saat gece 1 di. yurtta son yoklama alınmış, lakabini davar koydugumuz ingilizce hocası belletmen tahminimizce uyumuştu. biz de bunu firsat bilerek 1. kattaki pencerelerinden alttaki tente benzeri yere atladik bayaği ses cikmisti dogrusu fakat kimse pencereden bakmamisti. sansliydik. tenteden de asagi atladik. arkadaslarla bahce kapisindan ciktik, hersey yolunda gidiyordu ama birden...

daha yazma giberim

Bir ses duyduk. Sesin ne olduguna once anlam veremedik ama arkaya donup baktigimizda beyaz, modifiyeli, camlari siyah filmli bir şahinin bize dogru geldigini gorduk. Gorur gormez şahinden kacmaya basladik fakat bu biraz mantiksiz olmustu. Malum her ne kadar depar atsak da sahinin bizi yakalayacagi apacik belliydi

Oyle de oldu. Beyaz şahin önümüzü kesmişti, yusuf yusuf oldugumuz her halimizden belliydi. Cam yavas yavas acilmaya basladi. Iceride fosforlu sari, ve cakma oldugunu tahmin ettigimiz hummel esofman giyen, gunes gozluklu bir adam vardı. Adama dedim ki gecenin 1 inde gunes gozlugu mu takilir amk. Sonra adam sanane huur cocugu dedi arabadan indi ve cebinden bir bıcak cikarip beni bicaklamaya basladi. 10 dakika icinde 10 yerimden bicaklanmistim. huur cocugu arkadaslarim da kacmisti beni orada ölüme terkettiler.

Birkac dakika gecmisti ki beyaz sakalli bir dede geldi yanima. Evet bu 5. boyuttaki ak sakalli dedeydi. Bana bakti bakti ben de dedim ki dedecigim bakacağına ambulansi arasana bak yaralandim. Dede, birsey soylemeden telefonunu cikardi. Telefonu nokia 3310 du ben de dedim ki 21. Yuzyildayiz amk nokia 3310 mu kaldi bu devirde. Bu sözlerim dedeyi sinirlendi ve aniden gozden kayboldu