beyler şu tvite bakın amk

olayda kimseyi suçlu veya suçsuz yargılamadan biraz yazmak istedim. çünkü işin ucu çok farklı yerlere gitmiş. bir grup kızı kezban olarak yargılamış, diğer grup oğlana hakaret etmiş vs.
kıza gelicem. öncelikle mesajı atan çocukla ilgili ilgili; yolda kızı görürsün, yanına yaklaşırsın, delikanlı gibi pardon bi süredir sizi görüyorum, tanışabilir miyiz dersin. kız reddeder. bu iş bu kadar basit. ezik gibi çalıştığın firmayı arkana alıp resmen 3. sınıf bir mesaj atmak nedir? neresinden tutsan elinde kalır. bunun hiç bir haklı yanı yok. burada bu şekilde davranıp kızı haklı bile çıkarmış çocuk. gençliğine verelim.

kıza gelince, bu işin çözülme yeri twitter değildir. bu çocuk kendince bir hata yapmış ama tüm firmayı o kadar kullanıcının önünde afişe etmek haksızlıktır. gidersin adam gibi karakola, beğensek de beğenmesek de bu ülkede hak var hukuk var. şikayetçi olursun adamdan. taraflar karakola çağırılır falan filan. orada uğraşırsın. ha ben karakolla uğraşmıyayım diyosan firmanın genel müdürlüğüne bir avukat aracılığıyla mail atarsın. ya da onu da geçtim gidersin o şubeye şube yöneticisine durumu izah eder dilekçe verirsin. gözlerini korkutursun. evet haklısınız kimse bu şekilde afişe edilmeyi haketmiyor ancak, beyler hayatınız boyunca tacize uğramadıysanız o korkunun ne olduğunu bilemezsiniz.

bu olay dışında genel olarak yapılanlarla ilgili de açıklamadan geçemeyeceğim şeyler var. evet bi çoğunuz size verilen tepkilere karşı çok sinirlisiniz ancak, beyler korku çok farklı bir duygu. ardından verilen tepkileri kontrol edemediğiniz bir duygu.

-yolda yürüyosunuz adamın biri pardon size bişey sorabilir miyim diye geliyo. tabi diyosunuz. yolunuzu değiştirseniz kezban damgası yiyeceksiniz. baksana diyo. kafanızı eğiyosunuz. fermuar açık elinde aleti. korku içinde yoplunuzu değiştiriyosunuz. siz ne yaparsınız?

-otobüstesiniz. ayaktasınız, tıklım tıklım. poponuzda bir el. nerden geldiğini anlamıyosunuz bile. beni taciz ediyorlar diye bağırsanız ortalık ayağa kalkacak. adam ben yaşlı başlı çoluk çocuk sahibi hacı amcayım iftira ediyo diyecek. haklıyken haksız duruma düşeceksiniz. biraz kaykılıp rahatsızlığınızı gösteriyosunuz. el tekrar buluyo poponuzu. korku içinde ilk durakta kendinizi atmayıp ne yaparsınız?

-taksiye biniyosunuz. adresi veriyosunuz. taksi şoförü yol boyu konuşmaya çalışıyor. aman kezban demesinler kötü niyetli değildir belki diye adamın sorduğu sorulara cevap veriyosunuz. bir süre sonra adam nerden bulduğu bilinmez cesaretle "şurdan iki bira alalım da beraber içelim" diyecek cesareti buluyor. adamın arabasının içindesiniz. karakola çeksene sen arabayı diyecek cesareti zor buluyosunuz. adam dönüp evinin adresini bilmiyomuyum sanki uzatma diyo. eve zor dönüyosunuz korkudan titreye titreye. o durumda siz ne yaparsınız?

-okuldasınız. okulun belalılarından biri çıkma teklif ediyo. nazikçe reddediyosunuz. kezban damgası yemek var işin ucunda. nazikçe reddettiğiniz için sizden cesaret alıp okul çıkışı arabayla yolunuzu kesip, sen de istiyosun beni diye bileğinize yapışıyo. korku içinde ağlamaya başlıyosunuz. etraftan olayı görüp müdahil olmuyor hiç kimse. oradan nasıl kurtulursunuz?

-köpek gezdiriyosunuz. öyle mini şortla kimseyi taciz edecek şekilde de değil. biri geliyo köpeğinizi sevmeye. gözleri güzelmiş ama sahibin gözleri daha güzel diyo. kezban damgası yemiyeyim deyip teşekkür ediyosunuz. biraz ürkerek uzaklaşıyosunuz oradan. üç sokak yolu uzatıp takip edilmediğinizden emin olup eve kendinizi zor atıyosunuz. biraz kendinizi suçluyosunuz. ertesi gün o adam orada gene. güzel gözlerinize doyamadım diye karşınıza çıkıyo. yalnızsınız. korkuyorsunuz. adama küfretmeyip ne yaparsınız.?

bunlar kızların sıkça başına gelen olaylardan sadece bi kaç tanesi. daha niceleri var, yazdıkça içim daralıyo yazamıyorum. tüm bunları yaşayıp da erkeklere toptan sapık muamelesi yapmıyoruz. kapıya paket servisiyle gelen adama nazikçe teşekkür ediyoruz. gelen mesaj da yukarıdaki şekilde işte.

aranızdan hiçbirini itham etmiyorum. ama lütfen eleştirilerinizi yaparken iğneyi başkasına çuvaldızı kendinize batırın. kendi pencerinizden olayı değerlendirmeyin. bunlar ne oluyo da bu hale geliyo diye düşünün lütfen. olayı bu duruma getiren hemcinsleriniz. önce kendi içinizdeki pislikleri temizleyip sonra karşı cinsi suçlayın lütfen.

olayda kimseyi suçlu veya suçsuz yargılamadan biraz yazmak istedim. çünkü işin ucu çok farklı yerlere gitmiş. bir grup kızı kezban olarak yargılamış, diğer grup oğlana hakaret etmiş vs.
kıza gelicem. öncelikle mesajı atan çocukla ilgili ilgili; yolda kızı görürsün, yanına yaklaşırsın, delikanlı gibi pardon bi süredir sizi görüyorum, tanışabilir miyiz dersin. kız reddeder. bu iş bu kadar basit. ezik gibi çalıştığın firmayı arkana alıp resmen 3. sınıf bir mesaj atmak nedir? neresinden tutsan elinde kalır. bunun hiç bir haklı yanı yok. burada bu şekilde davranıp kızı haklı bile çıkarmış çocuk. gençliğine verelim.

kıza gelince, bu işin çözülme yeri twitter değildir. bu çocuk kendince bir hata yapmış ama tüm firmayı o kadar kullanıcının önünde afişe etmek haksızlıktır. gidersin adam gibi karakola, beğensek de beğenmesek de bu ülkede hak var hukuk var. şikayetçi olursun adamdan. taraflar karakola çağırılır falan filan. orada uğraşırsın. ha ben karakolla uğraşmıyayım diyosan firmanın genel müdürlüğüne bir avukat aracılığıyla mail atarsın. ya da onu da geçtim gidersin o şubeye şube yöneticisine durumu izah eder dilekçe verirsin. gözlerini korkutursun. evet haklısınız kimse bu şekilde afişe edilmeyi haketmiyor ancak, beyler hayatınız boyunca tacize uğramadıysanız o korkunun ne olduğunu bilemezsiniz.

bu olay dışında genel olarak yapılanlarla ilgili de açıklamadan geçemeyeceğim şeyler var. evet bi çoğunuz size verilen tepkilere karşı çok sinirlisiniz ancak, beyler korku çok farklı bir duygu. ardından verilen tepkileri kontrol edemediğiniz bir duygu.

-yolda yürüyosunuz adamın biri pardon size bişey sorabilir miyim diye geliyo. tabi diyosunuz. yolunuzu değiştirseniz kezban damgası yiyeceksiniz. baksana diyo. kafanızı eğiyosunuz. fermuar açık elinde aleti. korku içinde yoplunuzu değiştiriyosunuz. siz ne yaparsınız?

-otobüstesiniz. ayaktasınız, tıklım tıklım. poponuzda bir el. nerden geldiğini anlamıyosunuz bile. beni taciz ediyorlar diye bağırsanız ortalık ayağa kalkacak. adam ben yaşlı başlı çoluk çocuk sahibi hacı amcayım iftira ediyo diyecek. haklıyken haksız duruma düşeceksiniz. biraz kaykılıp rahatsızlığınızı gösteriyosunuz. el tekrar buluyo poponuzu. korku içinde ilk durakta kendinizi atmayıp ne yaparsınız?

-taksiye biniyosunuz. adresi veriyosunuz. taksi şoförü yol boyu konuşmaya çalışıyor. aman kezban demesinler kötü niyetli değildir belki diye adamın sorduğu sorulara cevap veriyosunuz. bir süre sonra adam nerden bulduğu bilinmez cesaretle "şurdan iki bira alalım da beraber içelim" diyecek cesareti buluyor. adamın arabasının içindesiniz. karakola çeksene sen arabayı diyecek cesareti zor buluyosunuz. adam dönüp evinin adresini bilmiyomuyum sanki uzatma diyo. eve zor dönüyosunuz korkudan titreye titreye. o durumda siz ne yaparsınız?

-okuldasınız. okulun belalılarından biri çıkma teklif ediyo. nazikçe reddediyosunuz. kezban damgası yemek var işin ucunda. nazikçe reddettiğiniz için sizden cesaret alıp okul çıkışı arabayla yolunuzu kesip, sen de istiyosun beni diye bileğinize yapışıyo. korku içinde ağlamaya başlıyosunuz. etraftan olayı görüp müdahil olmuyor hiç kimse. oradan nasıl kurtulursunuz?

-köpek gezdiriyosunuz. öyle mini şortla kimseyi taciz edecek şekilde de değil. biri geliyo köpeğinizi sevmeye. gözleri güzelmiş ama sahibin gözleri daha güzel diyo. kezban damgası yemiyeyim deyip teşekkür ediyosunuz. biraz ürkerek uzaklaşıyosunuz oradan. üç sokak yolu uzatıp takip edilmediğinizden emin olup eve kendinizi zor atıyosunuz. biraz kendinizi suçluyosunuz. ertesi gün o adam orada gene. güzel gözlerinize doyamadım diye karşınıza çıkıyo. yalnızsınız. korkuyorsunuz. adama küfretmeyip ne yaparsınız.?

bunlar kızların sıkça başına gelen olaylardan sadece bi kaç tanesi. daha niceleri var, yazdıkça içim daralıyo yazamıyorum. tüm bunları yaşayıp da erkeklere toptan sapık muamelesi yapmıyoruz. kapıya paket servisiyle gelen adama nazikçe teşekkür ediyoruz. gelen mesaj da yukarıdaki şekilde işte.

aranızdan hiçbirini itham etmiyorum. ama lütfen eleştirilerinizi yaparken iğneyi başkasına çuvaldızı kendinize batırın. kendi pencerinizden olayı değerlendirmeyin. bunlar ne oluyo da bu hale geliyo diye düşünün lütfen. olayı bu duruma getiren hemcinsleriniz. önce kendi içinizdeki pislikleri temizleyip sonra karşı cinsi suçlayın lütfen.

olayda kimseyi suçlu veya suçsuz yargılamadan biraz yazmak istedim. çünkü işin ucu çok farklı yerlere gitmiş. bir grup kızı kezban olarak yargılamış, diğer grup oğlana hakaret etmiş vs.
kıza gelicem. öncelikle mesajı atan çocukla ilgili ilgili; yolda kızı görürsün, yanına yaklaşırsın, delikanlı gibi pardon bi süredir sizi görüyorum, tanışabilir miyiz dersin. kız reddeder. bu iş bu kadar basit. ezik gibi çalıştığın firmayı arkana alıp resmen 3. sınıf bir mesaj atmak nedir? neresinden tutsan elinde kalır. bunun hiç bir haklı yanı yok. burada bu şekilde davranıp kızı haklı bile çıkarmış çocuk. gençliğine verelim.

kıza gelince, bu işin çözülme yeri twitter değildir. bu çocuk kendince bir hata yapmış ama tüm firmayı o kadar kullanıcının önünde afişe etmek haksızlıktır. gidersin adam gibi karakola, beğensek de beğenmesek de bu ülkede hak var hukuk var. şikayetçi olursun adamdan. taraflar karakola çağırılır falan filan. orada uğraşırsın. ha ben karakolla uğraşmıyayım diyosan firmanın genel müdürlüğüne bir avukat aracılığıyla mail atarsın. ya da onu da geçtim gidersin o şubeye şube yöneticisine durumu izah eder dilekçe verirsin. gözlerini korkutursun. evet haklısınız kimse bu şekilde afişe edilmeyi haketmiyor ancak, beyler hayatınız boyunca tacize uğramadıysanız o korkunun ne olduğunu bilemezsiniz.

bu olay dışında genel olarak yapılanlarla ilgili de açıklamadan geçemeyeceğim şeyler var. evet bi çoğunuz size verilen tepkilere karşı çok sinirlisiniz ancak, beyler korku çok farklı bir duygu. ardından verilen tepkileri kontrol edemediğiniz bir duygu.

-yolda yürüyosunuz adamın biri pardon size bişey sorabilir miyim diye geliyo. tabi diyosunuz. yolunuzu değiştirseniz kezban damgası yiyeceksiniz. baksana diyo. kafanızı eğiyosunuz. fermuar açık elinde aleti. korku içinde yoplunuzu değiştiriyosunuz. siz ne yaparsınız?

-otobüstesiniz. ayaktasınız, tıklım tıklım. poponuzda bir el. nerden geldiğini anlamıyosunuz bile. beni taciz ediyorlar diye bağırsanız ortalık ayağa kalkacak. adam ben yaşlı başlı çoluk çocuk sahibi hacı amcayım iftira ediyo diyecek. haklıyken haksız duruma düşeceksiniz. biraz kaykılıp rahatsızlığınızı gösteriyosunuz. el tekrar buluyo poponuzu. korku içinde ilk durakta kendinizi atmayıp ne yaparsınız?

-taksiye biniyosunuz. adresi veriyosunuz. taksi şoförü yol boyu konuşmaya çalışıyor. aman kezban demesinler kötü niyetli değildir belki diye adamın sorduğu sorulara cevap veriyosunuz. bir süre sonra adam nerden bulduğu bilinmez cesaretle "şurdan iki bira alalım da beraber içelim" diyecek cesareti buluyor. adamın arabasının içindesiniz. karakola çeksene sen arabayı diyecek cesareti zor buluyosunuz. adam dönüp evinin adresini bilmiyomuyum sanki uzatma diyo. eve zor dönüyosunuz korkudan titreye titreye. o durumda siz ne yaparsınız?

-okuldasınız. okulun belalılarından biri çıkma teklif ediyo. nazikçe reddediyosunuz. kezban damgası yemek var işin ucunda. nazikçe reddettiğiniz için sizden cesaret alıp okul çıkışı arabayla yolunuzu kesip, sen de istiyosun beni diye bileğinize yapışıyo. korku içinde ağlamaya başlıyosunuz. etraftan olayı görüp müdahil olmuyor hiç kimse. oradan nasıl kurtulursunuz?

-köpek gezdiriyosunuz. öyle mini şortla kimseyi taciz edecek şekilde de değil. biri geliyo köpeğinizi sevmeye. gözleri güzelmiş ama sahibin gözleri daha güzel diyo. kezban damgası yemiyeyim deyip teşekkür ediyosunuz. biraz ürkerek uzaklaşıyosunuz oradan. üç sokak yolu uzatıp takip edilmediğinizden emin olup eve kendinizi zor atıyosunuz. biraz kendinizi suçluyosunuz. ertesi gün o adam orada gene. güzel gözlerinize doyamadım diye karşınıza çıkıyo. yalnızsınız. korkuyorsunuz. adama küfretmeyip ne yaparsınız.?

bunlar kızların sıkça başına gelen olaylardan sadece bi kaç tanesi. daha niceleri var, yazdıkça içim daralıyo yazamıyorum. tüm bunları yaşayıp da erkeklere toptan sapık muamelesi yapmıyoruz. kapıya paket servisiyle gelen adama nazikçe teşekkür ediyoruz. gelen mesaj da yukarıdaki şekilde işte.

aranızdan hiçbirini itham etmiyorum. ama lütfen eleştirilerinizi yaparken iğneyi başkasına çuvaldızı kendinize batırın. kendi pencerinizden olayı değerlendirmeyin. bunlar ne oluyo da bu hale geliyo diye düşünün lütfen. olayı bu duruma getiren hemcinsleriniz. önce kendi içinizdeki pislikleri temizleyip sonra karşı cinsi suçlayın lütfen.

olayda kimseyi suçlu veya suçsuz yargılamadan biraz yazmak istedim. çünkü işin ucu çok farklı yerlere gitmiş. bir grup kızı kezban olarak yargılamış, diğer grup oğlana hakaret etmiş vs.
kıza gelicem. öncelikle mesajı atan çocukla ilgili ilgili; yolda kızı görürsün, yanına yaklaşırsın, delikanlı gibi pardon bi süredir sizi görüyorum, tanışabilir miyiz dersin. kız reddeder. bu iş bu kadar basit. ezik gibi çalıştığın firmayı arkana alıp resmen 3. sınıf bir mesaj atmak nedir? neresinden tutsan elinde kalır. bunun hiç bir haklı yanı yok. burada bu şekilde davranıp kızı haklı bile çıkarmış çocuk. gençliğine verelim.

kıza gelince, bu işin çözülme yeri twitter değildir. bu çocuk kendince bir hata yapmış ama tüm firmayı o kadar kullanıcının önünde afişe etmek haksızlıktır. gidersin adam gibi karakola, beğensek de beğenmesek de bu ülkede hak var hukuk var. şikayetçi olursun adamdan. taraflar karakola çağırılır falan filan. orada uğraşırsın. ha ben karakolla uğraşmıyayım diyosan firmanın genel müdürlüğüne bir avukat aracılığıyla mail atarsın. ya da onu da geçtim gidersin o şubeye şube yöneticisine durumu izah eder dilekçe verirsin. gözlerini korkutursun. evet haklısınız kimse bu şekilde afişe edilmeyi haketmiyor ancak, beyler hayatınız boyunca tacize uğramadıysanız o korkunun ne olduğunu bilemezsiniz.

bu olay dışında genel olarak yapılanlarla ilgili de açıklamadan geçemeyeceğim şeyler var. evet bi çoğunuz size verilen tepkilere karşı çok sinirlisiniz ancak, beyler korku çok farklı bir duygu. ardından verilen tepkileri kontrol edemediğiniz bir duygu.

-yolda yürüyosunuz adamın biri pardon size bişey sorabilir miyim diye geliyo. tabi diyosunuz. yolunuzu değiştirseniz kezban damgası yiyeceksiniz. baksana diyo. kafanızı eğiyosunuz. fermuar açık elinde aleti. korku içinde yoplunuzu değiştiriyosunuz. siz ne yaparsınız?

-otobüstesiniz. ayaktasınız, tıklım tıklım. poponuzda bir el. nerden geldiğini anlamıyosunuz bile. beni taciz ediyorlar diye bağırsanız ortalık ayağa kalkacak. adam ben yaşlı başlı çoluk çocuk sahibi hacı amcayım iftira ediyo diyecek. haklıyken haksız duruma düşeceksiniz. biraz kaykılıp rahatsızlığınızı gösteriyosunuz. el tekrar buluyo poponuzu. korku içinde ilk durakta kendinizi atmayıp ne yaparsınız?

-taksiye biniyosunuz. adresi veriyosunuz. taksi şoförü yol boyu konuşmaya çalışıyor. aman kezban demesinler kötü niyetli değildir belki diye adamın sorduğu sorulara cevap veriyosunuz. bir süre sonra adam nerden bulduğu bilinmez cesaretle "şurdan iki bira alalım da beraber içelim" diyecek cesareti buluyor. adamın arabasının içindesiniz. karakola çeksene sen arabayı diyecek cesareti zor buluyosunuz. adam dönüp evinin adresini bilmiyomuyum sanki uzatma diyo. eve zor dönüyosunuz korkudan titreye titreye. o durumda siz ne yaparsınız?

-okuldasınız. okulun belalılarından biri çıkma teklif ediyo. nazikçe reddediyosunuz. kezban damgası yemek var işin ucunda. nazikçe reddettiğiniz için sizden cesaret alıp okul çıkışı arabayla yolunuzu kesip, sen de istiyosun beni diye bileğinize yapışıyo. korku içinde ağlamaya başlıyosunuz. etraftan olayı görüp müdahil olmuyor hiç kimse. oradan nasıl kurtulursunuz?

-köpek gezdiriyosunuz. öyle mini şortla kimseyi taciz edecek şekilde de değil. biri geliyo köpeğinizi sevmeye. gözleri güzelmiş ama sahibin gözleri daha güzel diyo. kezban damgası yemiyeyim deyip teşekkür ediyosunuz. biraz ürkerek uzaklaşıyosunuz oradan. üç sokak yolu uzatıp takip edilmediğinizden emin olup eve kendinizi zor atıyosunuz. biraz kendinizi suçluyosunuz. ertesi gün o adam orada gene. güzel gözlerinize doyamadım diye karşınıza çıkıyo. yalnızsınız. korkuyorsunuz. adama küfretmeyip ne yaparsınız.?

bunlar kızların sıkça başına gelen olaylardan sadece bi kaç tanesi. daha niceleri var, yazdıkça içim daralıyo yazamıyorum. tüm bunları yaşayıp da erkeklere toptan sapık muamelesi yapmıyoruz. kapıya paket servisiyle gelen adama nazikçe teşekkür ediyoruz. gelen mesaj da yukarıdaki şekilde işte.

aranızdan hiçbirini itham etmiyorum. ama lütfen eleştirilerinizi yaparken iğneyi başkasına çuvaldızı kendinize batırın. kendi pencerinizden olayı değerlendirmeyin. bunlar ne oluyo da bu hale geliyo diye düşünün lütfen. olayı bu duruma getiren hemcinsleriniz. önce kendi içinizdeki pislikleri temizleyip sonra karşı cinsi suçlayın lütfen.