-
251.
0olum şimdiye kadar gelirdim adanaya kızıda senide giber üstüne nutuk yazardım lan bi kısa hikaye yazamadın bin
-
252.
0türk tarihinde kutlanması gereken günler vardır. bunlardan biri 19 mayıs 1919'dur. 19 mayıs 1919 anadolu'da yeni türk devleti'nin fiilen temellerinin atıldığı gündür ve türkiye cumhuriyeti tarihimizin başlangıcıdır. yüce önder atatürk'ün büyük nutkunu bu olayla başlatması, doğum gününü soranlara 19 mayıs'ı işaret etmesi bunun kanıtı sayılmalıdır. 19 mayıs'ın millî bayram olarak ilân edilmesi bu yargıyı daha da pekiştirmektedir. atatürk, gerek millî mücadele döneminde, gerekse cumhuriyet döneminde yurdumuzun birçok şehrini ziyaret etti. bu ziyaretler, o şehirlerin mahallî övünç günleri olarak kutlandığı halde sadece 19 mayıs yasa ile millî bayram kabul edildi.
-
253.
0yarram okuyoz işte giberim devam et amk
-
254.
0Capsleri ver bin giberim hikayeni
-
255.
0türk tarihinde kutlanması gereken günler vardır. bunlardan biri 19 mayıs 1919'dur. 19 mayıs 1919 anadolu'da yeni türk devleti'nin fiilen temellerinin atıldığı gündür ve türkiye cumhuriyeti tarihimizin başlangıcıdır. yüce önder atatürk'ün büyük nutkunu bu olayla başlatması, doğum gününü soranlara 19 mayıs'ı işaret etmesi bunun kanıtı sayılmalıdır. 19 mayıs'ın millî bayram olarak ilân edilmesi bu yargıyı daha da pekiştirmektedir. atatürk, gerek millî mücadele döneminde, gerekse cumhuriyet döneminde yurdumuzun birçok şehrini ziyaret etti. bu ziyaretler, o şehirlerin mahallî övünç günleri olarak kutlandığı halde sadece 19 mayıs yasa ile millî bayram kabul edildi.
-
256.
0olm liseli triplerine girmeyin lan. okuyoruz işte, illa bi şey mi yazmamız lazım aq.
-
257.
0Cumhuriyet Nedir?Tümünü Göster
Cumhuriyet, başta devlet başkanı olmak üzere, devletin başlıca temel organlarının belli aralıklarla yinelenen seçimlerle göreve getirildiği bir “yönetim biçimi”dir.
Cumhuriyet adı verilen yönetim biçimleri, yöneticilerin göreve getirilmesinde veraset yöntemini reddetmiştir.
Cumhuriyet adı verilen yönetim biçimlerinde halk, yönetimini beğenmediği yöneticileri, belli aralıklarla yinelenen seçimlerde değiştirebilmek olanağına sahiptir.Bu nedenle yöneticiler, toplumu keyfi biçimde yönetemezler; halkın isteklerini ve beğenilerini gözönünde tutmak zorunda kalırlar. Bir başka deyişle, yöneticilerin iradesi mutlak değil, halk iradesi ile sınırlıdır.
Cumhuriyetlerde bu özellikler, yönetenleri siyasal bakımdan halka “sorumlu”duruma getirir: yönetilenleri tebaa, kul olmaktan çıkarıp vatandaşlık konumuna yüceltir.
Yönetilenler, “hükümdarlık (monarşi)” adı verilen yönetim biçimlerinde tebaa veya kul durumundadırlar.
“Tebaa” veya “kul” olmak, hükümdarın iktidarına ve tüm buyruklarına baş eğmekle yükümlü olmak demektir.
“Tebaa” veya “kul”, hiçbir zaman hükümdarın iktidarını sınırlayıcı veya denetleyici bir rol oynamaz.
“Tebaa” veya “kul” hükümdarı seçimle değiştirmek olanağına sahip olmadığı için, hükümdarın “tebaa”ya karşı hiçbir siyasal sorumluluğu da yoktur.
Türkiye'de Cumhuriyet Nasıl ilân Edildi?
Türkiye'de Cumhuriyet yönetimine, 29 Ekim 1923 tarihinde geçilmiştir; ancak 23 Nisan 1920 tarihinin, Cumhuriyet yönetiminin de fiilî başlangıcı olduğunu söylemek gerekir.
23 Nisan 1920'de “egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğu” ilân edilmiş; ulusun seçtiği TBMM'nin denetimindeki hükümet, ulusun kaderini belirlemek üzere çalışmaya başlamıştır.
Bu gelişmelere karşın, Padişahlık ve Saltanatın hukuken kaldırılması için 1922 yılına kadar beklemek gerekmiştir.
TBMM, 1 Kasım 1922 gecesi verilen bir kararla, “Halifelik”le “Saltanatı” birbirinden ayırmış; Saltanatı kaldırmıştır.
Halifeliğin ise, bir süre daha korunması uygun bulunduğu için, ingiltere'ye sığınmış olan Vahdettin'in yerine, Osmanlı Ailesi'nden Abdülmecit, Halife seçilmiştir.
Cumhuriyet'in ilânından sonra, Halife'nin, iktidar odağı haline getirilmesi için çalışmalar başlayınca, 3 Mart 1924 tarihinde de Halifelik kaldırılmıştır.
Bu aşamalardan geçilerek kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, tarihimizdeki en önemli dönüşümdür.
“Hukuk devleti” ilkesinin ve “hukukun üstünlüğü” kavrdıbının da Türkiye'de, Cumhuriyet yönetiminin getirileri arasında olduğu söylenebilir.
“Cumhuriyetçilik” Ne Demektir?
Özelliklerine kısaca değindiğimiz cumhuriyet adlı yönetim biçiminin yönetime egemen kılınmasını; devlet iktidarının ve yönetiminin kişilerin, ailelerin, grupların tekeline bırakılmamasını; vatandaşların yönetime etkin bir biçimde katılmasının sağlanmasını amaçlayan anlayışa “cumhuriyetçilik” denilmektedir.
Atatürk, cumhuriyetçiliği, yalnız hükümdarlık ve veraset yöntemlerinin reddi olarak anlamamış; aynı zamanda demokrasi kavramı ile birlikte düşünmüş; demokratik bir cumhuriyetçilik anlayışını benimsemiştir. -
258.
0capsleri yüklüyorum picler bekleyin...
- 259.
-
260.
0hadi çabuk panpa
-
261.
0hadi lan 1.sayfadan geldim okuyom giberim belanı valla anlat amk
-
262.
0up up up
-
263.
0Cumhuriyet Nedir?Tümünü Göster
Cumhuriyet, başta devlet başkanı olmak üzere, devletin başlıca temel organlarının belli aralıklarla yinelenen seçimlerle göreve getirildiği bir “yönetim biçimi”dir.
Cumhuriyet adı verilen yönetim biçimleri, yöneticilerin göreve getirilmesinde veraset yöntemini reddetmiştir.
Cumhuriyet adı verilen yönetim biçimlerinde halk, yönetimini beğenmediği yöneticileri, belli aralıklarla yinelenen seçimlerde değiştirebilmek olanağına sahiptir.Bu nedenle yöneticiler, toplumu keyfi biçimde yönetemezler; halkın isteklerini ve beğenilerini gözönünde tutmak zorunda kalırlar. Bir başka deyişle, yöneticilerin iradesi mutlak değil, halk iradesi ile sınırlıdır.
Cumhuriyetlerde bu özellikler, yönetenleri siyasal bakımdan halka “sorumlu”duruma getirir: yönetilenleri tebaa, kul olmaktan çıkarıp vatandaşlık konumuna yüceltir.
Yönetilenler, “hükümdarlık (monarşi)” adı verilen yönetim biçimlerinde tebaa veya kul durumundadırlar.
“Tebaa” veya “kul” olmak, hükümdarın iktidarına ve tüm buyruklarına baş eğmekle yükümlü olmak demektir.
“Tebaa” veya “kul”, hiçbir zaman hükümdarın iktidarını sınırlayıcı veya denetleyici bir rol oynamaz.
“Tebaa” veya “kul” hükümdarı seçimle değiştirmek olanağına sahip olmadığı için, hükümdarın “tebaa”ya karşı hiçbir siyasal sorumluluğu da yoktur.
Türkiye'de Cumhuriyet Nasıl ilân Edildi?
Türkiye'de Cumhuriyet yönetimine, 29 Ekim 1923 tarihinde geçilmiştir; ancak 23 Nisan 1920 tarihinin, Cumhuriyet yönetiminin de fiilî başlangıcı olduğunu söylemek gerekir.
23 Nisan 1920'de “egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğu” ilân edilmiş; ulusun seçtiği TBMM'nin denetimindeki hükümet, ulusun kaderini belirlemek üzere çalışmaya başlamıştır.
Bu gelişmelere karşın, Padişahlık ve Saltanatın hukuken kaldırılması için 1922 yılına kadar beklemek gerekmiştir.
TBMM, 1 Kasım 1922 gecesi verilen bir kararla, “Halifelik”le “Saltanatı” birbirinden ayırmış; Saltanatı kaldırmıştır.
Halifeliğin ise, bir süre daha korunması uygun bulunduğu için, ingiltere'ye sığınmış olan Vahdettin'in yerine, Osmanlı Ailesi'nden Abdülmecit, Halife seçilmiştir.
Cumhuriyet'in ilânından sonra, Halife'nin, iktidar odağı haline getirilmesi için çalışmalar başlayınca, 3 Mart 1924 tarihinde de Halifelik kaldırılmıştır.
Bu aşamalardan geçilerek kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, tarihimizdeki en önemli dönüşümdür.
“Hukuk devleti” ilkesinin ve “hukukun üstünlüğü” kavrdıbının da Türkiye'de, Cumhuriyet yönetiminin getirileri arasında olduğu söylenebilir.
“Cumhuriyetçilik” Ne Demektir?
Özelliklerine kısaca değindiğimiz cumhuriyet adlı yönetim biçiminin yönetime egemen kılınmasını; devlet iktidarının ve yönetiminin kişilerin, ailelerin, grupların tekeline bırakılmamasını; vatandaşların yönetime etkin bir biçimde katılmasının sağlanmasını amaçlayan anlayışa “cumhuriyetçilik” denilmektedir.
Atatürk, cumhuriyetçiliği, yalnız hükümdarlık ve veraset yöntemlerinin reddi olarak anlamamış; aynı zamanda demokrasi kavramı ile birlikte düşünmüş; demokratik bir cumhuriyetçilik anlayışını benimsemiştir. -
264.
0hadi lan
-
265.
0gibsen dinlemem lan ben seni huur çocugu
-
266.
0Cumhuriyet Nedir?Tümünü Göster
Cumhuriyet, başta devlet başkanı olmak üzere, devletin başlıca temel organlarının belli aralıklarla yinelenen seçimlerle göreve getirildiği bir “yönetim biçimi”dir.
Cumhuriyet adı verilen yönetim biçimleri, yöneticilerin göreve getirilmesinde veraset yöntemini reddetmiştir.
Cumhuriyet adı verilen yönetim biçimlerinde halk, yönetimini beğenmediği yöneticileri, belli aralıklarla yinelenen seçimlerde değiştirebilmek olanağına sahiptir.Bu nedenle yöneticiler, toplumu keyfi biçimde yönetemezler; halkın isteklerini ve beğenilerini gözönünde tutmak zorunda kalırlar. Bir başka deyişle, yöneticilerin iradesi mutlak değil, halk iradesi ile sınırlıdır.
Cumhuriyetlerde bu özellikler, yönetenleri siyasal bakımdan halka “sorumlu”duruma getirir: yönetilenleri tebaa, kul olmaktan çıkarıp vatandaşlık konumuna yüceltir.
Yönetilenler, “hükümdarlık (monarşi)” adı verilen yönetim biçimlerinde tebaa veya kul durumundadırlar.
“Tebaa” veya “kul” olmak, hükümdarın iktidarına ve tüm buyruklarına baş eğmekle yükümlü olmak demektir.
“Tebaa” veya “kul”, hiçbir zaman hükümdarın iktidarını sınırlayıcı veya denetleyici bir rol oynamaz.
“Tebaa” veya “kul” hükümdarı seçimle değiştirmek olanağına sahip olmadığı için, hükümdarın “tebaa”ya karşı hiçbir siyasal sorumluluğu da yoktur.
Türkiye'de Cumhuriyet Nasıl ilân Edildi?
Türkiye'de Cumhuriyet yönetimine, 29 Ekim 1923 tarihinde geçilmiştir; ancak 23 Nisan 1920 tarihinin, Cumhuriyet yönetiminin de fiilî başlangıcı olduğunu söylemek gerekir.
23 Nisan 1920'de “egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğu” ilân edilmiş; ulusun seçtiği TBMM'nin denetimindeki hükümet, ulusun kaderini belirlemek üzere çalışmaya başlamıştır.
Bu gelişmelere karşın, Padişahlık ve Saltanatın hukuken kaldırılması için 1922 yılına kadar beklemek gerekmiştir.
TBMM, 1 Kasım 1922 gecesi verilen bir kararla, “Halifelik”le “Saltanatı” birbirinden ayırmış; Saltanatı kaldırmıştır.
Halifeliğin ise, bir süre daha korunması uygun bulunduğu için, ingiltere'ye sığınmış olan Vahdettin'in yerine, Osmanlı Ailesi'nden Abdülmecit, Halife seçilmiştir.
Cumhuriyet'in ilânından sonra, Halife'nin, iktidar odağı haline getirilmesi için çalışmalar başlayınca, 3 Mart 1924 tarihinde de Halifelik kaldırılmıştır.
Bu aşamalardan geçilerek kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, tarihimizdeki en önemli dönüşümdür.
“Hukuk devleti” ilkesinin ve “hukukun üstünlüğü” kavrdıbının da Türkiye'de, Cumhuriyet yönetiminin getirileri arasında olduğu söylenebilir.
“Cumhuriyetçilik” Ne Demektir?
Özelliklerine kısaca değindiğimiz cumhuriyet adlı yönetim biçiminin yönetime egemen kılınmasını; devlet iktidarının ve yönetiminin kişilerin, ailelerin, grupların tekeline bırakılmamasını; vatandaşların yönetime etkin bir biçimde katılmasının sağlanmasını amaçlayan anlayışa “cumhuriyetçilik” denilmektedir.
Atatürk, cumhuriyetçiliği, yalnız hükümdarlık ve veraset yöntemlerinin reddi olarak anlamamış; aynı zamanda demokrasi kavramı ile birlikte düşünmüş; demokratik bir cumhuriyetçilik anlayışını benimsemiştir. -
267.
0
-
268.
0Cumhuriyet Nedir?Tümünü Göster
Cumhuriyet, başta devlet başkanı olmak üzere, devletin başlıca temel organlarının belli aralıklarla yinelenen seçimlerle göreve getirildiği bir “yönetim biçimi”dir.
Cumhuriyet adı verilen yönetim biçimleri, yöneticilerin göreve getirilmesinde veraset yöntemini reddetmiştir.
Cumhuriyet adı verilen yönetim biçimlerinde halk, yönetimini beğenmediği yöneticileri, belli aralıklarla yinelenen seçimlerde değiştirebilmek olanağına sahiptir.Bu nedenle yöneticiler, toplumu keyfi biçimde yönetemezler; halkın isteklerini ve beğenilerini gözönünde tutmak zorunda kalırlar. Bir başka deyişle, yöneticilerin iradesi mutlak değil, halk iradesi ile sınırlıdır.
Cumhuriyetlerde bu özellikler, yönetenleri siyasal bakımdan halka “sorumlu”duruma getirir: yönetilenleri tebaa, kul olmaktan çıkarıp vatandaşlık konumuna yüceltir.
Yönetilenler, “hükümdarlık (monarşi)” adı verilen yönetim biçimlerinde tebaa veya kul durumundadırlar.
“Tebaa” veya “kul” olmak, hükümdarın iktidarına ve tüm buyruklarına baş eğmekle yükümlü olmak demektir.
“Tebaa” veya “kul”, hiçbir zaman hükümdarın iktidarını sınırlayıcı veya denetleyici bir rol oynamaz.
“Tebaa” veya “kul” hükümdarı seçimle değiştirmek olanağına sahip olmadığı için, hükümdarın “tebaa”ya karşı hiçbir siyasal sorumluluğu da yoktur.
Türkiye'de Cumhuriyet Nasıl ilân Edildi?
Türkiye'de Cumhuriyet yönetimine, 29 Ekim 1923 tarihinde geçilmiştir; ancak 23 Nisan 1920 tarihinin, Cumhuriyet yönetiminin de fiilî başlangıcı olduğunu söylemek gerekir.
23 Nisan 1920'de “egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğu” ilân edilmiş; ulusun seçtiği TBMM'nin denetimindeki hükümet, ulusun kaderini belirlemek üzere çalışmaya başlamıştır.
Bu gelişmelere karşın, Padişahlık ve Saltanatın hukuken kaldırılması için 1922 yılına kadar beklemek gerekmiştir.
TBMM, 1 Kasım 1922 gecesi verilen bir kararla, “Halifelik”le “Saltanatı” birbirinden ayırmış; Saltanatı kaldırmıştır.
Halifeliğin ise, bir süre daha korunması uygun bulunduğu için, ingiltere'ye sığınmış olan Vahdettin'in yerine, Osmanlı Ailesi'nden Abdülmecit, Halife seçilmiştir.
Cumhuriyet'in ilânından sonra, Halife'nin, iktidar odağı haline getirilmesi için çalışmalar başlayınca, 3 Mart 1924 tarihinde de Halifelik kaldırılmıştır.
Bu aşamalardan geçilerek kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, tarihimizdeki en önemli dönüşümdür.
“Hukuk devleti” ilkesinin ve “hukukun üstünlüğü” kavrdıbının da Türkiye'de, Cumhuriyet yönetiminin getirileri arasında olduğu söylenebilir.
“Cumhuriyetçilik” Ne Demektir?
Özelliklerine kısaca değindiğimiz cumhuriyet adlı yönetim biçiminin yönetime egemen kılınmasını; devlet iktidarının ve yönetiminin kişilerin, ailelerin, grupların tekeline bırakılmamasını; vatandaşların yönetime etkin bir biçimde katılmasının sağlanmasını amaçlayan anlayışa “cumhuriyetçilik” denilmektedir.
Atatürk, cumhuriyetçiliği, yalnız hükümdarlık ve veraset yöntemlerinin reddi olarak anlamamış; aynı zamanda demokrasi kavramı ile birlikte düşünmüş; demokratik bir cumhuriyetçilik anlayışını benimsemiştir. -
269.
0sakin ol şampiyon
-
270.
0Cumhuriyet Nedir?Tümünü Göster
Cumhuriyet, başta devlet başkanı olmak üzere, devletin başlıca temel organlarının belli aralıklarla yinelenen seçimlerle göreve getirildiği bir “yönetim biçimi”dir.
Cumhuriyet adı verilen yönetim biçimleri, yöneticilerin göreve getirilmesinde veraset yöntemini reddetmiştir.
Cumhuriyet adı verilen yönetim biçimlerinde halk, yönetimini beğenmediği yöneticileri, belli aralıklarla yinelenen seçimlerde değiştirebilmek olanağına sahiptir.Bu nedenle yöneticiler, toplumu keyfi biçimde yönetemezler; halkın isteklerini ve beğenilerini gözönünde tutmak zorunda kalırlar. Bir başka deyişle, yöneticilerin iradesi mutlak değil, halk iradesi ile sınırlıdır.
Cumhuriyetlerde bu özellikler, yönetenleri siyasal bakımdan halka “sorumlu”duruma getirir: yönetilenleri tebaa, kul olmaktan çıkarıp vatandaşlık konumuna yüceltir.
Yönetilenler, “hükümdarlık (monarşi)” adı verilen yönetim biçimlerinde tebaa veya kul durumundadırlar.
“Tebaa” veya “kul” olmak, hükümdarın iktidarına ve tüm buyruklarına baş eğmekle yükümlü olmak demektir.
“Tebaa” veya “kul”, hiçbir zaman hükümdarın iktidarını sınırlayıcı veya denetleyici bir rol oynamaz.
“Tebaa” veya “kul” hükümdarı seçimle değiştirmek olanağına sahip olmadığı için, hükümdarın “tebaa”ya karşı hiçbir siyasal sorumluluğu da yoktur.
Türkiye'de Cumhuriyet Nasıl ilân Edildi?
Türkiye'de Cumhuriyet yönetimine, 29 Ekim 1923 tarihinde geçilmiştir; ancak 23 Nisan 1920 tarihinin, Cumhuriyet yönetiminin de fiilî başlangıcı olduğunu söylemek gerekir.
23 Nisan 1920'de “egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğu” ilân edilmiş; ulusun seçtiği TBMM'nin denetimindeki hükümet, ulusun kaderini belirlemek üzere çalışmaya başlamıştır.
Bu gelişmelere karşın, Padişahlık ve Saltanatın hukuken kaldırılması için 1922 yılına kadar beklemek gerekmiştir.
TBMM, 1 Kasım 1922 gecesi verilen bir kararla, “Halifelik”le “Saltanatı” birbirinden ayırmış; Saltanatı kaldırmıştır.
Halifeliğin ise, bir süre daha korunması uygun bulunduğu için, ingiltere'ye sığınmış olan Vahdettin'in yerine, Osmanlı Ailesi'nden Abdülmecit, Halife seçilmiştir.
Cumhuriyet'in ilânından sonra, Halife'nin, iktidar odağı haline getirilmesi için çalışmalar başlayınca, 3 Mart 1924 tarihinde de Halifelik kaldırılmıştır.
Bu aşamalardan geçilerek kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, tarihimizdeki en önemli dönüşümdür.
“Hukuk devleti” ilkesinin ve “hukukun üstünlüğü” kavrdıbının da Türkiye'de, Cumhuriyet yönetiminin getirileri arasında olduğu söylenebilir.
“Cumhuriyetçilik” Ne Demektir?
Özelliklerine kısaca değindiğimiz cumhuriyet adlı yönetim biçiminin yönetime egemen kılınmasını; devlet iktidarının ve yönetiminin kişilerin, ailelerin, grupların tekeline bırakılmamasını; vatandaşların yönetime etkin bir biçimde katılmasının sağlanmasını amaçlayan anlayışa “cumhuriyetçilik” denilmektedir.
Atatürk, cumhuriyetçiliği, yalnız hükümdarlık ve veraset yöntemlerinin reddi olarak anlamamış; aynı zamanda demokrasi kavramı ile birlikte düşünmüş; demokratik bir cumhuriyetçilik anlayışını benimsemiştir.
-
kayra panelden adres buluyor
-
kayra tek basina incicilerin ozeti hersey
-
hayat artigi yani deyyusi kebir öldürecem seni
-
bora gözün arkada kalmasıın
-
cccrammsteinccc buraya gel acill
-
havuca saç ektim
-
kayra burda uslu uslu takiliyodu
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 17 01 2025
-
kayra valla mal amg
-
560binlik panpam gitti herkes birbirine düştü
-
izmirde 60 yıllık boyozcuya çökmüşler
-
nefret31 ayağını denk al
-
sözlükte çok fazla kafası gidik adam var
-
benim ya futbolcu ya da dovuscu fln olmam
-
nefret31in babası geberincee
-
mavi ruhlu adam selamün aleyküm kardeşş
-
mını gibim herşeyim var
-
wow girle yazdıklarım kime dert olmuş la
-
tamam kayra videoyu çektiysen o meyve bıçağını
-
ooo kavga mı var gençler
-
murat cemcir ayak bağıydı ayrıldığı iyi oldu
-
ao smith su aritma cihazi
-
inceller sizi s
-
bir lyrica atıp kendime geleyim
-
gram altın ne kadar olduğunu öğren
-
gotcapsivarmı nın karısı konstant tarafından
-
az cok diyip
-
konstant birdir ve tektir
-
tas kafa elemanlara veren kadınlar
-
abdullah ucmakdan gotcpsivarmi yorumu
- / 2