+6
Bir tane "Er" düşünün.
Ankara gibi bir yerde askerlik yapıyor.
Etrafında oksijenden çok rütbeli asker mevcut.
Yat diyorlar yatıyor, kalk diyorlar kalkıyor.
Gece 2'de uyanıp 4'e kadar nöbet tutuyor.
Nöbet çıkışı geri uyuyup 6'da kalkıyor.
Soğuk su ile traşını oluyor.
Kibrit kutusu kadar 3 tane kahvaltılık ile karnını doyuruyor.
Aklında annesi, babası, belki 300 gündür görmediği, yüzünü bile unuttuğu sevdikleri.
Tanka bin diyorlar birden biniyor.
Sür diyorlar sürüyor.
Dur diyorlar duruyor.
Karşısında, sözde elinde şerefini koruduğu millete mensup bir kitle.
Su şişesi atıyor, taş atıyor, sopa sallıyor, araçtan indirilip linç edilmeye çalışılıyor.
Elinde askerliği boyunca en fazla 21 kez mermi attığı silahı var, yine onu kullanmıyor.
Korkulu ve şaşkın gözlerle etrafına bakıyor.
Gözü dönmüş, sözde milletin iradesi de kafire saldırır gibi salyalarını en fazla 20 yaşında olan Er'in üzerine akıtıyor.
Görüntüler, videolar, kayıtlar ortada.
Biri bile silahını kullanmıyor.
Şimdi bunları geçelim.
O Er'in televizyon izleyen annesine gelelim.
20 yaşına kadar gözünden bile sakındığı, vatana kurban olsun diye eline kına yakıp yolladığı oğlunu bu şekilde görüyor.
Bütün dinler toplansa, dünyadaki tüm inançlar birleşse, bu ananın hakkını verin dese, bütün insanlar toplansa, hem bu dünyadaki, hem öbür taraftaki hayatını bu ananın hakkını ödemeye çalışsa, yine ödeyemez.
Benim gözümde, ailem dahil, bilerek veya bilmeyere, kim bu meydana inmişse, kim bu oyuna ortak olmuşsa, o insanda şeref ndıbına bir zerre bile yoktur.(A)