Akşama kadar cafedeydik akşam Rüstem Abi'yi de alıp bize geçtik. Yardımları az değildi onun da her zaman derim Rüstem abi adamdır. Yemekler söylendi, alkol alan aldı almayan sigarasını içti.Şarkılar, türküler derken hepimizin üstünde mutluluk sarhoşluğu oluştu...
Sabah kalktığımızda daha doğrusu öğlen, Rüstem abi çoktan çıkmıştı, cafeyi açmak için.Bu adamında işi de zordu. O kadar eğlen sabah erken kalk... Yine dışardan söyledik yemeği. Yiyip içtikten sonra tekrar çıktık evden bugün çok işimiz vardı...

Önce Aykutu aradım,ne zaman yanımıza gelebileceğini sordum. Akşam üstü cevabını alınca, bizde sinema mı yapsak bowling mi düşüne durduk. Alican'ın sinema isteğini kırmayıp sinemaya gittik,bu işte en çok yıpranan oydu. Sinemadan çıkınca bi sahil havası alalım dedik ihtiyacımız vardı buna.25-30 dk durduktan sonra ağır ağır,hem buluşma yerimiz olan hem de ikinci evimiz gibi olan Rüstem Abi'nin cafeye doğru yol aldık. Rüstem Abi'ye Aykutun dün ki tavrını anlatmamıştık, anlattık.Kafanıza takmayın işinize konsantre olun dese de,onun da aklını kurcalamıştı bu durum gizleyemedi.Çok geçmeden Aykut geldi, geç bile gelmişti akşam olmuştu. Kaba bir üslupla selam verip oturdu. Bizimkilerle göz göze geldim,ama takılmadık bu duruma fazla. Kısa bir 'Nasılsın,ne ettin' faslından sonra ev hakkında sorular sormaya başladık.

Cuma akşamı her şey tamamdı bu iş için son kez buluşup üstünden geçtik ekgib gördüğümüz, takıldığımız bir yer yoktu. Hazırdık...

Cumartesi 10.45 de Mert'in evine yakın bir yerde buluşmak için sözleştik ve temiz bir uyku için dağıldık, ihtiyacımız olucaktı buna.O gece beni pek uyku tutmadı, yaşadıklarım ve yarını kapsayan tüm düşünceler yine beynime tecavüz etmeye başlamıştı çoktan. Sabahta 9 da kalktım Fatih hala uyuyordu. Defalarca ve defalarca planın üstünden geçtim bir ekgiblik göremiyordum, kusursuz geliyordu her şey... O an öyle gelmişti... 10 gibi Fatihte kalktı bir şeyler atıştırdık,o halde kimse yemek yiyemezdi. Konuştuğumuz gibi 10.45 de Mertin evine yakın xxx sokağında bizimkilerle buluştuk. Onlar bizden 5 dk önce gelmişler, etrafa bakmak için herhangi planı bozucak, aykırı bir şey göremediklerini söylediler. Hepimizin yüzünden heyecanla karışmış intikam hırsı okunuyordu. Beklediğimiz an gelmişti işte başlıyorduk...

Bizimkilerden çarşamba gününe kadar konuşulmamasını rica ettim bu konunun, onlar da dünden razıydı. Hepimiz daralmıştık düşünmekten,ama bu intikamın alınıcağından da bir o kadar emindik.Çarşambaya kadar her ne kadar rahatlama amacıyla konuşmasakta bu konuyu hepimiz düşünmekten alıkoyamıyorduk kendimizi. Salı akşamı 'Yarın öğlen bizim evde şu planı artık yapalım almamız gereken bir şey olabilir onu da perşembe-cuma hallederiz' dedim.
Fatih 'Aklında ki ne? Ne almamız gerekebilir?' Diye sorunca yarını beklemeden söyledim fikrimi... 'Güvenlikleri ve kameraların başında ki adamı bayıltmak için sprey.' Bi an düşündüler, onlara cevap hakkı tanımadan devam ettim. 'Neyse kalan ayrıntıları yarın konuşuruz, planı da yapar şu işi bitiririz' dedim. Ardından ayağa kalkarak yorulduğumu eve geçiceğimi söyledim. Sahildeydik.Bizimkilere yarın görüşürüz diyip ayrıldım. Fatih'te benden 1-2 saat sonra geldi. Yarın hakkında hiç konuşmadık. Artık son noktaya gelmiştik ya kazanıcaktık ya da kaybedecektik...

Edit:Burdamısınız? Devam mı?

Cumartesi sabahı geldi çattı, Alicanlar da bizde kalmıştı heyecandan çok az uyumuştuk.Ona rağmen erken sayılabilecek bir saatte hepimiz uyandık. Vakit geçmek bilmiyordu bir terslik olmazsa tam 1 hafta sonra Mert itinin ipini çekicektik.Bir şeyler atıştırdık, iştahımız yoktu pek. Herkes akşam olsa da Aykut iyi haberler getirse diye bekliyordu.Her zaman ki gibi vakit geçsin diye kağıt oynadık, film izledik gezdik dolaştık bir türlü akşam edemedik.

Rüstem abinin yanına gittik iki gır gır şamata derken 48 saattir beklediğimiz o
telefon sonunda gelmişti...
-'Efendim Aykut her şey yolunda demi??'
+'Şimdi Mert'in evinden ayrıldım,her şey tıkırında gaza gelip, resmen bir daha yaşarmışcasına anlattı olayı. Mert artık sizindir... '
-'Tamamdır cafeye gel bunu kutlayalım'
+'Ses kaydını yolluyorum şimdi, yarın gelirim yanınıza bugün işlerim var.'
-'Bundan önemli ne işin olucak olum gel işte,hem ev için ayrıntıları da verirdin.'
+'Yarın gelince anlatırım detaylıca 1 haftanız var zaten... Bugün beni rahat bırakın.'

Telefon hoparlördeydi yani bu konuşmadan şaşıran tek ben değildim bu da neydi şimdi?

Önünde ki gırtlağında bıçak olan adamın boğazından çekti bıçağı,biz neler olduğunu anlamadan saniyeler içinde adamın yüzüne küçük bir kegib attı. Adam bağırmaya başladı aynı zamanda yalvarmayı da ihmal etmiyordu bir yandan 'Deli bu adam' diye bağrıyor bir yandan 'Yüzüüüm' diye feryat ediyordu.'Ne olur bırak beni ne olur,lan bırakın gitsinler öldürücek beni' Diye durmadan yalvarıyordu. Alicanın gerçekten adamı öldürebiliceğini düşünen adamlar bizi bıraktı. Sallana sallana Alicanın yanına gittik. Hepimizin bir yeri kanıyordu, yüzümüz mosmordu. Alican 'Yaklaşmayacaksınız biz burdan çıkıcaz ve 250 metre ilerde ki xxx göbeğe bırakıcaz bu adamı biriniz bile takip ederse delik deşik ederim bilmiş olun!'

Alican kapıyı açtırdığı an Oğuz içeri dalıyor beklemeden, yeri biliyoruz, sağda ki kilerin içinde ki kapının arkasında ki oda da sprey sayesinde zorlanmadan, mücadelesiz adamı bayıltıcak Oğuz' Oğuza dönüp bir baktım, cevap bekler edasında. Oğuz-'Tamamdır en kolay kısmından biri bende sorun yok,iş Alicana bakıyor'
Alican-'Merak etme hangi ara açtıklarını kapıyı anlamicaksın bile'
Devam ettim 'Bu sırada hızla elamanları kapının önüne yığıcaz 3 ü de baygın olucak, evde Mertle baş başa kaldığımızda izleyin yapıcaklarımı... ' dedim.

Planı hazırlamıştık spreyi alıcaktık. Tüm hazırlıklar bitmiş oluyordu. Kameraları aramızda bu işlerden en iyi anlayan Fatih halledicekti hem kapatıp, hemde son saati silicekti.

'içeride kaç kişi var çalışan vs?' Diye sordum.'Sadece 1 kişi o da girişte, sağda ki kilerin içinde ki kapının arkasında ki güvenlik kameralarının olduğu odada oturan adam' diye yanıtladı.En azından bu iyi bir haberdi içeriye girersek gerisi ip söküğü gibi gelicekti... 'Mert 2.katta ona ulaşmanız için güvenliği aşıp içeriye girmeniz gerek, yalnız bu kolay olmayacak zile basıcak haliniz olmadığına göre kapıyı zorla açtırmanız gerekicek, ardından söylediğim yerde ki adamı indiriceksiniz. Bunları nasıl yapacağına ben karışmıyorum orası sizde.' Diye devam etti Aykut. Ardından güvenlik kameralarını halledicektik ve yukarıya Mert'in yanına çıkıcaktık. Kağıt üstünde basit görünse de en ufak hatamız tüm her şeyi bozmaya yeterdi. Asıl mesele tüm bunları nasıl bu kadar sessiz yapıcaktık? Mert sesleri duyduğu an iş biterdi.

Aykut'a her şey için teşekkür ettim ve bizim işimiz vardı diyerek kalktım. Bizimkiler beni anlamış olacaklar ki 'Evet','Aynen öyle' dediler.Tek tek Aykut'a teşekkür edip cafeden ayrıldık. Planın geri kalanını Aykut'un yanında konuşmak istemiyordum bunu bizimkilere izah ettim. Hatta şu an hiç konuşmak istemiyordum iyice bunalmıştım beklediğimden zor olucak gibiydi...

ilk soru Alicandandı şaşırmatı beni güvenlik sayısını sordu...
'Kapıda 2 tane Mert'in babasının şirketinin, özel güvenlikleri var. Doğru hatırlamışım.' Dedi Aykut.
Ben mümkün olduğunca sessiz halletme taraftarıydım bu işi, asıl gümbürtü Mert'in üstünde patlasın istiyordum.' Merte ulaşmak için girişden girmemiz şart mı? Balkonu, camı yok mu? Tırmansak? Yada güvenliğin olmadığı bir arka kapı?' Diye ardı ardına sorular sordum. Oğuz ekledi:'Güvenlikleri aşmamız şart ama zor yoldan aşabilirmiyiz bilmiyorum, aşsak da çok tehlikeli ve sesli olur.'
Aykut'un cevabı hiç birimizin hoşuna gitmedi. 'Balkonu var evet ama 2.katta tırmanmanız çok zor ve riskli olur, ayrıca ortalık bir yerde evleri bir gören olursa tüm plan yatar, arkada mutfak girişlerinde büyük açılır bir cam var, aynı zamanda kapı görevi de görüyor. Arka girişleri orası ama büyük ihtimal güvenlik kamerası izliyordur orayı içeri girene kadar yakalanırsınız.'
Canımızı sıkmıştı durum, daha doğrusu işimizi zorlaştırmıştı. Sadece Alican'da pis bir sırıtış vardı o kadar...

Not:Toplanın beyler 6 da burdayım.Son partları yazıp 7'ye doğru finali yapıyoruz artık...

Geldim beyler, söz verdiğim gibi saat 3 de ard arda atıcam partları.2 tane yazabildim. Kalan zamanda da onu yazayım.Şukunuzu ekgib etmeyin.

Yaz zumqi

Sonra enes abi gelip hespinin anasini sitki

Geldim. Devam ediyoruz...

ahahah bu ne amk çocuk masalı bir de şukulamışlar rezil yaratıklar

Hemen çalışmalara başladık Ali dedesinin çift kırmasını almış Oğuzhan desert eagle bende m4a1 çektim. Bu binin Snapchat hesabını bulmuştuk oradan lüks bir barda eğlendiklerini öğrendik gördüğümüz kadarıyla 3 kişiydiler mert ,Aykut ve kolu kırık olan züppe mekanın önüne geldiğimizde 2 tane deve gibi adam kapıyı tutuyordu onları atlatmanın bir yolu olmalıydı derken aklıma bir plan gelmişti ben flash atacaktım Ali de sis oğuzda sokaktan geçenleri öldürüp awp parası kasacaktı plan kusursuzdu snipimiz hazırdı flash ve Sisi attıktan sonra bu ipneler dışarı kaçtı bizde barın tünelinde bunları aldık en son mert kalmıştı yerde kolundan yaralanmıştı yakasından tutup bunu bize yapmayacaktın diyip m4 ü ağzına soktum ve ateşledim sonra kurtlar vadisi müziği eşliğinde züppelerin X5 lerine binip kaçtık tabi bu arada gurubun hackeri kameraları halletmişti arkada delil bırakmadan kurtulduktan buda böyle bir anımdır.

SON

Birazdan okulları yanacak zengin çocukların okuluna kaydolacaklar rez

ülkede adalet de yok ki amk işte kendi adaletini kendin sağlayacaksın yapacak birşey yok

Yaz panpa dinliyok

Banane olum senin gibik hayal dünyandaki kavga olaylarından

Evet beyler sigara yaktım döndüm nerde kalmıştık sonra 15 tane zenciyle bu binin evini bastık zenciler 35 lik emanetleri çıkardı çocuğu öldürene kadar gibtikçiler gelmeden bitir hikayeyi dostum

hikayenin ilk partını okudum o bana yeter kardeşim ha şöyle giberim mk la gibtirsin gitsin başka yerde otursun o zaman o adam bi kere orada oturmuş ne zamanki o ordan kalkar sende o zaman oturursun pekekentin evladına bak hele 5 kişi çagırmış bide hea mk lavukları ulan alacam bi tane makina alayına sıkacam öldürecem namert kalleşleri de mermi yetmez mk