım cenkti, o geceden sonra sigara kardeşliği adı altında barışla da arkadaş olduk.
bir kaç ay sonra barış eve çıktı, abisi okuduğumuz ilde üniversiteyi kazanmıştı, ailecek oraya taşındılar.
okul bittiğinde okuldan çıkmak yasaktı ama ben, cenk ve çıkış hakkı olduğu halde barış da bizimle beraber
yurdun arkasındaki duvardan tırmanıp okul sınırlarından çıkıyorduk. öyle akşama kadar sigara içip dönüyorduk.
salak salak aktiviteler. boşuz işsiziz işte amk. hatta sigaraya başlama anılarında komik bir şey aklıma geldi
barış parliament içiyordu o ara, ağır sigara biliyorsunuz.
"bugün 6 dal içtim agaaa" dedi
ben de "ölüceksin lan ohaaa dıbına koyum" demiştim :Dd.D.D. şimdi günde iki paket içiyoruz ikimiz de aşağı yukarı

yukarı. beyler burdaysanız belirtin amk şizofren gibi hissetmeyim

bi süre sonra ben de yurttan ayrıldım. servise falan yazıldım.
günler böyle boş boş geçerken bizim sınıfta ilgimi çeken bir kız olduğunu farkettim. onun adı da elif olsun(afişteki)
ne biliyim. daha önce de sevgilim olmuştu da bu sefer değişik hissediyordum binler. kız konuşurken falan ben mal mal bakıyordum sadece.
elimden bu geliyordu. lan "yere kalemin düşmüş" bile diyemiyordum amk o derece utanıyor çekiniyordum.
bi de bi kız kanka edinmiştim. o da bengü olsun.
genelde arkadaş sıkıntısı çeken bi tiptim ama bu sene bol bol arkadaş edinmiştim binler. 3 tane falan filan taşak geçmeyin. az ama öz olsun kafasında
birisiyimdir ben.

biz üç kafadarın(teoman-barış-cenk) dersleri taka sarmaya başlamıştı. liselilik işte amk. karı kız, kavga, sigara, ciks peşindeyken okulu boşlamıştık.
hayat zaten tekdüze gidiyordu. ev-okul-ev-bilgisayar-sigara ve sigara şeklinde, gayet monotondu.
matematikle aram hiç iyi olmamıştır beyler. 20-10-30 falan almıştım. öğretmen beni gerizekalı sanıyordu. ama bilmiyodu ki
ders çalışsam herkesin eline vericem (: "her zamanki muhabbet)

eve notları ve devamsızlıkları gösteren bir kağıt yollamış müdür yardımcısı huur çocukları.
babam baya bi kızdı bana

olum seni oraya binlik yap diye yollamıyoruz oku adam ol diye yolluyoruz
sana bi sürü emek verdik, boşa çıkarma
..
...
gelecek üç yıldaki klişe sözleri olacaktı babamın bunlar.

canımı sıkmaya yetmişti. arkadaşlarımı falan aramıştım dertleşmek için

bir de kavga muhabbetimiz oldu binler. sokrates reyizin entrysindeki gibi gelişti olaylar. ama bulması zor gelen tayfa için özetleyim.
bi arkadaşımızın kızarkadaşının eski erkek arkadaşı, arkadaşımıza hallenmiş. giberim seni o benim eski sevgilim muhabbetleri falan filan. gib sok işler.
barış bunu bize haber etti. ben, cenk ve barış o sataşan elemanın sınıfına gittik.

sınıfın kapısından seslendi barış o lavuğa. gel falan filan. eleman atar yaptı. dışarı çıkmaya zütü yemedi. barış da üstüne yürüdü bi yumruk geçirdi.
sonra elemanın arkadaşları barışın üstüne falan yürüdü derken ben ve cenk de kavgaya karıştık. zaten hepsi amsalak huur çocuklarıydı.
barışın kolu morarmıştı, benim de kaşımın üstünü bi yumruk sıyırmıştı. cenk çevik olduğundan sapasağlam çıkmıştı. ama bir şeyimiz yoktu yani
gözüm falan patlamadı beyler raad olun :D

doğal olarak akabinde disipline gittik.

tutanak falan tutuldu işte. bilindik şeyler. lisenin geri kalanında 80 tane disiplin olayımız olacaktı daha.
barış, melisayla konuşmaya başlamıştı. cenk de sevdiceği tarafından gibtireddedilmişti.
olaya girmeyen bir ben kalmıştım. bengü ara sıra beni gazlıyordu sınıfta, git konuş elifle nolacak falan diye
ben de değişik bi tipim. beş lira vericem git sokakta ilk gördüğün kıza evlenme teklif et deseler yaparım.
ama elif karşısında dizlerimin bağı çözülüyordu

derken dövdüğümüz binin abisi de kavga muhabbetine müdahil oldu. barışı aramış telefonda küfürleşmişler falan.
cenk ben ve barış tabii ki aksiyon arayan muhteşem üçlü olarak direk gittik. barışın çekinceleri vardı. cenk ise agresif düşünüyordu.
ben de sürüklenmiş peşlerinden gidiyordum ne tak olacağının farkında olmadan.
kavga mahalline gittik. karşımızda 15-20 küsür eleman vardı. barış teketeke çıkalım tarzı konuştu ama sökmedi gavatlara.
bir tanesi barışa bi tokat yapıştırdı. bi daha olmasın hepinizi giberim lan falan dedi.
biz de tamam kavga falan arıyoruz da 15 kişiye dalacak züt yok güçlü soydemir abimiz gibi.

her neyse ertesi günü okuldan kaçtık. barış melisayla yüzyüze konuşmuş sanırım ilk kez. mutluluktan uçuyor züt.
cenk ve ben elizabeth hala. beyler o gün tarihin az gördüğü toplu gibişi yaşadık.

1-yahudi soykırımı ise
2-üçümüzün gibertilmesi olur tarihte.

pes falan oynuyoruz şarkı dinliyoruz benim evde şarkı markı falan dinliyoruz. sigara içiyoruz. ev de boş. keyif yani.
derken barış'ın telefonu çaldı, hemen sonra cenk'in. on saniye olmadan da benim telefon çaldı. üçümüzün babaları
anlaşma yapmış gibi aynı saatte aramışlardı bizi.

-olum okuldan kaçmışsın
+ya baba devamsızlığım az sıkıntı yok
-nereye az lan geçen kağıt geldi daha
+baba dersler boş ama
-gibtirtme dersini. çabuk okula git. evden çık.

barış ve cenk de aynı sohbeti yaşamışlardı babalarıyla.

http://www.youtube.com/watch?v=DcW4Xn88Wfw

aileyle,öğretmenlerle okulla hayatla kavgalardan sonra ufak bi mutluluk arıyordum.
bengünün gazına geldim. elifle konuşmaya gittim.
zaten aynı sınıftayız nereye gittiysem :D
tenefüste tuvalette sigara içmiştim, üstüm başım leşş gibi sigara kokuyor, yani bana dokunmuyor da içmeyene dokunur.
parfüm falan sıktım. elife bi bakış attım derste. anladı ne olacağını.

tenefüste gittim yanına.

+elif biraz dışarı gelir misin bir şey konuşmak istiyorum.
-yok teoman burada da söyleyebilirsin
+ama özel
-ne diyeceğini biliyorum ben de ne cevap vereceğimi düşünüyordum uzun süredir. burada söyle dışarı çıkmayalım.

beyler sevindim bi anlık. oldu lan bu iş dedim kafamın içinden.

peki dedim gene içimden, şimdi söylüyorum..

+elif ben senden...
-evet?
+ben seni..
!!!
+elif seni seviyorum ve uzun zamandır söyleyemiyorum.
-biliyorum teoman ve bu beni rahatsız ediyor.

aha beyler. yarra yemiştim. zaten kıpkırmızı olmuştum konuşurken. bi de bu laf bana 76 inç televizyon sokulmuş gibi hissettirdi.

+neden rahatsız oluyorsun ki, yaptığım ayıp bir şey mi
-hayır ayıp değil, doğal bir şey.

olgun bir kızdı beyler. zekiydi, güzeldi bilmiyorum seviyordum işte.

+neden rahatsızsın o zaman?
-bak teoman biz daha birbirimizi doğru düzgün tanımıyoruz bile.

duyacak dinleyecek halim kalmamıştı beyler. üzgündüm. mutsuzdum.

+peki, özür dilerim o zaman
-özür dilemene gerek yok teoman, en azından söyledin. söyleyip rahatlamana sevindim ama olmaz işte..
+anladım, görüşürüz.

diyip kaçtım sınıftan

kaçacak saklanacak bir yer arıyordum. derken dertleşecek barış geldi aklıma. gittim sınıfına. anlattım böyle böyle oldu.
gibtir et üzülme falan. tamam yakın arkadaşım severim falan ama gibimsonik laflardı bunlar. neticede içinizde yaşananı sizden iyi bilen yoktur.
direk tuvalete gittim. çıkardım pakedimden bir dal muratti. yaktım kabinde.

acayip huzur vermişti o an bu bana. içtim içtim içtim. sonra derse de girmedim. direk okuldan kaçtım o gün. eve gittim. 3-4 bira aldım
ailem gelene kadar balkonda sigara bira yaptım. ailem gelince de ortalığı temizleyip odama çekildim. bilgisayar falan oynadım salak salak.

çantamı akşam barış getirdi. her bi şeyimi okulda bırakmıştım

söyleme fırsatı bulduğum için biraz olsun rahatlamıştım. ama her şey devam ediyordu. her gün reddedildiğim kızla aynı sınıfta gözgöze geliyorduk.
ve bu canımı sıkıyordu. üzülüyordum olum ne bileyim. hala da içimde ukte kaldı elif.

barış cephesinde işler iyi gidiyordu, cenk ise tekrar tekrar reddedilmeye devam ediyordu. ben ise ilk reddedilişten sonra köşeme çekilmiştim.
derken lise 2 bitti. elde kalan; olmayacak bir sevgili, yeni arkadaşlar, sigaraya başlamak

o senenin yazında barış ile bizim yazlığa gitmiştik. içki sigara falan bir hafta nasıl geçti hatırlamıyorum bile. ciddi ciddi her gün sarhoştuk.
uyanıp içiyor dertleşiyorduk sonra tekrar uyuyorduk. adam gibi yemek bile yiyemiştik bir hafta boyunca.

son gece yüzlük rakı devirdikten sonra barışa bi haller oldu. aynayla küfürleşti falan sonra aynaya yumruk attı, kırdı. sonra da bişey olmamış gibi uyudu.
benim kafa da bir milyondu gerisini hatırlamıyorum

lise3 yeni bir yaş ve binlerce problemi de beraberinde getirmişti. ilk haftalar sağlam bi kavgaya giriştik. biz 5-6 kişi falan bulabilmiştik anca.
zaten o 5-6 kişinin üçü de biz üç kafadardık. karşımızda 10-15 kişi falan vardı. bu sefer daha çoktuk, o yüzden tokat yemeye meraklı değildik. gruplar karşılaştı
hiç kimse hiç bir şey demeden biz üçümüz üstlerine koşmaya başladık. tekinin çenesine sağlam bi yumruk geçirdim.

derken sırtımda şerit şeklinde bi acı hissettim. huur evladı hıyar binin teki çelik çubukla sırtıma vurmuştu. yumrukladığım bin yere düşmüştü dilini falan ısırttım sanırım şansıma.
arkamı döndüm sopalı bine dirseğimi geçirdim. derken yere düştüm başka birisi ittirmişti beni. topluluk bizi arasına almıştı amk. zaten geriye ben cenk barış ve bir arkadaş daha kalmıştık.
diğerleri kaçmıştı. yerde tekme yemek üzereyken bana saldırana barış bir tekme attı.

kafam bulanıktı. kafama da yumruk yemiştim, enseme doğru.

neyse bi baktım elemanlar kaçıyor. baştan sevindim bi dövdük diye falan da bi baktım çevik kuvvet geliyor amk. çubuğun yumruğun acısını unutup kaçmaya başladık :DD:D: