1. 26.
    +1
    komunizme geçilmeli ve konuscak bi tak kalmamalı. keske anlayabilcek kafanız olsa bunu
    ccc devrim ccc
    ···
  2. 27.
    +1
    beşar esad devrilmemiş son diktatörlerden ama size şunu söyleyeyim ekim yada kasım da en geç gitmiş olur .. giderse ekime kadar , gitmezsee ... : )

    bazı muhalif arkadaşlar cari açığımızın arttığını falan söylüyor bu ,, ne zaman artmamış ki ?
    sıcak para olmasa türkiye krize gider diyenler var ,, sıcak para nın kaynağınında istikrar olduğunu söylemekten çekinmiyor bu arkadaşlar

    bu konuda @42 nin yorumları bekliyorum açıkçası ekonomiden bahsediyoz cari açıklardan ithalat dan ihracat dan bahsetmiyoruz ?
    ···
  3. 28.
    +1
    @13 @22 şkuladım panpalar
    ···
  4. 29.
    +1
    @86 ve @87 haklısınız panpalar
    ···
  5. 30.
    +1
    rotschild hanedanlığıyla konuştum haberler iyi
    ···
  6. 31.
    +1
    önlem almak sadece erteler. barajın duvarlarında bir çatlağa yama yaparak sadece zaman kazanırsın.

    var olan sistemin komple değiştirilmesi gerekli. yabancı sermayeye devredilmiş olan bakın satılmış demiyorum resmen devredilmiştir herşey geri kazanılmalıdır. bu süreçten sonra, devlet kontrolünde(bir baba yiğit var mıdır o zaman devletin başına geçebilecek olan?) dışarıya bağımsız yerli sermayeye devredilme süreci başlatılmalı ve özelleştirmelerin dünya kapitallerinden kurtulması sağlanmalıdır.

    Ulu önderin, göstermiş olduğu yolda ilerleyerek, teknolojisini kendi üreten, gıdasını kendi üreten kısacası kendine yetebilen bir devlet haline gelinmelidir. işte bunların hepsi içinse bir dünya savaşı daha lazımdır bizim milletimize. tüm bu süreç içinse 2-3 neslin yokluk ve cefalarla boğuşması kaçınılmazdır. unutmayın çilesiz kazanılan zafer ardından nice çileler getirir.

    edit: gerçi bizim gibko milletimiz yine yıkar orayıda
    ···
  7. 32.
    +1
    @1 bence avrupanın yarak kürek işlerini bırakıp artık orta doğu ve orta asya ile birlik olusturmalı reis:D
    ···
  8. 33.
    -1
    @14 panpa bi yolu bulunur nolcak amk yunanlıları giber atarız yine denize zorla bi şekilde almamız lazım
    ···
  9. 34.
    +1
    10 yılda türkiyenin pozisyon açığı 395 milyar dolar olmuş yani bu kadar borç yapılmış cari açık 80 milyar doları aşmış gitmiş kısacası aslında yunanistandan beter haldeyiz ancak güzel makyaj yapıyolar rakamlara
    ···
  10. 35.
    +1
    @53 seni gördügüm yerde şukulamak istiyorum
    @54 farklı bir yaklaşım
    ···
  11. 36.
    0
    sıcak para dediğimiz en çok turizm ile gelmekte. esad ı bi kenara bırakmak lazım bize ne gibi faydaları olacağını tartışmak zor geleceği de kestirmemiz gerekir yani olacakları tahmin edip olacaklara göre sonuçları tahmin etmek zor..

    cari açığı anlat panpa bize
    ···
  12. 37.
    0
    aha herkes kemal derviş olmuş anasını gibeyim. oturun amk vizeniz mi ygs niz mi ne takunuz varsa ona çalışın. dexter sanki size soruyor ülkenin ekonomisini yannan kafalılar.
    ···
  13. 38.
    0
    @ 24 ithalat sıfır olur mu yarrağm zütündeki donun lastiği bile çin malı ilaçlar var bide almayalım ölelim amk
    ···
  14. 39.
    0
    @51 bence sen çok haklısın . ama belirli başlı problemleride beraberinde getiriyor .
    (bkz: adamların petrol yahut dogalgazdan kazandıkları büyük gelirleri paylaşma gibi bir istekleri yok. buda en büyük krizdir bence . kısacası adamlar cimri
    ···
  15. 40.
    0
    @59 hahhaa

    @58 panpa ben simdi bunu yazmaya başlasam inan bana biterim ben
    ···
  16. 41.
    0
    @58 panpa şu yazıyı bir okur musun zamanın varsa

    Cari açık nedir ve nasıl kapanır?
    Cari açık bir ülkenin ürettiğinden fazla harcaması anldıbına gelir. Ürettiğinizden fazla yaptığınız bu harcamayı diğer ülkelerden borçlanarak karşılarsınız.
    Gelelim ürettiğinizden fazla harcadığınız paranın niteliğine... Bu harcama, tüketim için de yapılabilir, yatırım için de. Eğer ürettiğinizden fazla harcamayı kazançlı yatırımlar için yapıyorsanız, borçlarınızı ödersiniz. Yok eğer bu harcamayı ancak uzun sürede geri dönüşü olabilen kamu yatırımlarında ya da bütçe açığını kapatmada kullanıyorsanız, dışarıdan bunun için borçlanıyorsanız, işte o zaman cari açık mutlaka sorun olur. Çünkü politikacı ve bürokratlar bu açığı iyi yönetmez.
    Gelelim Türkiye'nin cari açığına... Türkiye'nin bu yılın ilk dört aylık 29.6 milyar dolar tutan cari açığı, kamu harcamalarının finanse edilmesi sonucunda ortaya çıkmadı. Devlet bütçesi son beş ayda açık vermiyor ki, dışarıdan borçlanmalar bunun için kullanılsın. Üstelik devletin kısa vadeli dış borcu da oldukça düşük, 4.3 milyar dolar seviyesinde bulunuyor. Bu borcu devlet hiç zorlanmadan ödeyebilir.
    Peki cari açık yok mu? Var. O halde bu cari açık kamunun değilse kimin cari açığı? Özel sektörün cari açığı... Yani Türkiye'nin cari açığı, bizim özel sektörün ürettiğinden fazla harcamasından kaynaklanıyor. Özel sektör, siyasiler ve bürokratlar gibi değildir...
    Özel sektör, yatırımını, tüketimini iyi yönetecek beceriye sahiptir. Çünkü daha verimli çalışır ve tüm sorumluluğun kendi üzerinde olduğunu bildiği için de parasına şahin kesilir ve işinde iyi bir izleme yapar. Dolayısıyla özel sektörün hesapsız bir borçlanmaya girmeyeceği varsayılır. Nitekim öyle oluyor ve özel sektörün borcunun bir kısmı, yurtdışında kendisine ait paraların kendi şirketine borç verilmesi yöntemiyle oluşturuluyor. Daha az vergi ödemek için bu yol tercih ediliyor. Borcun diğer kısmı ise dünyada para hâlâ ucuz olduğu için alınıyor. Bu gerçeği bilince de, özel sektöre ait olan cari açığın pek büyük bir risk olmayacağı düşünülüyor.
    Gelelim cari açığın nasıl kapatılacağına... Cari açığın diğer bir tarifi de tasarruf - yatırım farkı olmasıdır. iç tasarruflar arttığı takdirde, dışarıdan yatırım için borçlanmaya gerek olmaz. Bu nedenle de tüketimi kısmak için faizlerin artırılması düşünülür. Oysa faizlerle tasarruflar arasındaki ilişki sanıldığı gibi kuvvetli değildir. Çünkü insanlar sürekli gelirlerine göre harcama yapar, ancak düzensiz gelirlerini tasarruf ederler. Bu nedenle faiz artışı yapmak, tasarrufu artırmak yerine, Türkiye'ye mevcut küresel ortamda daha fazla sıcak para girmesine neden olabilir.
    Kaldı ki tasarrufları artırmanın cari açığı kapatacağı söylemi de pek doğru değildir. Çünkü Japonya'da tasarrufların milli gelire oranı yüzde 0.5 hatta 2011'de 1.3 oranında eksiye gideceği tahmin ediliyor. Çünkü yaşlanan nüfus birikimlerinden harcıyor. Oysa Japonya 177 milyar dolar cari işlemler fazlası veriyor. Demek ki cari açık tasarrufla pek ilgili değil.
    Keza Almanya'da da tasarrufların milli gelire oranı yüzde 11.3. Yani Türkiye'nin tasarruf oranı olan yüzde 13.4'ten geride. Buna karşın Almanya 189 milyar dolar cari işlemler fazlası veriyor. Anlayacağınız "Faizi artırıp tüketimi azaltırım ve tasarrufu çoğaltırım. Böylece cari açığı kapatırım" hesabıyla davranmak, ekonomiyi yanlışa zütürür.
    O halde ne yapmalı? Cari açığı kapatmak için ithal malların pahalı hale gelmesi, ülke içinde dış ticarete konu mal ve hizmet üretiminin çoğalması ve ihracatın rekabet gücü kazanması şart. işte bunun için Türk parasının aşırı değeri alınmalı.
    Halen Türk parası, tüketici fiyatları temel alındığında yüzde 17 aşırı değerli. Dolayısıyla Türk parasının fiyatı, temel para birimi dolar karşısında bir lira 60 kuruşun altına gerilememeli. işte bu nedenle, faiz lobisinin ısrar ettiği faiz artırımından kesinlikle uzak durmak gerekiyor. Sıcak paracılar için Türkiye'nin cazibesini azaltmakta, hatta Türkiye'den sıcak paranın çıkışına destek vermekte büyük fayda var

    sabah gazetesi : süleyman yaşar alıntılıdır
    Tümünü Göster
    ···
  17. 42.
    0
    @64 aynen öyle panpa
    ···
  18. 43.
    0
    ···
  19. 44.
    0
    ···
  20. 45.
    0
    @84 mesela verdiğim cari açık örneğine güzel bir numune @75 de geçen
    ···