beyler yalan söylememiz gereken bir konu var

şu atatürk meselesine kendi evrenimde bir açıklık getirmek istiyorum yüksek müsaadelerinizle. paylaşayım istedim sizinle de, olabildiğince dürüst ve samimi yazıyorum,

pozitivist bir arkaplana sahip çağının gereğini yerine getirmiş bir mustafa kemal'imiz var. memleketin içine düştüğü ahvali görmüş, doğru değerlendirmiş, sakarya meydan muharebesi ve çanakkale savaşı gibi iki büyük zafer kazanmış bir asker. farklı kaynaklardan yapılan okumalar aslında kurtuluş savaşı'nın öyle abartıldığı kadar zor bir savaş olmadığı yönünde falan. ama ben tarih yazımını bilen ve yalanlar üzerine kurulu olduğuna da inanmış biri olarak her tarafın az biraz abartı ve yalan üzerine yazdığını biliyorum o yüzden tarihsel yazımlardaki yegane tam dürüstlük ölçütüm 24 yıldır kendi gördüklerim ve daha gerisi için dedemin anlattıkları.

dedem'in de babası anlatmış, o bana anlattı. yani gerçekliğinden şüphe duymadığım doğrularım var cebimde. bir kuru soğan bir parça katıkla günlerce aç kalmış bir de dede figürü var elimizde. ama silahını alıp eline cephenin yolunu tutmuş.

demek ki her şeyden önce, ittifak devletlerinin 20. yüzyılın başındaki toprak hesaplaşmalarıyla birlikte anadolu ve rumeliyi paylaşma cüretlerinin gerçekliğinden ve fakir anadolu'nun buna direnişinden atatürk'ün de bunu örgütleyişi ve muzaffer oluşundan şüphe duymayacağız.

yani ne?

birinci gerçek, ulus devlete ves. henüz geçmeden önce emperyal ve sömürü arzuları olan devletlere karşı bir direniş göstermiş atatürk. başarmış.

bu yüzden hayranım.

sevr'i yalattık, lozan'ı imzalattık. tarih geldi 1923. cumhuriyeti de ilan ettik. sanırım hala genel çizgide pozitivizmde mutabıkız.

bu noktadan sonra jakoben olmak suçlanmasında haklılık payı var ancak atatürk elbetteki jakoben olacaktı, ne yani tarafgilleri dediği gibi 1923'te demokratik seçim mi yapsaydı? 1923 yılında okuma yazma oranı kaç? seçim pusulasını gören kaç kişi neyin ne olduğunu anlayacak? bugün bile pek çok yurttaş oy vereceği partinin sırasını ezberleyip öyle basıyor evet'i. makul olun... yapılabilecek en mantıklı şey kendi dünya görüşünde bir ülkeyi dayatmaktı. öyle yaptı bu yüzden de suçlayacak bir şey bulamıyorum. devrimler ves. çok da başarılı olmadı ancak. çok büyük ölçüde başarılı. ya hu, alfabeden kıyafete her şeyi değiştirdi, tüm bir yaşam pratiğini yeniden yazdı. bugün hala onu uyguluyoruz. çok büyük ölçüde başarılı.

kürt konusuna gelince, osmanlı'da kendi özerk yapıları içinde yaşayan kürtleri 'ben türkü yaratırken kürdü de türk'e katarım" mantığıyla devşirmeye kalktı. burada başarısız, ancak yine onu suçlayacak bir nokta göremiyorum. burjuva yaratma çalışmaları var, iki savaş arası dönemde avrupa'da artan totaliter savaşa eğilimli yönetimler var, sovyet tehdidi var, hitler'in bulgar sınırına gelişi var, ingiltere'nin ortadoğu hamleleri var. var oğlu var.

ne yapsaydı? plebisit mi? güldürmeyin...

din denen beladan kurtulmanın en iyi yolunu denedi. ha gerek gördüğünde dini de kullandı eyvallah ama yapacağının en doğrusunu yaptı gibime geliyor.

ölümünden sonra olanları onunla asla ilişkilendirmiyorum bile, azılı kemalizmin müsebbibi ardılları. kişisel olarak onun dışında gelişen şeyler. o yüzden bugün sancısı yaşanan her tür simgesel atatürk saçmalıkları onun dışında. ayrı değerlendirilmesi gereken şeyler.

sırtına atatürk dövmesi çizdiren adamın pgibopatolojisinden atatürk nasıl sorumlu olabilir?

velhasılı kelam, en iyisini yapamadı ama en doğrusunu yaptı gibi geliyor bana, hatalar yaptı evet ama koşulları içinde değerlendirildiğinde bugün onu eleştiren hiçkimsenin kendi hayatını dahi idame ettirmekte zorlanırken onun bir milleti bir coğrafyayı ve dahi dünyanın mühim bir kısmını idare ettiğini görüyoruz.

oturduğumuz yerden eleştirmek öyle kolay ki..

kısacası, atatürk benim için bir fetiş objesi değil, put değil. onu önemsiyorum. kemalizmin araçsal yapısını da anlıyorum evet bugün için çok geride ama hakkını verip tarihteki yerinde huzur çinde bırakmamız gerektiğini düşünüyorum.

unutmayalım, hesaplaşmamız gereken atatürk değil. hesaplaşmamız gereken, sömürünün yollarını yöntemlerini değiştirmiş, uluslararası sermaye. kanımızı emen onlar.

ezcümle, şu kozmosta artık ruhu rahat bırakılası bir adem.
(letranger, 06.11.2010 16:35 ~ 10.11.2010 13:04)


bana hayatımda en anlamlı sessizliği yaşatmış gerçek lider.

günlerden cuma. kızlar yatakhanesinde, 25-30 kız hatırla sevgiliyi izlemek için yemekhaneye inmiştik. reklamlardaydı ve yemekhane kızların kıkırdamalarıyla bağrış çağrışlarıyla inliyordu. kimisi bi köşede gülüyor, kimisi birbirine kağıt atıyordu. onca gürültünün içinde televiyonda bir reklam yayınlanmaya başlamıştı. herkesin nasıl dikkatini çekmiştı bilmiyorum. başlar dönmüş, herkes şok içinde televizyona bakıyordu. kimisinin hayretten ağzı açılmıştı.

televiyondaki reklam iş bankasının meşhur haluk bilginerli atatürk reklamıydı. ve reklam boyunca kimse sesini çıkarmamıştı. sessizlik pek çok şeye tercüman olmuştu.

keşke o reklam yine yayınlansa ve ben yine ilk izlediğimdeki şoku yaşasam. çılgınca bir düşünce olduğunu bile bile, bi an gerçek olduğunu düşünmek için.
(nanana, 10.11.2010 16:38 ~ 17:45)


bugün fotoğraflara bakarken, daha önce gezdiğim müzelerde giydiklerini gördüğümde gözlerimdeki yaşlara engel olamıyorum, dünya'nın hiçbir ülkesinde kendisi kadar şık giyinebilmiş sadece bununla bile savaşlardan bıkmış, yorulmuş milletine moral verebilmiş bir lider yok. bu ülke sana o kadar çok şey borçlu ki atam... kul hakkı yemeyi en büyük günah sayanların söylediklerini kulaklar duyduğunda, yazdıklarını görüp okuduğumda çağımız dünya değerlerinin menfaatten öteye gidemediğini görüyorum.

atatürk; dünya milletlerinin lideridir. insanlığın manevi atasıdır...