/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +7
    Salona indim. Mete ise erkenden gelmiş, orada bekliyordu. Sabri'ye selam verdim, "hayırdır ?" diye sordu. Önemli bir şey olmadığını söyledim. Ama Sabri rahat değildi. Diğerlerinin 2 katı para verip,kimseye selam vermeden, takılan ve yavaş yavaş öğrencilerden bazılarını kendi yanına çeken bu adamdan hiç hoşlanmamıştı. Yanına gidip selam verdim. Selamıma soğuk bir şekilde karşılık verdi. Mizacı bu olmalıydı. Pek fazla ses etmedim. Ancak bu tür adamlardan pek hoşlanmazdım. Tişörtünü çıkarıp ringe çıktı. "Gel" dedi. Eldivenimi alıp iplerinden boynuma astım, elime bandajımı sararken ringe doğru yöneldim. Eldiveni bırakmamı söyledi. Kendisi de bir sargı sardı. Hareketlerinde bir acelecilik fakat aynı zamanda bir rahatlık seziyordum. Gülerek "Birazdan bir iş görüşmem var, hareketlerini ona göre belirle" dedim. "Tamamdır" dedi soğuk bir şekilde. Ancak lafı bana mı yoksa bandajı sardığı için kendi kendine mi söyledi anlamamıştım. Kenarlara geçtik. Sabri'nin oturduğu bankonun arkasından, gergin bakışlarını görebiliyordum. Bu bir antrenman maçı olacaktı. Rahatlamalıydım. Maç başladı. Klagib olarak gardımı, low guard olarak tutuyordum. Çünkü, saldırgan bir stil ile dövüşürdüm her zaman. Denediği, direkleri rahatça eskivler ile geçiştirdim. Tekrardan, bir direk denedi, kapandım. Açık vermişti. ilk fırsatı kaçırmıştım ama ikincisinin geleceğinden adım gibi emindim. Tekrardan üzerime geldi. Kendimi iplere yaklaştırdım. ilk direğini, engelledim. ikincisini denemek üzere iken hemen peek a boo guarda geçtim. işte bütün önemli maçlarda, sonucu değiştirdiğim garddı. http://media.tumblr.com/tumblr_lx2b6xE6oo1qes23l.jpg Gard resimdeki gibi. ikinci direk denemesini de blokladım. Ve üzerine eskivlerle yaklaşmaya başladım. Bir sol aparkat fake i verdim. Açık verdiğimi sanıp sağ direği çıkarmıştı ki, o sırada sağ kroşeyi indirdim. Afallamıştı. Tekrardan bir sol aparkat çıkardım. Aynı hareketi tekrarlayacağımı sanıp sol elini kaş hizasına kaldırdı. Yanılmıştı. Sol aparkatı da vurdum. Durumun şoku ile çıkardığı sağ kroşesini eskiv ile atlattıktan sonra karnına bir direk çıkardım. Vurduğum yumruk ile nefesinin kesildiğini hissetmiştim. Bir aparkat çıkardım. Vurduğum anda, kafası arabaların önüne koyulan oyuncak köpekler gibi gidip geldi. Maç bitmişti geriye çekildim. Derken üzerime atlayıp clincha aldı. Bir taks maçında bunu yapamazdınız. Klagib bir mma takedownı ile yere düşürdükten sonra, kolumu kilide aldı. Ne yapıyordu bu huur çocuğu ? "Bırak" dedim. Cevap gelmedi. Bir yumruk attım. Etki etmemişti. Madem kural tanımayacaktı, öyleyse ben de kural tanımıyordum. gibine yumruk attım. Bir an bağırsa da daha sıkı kolumu çekmeye başladı. Kolum kırılmak üzereydi. Bir tane daha vurdum. Bir tane de yüzüne. Derken Sabri gelip bizi ayırdı. Ayağa kalkıp üzerine doğru yürüdüm. Sabri araya girdi."Ne yapıyorsun lan" dedim. Burnundan kan akarken tişörtünü giydi. Ve bandajlarını çıkarıp salonun kapısına doğru yürürken bağırdı "Testi geçtin.".
    Tümünü Göster
    ···
  2. 27.
    +7
    Dışarı çıktıktan kısa bi süre sonra telefonum çaldı. Arayan ibrahim beydi marketin kapısında durdum ve telefonu açtım.

    + Alo ibrahim Bey
    -Alo brk4ever ne yaptın?
    +Efendim gittim buldum, şimdi giyinmesini bekliyorum.
    -iyi tamam tamam.
    +Alınca ne yapayım efendim? Şirkete mi geçireyim yoksa eve mi?
    -ikisine de zütürme git biraz dolaş onunla kafası dağılsın dedi.
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa bırakma hikayeyi aq okuyan eden iyice azaldı bu ara farkındayım da hizlica bitir sabriye geç hala okuyan insanlar var
      ···
      1. 1.
        +1
        Yazdığımız zaman umursayan olmuyor ki devam edelim panpa şu an şirketten bir arkadaş için doğum günü hazırlıyorum benim evde onca işin arasında ben bunları yazabildim anca. Biraz daha umursayan olursa saat 1 gibi devam ederim doğum günü sakinleşince
        ···
    2. 2.
      0
      REZ ben varım
      ···
    3. 3.
      0
      Aga doğru diyosun işinden dolayıdır bişey demiyorum da 1haftayı geçti başlama tarihin, yavaş ilerliyor o yüzden takip eden az kaldı. Biz umursuyoruz hikayeyi yarım bırakma onu demek istiyorum bir an önce bitirirsen sabriyle olan hikayene başlarsın takip edicem ben.
      ···
    4. diğerleri 1
  3. 28.
    +7
    O akşamı öyle birbirimizden bahsederek geçirdik. Sürekli hayatının sıkıcı olduğundan bahsediyordu. Geniş imkanlara sahip ancak baskıcı bir ailede büyümüştü anlayacağınız. Kitap okumayı sevdiğinden bahsetti. Birlikte çıktık beni ozanların evinin önüne bıraktıktan sonra, kendi evime geçtim. Biraz kitap okuduktan, sonra yatağa uzanıp günün değerlendirmesini yaptım. 2 yıldan sonra bir sevgili. Bilmiyorum garipti. Uykum geldiği için yanımdaki sigara paketini ışığı fırlattım. Ama kapanmadı. Ayağa kalkıp, paketi aldıktan sonra kapatmaya yeltenirken şarjdaki telefonuma Pınar ve tanımadığım bir numaradan düşen mesajları gördüm.
    1.Pınar: Bugün için teşekkürler.
    2.0534734.. Yarın salona gel seni bir testten geçirmek istiyorum.

    Pınar'a, teşekkür edilecek bir şey yapmadığımı günü asıl güzel yapanın o olduğunu söyledim. Daha sonra diğerine baktım büyük ihtimalle şampiyonun mesajı idi. Cevap yazmadım. Ama orada olacaktım. Çünkü ne yapacağını merak etmiyor değildim.
    ···
  4. 29.
    +7
    Eve geldim. Demek o huur çocuğu bana test yapmıştı. Ama sonucu işime gelmiyor dersem yalan olurdu. Pınar ile birlikte olacak fazlasıyla yüksek bir maaş alacak, yüksek bir konumda olacaktım. Yine de yapılan şey hoşuma gitmemişti. Ozan ile konuşacaktım. Ozan'ı aradım Özge ile evde olduklarını söyledi. Rahatsız etmemek için "öylesine aradım " dedim. Bu konu hakkında tartışacağım pek bir kişi yoktu. Aslında arkadaşım çoktu. Çevrem geniş sayılırdı. Ama yine de onlarla konuşmak istemiyordum. Sabri'ye arabasını bırakıp işi aldığımı söyledim. Sevinmişti. Akşam buluşmak için sözleştik. Ondan sonra sahile doğru yürümeye başladım. Gidip sahilde ilk tanıştığımız yere oturdum. Sigaramı yakıp düşünmeye başladım. Ne demeliydim ? Çok zor gelecek bir teklifti. Benim için de güzeldi. Derken uzaktan arabadan inenin Pınar olduğunu gördüm. Yanıma geldi. Selam dahi vermeden oturdu. "Beni korumanı istedi değil mi" dedi. Cevap vermedim. "Bunu evet olarak alıyorum. " dedi. Sigaramdan bir duman daha aldım. Elini uzatıp. Yarama dokundu. "Acıyor mu" diye sordu. Hayır manasında kafamı salladım. "Kabul etmeni istiyorum" dedi. "En azından o mahkeme duvarı suratlı, korumalardan biri ile yanyana olmaktan iyidir. Ancak korumam değil sevgilim olduğunu söyleyeceksin" dedi. Sessizce güldüm "Bu bir teklif mi şimdi ?" dedim. "Nasıl anlamak istersen" dedi. Zeki bir kız olduğu su zütürmez bir gerçekti. "Peki, kabul edeceğim" dedim. "Hangisini" dedi muzip bir çocuğun tavrı ile. Güldük. "Hangisini istiyorsan" dedim. Elimi tuttu. Birlikte yürüdük. Daha sonrasında beni evime bırakmayı teklif etti. Yürüyeceğimi söyledim. Peki dedi, üzgün bir şekilde. Ayrıldık. Eve doğru yürürken ibrahim Beyi arayıp teklifini kabul ettiğimi söyledim. Yarın işe başlamamı akşam ise yanına uğramamı söyledi.
    ···
  5. 30.
    +6
    Sabri ile oturduk. Bana olayı anlatmamı söyledi. Durumu anlattım. Testin ne olduğunu sordu. Bilmediğimi söyledim. "Sen niye böyle tiplere bulaşıyorsun ki kardeşim be". "Neyse kaydını silerim bu pekekentin bir daha giremez salona" dedi. "Yok be oğlum, yapma öyle bir şey, hem sadece biraz hırslı biri. Bırak kalsın. Bana bir zararı olmaz bu saatten sonra, hem bak testini de geçmişim" dedim. Öğrencilerden birisi seslendi. Omzuma dokunup "iyi bakalım, hadi git sen de duşa gir" dedi. Bir iki adım yürüdükten "Antrenmana, devam edeceksen sen bilirsin ama" dedi. iş görüşmesine gideceğimi söyledim. Arabasının anahtarını, gösterdi. Benim arabayla git dedi. Duşa girip çıktım. Kıyafetlerimi tekrardan giyip çıktım. Yarım saat vardı. Sabri'nin arabasına binip, iş görüşmesinin yapılacağı yere gittim. iş görüşmesinin yapılacağı odaya geçtim. 10 dakika sonra. ibrahim bey ile birlikte pınar da geldi. O niye buradaydı ? ikisi ile de tokalaştıktan sonra, oturdum. ibrahim bey karşıya, pınar da yana oturdu. Cv min bulunduğu dosyayı uzattım. ibrahim bey cv yi eline aldı. "Demek endüstri mühendisliği okumuşsun. Hem de bölümünü birincilikle bitirmişsin" dedi kafasını sallarken. "Evet, efendim" dedim. Kafasını kaldırıp yüzüme baktı. "Kavgacı bir kişi misin ?" diye sordu. "Anlamadım efendim ?" dedim. "Yüzündeki morluktan bahsediyorum. Yeni olmuş olmalı" dedi. Müsabakada olmuş olmalıydı. içimden bir hasgibtir çektim. "Efendim taks ile uğraşıyorum, bugün bir antrenman maçına çıkmıştım orada olmuş olmalı" dedim. Kafasını cv'mden kaldırmadan hafifçe salladı. Daha sonra pınara dönerek "Pınar, insan kaynaklarını ara, operasyon müdürlüğüne yeni bir kişinin alındığını söyle" dedi, cv mi pınara uzatırken. Ayağa kalkıp " Benimle gel" dedi. Ayağa kalkıp pınar hanıma "iyi günler" dedikten sonra, ibrahim beyi takip ettim.
    ···
  6. 31.
    +6
    internet gitti beyler dinazor oyununu oynayarak bekledim reset atıp. 1000'e kadar geldim internet geri geldi amk. Değişmiş oyun artık gece gündüz de oluyor. Tavsiye ederim oynamanızı her ne ise devam edeyim.
    ···
  7. 32.
    +6
    Beyler elektrik gitti şarjım az, yazamayacağım galiba. Yarın devam ederim ama.
    ···
  8. 33.
    +6
    Ben çıkana kadar cevap veren olmazsa tekrardan rez alın beyler geldiğim de cevaplayacağım hepsini.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam et panpa burdayız
      ···
      1. 1.
        +1
        Tamamdır panpa o zaman yazayım 1,2 part birazdan çıkarım zaten.
        ···
    2. 2.
      0
      Geldim beyler başlıyorum
      ···
  9. 34.
    +6
    ibrahim beyin yanına gittim. Getirilecek belgeleri getirdim. Belli bir süresi olup olmadığını sordum. O sırada çantadan bir silah çıkarıp verdi. Kısa süre için bunu kullanmamı daha sonra bana bir silah geçirileceğini söyledi. Silahı alıp, belime taktım. Rahatsız ediciydi. Yine de kalkıp teşekkür ettim. ibrahim bey Pınar'ın yanına gitmemi söyledi. Ve masaya tam 8.000 TL para koydu. Bu nedir ? Dedim. Daha maaş gününe 15 gün vardı. Maaşın, diğer maaşını da ay başında alırsın dedi. Hoşuma gitmişti. Teşekkür edip çıktım.

    Pınar'ın yanına gitmek için şirkete gittiğimde onu kapıda yakaladım. Nereye gidiyorsun ? dedim. "Eve geçeceğim, sen de gelsene" dedi. "Bilmem ki" dedim. "Bilmeyecek bir şey yok, hem bir iş arkadaşımı davet etmemden daha doğal, ne var ?" Gülerek koluma girdi ve konuşmasına devam etti "Ayrıca özel korumam olduğu göz önünde bulundurursa beni koruman gerekmez mi ?" dedi. Gözleri çok güzeldi, onu kırmaya kıyamayacağım kadar. Daha sonra evlerine gittik.
    ···
  10. 35.
    +6
    Gerçekten de öyle oldu. Kendine fazla güveniyordu. Maç başladı. "Karşısındaki de başka bir şampiyon, kolundaki dövmeyi görüyor musun ? Yurtdışında bir turnuvayı kazandıktan sonra yapılmış." Dövme de elinde para dolu bir kupa ile bir canavar vardı ve o altında da -Beast- yani canavar yazıyordu. "daha önce hiç kaybetmemiş" dedi Pınar. ilk olacağından emindim. Fiziksel olarak benziyorlardı. Belirli bir üstünlük yoktu ortada. Garson dolanmaya başladı. Bahisleri alıyordu. Maç genel olarak yavaş başladı. ikisinin de acelesi yok gibiydi. Bahis yapanlara baktım. Alt sıralarda 200,300 gibi miktarlar dönerken yukarı çıktıkça toplu banknotlarla bahisler yapılıyordu. Şansımı denemekten zarar gelmezdi. Cüzdandan 400 TL çıkardım. Garsona söyledim. 1'e 7 dedi. Parayı verdikten sonra maçı izlemeye başladım. Canavar tartışmasız bir tekme üstünlüğüne sahipti. Rakibini yaklaştırmıyordu. Şampiyonun da zaten acelesi yok gibiydi. Maçın ilk tekmesi gelmişti. Şampiyonun ilk başarısız yumruk denemesinin ardından göğüs bölgesine bir tekme yedi Şampiyon. iki adım geriledi. Tellere yaklaşmıştı. Canavar bacaklara çalışmaya başladı. Ama tekmeleri şampiyon tarafından savruluyor. Canavarın her attığı tekmede bağırışlar yükseliyordu. Canavar bir side kick çıkardı ama tekmesi stop kick ile durduruldu. Şimdi şampiyonun zamanıydı. Eskivler ile rakibine yaklaşmaya başlamıştı. Bir aparkat çıkarıp dengesini bozduğu rakibinin sol bacağına bir diz indirdi. Canavar bir yumruk salladı ise de eskiv ile boşa giden yumruk canavarı daha da sarsmıştı. Canavar iki adım geriledi. Şampiyon da çekildi. Canavar gücünü topladı. Ve işte ona neden canavar dediklerini o an anladım. Bir panzer gibi eskivlerle rakibinin üzerine yükledi, ilk yumruğu kaçıran şampiyon, üstüne bir de kroşe yemişti. Çok hızlıydı. Açıklarını görmek imkansız gibi bir şeydi. Ancak şampiyon normale göre daha yavaş görünüyordu. En azından yarısını karşılayabilecek bir kişi olduğunu tahmin etmiştim. Bir aparkat, ardından bir fake sağ direk ile gelen sol kroşe, şampiyon hala dayanıyordu. Geriye doğru bir iki adım atıp tellerden uzaklaştı. Bundan güç alan canavar telden sekerek bir superman punch(zıplayıp havada vurulan bir yumruktur.) denedi. Tam o sırada şampiyonun başından beri neden o kadar çok yumruk yediğini anlamış oldum. Havadaki rakibinden hızlı davranıp bir aparkat vurdu. Canavar yere yığıldı. Şampiyon üzerine çıkıp yumruklamaya başladı. Maç bitmişti. Dışarı çıktı. Yüzünde herhangi bir sevinç göstergesi yoktu. Bahis oynayanlar da, şaşırıp kalmıştı. Boş kalan koltuğunda duran el havlusu ile yüzünü sildikten sonra tişörtünü giyip, gişeye doğru yöneldi. Parasını aldıktan sonra benim oturduğum bölüme baktı.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Niye lan
      ···
  11. 36.
    +5
    O sırada bizi 1-2 sokaktır bir arabanın takip ettiğini farkedip onu bir sokağa çektim. Sokağın başındaki apartmanın arasındaki boşluğa doğru onu sokup sessiz olmasını işaret ettim. Kafamı uzatıp baktım araba bizi geçip biraz ilerledi sonra ise durdu. Silahımda bir mermi namluya sürdüm. Silahlı adamlar çıktılar. 4 kişilerdi. Pozisyonum iyi olmasına rağmen böyle kritik bir durumu şansa bırakacak kadar aptal değildim. Pınar'ı apartmanın arasındaki boşluktan diğer sokağa doğru yavaş yavaş itmeye başladım. Karşıya geçtik ve görünmeden ilerlemeye çalıştık. Ardından onlar da arabalarını çalıştırdı ve bizim bulunduğumuz sokağa doğru hareket ettiler. Açıktaydık ve araba üzerimize doğru geliyordu. Kolumu omuz hizamın bir kaç santim aşağısına indirdim. Kollar gevşek olmalıydı. Hafifçe dizimi kırdım, atışı sol gözüme göre yapacaktım, ayarlayıp mesafeyi hesapladım. Bunları yaptığım 1 saniye içerisinde araba üzerime geliyordu, ilk atışı yaptım ; ıska. Ama işe yaramış gibi gözüküyordu, araba bir anda sağa doğru kırdı ve duvara tosladı. Tekrardan nefes alıp ikinci atışı denedim, sürücü camından kurşun girmişti. Sonra arabaya 2 el daha ateş edip, Pınar'ı da oradan alıp ayrıldım.
    ···
  12. 37.
    +5
    Evde, oturup Pınar'a mesaj attım. Durumunu sordum. Başının döndüğünü ama iyi olduğunu söyledi. Rahatlamıştım. iyi geceler dileyip, kindle dan bir kitap seçip, okumaya başladım. Çakırkeyif iken, kitap okumanın zevki bir başka idi. Kitap okurken uyuyakaldım.

    Daha sonra, sabah ibrahim beyi aradım. Aklıma silah işi takılmıştı. Ruhsat için gerekli belgeleri mi alacaktım yoksa önce işe mi gelecektim ? Bana işe gelmemi öğlen ise izin vereceğini, sonrasında gerekli yerlere gideceğimi söyledi. Kahvaltımı hazırlayıp, masaya oturduktan sonra Pınar'a bir günaydın mesajı attım. Mesajıma 1 dakika sonra cevap geldi."Seni almaya geliyorum, nasıl olduğuma sen karar verirsin artık" dedi. Giyinip,dışarı çıktım.Çıktıktan kısa bir süre sonra araba gelmişti. Yine arabada serkan vardı.
    ···
  13. 38.
    +5
    Abisi gittikten sonra Pınar tam açıklama yapacaktı ki susturdum. Ve konuşmamıza devam ettik. Ben ona kendimi ve geçmişimi anlattım. Komik anılarımda gözleri de kendi ile birlikte gülüyor, kötü anılarımı anlattığımda ise elleri ellerime dokunuyordu. Böyle giderken muhabbet ile birlikte içtiğimiz şeyler de koyulaştı. Pınar gidip viski getirdi. Ne kadar mırın kırın etsem de bardağıma doldurduktan sonra içmeye başladık. Biraz içtikten sonra geç olduğunu farkedip, durumun onun için daha kötü olmaması açısından, ayağa kalkıp eve gitmem gerektiğini söyledim.
    ···
  14. 39.
    +5
    Gidip aldıktan sonra eve gelip Pınar'a haberi verdim. Mısırı patlattıktan sonra filmi oynattım ve ben koltuktan otururken Pınar da kucağıma kafasını koydu. Filmin ortalarında bana dönüp, "çok garip değil mi " dedi. "Garip mi? Garip olan ne ki? " dedim. "işte sen ben tanışmamız aramızda tüm bu yaşananlar, sanki güzel bir filmin senaryosu gibi" dedi. Onu öptüm ve mavi gözlerine bakarak "Umarım filmin sonunu çok uzun süre daha izlemeyiz" dedim. Filmin devamında filmi yorumlayarak izledik. Filmin sonu geldiğinde ağlamıştı, benim ise gözlerim dolmuştu ama belli etmiyordum. Çünkü o filmdeki esas oğlan ile kendimi çok benzetiyorum. Tabii tip olarak değil Pattinson gavadı sonuçta. Her neyse kalktık, o duşa girmesi gerektiğini falan söyledi. Ben de o sırada bir sigara yakıp balkona çıktım. Serkan yoktu. Daha sonra biraz daha oturup televizyon izledikten sonra Pınar'ın duştan çıktığını gördüm.
    ···
  15. 40.
    +5
    Arabaya binip eve gittim. Alkollü araba kullanmak doğru değil biliyorum ama bunu alkollü iken değil sonrasında düşünebiliyorsunuz. Her ne ise geçip eve biraz oturdum. Kitaplıktan Rüzgarın Adı isimli bir kitabı çekip koltuğuma oturup okumaya başladım. Okuyan var ise bilir çok güzel bir kitaptır. Hala da durur bende. Her neyse kitaba nasıl dalmış isem 400.cü sayfalarına vardığımda zilin çaldığını farkettim. Kitaptan kafamı kaldırıp telefona doğru baktım. Saat 11 di. Birisi bir yandan zile basıyor diğer yandan da alacaklı gibi kapıyı çalıyordu. Ayağa kalkıp kapıya doğru yürümeye başladım.
    ···
  16. 41.
    +5
    Arkasından yürümeye başladım. Asansöre binip, teras gibi bir yere çıktık. Bana baktı " Dürüstsün. Çoğu kişi kapıya çarptıktan olduğu söylerdi" güldü. "Pınar'a korumalık yapmanı istiyorum" dedi. "Anlamadım efendim" dedim. "Pınar'a korumalık yapmanı istiyorum, mete aradı. Testi geçtiğini söyledi.". "Efendim, ben endüstri mühendisiyim. O tarz işlerden pek anlamam" dedim. "Bir maaş burada çalıştığın zaman, bir maaş da ona korumalık yaptığın zamanlarda alacaksın, yarın yanıma uğra sana ruhsatlı bir silah da vereceğim.Bu akşama kadar vaktin var. Beni arayıp kararını söyle" dedi. Şirketin maaaşları zaten, üst düzey sayılırdı. Ayrıca bir de operasyon müdürüydüm. "Düşüneceğim efendim. Bu akşam size bildiririm" dedim. Elini uzattı. Sıktıktan sonra, asansöre binip, dışarı çıktım.
    ···
  17. 42.
    +5
    Sahile çıkıp yürümeye başladık üstümdeki ceketi hava iyice soğuduğu için onun üstüne sardım ve adımları düzgün olmadığı için bir kolumu beline dolayıp sarıldım . O şekilde yürümeye devam ettik. Beni sevdiğinden falan bahsediyordu. Ben ise söylediklerinin çoğuna "ben de aşkım" diye cevap veriyordum.
    ···
  18. 43.
    +4
    Pınar'ın abisini aradım. Telefonu meşgul çalıyordu. Neyse oturalım biraz daha birazdan söyleriz yemeği dedim. 30 dakika öyle oturup konuştuk. Artık herkes, sıkılmıştı. Sonra Sabri acil bir işi çıktığını söyleyip kalktı masadan. Sabri ve sevgilisi kalktıktan 15 dakika sonra Pınar sonunda abisinin büyük ihtimalle gelmeyeceğini söyleyince yemeği söyledik. işte günlük sohbetleri falan ederken birden Pınar'ın telefonu çaldı. Arayanın kim olduğunu bilmiyordum ama Pınar yerin adresini verdi. Daha sonra "Abim, sonunda geliyormuş" dedi. "Çok dakikmiş" dedim. "Yaa ne demezsin" dedi. 5 dakika sonra siyah bir mustang hızla gelip restoranın önünde durdu. Arabadan abisi indi. Karşılamak için ayağa kalktım. Elini kemer tokasına zütürüp bir silah çıkarttı. Pınar'a döndüm. Donup kalmıştım. Yanımıza geldi. "Kaldır lan ellerini" dedi. Pınar "ne yapıyorsun abi" diye Korhan'ın üzerine atladı. Korhan elinin tersi ile Pınar'ı itti, Pınar masaya çarptı. Ellerimi kaldırdım. Üstümü arayıp silahı çıkarttı. "ibrahim'in ne planladığını biliyorum binin evladı buradan sağ çıkamayacaksın" dedi. "Ne diyorsun sen kardeşim". Bir eliyle namluyu üstümde tutup, bir eliyle de benden aldığı silahı gösterdi. "Bak bu bizim ailenin simgesidir. Bunu sana ya ibrahim bini ya da babam vermiştir. Babama sordum. Tanımıyorum öyle birini" dedi. "Bir anda ortaya çıkıyorsun. Kardeşim ile sevgili olduğunu söylüyorsun. Üstünden de bu silah çıkıyor.Sen öldürecektin değil mi lan şerefsiz Pınar'ı" diye devam etti bağırarak. Ellerim hala havadaydı. "Bak kardeşim istersen Pınar'a sor beni onun koruması olarak işe aldılar. Bana inanmıyorsan ona sor." dedim korkuyla. Kafasını Pınar'a çevirdiği gibi elinden silahımı aldım. Daha sonra ne olduğunu anlayamadan silahın kabzası ile kendi silahını tuttuğu diğer koluna vurup silahı yere düşürdüm. Yere doğru bir hamle yaptı ancak silahı üzerine tutup "Sakın" dedim. Pınar ise korku ile bizi izliyordu. Restoranın ortasında silahlı iki adam vardı. Silahı yavaşça ayağımla çekip arkama attım. "Bak eğer istersem şu an ikinizi de vurabilirim. Ama sen bunu ne anlattığın hakkında bir şey bilmediğimin teminatı olarak kabul et ve olabilecek en kısa şekilde bana olayı anlat. Çünkü arkamızdaki garson şu anda polisi çağırıyor ve 5 dakika sonra polis geldiğinde ikimizin de başı belaya girer." dedim olabilecek en sakin sesle.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 44.
    +4
    Yerden silahını aldı. Arabasına bindi. Ben de masaya para bırakıp , Pınar ile arabaya bindikten sonra onu takip etmeye başladım. Biraz gittikten sonra anayoldan sapıp, bir patikadan bir tepeye çıktı. Daha sonra arabadan indi. Ben ve Pınar da arabadan inip onu takip ettik. Telefonumu, silahımı ve üstümde herhangi başka silah türü bir şey var ise bırakmamı istedi. Pınar'a da aynılarını söyledi. O yaptı. Ardından ben de çıkarıp hepsini yere bıraktım. Burayı kısa geçeyim isterseniz. Korhan bir süredir ibrahim'i takip ediyormuş, ibrahim ise babasının düşmanları ile birlikte. Pınar'ı öldürmenin planlarını yapıyormuş. Yani o yemeğe çıktığımız günkü adamlar hatta ilk tanıştığımız gün yanlışlıkla Pınar yerine Pınar'ın arkadaşını vuran adamlar da ibrahim'in adamlarıymış. Daha sonra ise ailenin silahlarının bulunduğu dolaptan bir silah eksildiğini farketmiş Korhan. Babasına sorduğunda babası haberi olmadığını söylemiş. Ondan sonra ise ilk aklına ben gelmişim.

    "Madem öyle neden gidip yeni silah almadı" diye sordum. O sırada uzun süredir konuşmayan Pınar araya girdi "Tüm banka işlemleri benim elimin altında. Büyük bir harcama görseydim. Nedenini sorardım." Aslında mantıklı sayılırdı ancak yine de boşlukta olan kısımlar vardı, sonuçta Pınar'ın koruması olmuştum. O sırada bir silah satın alsa ve böyle anlatsa hiç dikkat çekmez diye düşündüm. Kafam çok karışıktı. Olanları tam anlamaya çalışırken birden telefon çaldı. Telefona uzandım. ibrahim yazıyordu. Korhan'a baktım "hoparlöre al" dedi. Açıp hoparlöre aldım

    +Yeğenim nasılsın ?",
    -iyiyim ibrahim Bey vallahi siz?
    +Pınar ile birlikte misin
    Korhan'a baktım evet dercesine kafasını salladı
    -Evet efendim
    +Mesajı aldın değil mi ? Bu akşam halledeceksin. dedi.
    Mesaj neydi ki ? Korhan'a baktım yine evet manasında kafasını salladı.
    -Aldım efendim, siz rahat olun.
    +iyi bakalım yeğenim artık bırak efendim falan demeyi. Bundan sonra insanlar sana efendim diyecek.
    -Tamamdır efendim. Başka bir isteğiniz var mı ?
    +Yok aslanım hadi kapatıyorum bak. Bir terslik çıkarsa hemen ara.

    Kapandı. Korhan bana "Mesaj neydi" dedi. Bilmediğimi söyledim. inanmış gibi görünmüyordu ama gerçekten bilmiyordum. "Ee ne yapacağız" dedim. Korhan "Onun bize gelmesini bekleyeceğim bizim çocuklardan 10-15 tanesini çağıracağım sen de "yapamadım efendim" diyeceksin. Adresi vereceksin o bize gelecek işini bitireceğiz." saçma bir plandı ama o an çok fazla seçeneğimiz olmadığı için olabilecek en iyi plan buydu.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 45.
    +4
    Bıçağı elimde bir iki çevirip kontrol ettim daha sonra bıçağı koleksiyon dolabıma koyup geriye kalan şeyleri masaya bıraktım. Pınar'ı aradım. "Alo aşkım nasılsın" dedim hevessiz gibiydi. "iyi öyle işte aşkım sen" dedi. "Senin canın bir şeye mi sıkkın, pek iyi değil gibisin. Geleyim mi yanına ?" dedim. "Yok ya işte abimle kavga ettik yine. Her şeyime karışıyor. Bıktım artık bundan. Çocuk gibi bir de her gün azar işitiyorum. " dedi sinirli bir sesle. "Tamam bak sen sakin ol. Yarın artık ben de abinle konuşacağım" dedim.
    ···