beyler türbanlı ve evli bir kadınla sikiştim

bahsettiğim gibi herifin iki küçük kızı var. biri ilk okula başlamak üzere. ana okulu terk dediğimiz türden yani. buz devri popüler o zamanlar. kızları oyalamak için buz devri dvd'sini takıyodu playera, onlar onu izlerken biz muhabbetimize bakıyoduk nurcan'la. anaokulu terk dönemdeki kız dvd'yi çalıştırmayı biliyodu. bu nurcan'ın kocası olacak pekekent ise, çoğu kez ferre filmi dvd'de unutup evden çıkan mallardan. nurcan kızları oyalamak için dvd'nin power tuşuna bastığında bir kaç kez karı iniltileri duymuştum telefonda. bi' de bu görüntüleri gören küçük kızları düşünün. babalarının hâli gerçekten de içler acısıydı. işte nurcan sırf bu yüzden bile kocasından nefret edebilirdi. tabii ki hiç bi' şey ihanete sebep değildir ama nefret etmek için yeterli bir sebepti bu.

o gerizekalı ikimizi yakalasa yorum bile yapmaz tv başına geçer falan demişti nurcan. kocası için tabii. abartma falan demiştim, bi' kaç kez böyle iddialaşmamız olmuştu. ispatlamak istedi. bi' gün akşam yemeğinde benden bahsedeceğini söyledi. ilk başta korktum tabii. lan kadının dayak falan yemesini de istemiyorum, bi' yandan ben de züte gelebilirim falan. olay aynen şöyle olmuş panpalarım

isim hayalidir, hatırltayım tekrardan

n: nurcan
l: levent

n: levent, ben bugün internetten x adlı biriyle tanıştım
l: ee
n: eeesi msn istedi falan verdim işte. çok iyi birisi
l: iyi
n: ne iyi?
l: nasıl yani ne iyi?
n: bu kadar mı yani?
l: ne bekliyodun

bakın binler tabii ki kelimelerin çok azı değişik olabilir ama konuşma genel olarak buna çok yakındı

işte nurcan'ın kocası olacak binin karısına yaklaşımı böyleydi.

ama aslı ve sibel'de durumlar böyle değil.

mesela ben aslı ile asla gece konuşmadım. konuşamazdım da.
kocası böyle şeylere taviz vermezdi.
aslı'yla sık sık buluşamadım da sürekli, çünkü kocası ilgiliydi.
aslı ve sibel'in yaptığı tatminsizlikten başka bi' şey değildi. hiç bi' anlaşılır tarafı yoktu. küçücük çocuğuyla tanışmıştım aslı'nın. diğer entrylerden birinde de söylemiştim zaten. çocuk beni çok sevmişti. söz vermiştim, ödevine yardım edecektim vs. çocuğun ödevlerini yapmıştım. düşünün artık gelinen noktayı.
hatta o aile apartmanında bi' daire boşalmıştı. benim o daireye taşınmamı istemişti. ama o zamanlar işler tıkırında olduğu için kopamıyodum avrupa yakası'ndan.

nurcan'un ise eşinden nefret etmek için yüzlerce sebebi vardı.

şimdi size aslı'nın nurcan ile olan ilişkimizi öğrenişini anlatıcam binin çocukları. bu da gerçek, inanmayacağınızı bile bile sevdiklerimin üzerine yemin ede ede anlatmaya başlıyorum.

sevgili panpalarım. nurcan'la 1 yılı aşkın bi' süre flört ettik, çakıştık, seviştik vs. bu süre zarfında nurcan ailesini de ziyarete gitmek durumunda tabii. gittiği zaman da tuzla'da kalıyodu zaten en az 1 gün. bunu da söylemiştim. benimle konuşmak için de sibel denen kevaşeye çıkıyodu mecburen. ama sonuçta orası bir aile apartmanıydı ve anne baba abi kardeş alayı o apartmandaydı. sadece bir dairede yabancı oturuyodu ve o yabancılar da taşınıp gitmişti bi' süre sonra.

dinleyen yok mu lan binler?

evet sevgili binler. aslı, beni nurcan kadar sevmese de; kocamdan boşanayım, seninle evlenelim demese de, sonuçta bir kadın ve bahsi geçen kadınlar takdir edersiniz ki saplantılı ve sapkın kişiler.

nurcan'la flört ettiğimizi sibel kevaşesi aracılığıyla öğrenmiş.
nurcan da sibel'e çok güvenirdi. tartıştılar hatta. sana da güvenemeyeceksem ben falan diye çıkışıyodu sibel'e ama güvenmeye çalıştığı kevaşe öz abisini aldatıyodu. bunların pgibolojisi falan bu durumda işte.

neyse binin evlatları sibel kevaşesi olayları aslı'ya anlatınca telefonum çaldı.

arayan aslı. ayrılalı epey olmuş, niye arıyo falan lan derken, dedim tamam öğrendi bu.

telefonda bir bağırış çağırışı var, anlatamam binler. resmen çığlık atar gibi bağırıyor bana. bir yandan da korkuyorum, apartman aile apartmanı, duyan biri olursa? işte o zaman hepten sıçıp sıvamış olucaz. ama aslı bu. ruh hastası, saplantılı bi' kadın. dinletemiyorum. ya bi' dinle diyorum yok. artık yorulmasını bekledim, boğazları o kadar yüklenmeyi ne kadar uzun süre kaldırabilir ki. sonunda düşmeye başladı sesi.

etmediği hakaret kalmadı manyağın

bütün sülalemi gibeceksin de mi
gelsene huur çocuğu gel annemle de tanış falan
inanılmaz çirkin kelamlar ki bu sözlükte bile dönmemiştir böylesi eminim.

sinirle ağzına geleni saydı. sonra kıvırmaya çalıştım bir bin gibi. çünkü aslı güzel kadındı. tekrar onunla yatmak epey zevkli olacaktı. seni kıskandırmak için yaptım falan gibilerinden abuk subuk bir açıklama yaptım. bu da yedi. ya da ben yediğini sandım...

neyse binler, nurcan'dan ayrılmam için baskı yapmaya başladı aslı.
bu arada nurcan'la da küstüler. nurcan öz abisinin evine giremiyo.
abisi kızıyo neden buraya geliyosun da benim evime uğramıyosun diyo
ne desin, bi' bin yüzünden karınla kavga ettik mi desin. bulmaya çalışıyodu bi' bahane ama kavgayı da uzun tutmak istemiyodu açıkçası. aslı nurcan'ı tuzla'da gördüğünde cinleniyodu resmen. dayağı yiyen, yüzü gözü şişen aslı'nın gözü kararmıştı iyice. yine o sık aramalar başladı. telefon meşgul olduğu anda akşama kadar başımı beynimi giberdi. nurcan'la mı konuşuyodun, o mu aradı, sen mi aradın, birbirinizi arzuluyosunuz de mi, seni kandırmaya çalışıyo de mi, yatacaksınız bi' daha de mi? vs vs vs böyle garip garip gibiyodu başımı.

sonra ben yavşaklık yapıp nurcan'dan ayrıldım. aslı'da işe yaramıştı seni kıskandırmak için taktiği. nurcan'da neden yaramasın ki? ;)

planım şuydu; nurcan zaten bana aşıktı. aslı da saplantılıydı. beni kaptırmış olmaktan dolayı beni istiyodu. ikisini de sırayla gibebilirdim. bu fırsatı kaçırmak istemedim. nasıl ki aslı'ya seni kıskandırmak için nurcan'la çıktım dediğimde işe yaradıysa, bi' dönem sonra nurcan'a da seni kıskandırmak için aslı'yla çıktım dediğimde işe yarayacaktı. çünkü inanmak isteyecekti bana. ;)

nurcan'ı bi' şekilde postalamıştım. daha önce de dediğim gibi, nurcan'dan epey hoşlanıyodum. diğerleri gibi değildi, aşığım falan sanıyodum resmen ama cinsel dürtüler de bastırılmıyodu ki. sonuçta onu kaybetmeyeceğimi bildiğimden dolayı aslı'yla tekrar flört etmeye başladık. elimden geldiğince çok buluşmak istiyodum aslı'yla. ne kadar gibersem kârdı benim için. çok da ateşliydi sevişirken ama misyoner pozisyon dışına çıkmışlığımız yok denecek kadar azdır. pozisyon fukarasıydı.
her neyse binin çocukları. dedim ya, cinsel dürtüler. bir de aslı soktu kafama şeytanları iyice. tüm sülalemi gibmek istiyosun de mi falan lafı aklıma kalmış olacak ki; acaba sibel'i de gibebilir miyim diye düşünmeye başlamıştım bile. bir kaç kez yavşamaya çalıştım ama olmadı. daha önce de demişitm, sibel benden hiç hoşlanmıyodu ve hiç sevmiyodu. hatta ayrılmamız için elinden geleni de yapıyodu kahpe.

@138 ilk entryde de söylemiştim panpa; evli olduğunu geç öğrenmiştim ve o dönemler yaş da küçük olduğu için hani, merak falan da girdi işin içine. bi de arzular tabii ki.

her neyse sevgili binler. aslı'yla takıldım bi' süre. sonra nurcan'ı özlemeye başladım. çünkü ne zeka olarak, ne de duygusal olarak asla doyuramıyodu beni aslı. gerizekalı gibi konuşuyodu sürekli. bir de balık burcu; sürekli sulu göz. her bi' gibimde ağlardı.

ben nurcan'a ulaşmanın yollarını aramaya başlamıştım. telefonunu değiştirmişti, msn açmıyodu, evini arayamıyodum, onu da değiştirmişti. belli ki benden kopmak istemiş epey. bu da beni hayal kırıklığına uğrattı ama ben bu mağlubiyeti kabul etmedim tabii ki. gözü hepten kararttım.

aslı'nın ödevini yaptığım çocuğunu kullanabilirdim bunun için.
sibel'le uğraşırdım ona ulaşmak için

ama hiç biri olmadı. aslı'nın düşük zekasından faydalanıp aldım numarayı ama inanın binler olayı net hatırlamıyorum bu konuda. ne söylemiştim, ne yapmıştım da aslı aracılığı ile nurcan'a ulaşmıştım, ne desem yalan olur.

nurcan çok soğuk konuşuyodu. kapatır mısın telefonu lütfen, rahatsız oluyorum gibilerinden şeyler söylüyodu. gerçekten de şaşırıyodum çünkü beni seviyodu deliler gibi.

epey uğraştım kendimi affettirmek için. bu arada aslı'ya da ayrılmamız gerektiğini söylemeliydim tabii. aslı saplantılı bir kadındı. ondan ayrılmak istediğimde, bilse ki yoluma gidicem, zerre gibine takmazdı, yol verirdi bana ama nurcan'a ulaşmanın yolunu bulmuştum ve onunla tekrar flört etmek gibi bir ihtimal doğmuştu. artık aslı'nın en son kabul edeceği şeylerden biriydi ondan ayrılmak istemek

nurcan biliyodu onunla hâlâ konuştuğumu. söyledim ya, aslı gibi gerizekalı değildi. anlıyodu bazı şeyleri. hadi arzularına yenik düştün yaptın bi' hata, bari doğru düzgün bi' şekilde düzelt bu işi, beni sevdiğini ispatla. aslı'ya ondan ayrılmak istediğini, beni sevdiğini söyle diyordu. aslı'ya ondan ayrılmak istediğimi söyleyebilirim tabii ki ama nurcan'ı sevdiğimi nasıl söyleyecektim? murat bininin gazıyla bir sabah söyledim binler.

yavşak nasıl gaz verdi bana gibtir et kanka sen de seviyosun nurcan'ı, boşver onu, hiç bi' tak olmaz, it ürür kervan yürür gibilerinden konuştu. hakikaten lan, niye kastık ki biz bu kadar dedim ve açıkladım her şeyi aslı'ya.

keşke yapmasaydım ama...

dediğim gibi bir sabah açıklamıştım ben bu mevzuuyu. o gün bizde kimse yok, murat bini evde. ben duşa falan giricem ve işimize gücümüze bakıcaz. önce merter'e bir kaç mağazaya, ardından da sefaköy'e uğramamız lazım. akşamında da kumkapı'ya gidip siparişleri alıcaz.

aslıya durumu zütüm yemediği için ve tahammül edemeyeceğim için e-mail ile açıkladım.

sonra ev telefonu çaldı. e-mail'i göndereli çok uzun süre olmadı, 5-10 belki de 15 dk. bu süre zarfında aslı'nın msn'e girmesi, e-posta kutusunda 1 mail olduğunu görmesi, o maili girip üşenmeden okuması ve bana dönmesi; çok düşük bir ihtimaldi...

ama her zaman küçük ihtimaller giblenmediği için büyük kazalar olur.

telefonun ucunda aslı vardı. ilk başta bağırıp çağıracağını düşünmüştüm ama son derece sakindi. normal bir kadından bahsediyo olsaydık dostlar; emin olun ben de olağan karşılardım bunu

ama ne yazık ki aslı'dan, saplantılı bir kadından bahsediyoruz.

panpalar gibleyen yoksa yazmayım lan boşuna. ben zaten biliyorum bu yazdıklarımı, dinleyecekseniz anlatayım amk.

@158 anlatıyorum panpa tamam.