beyler türbanlı ve evli bir kadınla sikiştim

geldim panpalar. keyifler nasıl lan? devam edeyim mi hikayeye?

önce mark abiden bi' şarkı açalım de mi panpalar?

http://fizy.com/#s/3p4vr9

her neyse binler nurilk denen kadın telefonda paslaşıyo nurcan ile. o işe devam etmek istiyorum falan diye. gel zaman git zaman küçük kaçamaklar yapıyo ve kocası işe gittiğinde işe kaçıyo geliyo falan. kocası bir kaç kez anlıyo, yakalıyo vs her neyse işte. sonra önüne geçemeyeceğini anlıyo. sonra ben kendi içimde takdir ederken kadının kararlılığını, başka şeyler çıkıyo ortaya...

bizim yarattığımız ambiyanstan mıdır, yoksa gerçek midir bilinmez, bi' süre sonra nurcan'a başka bir adamı sevdiğini söylüyo nurilk.

nurcan böyle bi' şeyi ona itiraf ederken şok olan karı sanki o değildi. bu kez şok olma sırası nurcanda tabii ama rol icabı. çünkü nurcan'a kalsa, nurilk bizi kıskandığı için, heyecan aradığı için böyle bi' şeyin içine giriyo. bana da öyle geliyo, yediğiniz kıytırık bir dürümün lezzeti ambiyansa göre değişir binler. belki de dünyanın en sıradan dürümünü yemişsinizdir ama o bulunduğunuz ambiyans, o duygudurumunuz o dürümü sizin için unutulmaz kılar vs. bu örnek ne alaka ben de anlamadım ama oldu bi' kere. her ne gibimde; sonuçta kadın böyle bir itirafta bulundu. işin kötü yanıysa şu; ben nurcan'dan hoşlanıyorum ve böyle ilişkiler içine giren insanlarla ilişkisini kesmesini istiyorum. örneğin sibel'le konuşmasına müsade etmiyorum. tuzla'ya ailesinin yanına gittiğinde sürekli direktifler veriyorum. çıkmayacaksın sibel'e, mecbur kalırsan bi' uğrarsın abinle konuşursun, çay kahve içersin, sibel'le yalnız kalmadan tekrar validenin yanına inersin gibilerinden.

@291 pardon panpa, kapatıyorum hemen konuyu. uyarı için teşekkürler :*

@294 aynen panpa, farkındayım ama olay o kadar uzun ki özeti bu kadar maalesef. ayrıca ilk başta böyle hikaye gibi anlatmayacaktım ama entry yazılınca hikayeye dönüştü birden. önünü alamadım. yazmıyorum, tamam.

her neyse panpalar, nurilk'in yediği naneleri neden kabullenemiyorum, ben de anlam veremedim. sonuçta konuşmasını istemediğim hatun nurcan ve iki çocuk annesi. insan işine geldiğinde birilerini pekala aklayabiliyo işte. her neyse panpalar. nurilk mevzularını falan kendi içimizde çözmeye çalıştık bi' şekilde. bu arada bahsettiğim kankam murat, birlikte olduğu kadınla kaçmaya hazırlanıyodu demiştim. validesi asla istemem falan diye tavır koymuştu, kız müslüman değil diye. murat bi' yandan o kadınla evlenmek istiyo, bi' yandan da ailesinin onayını alamıyodu. bizim binadaki daire ayarlanıyodu o iş için demiştim zaten. o sırada bi' şeyler oldu ve murat'ın validesi kızı kabul etti. kız kapanmıştı demiştim ya, o sebepten olsa gerek...

murat bizim daireden vazgeçti hâliyle. daire başkasına kiralandı falan herkes o sıralar mutlu mesut.

murat'in kardeşi o kadının valizini karıştırana kadar tabii...

bu arada murat'ın ilişkisi boyunca ben hep yanındaydım. kadın taksim'de ikamet ediyo. eşi garsondu. arabayla gidip alıyoduk, akşama kadar takılıyolardı. çoğu kez bizim boş dairede takılıyolardı. bazen de gezip tozuyoduk falan işte.

neyse; valizler karıştırılana kadar demiştim.

murat'ın kardeşi valizleri karıştırdığında görmemesi gereken şeyleri görmüştü.

aslında kadın, o valizde bulundurmaması gereken şeyleri bulunduruyodu ama oldu işte.

kadının yurt dışında iki tane oğlu vardı. o fotoğraflar onlara aitti. tabii ki ilk görüştü bu anlaşılamaz ve hatta bu inkar edilebilir bi' şey. kardeşlerim de diyebilirdi ama aile işkillendi bi' kere. tutturdular bekaret testi diye...

2000'li yıllarda yaşanmaması gereken şeylerdi tabii ki de.
bunu o kadına izah etmek de güçtü. e teste karşı çıkınca da aile anladı zaten kadının evlenmiş boşanmış olduğunu. istemiyoruz o kadını bu evde falan deyip kapı önüne koydular kadını. murat da peşinde tabii.

bana üst kattaki daireyi sordu. daire tutulmuştu, gidecek bir yer yok doğru düzgün. gitse de uzun süre kalamaz. tesadüftür ki aynı semtte oturan dedesi, memlekete gitmişti.
anlayacağınız şans biraz yaver gidiyodu. anahtarı da alt katta oturan kızına bırakmış dedesi, yani murat'ın halasına. anahtarı aldık, o daireye geçtik. dedesi nerden baksanız bi' 2-3 ay dönmez istanbul'a.

@310 damla market şifa mahallesi'nde panpa. nurcan'ın dükkanı maltepe'de, ikamet ettiği yerde yani.

daireye yerleştik. murat, murat'ın birlikte olduğu kadın, ben ve diğer kankamız takılıyoruz öyle. teras kat, balkonda tavla oynamalar, yemek yapmalar, kağıt oynamalar falan gayet güzel geçiyo zaman. validesi öğrendi tabii böyle bi' tak yediğimizi. bi' kaç kez evi bastı ama murat kaba kuvvet kullanmak zorunda kaldı. çok kötü günlerdi, çünkü bir insanın annesine kaba kuvvet kullanmak zorunda kalması hiç hoş bi' şey değil takdir edersiniz ki. murat o kadın için herkesi ve her şeyi karşısına almaya başlamıştı bile. ailesiyle düşman oldular resmen. murat evine gidemiyo, ailesi reddetti vs.

ailesi işin peşini bırakır sanıyoruz tabii ama nerdee... kadın göçmen ve türkiye'de kaçak durumda. sonradan öğrendik tabii. ailesi de öğrendi bunu. bi' yandan da iş kovalamak zorundayız. çünkü sonuçta o evin geçinmesi lazım. sürekli tavla ve kağıt oynayarak nereye kadar yaşayabilirdik ki. kaldığımız yerden devam ettik işlerimize. ama aklımız fikrimiz evde. çünkü murat'ın ailesi evi basıyo bazen. sürekli iletişim hâlindeyiz murat'ın eşiyle.

neyse, ben ailemin yanına geçtim. takılıyorum öyle evde. murat geldi. her hâlinden belli, kötü şeyler olmuş. resmen perişan. n'oldu lan diyorum, çok kötü şeyler oldu kanka dedi. ne oldu olm anlatsana diyorum. kanka 2 saat önce polis geldi hatunu aldı karakola zütürdü dedi. lan nasıl olur niye falan dedim. kaçaktı bu ya, valide ihbar etmiş polise, nezarete attılar ne tak yicem ben dedi. lan ne zaman oldu nasıl 2 saat oldu diyorum, algılayamıyorum olayı. çünkü hep bir arada olduğumuz adam, sanki yabancıymışız gibi olaydan iki saat sonra geliyo yanıma.

ulan dedim pekekent, 2 saat ne tak yedin? bilmiyorum kanka bakkala falan gittim diyo. lan gülsem mi ağlasam mı şaşırıyorum. herif şoka girmiş gibi adeta; bakkala gitmiş yoğurt falan istemiş panikten. babam da ayıptır söylemesi eli kolu uzun bir adamdır. devlet işi işte...
dedim gel buluruz kolayını. durumu izah ettik pedere, sağolsun fazla kurcalamadı. telefonu aldı eline...

muallak sözlüğe giriş yapamıyorum panpalar, hikaye de yarım kaldı. saldırı mı var nedir amk niye böyle oluyo lan?

neyse panpalar peder telefonu aldı eline; araması gereken yerleri aradı. en son eski iş arkadaşı çıktı yetkili. biz sevindik tabii, herifi tanıyoduk da negzel...