merhaba bu hikayeyi beğeneceğinizi umuyorum. çünkü gerçek... ama gerçekten gerçek
* ben daha önceki tüm cinsel deneyimlerimi hep olgun kadınlarla yaşadım. genç bir kadınla birlikte olmak hayalim yok, ben olgunlardan daha çok hoşlanıyorum. ancak evlenince olabilir, ona da çok zaman var daha... tanya, almanya'dan tanıştığım bir kadındı. yaşı 48 fakat dul değil... i̇nternet teknolojisinin gözünü seveyim. i̇şte tanya ile böle bir sitede tanıştık. fazla uzatmayacağım, birkaç yazışmadan sonra msn muhabbetine girdik. msn'de neler neler yazıştık, birbirimize webcam'den neler neler gösterdik, tahmin bile edemezsiniz...
velhasıl, bana i̇stanbul’a gelmek istediğini söyledi. 10 günlüğüne... "buyur" dedim demesine ama beş kuruşum yok. tanya’ya bu konuyu açtım "bendensin" dedi. utandım önce ama bana zengin olduğunu yazınca rahatladım. çünkü para yemeyi çok seven tiplerden değilim. anlayacağınız bu işi para ile yapmam. tanya i̇stanbul’a geldi. ona karşıdaki oteller pahalı olduğundan kadıköy’de 3 yıldızlı bir otelde oda tutmaya karar verdik. odayı iki kişilik tutmak istedik ama adam inat etti. "evli olamazsınız, öyleyse bu kadın neyin oluyor?" ulan dana, belli değil mi ne olduğu, ne soruyorsun işte! adamla bayağı bir tartıştık. tanya müdahale etti. adama paranın mühim olmadığını, bu oteli sakin olduğu için tercih ettiğini, istemezse başka otelde kalabileceğimizi söyledi. neyse adam ikna oldu ve odamıza çıktık...
* tanya'ya "hadi gezelim" dedim. bana "ben sana geldim i̇stanbula değil" dedi. "neden?" dedim, "çünkü ben seninle sevişmeyi hayal ettim durmadan. burada daha önce gezdim. bilmediğim yer yok. bilmediğim tek şey sensin. bana kendini göster, sende gezeyim." dedi. sırıttım
*
ah! size tanya'yı anlatmadım. ah benim kafam! alımlıdır tanya’m... yaşını biraz gösterir, yalan yok. ama taş gibidir ha! bol bol boyanır. dudakları vişne çürüğüdür. saçları kırçıl ve kısadır. teni bembeyaz. göğüsleri iri, hafif tombuldur. hep kot ve kısa kollu body giyer. yanımda görenler yaşlı biri değil de bir aşifte geçiyormuş gibi bakakalırlar. resmen ciksi bir fahişe gibi... neyse efenim
* telaş yok, anlatıyoruz işte...
yumuldu dudaklarıma. burnundan hızlı hızlı nefes alıyordu ve inliyordu. olaya bu kadar çabuk girmek istemediğim için. yatağa sertçe ittim. ve bir köle gibi acınarak yüzüme baktı. fantazi yapıyordu kaltak. body'sini gösterip pahalı olup olmadığını sordum. "değil" deyince, bir seferde yırtarak kopardım üzerinden. "oh" diye küçük bir çığlık attı. "oh yaa" deyip bir de tokat salladım. kudurmuş gibi baktı yüzüme. "döv beni" dedi. bir tokat daha attım. ama salak gibi aynı yanağına vurunca bir yanağı kızardı
* bana ne! açık mavi sutyenine elimi sürdüm ve gezdirdim. gözlerini kapattı. pantolonunu çıkarmasını söyledim. "derhal efendim" diyerek hemen çıkardı. köle numarası hoşuma gitmişti. don ve sutyenle kalınca titredi hafifçe. "korkma ısınacaksın şimdi" dedim. "isıt beni türk erkeği. i̇stersen yak beni." dedi. kolundan tutup kaldırdım ve banyoya doğru fırlattım. "makyajını tazele de gel" dedim. "nasıl yapayım?" diye sorunca "bir huur gibi." dedim. "derhal" diyerek valizinden makyaj çantasını kaptığı gibi koştu banyoya.
yatakta bekledim. daha üzerimi bile çıkarmamıştım. 15 dakika sonra geldi. dudağı kıpkırmızı ve gözleri rimelliydi. ellerinin ojesi ise kahverengiydi. yanıma uzandı. sertçe baktım. o da sert baktı. "vaay, dedim. demek sen de efendiyi oynayacaksın!" "hayır dedi, ben de değil, yalnızca ben! sen köle olacaksın" dedi. "tamam" dedim. ve oyun başladı. fermuarımı açıp külotuma bir öpücük kondurdu. kırmızı bir hatıra
* sonra beyaz boxerımı sıyırarak pantolonu indirmeden organımı dışarı çıkardı. öpüyordu sadece, ama ben çok tahrik olmuştum. başını tutup bastırmak ve ağzına almasını sağlamak istedim. bana aniden bakıp "çek elini pis köle!" diyerek bir tokat attı. şaşaladım. birden bire organımı ağzına alarak ısırmaya başladı. "bağırmadım ama gene de o bir eliyle ağzıma bastırdı. sonra emmeye başladı. çok güçlü vakumluyordu. boşalmamak için başka şeyler düşündüm resmen. organımı bıraktı ve gömleğimi yırtarak çıkardı. i̇çimden "bu ucuz değildi gerizekalı, insan sorar" dedim ama aldırmadım. kırmızı dudaklarıyla göğsümü emerek öpmeye başladı. öperken sesler çıkarıyordu, şapırtı gibi. "soyun köle!" dedi ve tekrar banyoya gitti. ben soyundum. o geldiğinde, dudaklarını bu sefer siyaha boyamıştı.
koşarak geldi ve yatağa atladı. üzerime çıktı ve aletimin üzerine oturdu. aletimi kendi organına yerleştirdi ve ileri geri gelmeye başladı. ben titriyordum. dudakları nefisti, "öp beni" dedim ama gülerek "hayır köle, sabretmeyi öğren" dedi. gidip gelirken ben tam boşalacakken birden geri çekildi. "ne oldu?" dedim "sen çık üste. yoruldum ben" dedi. bunu sırt üstü yatırdım. bacaklarını iyice ayırdım ve organına daldırdım aletimi. bastırarak ve darbeleyerek düzmeye başladım. bağırmaya başlayınca, susmasını söyledim. "duysunlar erkeğimin ne kadar gibici olduğunu" dedi. ben de aldırış etmedim. bu bağırdı ben itekledim, bu bağırdı ben itekledim veee boşaldım. üzerine yığılıp kaldım.
kenara çekilip bir beş dakika kadar konuşmadan bekledik. benim alet küçülmüştü. tanya aletime eğildi ve onunla konuşmaya başladı, bebekle konuşur gibi ses tonu vardı "merhaba küçük şeytan. nasılsın? öpsün mü seni tanya teyzen. gel bakalım ağzıma... " dedi ve somurmaya başladı. simsiyah ruju resmen organımı boyamıştı ama dünyanın en güzel duygusuydu. benim küçülüp bamya kadar kalan organımı resmen tulumbadan su çeker gibi emiyordu. organım ereksiyon değilken boşalacağımı hiç tahmin etmezdim. birden boşaldım, tanya ise çıkan tüm menileri yuttu.
tekrar makyaj yapıp geldi. bu sefer daha pastel bir ruj sürmüştü. üstelik sutyenini geri takmıştı. yanıma uzandı. sutyeninden bir memesini çıkardı ve ağzıma dayadı "hadi seni emzireyim." dedi. güldüm ve emmeye başladım. bir elimle de tanya’nın vajinasını okşuyordum. elime boşaldı. tanya çok utandı. ben ise gülerek kendi elimi yaladım. sonra da tanya’nın dolgun ve bembeyaz göğüslerini emmeye devam ettim.
tanya bana "beni arkadan becer." dedi. i̇tiraz ettim. "daha çok zamanımız var. sonra deneyelim." dedim. hemen istediğini söyleyince ben de hemen sırtüstü çevirdim tanya’yı. bacaklarını tutup kendime çekince otomatik olarak büküldü ve domalma vaziyeti aldı. öyle beklemesini söyleyip banyodaki makyaj çantasından krem aldım. bu arada makyaj çantası resmen sex shop gibiydi
* neyse, gidip krem ile bunu güzelce yağladım. ben de yağlandım. ucunu makata dayayarak birden bire yüklendim. bu gene böğürmeye başladı. hiç aldırmadım, sımsıkı zütüne deli gibi gidip gelmeye başladım. bağırırken şuursuzdu ve devamlı şöyle diyordu "vücudumun her hücresini gib serdar." bu sözlerden onun her hücresine kadar bir huur olduğunu anladım.
hikayenin sonu. belki sıkıldınız ama durum bu. tam bir hafta seviştik. i̇nanmayacaksınız ama bana karım gibi davranıyordu. ayaklarımı yıkıyor, masaj yapıyor, yemeğimi yediriyor ve beni iliklerime kadar kurutuncaya dek zevkten çıldırdı.