+55
-1
FiNAL
Son kez birbirimize baktık ve günlerdir çalıştığımız planı uygulamaya başladık, konuştuğumuz gibi sakince dikkat çekmeden yürümeye başladık güvenliklerle aramızda 7-8 metre vardı... Biraz daha yaklaşıp davranıcaktık ki biri diğerine dönüp'Bu onlar lan onlar' diye bağırdı ne olduğumuzu anlamadık bu da neydi? Geri dönüşü yoktu ama artık bu işin bir şey olmamış gibi davranmak zorundaydık. Hızla haraket ettik biri yumruk atmaya yeltenip elini kaldırdığı gibi Fatihin kolunu tutup kafayı gömmesi bir oldu. Beklediğimizden dayanıklı çıkan adam sarsılsa da düşmedi kolunu kurtarıp bir yumruk salladı... Oğuz'a gelen yumruk onu 4-5 sn devre dışı bıraktı, iyice yavaşlamıştık beklediğimiz gibi olmuyordu. Alican hızla birine tokat attı. Yavaşlığımızdan değil ama tokatın sesiden yakalanabilirdik... Yere düşen adam bayıldı, kafasını çarpıp öldüğünü bile düşündük an her şey geçiyordu aklımızdan hızla nabzını kontrol edip diğerine döndük Oğuz boğazından tutmuştu. Alicanın sn ler içinde ki karnına indirdiği yumruklara daha fazla dayanamazdı... 'Kapıyı aç! Anahtarı ver!
'Açsana lan kapıyı!' Alican adamın yüzünü kerpetenden farksız olan parmaklarıyla sıktı. Adam iyi bile direnmişti parmağıyla yerde ki bayılmış güvenliği gösterdi, Alican bıraktı yüzünü adamın konuşsun diye.'Cebinde, anahtar cebinde alın bırakın beni'. 'Ne olur bırakın... ' Oğuz 'öyle bir dünya yok' diyip adamın yüzüne spreyi sıkarken Fatihte kapıyı açmıştı bile 5-6 sn içinde o da bayılmıştı. Oğuz hızla içeri dalıp sağa dönücekti ki adam odadan çıkmış kaçmaya yelteniyordu... istediğimiz hızda içeriye giremeyince adam kameralardan farketmiş olsa gerekti. Sağ kaşına doğru hızla vurdum afallayan adamın yüzüne de Oğuz hemen spreyi sıktı. Kapıyı kapattık üç baygın adamın da işi bitmişti ama bu terslikler de neydi? Artık vakit kaybetmeye tahammülümüz yoktu hızla yukarıya çıktık. Kapısı açık arkası dönüktü Mert'in.
Yüzünü bize dönüp alaycı bir tavırla'Hoşgeldiniz, gelebilmenize şaşırdım açıkcası' dedi beynimizden vurulmuşa döndük neler oluyordu birimiz bile anlamıyorduk. Soğuk soğuk terlemeye başladık.Ama tek olduğunu hatırlayıp toparladık kendimizi öyle sanıyorduk...
'Ne diyorsun lan bin' diyerek koşarak elmacık kemiğine geçirdim bi tane. Hızla arkama döndüğümde, Mert'in tayfasını gördüm ve asıl acı olan Aykutta onlarlaydı.
'Kusura bakmayın beyler yine taraf değiştirmek zorundaydım yapama..' sözünü bitirmesine izin vermeden Oğuzun attığı tokatla kendini yerde buldu. Mert hızla arkama geçip kapıyı vurdu. Kilidin üstünde ki anahtarı çevirip kapının 3 metre yanında ki açık camdan aşağı attı.En az benim kadar o da teke tek dövüşme isteğindeymiş! Kapı kapanmadan gördüğüm son şey Aykutun oğuzun elinde ki spreyi alıp uzağa fırlattığıydı. Dışarı da 4'e 3 devam eden bir kavga vardı. Adeta yumrukların çıkardığı rüzgarın sesini bile duyabiliyordum.Ama elimden bir şey gelmiyordu.
Mert konuşmaya başladı 'Aykut bi hata yaptı ama sonra kendine geldi senin ve sürtük tayfanla iş birliği yapıcağına inandın mı gerçekten?' 'Kes lan sesini alçak' diyerek üstüne atıldım o anlık sinirle neresine vurduğumu bile kestiremiyordum kısa sürede yere düşürdüm. Başını kollarının arasına almıştı tekmelemeye devam ettim koridordan gelen sesler bizimkilerden yana gibi duruyordu.Ee hayvan Alican onlarlaydı. binleri haklamışlardır inşallah diye içimden geçiriyor bir yandan da Mert itini tekmeliyordum.Bi anda ayağımın biraz üstünde bi acı hissettim'Ahh' diye bağırdım nereden aldığını bilmediğim bir bıçakla dalgınlığımı yakalayıp bacağımı kesmişti.
Biz planladık sanarken onlar her şeyi planlamışlardı... Bacağıma bakarken fırsattan yararlanıp ayağa kalktı ve karın boşluğuma tekme attı artık ben yerdeydim. Yaklaştığında bacağından çektim ve düşürdüm ama bıçağı ileri sağa sola sallayarak yaklaştırmadı beni, ayağa kalktı ve sallamaya devam etti arada sırada koluma denk getirmeyi başarıyor. Ufak kegibler açıyordu. Alican seslendi 'Agaa iyimisin bu şerefsizlerin hepsi yerde'
iyiyim demek isterdim o an ama diyemedim... 'Bıçağı var şerefsizin yardım etmeniz gerek bana' diyebildim. Kapıyı zorluyorlardı ama açamıyolardı. Artık gücüm kalmamıştı 5-6 yerimden kesmişti beni yaklaştırmıyordu. Yere düşmüştüm yapıcaklarını beklemekten başka bir şey kalmamıştı elimde.O anda ard arda attığı tekmeler sonuç verdi bizimkilerin kapıyı kırıp içeriye daldılar Alican bir an bile beklemeden üstüne çullandı Mert'in eliyle bıçağı almaya çalışıyor bir yandan da durmadan Merte kafa atıyordu. Beni yerden kaldırdı Oğuz ve Fatih. Hızla o tarafa döndüğümüzde, şoka girdik aşağılık Mert bıçağı bırakmamış bulduğu fırsatta da Alican'ın bacağına saplamıştı. Derine girdiği belli olan bıçak. Alicanı dizlerini. Üstüne düşürmeye yetmişti. Gözleri yavaş yavaş kapanıyordu. Sanki son anını yaşıyor gibi bize baktı gücünü topladı ve gülümsedi.Bu gülümseme düşsekte yenilmeyiz demenin başka bir boyutuydu. Yere yığıldı Alican...
O an yaşadıklarıma hayret ediyordum Merte saldırdım. Durmadan vurdum durmadan vurdum. Sonra bıçağa döndüm niyetimi anlamış olan Fatih hızla kaptığı gibi dışarıya fırlattı bıçağı.Öfkeyle ona baktım ve geri Merte döndüm ağzıma gelen küfürleri ediyo bir yandanda vuruyordum. Attığım yumruklar canını yakmak için değil onu öldürmek içindi. Oğuz 112yi aramıştı çoktan. Mertin de gözleri gitti 'Bırak bırak lan bırak öldürüceksin diyerek çekiştiriyolardı beni'
Alican'ın 'Bırak' sesiyle bi anda durdum gözlerini açamamış ama son gücüyle bana seslenmişti.
Oturdum ağladım bağıra bağıra ağladım elimle Alican'ın yarasına bastırıyordum. Ambulans geldi ve Alicanı ve Merti hastaneye kaldırdılar...
Ne oldu derseniz.Bir kavga uğruna Alican sakat kalmıştı... Bir kere bile bize kızmamıştı ama... Mert 4 gün hastanede yatıp taburcu olmuştu bir iki kemiği kırıktı bir taku yoktu onun dışında, kötüye bir şey olmaz derlerdi inanmazdım... Mert'in muallak babası parasıyla olayı kapattırmıştı. Basit bir kavga gibi göstermiş delilleri yok ettirmişti.iki tarafta bir para cezası ödedi ve olay kapandı.Ama artık hayatımız bitmişti, hiç bir şeyin anlamı kalmamıştı...
Tümünü Göster