Konusmalarımıza devam ettiğimiz sırada süleyman;
-bymuhendisss biz kalkalım sonucta aksam ekibi topluyoruz demişti.
Tamamdır demiştim.
Bizim ekip sonucta hazırdı...
Eski kadro'nun aynısıydı...
Birden ebrar atlayarak;
-Bizde geliyoruz o zaman demişti...
Biraz garipsemiştim...
Aslında hareketleri davranıslarıda eskisi gibiydi.
Hemen bizde kalkalım demiştik.
Ebrar;
-Biraz daha oturun desede önemsememiştim.
Hemen kalkmıstık ardından ebrar;
-Aksam görüşücez zaten demişti.
Hemen mustafa'yla sahile geçmiş banklardan birinde oturup sohbet ediyorduk.
Ardından narna'dan mesaj gelmişti;
-Nasılsın diye...
Hemen ona;
-iyiyim sen nasılsın demiştim.
Bana ;
-Neden bu kadar soguksun yazmıstı.
Biraz gülümsemiştim.
Ardından sahile bakıp içimden onu ne kadar özlediğimi düşünüyordum.
Hemen mesajına cevap vermek istemiştim;
-Sana öyle geliyordur diyip gülücük atmıstım.
Hemen ardındansa;
-Napıyorsun demiştim.
Bir süre cevap gelmemişti ardından bir resim yollamıstı...
Güzelce bir pasta hazırlanmıs kuzeninin dogum gününü kutluyorlardı...
Hemen ardından gülücük atıp;
-Ne güzel demiştim.
Daha sonra özlemle;
-O gülüşünü özledim demiştim.
Tekrar utanmıs olmalı ki bir süre mesaj atmadıktan sonra bana;
-Böyle şeyler söyleme demişti.
Merakla;
-Neden demiştim.
Tatlı bir şekilde;
-Ne yazıcagımı bilemiyorum diyordu.
iyice gülmeye baslamıstım.
Mustafa'da yanımda bana garip garip bakıyordu.
Hemen toparlanıp mustafa'ya;
-Abi bizim cocuklara haber verde aksam için hazırlansınlar demiştim.
Tamam demiş biraz daha garipçe bakıp telefonunu cıkarıp bizimkilere mesaj atıyordu.
Ardından narna'ya;
-Özür dilerim ama benim için değerli oldugunu nasıl gösterebilirim ki demiştim.
O da bir süre sonra;
-Göstermeye calısmana gerek yok demişti.
Biraz daha mesajlasıp konuyu kapamıstık.
Daha sonra mustafa'yla bize geçmiştik.
Biraz sohbet edip aksam olmasını bekliyorduk.
Aksam oldugunda yemeklerimizi yiyip kıyafetlerimizi cantaya atıp
yola cıkmıstık.
Önce bizim takımla bulusmustuk...
Daha sonra saha'ya geçmiştik...
Süleymanlarla da konustuktan sonra üzerimizi değişmek için odalara
geçmiştik...
Ardındanda üstümüzü değişip sahaya geçtiğimizde...
Ebrar ve buse eski yerlerinde oturuyorlardı.
Çağla ve gizemde gelmişti onlarsa ebrarların biraz üstünde oturuyorlardı.
Çağla'yı mutlu görmüştüm...
Gülümseyip gizemle bir şeyler konusuyorlardı.
Ardından süleymanla konusup oyuna baslayalım demiştik ki...
Bir şey farketmiştim...

Sabah oldugunda annem güzel bir kahvaltı hazırlamıs beni çağırıyordu.
Hemen elimi yüzümü yıkayıp masaya oturmus babamla muhabbet ediyordum.
Babamsa belli başlı öğütler veriyordu.
Hepsini dinleyip kendime ders çıkarmaya calısıyordum...
Annemse benimle cok ilgileniyordu anneme;
-Benide iyice misafir ettiniz artık demiştim.
Gülüşüp biraz daha sohbet etmiştim.
Ardından odama geçip kitaplarımla ilgileniyordum.
Kardeşim için aldıgım kitapları da onu yanıma cagırarak vermiştim.
Daha sonra mustafa beni aramıstı;
-Kalk denize gidiyoruz demişti.
Mustafa'ya ;
-Bugunlük bir şey yapmasak mı yaaa kendimi pek iyi hissetmiyorum demiştim.
Mustafa'ysa kararlı bir ses tonuyla;
-Olmaz 1 hafta sonra gidiyon zaten demişti.
Gülüp;
-Peki demiştim.
Hemen kıyafetleri hazırlayıp mustafa'yla bulusmustum.
Gizem ve çağla'yı da çağırmıstı.
Oldukca rahatsız olmustum bu durumdan...
Ada'ya gittiğimizde oldukca kalabalıktı.
Aslında biraz korkuyordum...
Oslo'ya geri döndüğümde sıcaktan dondurucu soguga geçip hasta olabilirdim...
Daha sonra bu düşünceleri geride bırakarak güzel bir şezlong seçmiştik.
Gizem yeşil uzun bi hırka giyinmişti ama oldukca inceydi.
Çağla'ysa daha hanımcık bir şeyler giyinmişti.
Üzeri güllerle kaplı bir gömlek altınada pantolon giymişti...
Hemen ardından güzel bir yere geçmiştik mustafa birden;
-Eskisi gibi diyip gülmeye baslamıstı...
Hemen üzerimizi çıkararak suya girmek istemiştik...
Bense dalgın bir şekilde çağla'ya bakıyordum...
Gerçekten de melise benziyordu fakat çağla daha hanımefendi'ydi.
Nerde ne zaman konusacagını biliyordu.
Nasıl davrancagını biliyordu...
Daha sonra gizem yeşil bir bikini giymişti.
Çağla'ysa geçen seferki gibi güzel görünüyordu.
Beyaz bir bikini giymişti.
Bizimkiler suya girip girmeme konusunda oldukca tedirginlerdi.
Çok soguk oldugunuda söylüyorlardı.
Fakat ben soguk oldugunu düşünmüyordum.
Sanırım soguga biraz alısmıstım...
Hemen suya atlayarak baya bi açılmıstım...
Arkamı döndüğümdeyse çağla oldukca komik duruyordu.
Gizem ona su sıcratıyor oysa kaçmaya calısıyordu.
En son o da suya girmişti.
Mustafa yüzmeyi tam bilmediğinden fazla açılmak istemiyordu.
Bende ayıp olmaması adına yanlarına geçmiştim.
Biraz sohbetten sonra hafifçe geriye acılmıstım ki...
Çağla dalgadan dolayı yüzüne su carpmıs nefes nefese toparlanmaya calısıyordu...
Hemen yanına geçip iyimisin demiştim...
Gözlerime bakıp basını sallamıstı.
Ardındansa biraz daha oyalanıp sudan cıkmıstık...
Hemen güneşlenmek istemiştim...
Sonucta oslo'ya döndüğümde esmer tenim garip bir şekilde hafif beyaza bürünüyordu...
Biraz dinlenmek istediğimde suratımın pespembe oldugunu görmüştüm.
Çağla'ysa bana bakmadan gülüyordu.
Belliydi bana güldüğü...
Hemen telefonun kamerasından baktıgımda oldukca fazla yandıgımı görmüştüm.
Ardından tekrar denize girip oyalanmıstık aksama kadar...
Aksam eve dönüceğimiz sırada çağla'nın yanakları oldukca kızarmıstı güneşten...
Oldukca hoş duruyordu...
Sadece gülüp geçiştirmiştim...
Ardından selamlasıp dagılmıstık.
Eve geldiğimde o kadar fazla yanmıstım ki her tarafım acıyordu...
Hemen soguk bir duş almıstım...
Yorgunlukla birlikte uyuya kalmıstım...
Sabah oldugunda telefonumun caldıgını farketmiştim ve telefona uzandıgımda...

Ardındansa gizem bir anda bana bakarak;
-bymuhendisss özlemicek misin bizi? diyerek şaşkınca bakıyordu...
Kafe'deki müziğinde etkisiyle gizem'e;
-Zaten bir şekilde görüşüyoruz demiştim.
O sırada gizemin iyice bozuldugunu farketmiştim.
Çağla'ya baktıgımdaysa şık bir kıyafet giyinmişti...
Altındaysa siyah bir pantolon vardı...
Gizem'e baktıgımdaysa kırmızı bir gömlek altına beyaz bir pantolon giymişti...
Kolundaki saatte oldukca yakısmıstı ince bileğine...
Ardından mustafa'ya;
-Nolucak bizim bu halimiz yaaa? demiştim.
Mustafa da bana;
-Hangi halimiz abi? demişti.
Birazda kurnazlık yapıp çağla ve gizemin tepkilerini merak ediyordum...
Hemen mustafa'ya kararlı bir şekilde;
-Hadi sen iyisin gizem gibi birini buldun. Demiş yutkunduktan sonrada sözlerime şunları eklemiştim;
-Bi bize vurmadı gizem gibi bir piyango demiş gülümsemiştim...
Mustafa gülüyordu gizem'de aynı sekilde gülmemeye calısıyor fakat tebessümü belli oluyordu.
Çağla'ysa o gözlerini kocaman bir şekilde açmıs dalgın dalgın gizeme bakıyordu...
Hemen ardındansa gözleri içeceğine dönmüştü.
Ardından içeceğinden bir yudum alıp bana dönerek bir şey söylemek üzereydi...
Fakat daha sonra önüne dönüp bir şey söylememişti.
Bende oldukca cekinmiştim bu davranısından...
Sanırım korkmustum söyleyebileceği sözlerden...
Daha sonra gizem bana;
-Piyango vurmasına gerek yok bymuhendisss. Demişti ardındanda;
-Sabırla etrafına baksan piyangonun ne demek oldugunu anlarsın demişti.
Gülüşmüştük gizemle hemen basımı sallamıstım tesekkür edercesine...
Ardındansa bir anda çağla;
-O sabırdan anlasaydı kaybettiklerinin değerini anlardı demişti.
Herkes bir sessizliğe bürünmüştü...
Ardından gizeme çağla'yı kastederek;
-Gizem mustafa arkandan bir şey cevirse yani sana söylemeden bir şeyler
yapsa ve bu büyük bir şey olsa napardın? demiştim.
Gizem mustafa'ya bakarak;
-Düşünemiyorum bile demişti.
O anki heyecanla çağla'ya dönerek;
-işte bu demiştim.
Çağla'ysa bana kızgın gözlerle bakıyordu.
Hemen çağla'ya;
-Bana anlatabilirdin demiştim dalgın dalgın gözlerine bakarak...
Çağla'ysa geçen gece dediklerini tekrar edercesine bana;
-Sakinleşseydin anlatabilirdim demişti.
Hemen sinirlenip önüme dönmüş içeceğimi yudumluyordum...
Gizem bir anda;
-Tamam sinirlenmeyelim diyip gülmüştü...
Mustafa ardından bana;
-Narna napıyor konustunuz mu? demişti...