-
151.
0@119 nietzche'nin anlayabildiğim 2 cümlesinden biri, diğeri de god is dead'dir. amk kitabını okudum bi gibim anlamadım ya.
-
152.
0septiklerde şüphe amaç descarteste ise araçtır
-
153.
0(bkz: zütümüze girebilir)
-
154.
0“hayatın anlamı nedir?” sorusu, “anlamsızlık bunalımı” ya da tolstoy’un sözleriyle “hayat tutulması” şeklinde ifade edebileceğimiz bir zihin durumu, tarihin en büyük zekalarını uzun yıllar rahatsız etmiştir.Tümünü Göster
zaman zaman herkesin, farklı şekillerde de olsa, bu türden anlamsızlık krizleri yaşayabileceğine inanıyorum. sebebi anlaşılamayan can sıkıntısı, isteksizlik, amaçsızlık, kendini bomboş hissetme, hiçbir şeyden keyif alamama gibi ruh hallerini dönem dönem herkes yaşayabilir. bu dönemlerin gelip geçici olduğunu bilmek, kendimize çektirdiğimiz işkencenin kalıcı olmadığını, bir süre sonra kendiliğinden geçeceğini bilmek rahatlatıcıdır; ama tolstoy için bu sorun, gelip geçici bir bunalım olmaktan çok daha fazlasıydı. hayatının en olgun döneminde, intiharı bile göze alabilecek kadar yoğun bir bunalım geçirdiğini ve onu hayatta tutan tek şeyin; “hayattan vazgeçmemek için akla gelebilecek bütün hal çarelerini deneme çabası” olduğunu söylüyor. “i̇tiraflarım” adlı kitabında bu ruhsal çöküntüyü ve bu yoğun depresyon mekanizmasının kendisinde nasıl işlediğini şöyle tarif etmiş:
“bu hayat bana karşı düzenlenmiş aptalca bir oyundan ibaretti. beni var eden bir varlığı kabul edemesem de, düşüncelerim şöyle gelişiyordu: birisi bana, beni dünyaya yollamakla, çok normal gözüken son derece derinliksiz, sığ bir şaka yapmıştı.
i̇stemeden de olsa, bir yerlerde, beni bu hale sokan birinin bana alayla bakıp, katıla katıla güldüğünü hissediyordum.
benim 40-50 yıl boyunca öğrenip gelişerek, bedenen ve zihnen büyüyüp nasıl hayatımı sürdürdüğüme bakıyor ve şimdi aklım tam kemal noktasına ulaşıp olgunlaşmışken, tam hayatımın zirvesinde olduğum şu dönemde, bana tepeden bakarak; “hayatta hiçbir şey yoktur ve olmayacaktır” tarzındaki görüşe ulaştığımı görüyor ve bana kahkahalarla gülüyordu.
benimle eğlenen, dalga geçen böyle biri olsun ya da olmasın; bu beni ilgilendirmiyor. beni düşündüren, hayatımda yaptığım herhangi bir eyleme mantıklı bir açıklama getiremiyor oluşumdu. hastalık ve ölüm, beni ve sevdiklerimi yakalayıp sonsuzluğa zütürecek, geriye pis bir koku ve kurtçuklardan başka bir şey kalmayacak.
yaşadıklarım ve başarılarım, er-geç unutulup kaybolacak ve ben, o zaman hayatta olmayacağım. o zaman; bütün bu hengame niye? neden çabalıyoruz ki boşu boşuna? i̇nsanoğlu nasıl olur da bu boşluğu görmeden hala yaşama devam edip, onun için çaba sarf eder? anlaşılacak gibi değil açıkçası...
bir insanın yaşayabilmesi, ancak “hayatın sarhoşluğuna” kapılmışsa mümkün olabilir. ayıldığında ise, hayatın sadece bir yanılsama hem de aptalca bir yanılsama olduğunu görecektir.
i̇şte bütün mesele bundan ibaret! ne komik ne de esprili bir yanı var; sadece acımasız ve aptalca -
155.
0inci giber giben sevilir giben sevinir
-
156.
0beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize
beyler yüklenicem hepinize attırıcam seviyenize -
157.
0ne kadar newton diye bilinse de türev ve integrali godfried wilhelm leibniz bulmustur
-
158.
0Kellop Business School'da MBA öğrencilerinin zaman yönetimiı derslerinden birine kadar uzanalım, ne dersiniz?Tümünü Göster
Profesör sınıfa girer, karşısındaki seçkin MBA öğrencilerine kısa bir süre baktıktan sonra 'bu gün zaman yönetimi konusunda, deneyle karışık bir sınav yapacağız' der. Kürsüye yürür. Kürsünün altından kocaman bir kavanoz çıkarır. Ardından kürsünün altından bir düzine yumruk büyüklüğünde taş alır ve taşları büyük bir dikkatle kavanozun içine yerleştirmeye başlar. Kavanozun daha başka taş alamayacağından emin olduktan sonra öğrencilerine 'Bu kavanoz doldu mu?' diye sorar. Öğrenciler hep bir ağızdan 'Doldu!' diye cevap verirler. Profesör 'Öyle mi?' der kürsünün altından bu sefer bir kova mıcır çıkarır. Mıcırı kavanozun ağzından yavaş ve dikkatlice döker. Sonra kavanozu sallayarak mıcırı... n taşların arasına yerleşmesini sağlar. Ardından da öğrencilerine bir kez daha 'Bu kavanoz doldu mu?' diye sorar. Bir öğrenci 'Dolmadı, her halde' diye atılır. 'Doğru' der profesör ve gene kürsünün altına eğilerek bir kova kum alır ve yavaş yavaş tüm kum tanelerini taşlarla mıcırların arasına nüfuz edene kadar döker. Gene öğrencilerine döner ve 'Bu kavanoz doldu mu?' diye sorar. Tüm sınıftakiler hep bir ağızdan 'Hayır!' diye bağırırlar. 'Güzelı der profesör ve kürsünün altına eğilerek bir sürahi alır ve kavanoz ağzına dolana dek suyu boşaltır. Sonra da öğrencilerine dönerek 'Bu deneyin amacı neydi?' diye sorar. Uyanık bir öğrenci 'Zamanımız ne kadar dolu görünse de daha ayırabileceğimiz zamanımız mutlaka vardır' diye atlar. 'Hayır' der profesör, 'bu deneyin esas anlatmak istediği, eğer büyük taşları baştan yerleştirmezseniz, küçükler girdikten sonra büyükleri hiçbir zaman kavanozun içine koyamayacağımız gerçeğidir.' Öğrenciler şaşkınlık içinde birbirlerine bakarken profesör devam eder. 'Nedir hayatınızdaki büyük taşlar.
• Çocuklarınız
• Eşiniz / sevgiliniz
• Sevdikleriniz
• Arkadaşlarınız
• Eğitiminiz
• Hayalleriniz
• Sağlığınız
• Bir eser yaratmak
• Başkalarına faydalı olmak
• Onlara bir şey öğretmek
Büyük taşlarınız belki bunlardan biri, belki bir kaçı, belki de hepsi. Bu akşam yatmadan önce iyi düşünün ve sizin büyük taşlarınız hangileri olduğuna iyi karar verin. Bilin ki büyük taşlarınızı ilk olarak kavanoza yerleştirmezseniz, bir daha hiçbir zaman koyamazsınız. O zamanda, ne kendinize, ne çalıştığınız kuruma ne de ülkenize faydalı olursunuz. Bu da sadece iyi bir iş adamı değil, aynı zamanda iyi bir adam olamayacağınızı da gösterir. 'Profesör, ders bittiği halde sesi soluğu çıkmadan yerlerine otura kalan öğrencileri sınıfta bırakarak çıkıp gider.' -
159.
0ferre yıldızı aria giovanni'nin, evli olduğu için hiç bir erkekle gibişli videosu yoktur.
-
160.
0CERN dünyada ki sayılı laboratuarlardandır.
-
161.
0Screw you guy! I'm going home.. Eric Cartman rocks!
-
162.
0hitlerin kullandığı sabunun özütü yahudi leşidir
-
163.
0her gun bir kadeh sarap kalbe iyi gelir. Sigara olumcul kanser hastaliklari riskini arttirir
-
164.
0ferregrafi ya da kısaca ferre, cinsel anlamda tahrik etmek amacıyla insan vücudunu veya cinselliğin mahremini yansıtma. ferregrafi, yazı, fotoğraf, çizim, film, animasyon veya ses gibi iletişim araçlarından herhangi birini kullanabilir.Tümünü Göster
ferregrafi kavramı, erotizme yakın olmakla beraber, sınır tanımayışı açısından farklılık arzeder.
konu başlıkları [gizle]
1 kökenbilim
2 tarihçe
3 kadın ve erkeklerde ferregrafi
4 hayvanlarda ferregrafi
5 i̇lgili araştırma ve deneyler
5.1 ferregrafinin spermlere etkisi
6 ayrıca bakınız
7 kaynakça
7.1 dipnotlar
kökenbilim [değiştir]
ferregrafi sözcüğü, yunanca`dan gelmektedir. yunanca πορνογραφια (ferregraphos) sözcüğü, porne (fahişe) ve graphein (yazmak) sözcüklerinin birleşiminden oluşur ve "fahişelerle ilgili yazılar" anldıbına gelir.[1]
tarihçe [değiştir]
pompeii, bir fresk
cinsel içerikli sanatın tarihi, sanat tarihi ile yaşıttır. mahrem fotoğraflar, fotoğraf makinesinin başlangıcından beri vardır ve ilk filmlerde de çıplaklık ve cinsellik oldukça yaygındır.
yontma taş devri sanatında çıplaklığı ve cinselliği gösteren sahneler meydana getirilmiştir. fakat bu görüntülerin insanı tahrik etme amacından çok ruhani önemi belirttiği düşünülür. pompeii'deki harabe roma yapılarının duvarlarında birçok ferregrafik görüntüye rastlanabilir. en ilginçlerinden biri de her kapısının üstü cinsel fresklerle donanmış bir genelevdir. ayrıca pompeii`de yol kenarlarına yapılmış genelevlere ve eğlence yerlerine giden yolu gösteren testisler de görülebilir. ayrıca alman arkeologlar 4 nisan 2005'te yaptıkları açıklamada 7200 yıllık ferregrafik kalıntılar bulduklarını açıklamışlardır.
20. yy'a gelindiğinde ise 1920'lerde çıkmaya başlayan ferregrafik çizgi romanları abd'de yayınlanmaya başlamış ve artık bu yüzyılın ikinci yarısında playboy ve modern man gibi erkek dergileri çıkmaya başlamıştır. bu dergilerde çıplak veya yarı çıplak kadınların, kendilerini okşarkenki halleri bulunur, üreme organları görünmezdi. fakat 1960'ların sonunda penthouse çıtayı yükseltmiş ve 1990'lara gelindiğinde grup ciks ve lezbiyenlik dahil ferre birçok farklı tür yer almıştır.
kadın ve erkeklerde ferregrafi [değiştir]
ferregrafik görüntülere düşkünlük, erkeklerde, kadınlardan daha yaygındır. yapılan araştırmalar, erkeklerin "giyinik" insan resimlerine bakmak için ufak bir miktar para ödemeye razı olduğunu, kadınların ise ancak para karşılığında resimlere bakmaya razı olduklarını ortaya çıkarmıştır.[2]
hayvanlarda ferregrafi [değiştir]
maymun ve insansı maymunların da ferregrafiye insana benzer tepkiler verdiği ortaya çıkmıştır. erkek maymunlar, kendilerine gösterilen resimler arasında en çok karşı cinsin kaba etine ve gruptaki baskın erkeğin yüzüne ilgi göstermişlerdir.[2]
i̇lgili araştırma ve deneyler [değiştir]
ferregrafinin spermlere etkisi [değiştir]
batı avustralya üniversitesi`nde yürütülen araştırmada belli bir cinse (kadın veya erkek) spesifik ferregrafinin sperm üzerindeki etkisi incelendi. araştırmada bir gün heterociksüel erkek deneklere üç kadının yer aldığı ferregrafik bir film izletildi. başka bir gün aynı deneklere iki erkekle bir kadının yer aldığı bir film izletildi. spermin erkekleri eylem üzerinde izledikleri zaman aktif bir hale geldiği gözlendi. çalışmanın lideri leigh simmons, "i̇ki erkek ve bir kadını izleyen deneklerde mastürbasyon ejakülasyonunda sperm hareketliliğinin arttığını gördük." diyor.
simmons`a göre bunun sperm yarışıyla ilgisi var. erkek türünün geçmişinde kadınların payına, belirli bir zaman diliminde birden fazla erkek düştüğü için en hızlı yüzen spermin yumurtayı dölleme şansına sahip olması doğal bir sonuçtur. bilim adamları zaman içinde spermlerin bu türlü bir yarışta başarılı olmak için hızlarını artırdığını düşünüyor. böylece başka erkeklerin ilişki kurarkenki görüntülerini izleyen denekler, karşılarında bir yarış olduğunu düşünüp spermlerine hız vermiş olabilirler. doğadaki diğer hayvanların da spermleri rakiplerinin karşısında harekete geçiyor olduğu (sadece hız bazında değil, kandırma da genel bir tepkidir) düşünülürse, insanın bu konuda da hayvan gibi davrandığı daha akla yatkın görünür.
ayrıca bakınız [değiştir]
ferre oyuncusu
gay ferregrafisi
kaynakça [değiştir]
cumhuriyet bilim teknik yıl:19 sayı:967 1 ekim 2005
i̇ngilizce wikipedia ferregraphy maddesi
dipnotlar [değiştir]
^ oxford dictionary of english 2e, oxford university press, 2003, ferregraphy maddesi
^ a b faye flam, the philadelphia inquirer (26 kasım 2 -
165.
0art art art art
-
166.
0Avangart (Fransızca: avant-garde), Fransızca askeri bir terim olan öncü birlik sözcüğünden gelir. Gerek Fransızca'da gerek diğer dillerde kültür, sanat ve politika ile bağlantılı olarak, yenilikçi veya deneysel işler veya kişiler anldıbına gelir.
Sanat ve siyaset alanında kullanılan avangard terimi, Rönasansın askeri teorisinden devşirilmiş bir metafordur: Battaglia, retrogard, avangard, hareket halindeki bir ordunun üç bölümünü temsil eder. Bu terimi sanat alanında kullanan ilk kişi Saint-Simon dur. Bundan sonra devrimci siyasi hareketlerin, özellikle komünist hareketlerin jargonuna girer.
Avangart sanat, kültür, gerçeklik tanımları içindeki kabul edilmiş normları sarsıp sınırlarını değiştirmeyi amaç edinir. Bu normlar sosyal reformdan estetik deneyimlerin değişimine kadar çeşitlilik gösterebilir. -
167.
0guney afrikaya verilmesi dogru bi kararmiydi bilmiyorum ama degigiblik oldu bence
-
168.
0insann içinde tak vadır
-
169.
0Oscar Niemeyer, (d. 15 Aralık 1907, Rio de Janeiro), Brezilya kökenli bir mimar ve uluslararası modern mimarlığın en önemli temsilcilerindendir. Dökme betonunun estetik amaçlar için farklı biçimlerde kullanılmasının öncülüğünü yapan ilk mimarlardan birisidir. Dönemin Brezilya’daki ünlü mimarlarından Lúcio Costa ve Carlos Leão'nun ofislerinde mimarlık kariyerine adım atan Oscar Niemeyer, zaman içinde uluslararası modern mimarlığın en önemli temsilcilerininden birisi olmuştur. 1939 New York Dünya Fuarı'ndaki Brezilya Pavyonu tasarımı ile uluslararası mimarlık dünyasında daha da tanınmaya başlayan mimar, Pampulha'da daha geniş alanlara yayılmış büyük ve farklı kapsamlı projeleri tasarlamak fırsatını elde etmiştir. Ancak kendisinin çok ünlü bir mimar yapan ve de modern mimarlığın önemli eserlerinden bazılarını oluşturma şansını veren, UNESCO Dünya Mirasları listesinde olan Brasilia şehrindeki tasarımları olmuştur. Gençlik yıllarından beri komünist ideolojiyi benimseyen ve de 1945 yılından beri Brezilya Komünist Partisi’ne üye olan Oscar Niemeyer, 1964 yılında gerçekleşen askeri darbeden sonra, siyasi görüşlerinden dolayı 1985 yılına kadar yurtdışında yaşamıştır. Bu dönemde daha çok Brezilya dışında tasarımlar gerçekleştiren mimar, ülkesine dönüşünden sonra hem yurtiçi hem de yurtdışında çalışmalarına devam etmiştir. Birçok ulusal ve uluslararası ödülün de sahibi olan Oscar Niemeyer hâlen mimarlık alanında çalışmaya devam etmektedir. Tasarladığı yapılarda geniş alanlara yer vermesi ve farklı amaçlı kullanımları alışılmadık şekillerde kullanması ile tanınan mimar "anıtsal yapıların heykeltraşı" nitelemesi ile hem övülmüş hem de eleştirilmiştir.
direk vikiden kopyaladım amk -
170.
0yasamak icin mi calisiyoruz yoksa calismak icin mi yasiyoruz ?
-
izmirin dağlarında kürtçülük açar
-
kadın mancigi istiyorum sadece
-
niyet ettim silik yemeye cezaevi nasıl bir yer
-
kabzımal feyzullah ne anlatıyorsun yine
-
tyler dursunun babaları şukulaşıyor
-
mottogirl selamun aleycum
-
kurdler dogru yapiyo aga
-
gazi sultan yavuz burası dert kuyusu mu
-
hormon tedavisi filam olsana kostang
-
megane2 10 kişilik sözlükte başlık taşıyor
-
melek gozun anasının
-
kim dediyse iyi demiş
-
izmir kars rize
-
aranızda türk hekimi var mı
-
keşke züt deliğimizden nefes alsaydık
-
tyler dursunu silin aga
-
hayatında köyünden dışarıya adım atmamış
-
konstant seni niye zikiyolarlar lan
-
ezzane mi eczane mi ezan mı
-
nefret31 o aynı fotoyu spam yapan
-
hurma ne aq
-
gs ye verilmeyen kırmızılar
-
püberte ucan kedi karı değil dost
-
sizin nasıl bir yaşam sevinciniz var amk
-
sevilmeye ihtiyacı olan
-
lan kavga etmeyin nedenmi
-
konyada bina çökmüş
-
boyle giderse 200 seneye turkiyenin yuzde 90ı
-
askerliği uzatmama kararı
-
bu kadar skımtı stres hala nasi
- / 2