beyler türkiye git gide şakirtleşiyo

türk gençli olarak emanetimiz artık geri istiyoruz. ve alacağız. ülkemizin içinde bulunduğu durum bize bu yetkiyi veriyor. cumhuriyetimizi kuranlar ülkeyi orduya değil sadece türk gençliğine emanet etmiştir bunu unutmayalım.

gelecek bizimse bunda en çok söz sahibi olması gerekenler bizleriz, 50- 60 yaşına gelmiş insanlar değil. onlar sadece yol gösterici olabilirler. doğaldır ki, anne ve babalarımız yaşlandıklarında neleri varsa bize bırakırlar ama tecrübeleriyle yardımcı olmaktan da çekinmezler. ama sadece onların yolunda gitmek gelişmemiz için bir engeldir aynı zamanda. babam turizm işini iyi bilir ama internet bilgisayardan hiç anlamaz. yıl 2011, bilgisayar ve interneti kullanmadan işlerimiz yürümüyor. bir birimize muhtacız. ama yetkinin çoğu onda olduğu sürece düzensiz ve çok yavaş gelişiyoruz. aynı durum ülkemiz içinde geçerli. biz emaneti istemezsek, vermezler.

ülkemizin içinde bulunduğu durum, çoğu kendimizin yüzünden olsa da yabancı etkiler olduğu bellidir. eskiden sağcılar ve solcular bir birini yerken kazanan hiçbir zaman ülkemiz olmadı. her sefer başka bir suni kavga çıkarılıyor. şimdilerde türk - kürt, fenerli - cimbomlu çatışmaları körükleniyor. bundan en büyük zararı yine ülkemiz ve insanımız alıyor. bir değişim şart.

bu tarz kavgaları önlemenin bir yolu bu insanları ortak bir payda sahibi yapmaktır. sözlüğümüzde ülkemizdeki insan çeşidi kadar çeşit yazar olmasına rağmen, bir birimize ağır küfürler etsek de bir birimize kırılmıyoruz. aksine birimizin bir ihtiyacı önerisi yada önerisi olduğunda birleşiyoruz. bahsettiğim şeyde tam olarak bu.

türkiye tek bir düşünce sistemini emanet edilemeyecek kadar büyük ve güçlü bir ülkedir. bu yüzden emaneti alacağız. kuracağımız sistem kuvvet ayrılıkları esasına dayanmalı. bana hayatında bir mimari proje görmemiş 50 yaşında (mimariyi 1960 ların kafasında algılayan) bir vekilin imar ve iskan kanunu hazırlaması ve yorum yapması saçma geliyor. kaldı ki şu an kim iktidarda olursa olsun sanki muhalefetin görevi sadece red oyu kullanmakmış gibi görünüyor. sevgili arkadaşlarım önerim şu: yasa önerileri sivil toplum kuruluşları tarafından alternatifleriyle önerilmeli ve seçilmişler tarafından oylanmalı. yani sağlıkla ilgili yasayı ülkemizin değerleri doktorları yapsın. (seviye düşürücü) doktorlarda o ç ise yapacak birşey yok. turizmle ilgi olanları turizmciler. osym ile olanı öğrenci birlikler gibi.

ekonomide tam bir atılım içinde olmamız gerekiyor. evet bir süre sıkıntı çekebiliriz. ama hangimiz ölene kadar baba parası yemeyi içimize sindiririz. biraz zorluk çekeceğiz, gelişmemizden rahatsız olacak emperyalistler baskı yapacaktır. ama sıkıntı çekmeden rahata kavuşmak mümkün müdür? bizlere kimse bu kadar imkanımız varken senede 20 m dolarlık yiyecek ithal ettiğimizi açıklayamaz. o girmek istediğiniz ab'liğinin kuruluş amacını biliyor musunuz? 2. dünya savasından sonra tarım üretimini sağlamak için. biz türkiye'yiz dünyada ne olursa olsun biz aç kalmayız. kalır mıyız yoksa? bu şekilde üreticimizi bitirmeye devam edersek kalırız dostlar. kabul ediyoruz teknolojide geri kaldık. ama neden bir atılım yapmayalım. belki bir motor bile yapamıyoruz.(pancar motoru yapıldı bu ülkede ve kullanan insanlar hala mevcut)şimdi benzinli bir motor yapmak ekonomik olmayabilir. biz diyoruz ki tüm gücümüzü borla çalışan motora harcıyalım. bunu yaparken teknolojimizin geliştiğini göreceksiniz. malumunuz avrupadaki en çok güneş alan ülkeyiz, neden gücümüzü güneş enerjisine odakla mıyoruz?

gelelim kendi aramızdaki kavgalara. hepside kardeş kavgasından farksız, kavga etmeye programlanmışız sadece. kürt kökenli kardeşlerime özellikle ayrılıkçı olanlara soruyorum. ayrı bir devlet olmak kimin amacına hizmet ediyor halkın mı? yetişmiş yeterince çalışanın yok, sanayi yok. bu durumda kaçakçılıkta olmayacak. kimden borç alacaksınız, karşılığında hangi fakirin topraklarını satacaksınız, filistin^'in mi? varsa biraz petrol var. birde vaadedilmiş topraklar. şunu kabul ediyoruz geçmişte otoreti abartanlar çok saçma uygulamalara gitmişler. bütün bunlar düzeltilemez değil. bölgenin fakir kalması sadece pkknın ve israilin işene geliyor. bunu kabullenebiliyor musunuz?

kaçımız yurtdışına çıkabildi? yabancılar ülkemizde cirit atarken, şirketler alıp satarken, finansbank gibi köylümüzün toprağını gaspederken, siz bir roma'yı, paris'i amsterdam'ı gördünüz mü? bütün bu şehirlerin uzaklığı edirne'yle kars arasındaki uzaklıktan daha az. nüfusumuz, gençlerimiz hepsi tam ama sorun nerde? acaba çok mu salağız. elbette değiliz, sadece tembel ve umursamaz olarak yetiştirildik. yinede buraya kadar okuyan insanlar olduğu için başarabiliriz.

devdıbını eklemek isteyen doslarım olursa ekleyebilir veya editleyebilirler.