beyler yüksel caddesinde başıma gelen olay

saat akşam 6-7 arası. ankarayı bilen bilir beyler. ulus dışında zenci nüfusu pek göremezsiniz. onlar da amelelik falan yapar ucuz üç beş malzeme satarlar. hatta samanpazarı, atpazarı mevkiinde terk edilmei evlerde kalırlar ki ulus dolmuşlarına bindiğinizde yakınlarından geçer kıvırcık bebelerini bile görürsünüz. neyse anlatayım durun işin gerisini

neyse işte akşam altı suları. yüksel caddesinde bir kadınla bir zenci kadın alışveriş yapıyor. bu zenci ablamız tezgah açmış yüksel caddesine... ingilizce anlatmaya çalışıyor fakat olmuyor. bizim de ingilizcemiz var odtü sağolsun yardımcı olayım, alın verin ekonomiye can verin dedim kendi kendime.

kadına yakından bakınca dibim düştü yeminle. zenci kız resmen afet afet. lan dedim zenciden de mi güzel çıkıyomuş, çıkıyo işte dıbınıskle. boy 190. beden hem zayıf hem fit. eller kollar narin ve nazik. tende tek bir sivilce yok. dişler bembeyaz. ellerde yüzükler bilezikler ayaklarda terlikler var ama ayaklar öyle 48 numara liseli ayağı değil dıbınıskle. en fazla 37. göğüsleri birer avuçtan biraz daha büyük. yüz hatları ise şuna benziyor aynı... biraz daha koyu tenli düşünün

http://www.pbjeans.com/im...BEAUTIFUL_BLACK_GIRL..jpg

zencilerin gideri çk pis oluyor diyorlardı. bende de ne derman ne de direnç kalmıştı. bu kızla muhabbeti kuracam arkadaş dedim kendi kendime.

neyse kızla konuşuyoruz tabi şakalar espriler gırla gidiyor. dur dedi sana bi iyilik yapıcam, şu maskı şu zımbırtıyı al on kağıt ver gitsin. (arada da iteliyo çakal) sattıklarını millete 35'e 40'a okutuyo tabi millet de alıyo.

oldum olası severim bıçak çakı koleksiyonu yapmayı. dünyanın her tarafından getirdiğim pek çok çakı vardır evimde. acaba dedim senegale özgü bir bıçak falan var mı? aaa var evet. bizim kullandığımız senegal satırı var dedi. dur abime söyleyeyim de getirsin

abim lafını duyar duymaz zütümde bir karıncalanma (gibemesin diye deliği kaynatmışım korkudan. eve gelince doktora açtırdık tekrar neşterle falan. tabi bu da bir başka hikaye) , bacaklarımda kaçmaya yeltenecek bir şeyler oluştu. ulan abim diyosun allahsız. neyse dedim uzundur muzundur ama zayıf çelimsiz bişeydir. ne olacak allahın senegallisi.

çağır getirsin bakalım dedim

karşı sokağa, konur sokak girişine doğru üç beş adım attı ve kendi dilinde bir şeyler bağırdı.

çağır demez olaydım.

bir elinde hayvan gibi bir kaldırım taşı, diğer elinde gasteye sarılmış bir satırla 2 metreye 2 metre, zebellah gibi bir zenci ivvedi adımlarla bulunduğumuz tezgaha yürümeye başladı.

okumayana yannanım girsin anlatıyoruz o kadar...

kolumdan tuttu. gel abijim pulis gormasin elli liraya birakirim. gibi bişeyler söyledi. o taş niye elinde dedim. abi tezgahi duzeltiyorus dedi. e bırakıp gelseydin dedim "haa, ehe unutmuşus" dedi. lan davar ben onu geldiğin yerden buraya kadar taşısam bi hafta sadece belim unutmaz. nası bi acı kuvvet var sende bin. demedim tabi zütüm yemez.

kız kardeşi yanıma geldi elini omzuma attı bir eliyle de abisinin elinden satırı aldı. "mohamed komoklşajldfanona" gibi bişey dedi ki abinin adı muhammetmiş onu anladım bi tek arada. hocam dedim. deyişimi gibeyim. allahın abanozuna ne hocamı lan? neyse hocam dedim sen bırak. ben sonra gelirim. yoook olmaz dedi kız omzumu sardı. zenci bilader de önümü kesti köşedeki okulun duvarının arkasına kadar bişeyler konuşarak yürüdük. daha doğrusu onlar konuştu ben de zütüm zütüm ilerledim abinin ittirmesi bide kızın sarılması ile.

@20 bizim kızlar verene kadar bu kız 9 kere verir aq.

neyse gittik mimar kemal iöo bahçesinin arkasına lan dedim aha züt gidiyıo, ya işim var ben gideyim falan diyorum ama çık herife sözümüz geçmiyo dıbını gibeyim. okulun arkasına gittik. herif dönüp demesin mi:

talefonu ver

kız da hala bişey yokmuş gibi hem gülüyo hem de hadi hadi deyip yürüttürüyo bi yere doğru. telefonum tamirde olduğu için elimde gibik bi nokia vardı. al napıcaksan dedim kolpa bi atarlanmayla ama her anım temkinli. her anım abi takunu yiyim kıvamında...

köşeden döndük siyah siyah dev poşetler. dıbını gibeyim birini verdi elime poşetin içinde yumuşak bişeyler var. aha dedim. prezoları doldurmuş bi poşet prezoyla kızılayın ortasında bağırta bağırta gibecek beni davar.

neyse benim züt üç buçuk. cep telefonu çıkardı poşetlerin birinden. kendi numarasını çaldırdı. "al abijim kaydet numarami, ban saninkini aldim. daha kilij kalkan satir falan getirijes sana ucuza yaparim. arijam sani geldiğinde. kardaşimin arkadaşiymişsin benden de bişeyler almak istar misin...

beni bir gülme tuttu ki... üç buçuk atan zütüm yerli yerinde...

dedim şu mask kaça?

15 lira abijim sana 10 olur

tamam aldım hadi işim acele ararım ben sizi

gule gule diyip el salladılar ama benim durağa koşuşum için (bkz: usain bolt)

şimdiii beyler o numarayı değiştireyim mi ne dersiniz?

gibiş yok ama züt korkusu gırla. lan kaçınız türkiyenin göbeğinde zenci beni gibmesin korkusu yaşadınız lan manhattan mı burası...