1. 1.
    0
    Hiççilik, Nihilizm veya
    Yokçuluk 19. yüzyıl ortalarında
    Rusya'da, özellikle genç
    entelektüel kesim arasında
    taraftar bularak yükselen ve bu
    vesileyle kendine büyük felsefi
    akımlar arasında yer edinen bir
    felsefî yaklaşımdır. Latince'de
    'hiç' anldıbına gelen nihil
    sözcüğünden türetilen Nihilizm,
    günümüzde birçok spesifik alt
    dala ayrılmakla beraber, en
    popüler tanımıyla; her şeyin
    anlamdan ve değerden yoksun
    olduğunu savunan felsefi
    görüştür. Nihilistler tanrının
    varlığını, iradenin özgürlüğünü,
    bilginin imkânını, ahlâkı ve
    tarihin mutlu sonunu
    reddederler.
    Nihilizm; metafizik ve ahlaki
    güçleri yok sayan, mevcut olan
    değerlere ve düzene karşı çıkan,
    hiçbir iradeye boyun eğmeyen
    görüşlerin genel adıdır.
    Nihilizm, bilgi felsefesi, ahlak ve
    siyaset alanında kabul
    görmüştür. Ve yine nihilizm, her
    şeyi, her gerçeği ve değerleri
    reddetme şeklinde ortaya
    çıkmıştır.
    Nihilizm, her türlü bilgi imkanını
    reddeder ve hiçbir doğru, genel-
    geçer bilginin olamayacağını
    savunur. Varlığı her şekliyle
    şüphe ile karşılar ve hatta yok
    sayar.
    Nihilizm temelde estatizmin
    bütün biçimlerini yadsır,
    yararcılığı ve bilimsel usçuluğu
    savunur. Toplumsal bilimleri ve
    klagib felsefe sistemlerini
    bütünüyle reddeder. Yalın olgucu
    ve maddeci bir tutumla yerleşik
    toplumsal düzene baş kaldırmayı
    temsil eder, devlet, din, ya da aile
    otoritesine karşı çıkar. Yalnızca
    bilimsel doğruları temel aldığı
    düşünülsede, bilimin toplumsal
    sorunlarının üstesinden
    gelemeyeceğini kabul eder.
    Nihilist düşünce Neyzen Tevfik,
    Ludwig Andreas Feuerbach,
    Henry Thomas Buckle, Max
    Stirner, Albert Camus, Arthur
    Schopenhauer, Jean-Paul Sartre
    ve Herbert Spencer gibi
    düşünürlerin etkisinde kalmıştır.
    insanın beden ve ruhtan oluşan
    dualist bir yapısı olduğunu
    reddettiği için dinlerin şiddetli
    tepkisine yol açmıştır.
    Rus edebiyatında ilk kez Nedejin’
    in bir makalesinde kullanıldı.
    Nihilizm'e en çok yakıştırılan
    düşünürlerden olan Nietzsche'ye
    göre Nihilizm, yüksek ideallerin
    değerlerini yitirmelerinden
    kaynaklanan olumsuz düşünce
    tutumudur. Nietzsche, nihilizmin
    soy kütüğünü oluştururken,
    bunun aşılabileceğine de
    değinmiştir: Korkular, karşı
    çıkışlar, başkaldırmalar, Varlık'ı
    (Tanrı) anlaşılır bir gerçeklik ve
    değer yapan varlık idealizminin
    çöküş belirtileridir. Nietzsche için
    'Tanrı öldü' ve bu varlık artık
    "kendisine yakıştırılan bütün
    değerleri hiçe indiren bir yokluk"
    olmuştur. Yani Nietzsche "Tanrı
    öldü" derken Avrupa'da ve
    dünyada tanrı kavrdıbının
    yozlaştırıldığını, yok edildiğini
    söylemiştir.
    Tüm bunlara rağmen, J. Grenier'e
    göre Nietzsche asla bir nihilist
    olmamıştır . Güç istenci adlı
    kitabında belirttiği üzere
    Nietzsche, Nihilizm'i sonuna
    kadar yaşamış ve onu aşmıştır.
    Nihilizm'in aşılması gereken bir
    şey olduğunu savunur. Peki,
    Nihilizm nasıl aşılır? Bu soruya
    verdiği cevap şöyledir: "Bizler
    doğadaki tüm ahlakı
    reddetmiyoruz, ahlakın evrensel
    olduğunu iddiasını reddediyoruz
    ve bir ahlak kuralını reddederken
    veya kabul ederken onun hayatı
    geliştirici mi yoksa engelleyici mi
    olduğuna bakıyoruz." Bu bakış
    açısından değerlendirildiğinde
    Nihilizm, olumsuz bir durumun
    ifadesidir: insan özgürlüğüne ket
    vurucu, onu köleleştirici,
    gerçeklerden uzaklaştırıcı her tür
    Tümünü Göster
    ···