1. 17.
    0
    ben anlamadım oniki, bucuk kere okudum ellerine sağlık..
    ···
  2. 16.
    0
    Zevkle okudum biraz daha detay alabilir miyim?
    ···
  3. 15.
    0
    ne adammış eserleri de var mı
    ···
  4. 14.
    0
    çok teşekkür ediyorumda kafama takılan bazı şeyler var biraz daha detay verirsen memnun olucam
    ···
  5. 13.
    0
    özet geç bin
    ···
  6. 12.
    0
    @1 detay vermeyeni gibsinler bin
    ···
  7. 11.
    0
    ben anlamadım iki kere okudum ellerine sağlık..
    ···
  8. 10.
    0
    @1 yazım hataları var kardeş biraz dikkat
    ···
  9. 9.
    0
    teşekkürler bilgi ziyafeti oldu benim için. +rep
    ···
  10. 8.
    0
    detay ver bin daha çok detay ver
    ···
  11. 7.
    0
    okudum harika bişey paylaşımlarını devdıbını bekliyoruz.
    ···
  12. 6.
    0
    ahmet hamdi̇ tanpinar
    23 haziran 1901’de i̇stanbul’da doğdu. kadı hüseyin fikri efendi'nin oğlu. baytar mektebi'ni bırakarak girdiği darülfünun-ı osmani'nin (bugünkü i̇stanbul üniversitesi) edebiyat fakültesi’nden 1923’te mezun oldu. erzurum, konya ve ankara'daki liselerde öğretmenlik yaptı. gazi terbiye enstitüsü'nde (gazi eğitim enstitüsü) edebiyat dersleri verdi. 1933'ten sonra i̇stanbul'da kadıköy lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. güzel sanatlar akademisi’nde sanat tarihi ve estetik dersleri verdi. 1939'da i̇stanbul üniversitesi edebiyat fakültesi'nde yeni kurulan türk edebiyatı kürsüsü profesörlüğüne getirildi. 1942 ara seçimlerinde chp'den maraş milletvekili olarak türkiye büyük millet meclisi’ne girdi, üniversitedeki görevinden ayrıldı. 1946 seçimlerinde tekrar aday gösterilmeyince bir süre milli eğitim müfettişliği yaptı. güzel sanatlar akademisinde tekrar derse girmeye başladı. 1949'da da i̇stanbul üniversitesi edebiyat fakültesi türk dili ve edebiyatı bölümü’ne döndü. bu görevdeyken 24 ocak 1962’de i̇stanbul’da yaşdıbını yitirdi. adını ilk kez "altın kitap" dergisinde yayınlanan "musul akşamları" şiiriyle duyurdu. dergah, milli mecmua, hayat, görüş, ülkü, varlık, oluş, kültür haftası ve aile dergilerinde şiirleri yayınlandı. hece vezniyle yazdığı bu ilk şiirler, imge zenginliklikleri ve müzikal nitelikleriyle dikkat çeker. edebiyat fakültesi'nde öğrencisi olduğu yahya kemal beyatlı'dan çok etkilendi. ama ilk eserlerinde yahya kemal'den çok ahmet haşim izleri görülür. haşim gibi o da küçük yaşta kaybettiği annesinin yokluğundan duyduğu acıyı ve kendisini avutacak bir sevginin özlemini dile getirir. i̇çe dönük bir bakışla doğa ile iletişim kurmaya çalışır. şiirinin bir başka yönü bergson felsefesinden kaynanlanan zaman kavramıdır. onun eserlerinde zaman, basit bir süreklilik değil, çok katlı ve karmaşık bir akıştır. "ne i̇çindeyim zamanın", "bursa'da zaman" şiirleri bu olgunun örnekleridir. i̇lk romanı "mahur beste" 1944'te ülkü dergisi'nde yayınlandı. osmanlı devleti'nin son döneminde seçkin bir çevrenin yaşayışını sergileyen bu romanın ardandan, kendi yaşamından da izler taşıyan "huzur" 1949'da basıldı. huzur, hem bir aşk hem de tanpınar'ın i̇stanbul'a olan derin sevgisinin romanıdır. estetik anlayışının, kültür birikiminin ve geçmiş kültürlere yaslanan yaşam felsefesini yansıttığı bu kitabı tanpınar'ın en yetkin romanı sayılır. romanda, mümtaz ile nuran'ın aşkı çerçevesinde doğu ile batı, eski ile yeni, geçmişin değerleriyle var olan değerler, aşk ile toplumsal sorumluluk arasındaki çatışmayı ve bu çatışmanın doğurduğu bireysel bunalımları irdeler. 1950'de yeni i̇stanbul gazetesinde yayınlanan ancak ölümünden sonra 1973'te basılan "sahnenin dışındakiler" ile 1961'de basılan "saatleri ayarlama enstitüsü"nde de iki uygarlık, iki değerler sistemi arasında bocalayan türk toplumunun ironik tablosu çizilir. ölümünden sonra plan ve notlarına dayanılarak biraraya getirilen ve 1987'de yayınlanan "aydaki kadın" da da aynı irdeleme vardır. şiir, roman ve yazılarının yanısıra i̇stanbul, bursa, ankara, erzurum ve konya kentlerini doğal, tarihsel ve kültürel yapılarıyla anlattığı 1946'da basılan "5 şehir" önemli eserleri arasındadır.
    eserleri̇:
    şi̇i̇r:
    bütün şiirleri (1976-1981)
    roman:
    mahur beste (tefrika 1944 - basım 1975)
    huzur (1949-1983)
    sahnenin dışındakiler (tefrika 1950- basım 1973)
    saatleri ayarlama enstitüsü (1961-1977)
    aydaki kadın (ölümünden sonra 1987)
    öykü:
    abdullah efendi’nin rüyaları (1943-1983)
    yaz yağmuru (1955-1983)
    hikayeler (kitaplaşmayan iki hikayesiyle birlikte tüm öyküleri, 1983)
    deneme:
    beş şehir (1946-2001)
    edebiyat üzerine makaleler (1969-1977)
    yaşadığım gibi (1970-1977)
    antoloji̇ler:
    tevfik fikret (1937-1944)
    namık kemal (1942)
    yahya kemal (1940-1982)
    19. asır türk edebiyatı tarihi (ancak birinci cildini tamamlayabildi,1942-1985)
    edebiyatın birçok dalında eser veren sanatçılarımızdandır. hemen tüm eserlerinde, zaman üzerinde durur. romanda özel bir basan gösteren sanatçı batı'daki gelişmelen yakından izlemiştir. romanlannda doğu ve batı kültürlerinin kaynaştığı görülür. bu kaynaşma hem histe hem fikirde hem de sanatlarda kendini gösterir.
    romanlannda hitabete, nutuğa, telkine yer vermez. yapmacıksız, uydurmasız, konuşma diline has bir sözcük seçimiyle eser yazar. teşbih ve istiarelere bol yer vermişse de bunlar gereksizmiş hissini vermez.
    tanpınar'ın düşünce ve hayalle başkalaşan gözlemlerinin dolaştığı istanbul sokakları, camileri, çarşıları, harabeleri özellikle mütareke yıllarının sıkıntıları, maddi, manevi yıkımları içinde geçmiş olan gençlik çağı, romanını zevkli kılan sebepler arasındadır.
    "saatleri ayarlama enstitüsü" romanında cumhuriyet döneminde değişen insanın iç buhranlarına değinir. bu bunalımları anlatırken, yazarın o dönemde avrupa'da yaygın bir akım olan egsiztansiyalizm akımından etkilendiği görülür.
    huzur romanı ise başkahraman mümtaz'ın tasaları, duyuşları, düşünce ve rüyaları etrafında dönmektedir. bir kültür bunalımının sancıları ve sıkıntıları içinde bunalan kişiler, gerçek ile rüya arasında gider gelir.
    tanpınar'da rüya çok önemlidir. hemen tüm eserlerinde rüyaya geniş yer verir. rüyayı insanı rahatlatan önemli bir etki olarak görür. aynı özellikler mahur beste, aynadaki kadın, karşı karşıya romanlarında da vardır.
    sanatçının rüyaya verdiği önemi "abdullah efendi'nin rüyaları" adındaki hikayelerinde de görürüz. biraz sürrealizm'den izler taşıyan hikayeler, yazann gerçeklerden kaçışını da ifade eder.
    şiir alanında da önemli çalışmaları bulunan tanpınar, kendi şiir dilini, rüya nazmının hakim olmasını istediği bir estetiğin içinde aramıştır. şiirlerindeki bazı söyleyişlerde sembolist izler görülür.
    biçim olarak belli bir kalıba bağlı kalmayan sanatçı, şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmış, onda aruz sesi bulmaya çalışmıştır. şiirlerinde gerçekten kaçar, dinleniklik, sessizlik arar. bunu da rüyalarda ve mugibide bulur. şiirlerinde toplum değil "ben" vardır. dış dünya değil, şuuraltı sezilir.
    tanpınar'ın deneme ve makaleleri de vardır. özellikle "beş şehir" adlı eserinde ankara, erzurum, bursa, konya, istanbul'un tabiatından kültürüne kadar tanıtıldığı görülür. makalelerini "yaşadığım gibi" adıyla kitap haline getirmiştir.
    edebiyat tarihi alanında da çalışmaları bulunan sanatçı 19. asır türk edebiyatı tarihi'ni yazmıştır.
    değişik yazarlarla ilgili biyografiler, mektuplar da bırakan tanpınar döneminin yeri doldurulamaz bir sanatçısıdır.
    bugün edebiyat alanında onun yetiştirdiği birçok öğrenci vardır.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 5.
    0
    sonuna kadar okudum kardeş eğer uygunsa tamdıbını özel mesaj olarak atabilir misin? şimdiden teşekkürler
    ···
  14. 4.
    0
    (bkz: ricard dexer shawn time anketi gibertmesi)
    ···
  15. 3.
    0
    panpa ellerine sağlık
    ···
  16. 2.
    0
    detay ver bin
    ···
  17. 1.
    0
    reşat nuri güntekin
    25 kasım 1889’da istanbul’da doğdu. 7 aralık 1956’da londra’da öldü. ilk öğrenimini çanakkale'de mekteb-i i̇ptidai'de yaptı. mekteb-i sultani'de (galatasaray lisesi) ve i̇zmir'de bir fransız okulunda öğrenim gördü. sınavla girdiği darülfünun-ı osmani ulum-ı edebiyat fakültesi’ni 1912'de bitirdi. fransızca öğretmeni olarak bursa sultanisi'ne atandı. 1916-1919'da istanbul'da vefa ve erenköy liselerinde müdürlük yaptı. 1931'de milli eğitim müfettişi oldu, bütün anadolu'yu dolaştı. 1939-1943 arasında çanakkale milletvekiliydi. 1947'de milli eğitim başmüfettişliği'ne getirildi. 1950'de paris'te kültür ateşesi ve unesco'da türkiye temsilcisi oldu. 1954'te emekliye ayrıldı. bir süre i̇stanbul şehir tiyatroları edebi kurul üyeliği yaptı. kanser tedavisi için gittiği londra'da yaşdıbını yitirdi. cenazesi i̇stanbul’a getirildi, karacaahmet mezarlığı’nda toprağa verildi. yazı hayatına birinci dünya savaşı sonlarında başladı. ilk eseri "eski ahbap" isimli uzun öykü, 1917’de "diken" dergisinde yayınlandı. 1819-1919'da zaman gazetesinde "temaşa haftaları" başlığıyla tiyatro eleştirileri yazdı. bu dönemde şair, nedim, büyük mecmua, i̇nci, diken dergileri ile dersaadet ve zaman gazetelerinde yayınlanan öykü, roman ve oyunlarında kendi adının yanısıra "hayrettin rüştü, mehmet ferit, cemil nimet" gibi takma isimler kullandı. mizah ve magazin yazılarını da "ateşböceği, ağustosböceği, yıldızböceği" gibi isimlerle yayınladı.

    1922'de vakit gazetesi’nde tefrika edilen ve aynı yıl katip olarak basılan "çalıkuşu" romanıyla ünlendi. bu romanı önce "i̇stanbul kızı" adıyla oyun olarak yazmıştı. o dönem koşullarında sahneye konulması olanağı çıkmayınca romana dönüştürdü. türk edebiyatında gerçekçi romana yönelimin ilk örneklerinden olan çalıkuşu, dili, anlatımdaki rahatlığı, duygusal yanlarıyla uzun yıllar güncelliğini koruyan bir eser oldu. sinema ve televizyona da uyarlandı. romanda, iyi bir eğitim görmüş ve bir aşk nedeniyle hüsran yaşamış i̇stanbullu genç öğretmen kadın feride'nin tanıklığıyla anadolu'nun kurtuluş savaşı'ndaki hali yansıtılır. farklı yaşam biçimleri, farklı anlayışlar, farklı gelenek ve görenekler, toplumsal çatışmalar feride'nin gündelik yaşamı ve duygu dünyasıyla iç içe verilir. 1927'den sonraki romanlarında da üslubunun temel yapısını değiştirmeden toplumsal sorunlara eğildi. romanlarında sayısız insan tipi yarattı. çoğunlukla erkek olan kahramanlarını, dış görünümlerinden çok pgibolojik özellikleriyle yansıttı. mizaha daha geniş yer verdiği öykülerinde de aşk, yalnızlık, fedakarlık, dostluk, ihanet gibi temalar kullandı. anadolu gezileri sırasındaki gözlemlerini "anadolu notları" adıyla kitaplaştırdı. öğrenciler için kitaplar yazdı, çeviriler yaptı.
    Tümünü Göster
    ···