Hadi pnp bekliyoruz

Hemen okul için yurttan cıkmıstık...
Sokaga cıktıgımızda bir çok kişi sokaklarda bir tarafa dogru gidiyordu.
Bizimkilere dönüp;
-Adres sormaya gerek yok ya şurdan bi grubun peşine takılalım demiştim titreyerek...
Biraz gülüşmüş öyle yapmıstık.
Okula yaklastıgımızda okulun baya güzel oldugunu farketmiştim.
Kocaman bir bahçesi vardı.
Cevresindeki binalarla aralarında baya yer vardı.
Öncelikle etrafa bakınıyorduk masum masum...
Daha sonra rıfat;
-Hadi abi geçelim birine derdimizi anlatalım sınıf falan ayarlasınlar demişti.
Hemen müdür bulmustuk beyaz saçlı şişman biriydi.
Çok soguk duruyordu belki havadanda böyle olabilirdi diye düşünmüştüm kendi kendime içimden gülerekde...
Hemen derdimizi anlatıp beklememizi söylemişti.
Sanırım törenleri vardı diye düşünürken ali;
-Müdür konusma yapıcakmıs yeni yılınız hayırlı olsun diye demişti.
Rıfatsa;
-Olum bunlar da yok mu marş falan biz her sabah marşımızı okuyoruz demişti.
Bense saskın saskın bakıyor içimde ki korkuyla karısık heyecanla bekliyordum.
Biraz daha zaman geçtikten sonra müdür gelmiş bizi sınıflara yerleştiriceğini söylemişti.
Önce baya bi üzülmüştük ayrı sınıflara düşüceğimizi düşünüp...
Hemen ardından ingilizce-4 diye bir sınıfa girmiştik.
Müdür bizi tanıtmıstı...
Bense gözümle sınıfı kesiyor herkese tek tek bakmaya calısıyordum.
Sınıftaki erkekler baya sert bakıyorlardı.
Aslında biraz ürkmüştüm sonucta burda kavga cıksa ne yapabilirdim ki...
Daha sonra ortalarda bir sıra'ya geçmiştik.
Rıfat yanıma oturmustu.
Aliyse hemen arkamızda bir kızın yanında oturmusdu...
Rıfatsa komik bir şekilde sınıfı süzüyordu ki...
Sınıfa biri geldi...

Rez panpa seri bekliyoruz

Ve ebrar agwjsjei

Rez pnp devam

Baya sardi devam panpa

Sanırım öğretmenmiş...
Herkes dogrulmustu ki rıfat ayaga kalkmıstı.
Sonucta bizim adetimiz buydu hoca gelir ayaga kalkardık.
Herkes biraz gülmüştü bizse neye güldüklerini anlamadan anlamsız anlamsız
bakıyorduk...
Sonra hoca bize hoşgeldiniz diyip bozuk ingilizcesiyle durumu anlatmıstı.
Buralarda ayaga kalkılmıyormus falan...
Dersimiz tarihti...
Önümüzde ki kitaplarda garip garip isimler yazıyordu.
Rıfata sessiz ve saskın bir şekilde;
-Bunlar kim olum ragnar magnar yazıyor anglia ney lan demiştim.
Rıfatsa gülüp sessizce;
-Kanka kralları baksana demişti.
Sonra rıfata;
-Acaba sorsak mı ya osmanlıyı bunlarda duymusmu diye derken...
Hoca beni işaret ederek bizimlede paylasırmısınız? demişti.
Ben mi diye tekrar sormustum...
Hoca kadındı...
Sarı saclı bizim hocalar gibi yaslı değil tam aksine cok gençti.
Hemen gülerek ;
-Evet sen demişti.
Akıcı ama yavas ingilizcemle;
-Tarihiniz hakkında konusuyorduk. Demiştim.
Hoca da basını salladıktan sonra;
-Sizin tarihiniz hakkındada konusalım o zaman demişti.
Sanırım biraz sinirlenmişti sınıftakilerin bazılarıda ona eşlik edip
gülüyordu.
Sinirlenmiştim sonucta...
Hemen ardından kararlı bir ses tonuyla;
-Bizim tarihimiz çok köklüdür hala daha izlerini yasarız. diyerek sözlerime;
-Vikingler gibi istilacı barbar bir topluluk değildik sonucta demiştim.
Hoca biraz daha sinirlenmiş gibiydi rıfat bana sessizce;
-Olum dalga geçmesene adamların atasıyla demişti.
Hoca bozulmus oturabilirsin demişti.
Daha sonra bir şeyler anlatırken sınıftakileri gözlerimle süzüp
profillerini aklıma kaydetmek istiyordum ki...
Arka tarafta...

Rez pnp devam

Off be çok fena lan

Rezzzzzzzzzzzzz

Rez panpa hadi

Sardı krdş

Arka tarafta bir grup vardı hepside çekik gözlüydü...
Biraz sasırmıstım bizim okullarımız bu kadar karma değildi sonucta...
Sonra önüme dönerek hoca'yı dinleyip notlar cıkarıyordum...
Hoca'ysa arada beni keserek notlarıma bakıyordu...
Notlarımıysa türkçe olarak geçiyordum kagıda...
Hoca yanıma gelerek ;
-Artık geldiğin dille iliskini kes demişti.
Sasırarak;
-Niye diyebilmiştim içten bir şekilde...
O mavi gözleriyle gülüp;
-Senin için en iyisi bu demişti.
Kendimi biraz dışlanmıs hissetmiştim.
Hocanın adı hella gibi bir şeydi...
Birde bunların isimlerini ezberliyicektik...
Ders 2 saat sürüp bitmişti.
Hemen ardındansa matematik hocaları Herold diye yaslı bir profesor
gelmişti.
O an gine kötü bir şeyler bekliyordum hatta rıfat'a;
-Rıfat bunların matematiğide bizimkinden farklı olmasın diyebilmiştim.
Rıfatta gözlüğünü düzeltip;
-Yok be abi demişti.
Hoca herkese selam verip ders anlatmaya baslamıstı.
Bizim türkçe'deki polinomları anlatıyor herkese anlamamıs sekilde bakıyordu.
Hocaysa tahta'ya keklik gibi sorular yazıyordu.
Bir an acaba bizi mi kekliyor bunlar sınıfca? demiştim.
Sonra anlamıstım bir şey yapamadıklarını...
Hoca'yla baya kanım kaynamıstı...
Dıstan sert görünsede içerden baba yiğit birine benziyordu.
Konusmaları cok sıcakkanlıydı.
Matematik derside bitti mi 5.dersi bekliyorduk ki herkes dısarı cıkmıstı.
Ali'yse bize dönüp;
-Beyler bugünlük bu kadarmıs galiba demişti.
Rıfat;
-Hadi ya demişti.
Sınıftan biri kalkmamıstı kızıl saçlı beyaz tenli güzel bir kız...
Hemen ona ;
-Pardon bir şey sorabilirmiyim? demiştim.
Şaşkınca hemen geri çekilmişti o mavi gözleriyle...
Dilleri yüzünden olmalı ki kalınca bir sesle;
-Efendim demişti.
Hemen;
-Daha fazla ders yok mu? demiştim.
Bugünlük bittiğini acıklamıstı bana...
Hemen ardından rıfat;
-Yurda geçiyoruz dimi? demişti.
Bense hemen atılarak;
-Ya bi bakalım civarda neler var kitap falan alırız belki demiştim.
Ali'de rıfat'a;
-Hadi ya gel gezeriz hem demişti.
Hemen bugünkü tarihçiyle dalga geçerek giderken güzel bir yer bulmustuk.
Kitapçı gibiydi...
Aslında türkiye'de de vardı ama ufak tefek burdaysa her yerde bu tarz
yerler vardı...
Dışı ahşap çok güzel duruyordu.
içeri girdiğimizdeyse içerisi baya güzel kokuyordu.
Hemen kitaplara bakıyor etrafı inceliyorduk.

Ayraç #40 Panpa Seri Yaz Bi zahmet

Ebrar gibi sevgilim olsun çoktan gibmistim pampa

Rezzerre

Rez devam pnp

Rez panpa

Oldukça hoş kitaplar vardı.
Türk edebiyatı bile vardı içlerinde...
Yaslı beyaz saçlı gözlüklü bir adam ilgileniyordu orayla...
Rıfat ve ali adamın yanına oturmus hoş sohbetinden faydalanıyordu.
Arkamı dönüp baktıgımda sasırmıstım...
Burdakilerin hepsi ilkokuldan beri köklü bir ingilizce ve norveççe dersi
alıyordu.
Yaşlısından küçücük gencine kadar herkesle anlasıyorduk...
Hafifçe gülümseyerek önüme dönüp kitaplarla ilgileniyordum.
Daha sonra birkaç fransızca kitabı alıp hesabı ödemek istediğimde
kitapların devlet desteğiyle cok ucuza satıldıgını öğrenmiştim.
Baya iyiydi...
Ordaki yaslı adama;
-Kafamda daha bir sürü kitap var yavas yavas onlarıda alıcam diyerek...
Görüşüp cıkmıstık kitapcıdan ali'ye;
-Gel bi güzel cafe bulup geçelim demiştim.
Hemen gözüme güzel duran bir yere geçmiştik.
Cafe oldukca güzeldi...
içini dışını her şeyini süper yapmıslardı.
Lüks bir yere benziyordu ama her şey ucuzdu.
Açıkcası buradaki heryer lüks bir yere benziyordu.
Daha sonra oturup kahvelerimiz söyledikten sonra şaşkınlıkla önüme baktıgımda...
Cafenin ortasına bir sandalye konmus tarih hocası elinde gitarıyla norveççe
bir şeyler calıyordu...
Hepimiz ağzımızı acmıs onu dinliyorduk.
Hoca bizi farketmiş göz kırpmıstı.
Bizlerse gülümsemiştik.
Rıfat bana dönüp;
-Şu işe bak be demişti.
Ali'yse;
-Kardeşim şok oldum suan demişti.
Bense hala sahneyi seyrediyor insanların nasıl eğlendiğine bakıyordum.
Herkes sanki birbirini tanıyor gibi davranıyordu ama yabancılara karşı
soguk olduklarını anlamıstım...

ayraç 40 4. Rezimi alıyorum seri pampa